Lig Tv Futbol Oligarşisi, ligi 33. maça kadar taşımak için mahkemelik olduklarından bin beter bir tezgahın içindedir. 3 haftadır, Fenerbahçe'nin koluna serum bağladılar. Canlarına can katıyorlar, lig tarihimizin gelmiş geçmiş en pislik bir o kadar da büyük futbolcuları Emre ile Şebeke'nin vesikalı, damgalı eşşek takımını uçurumların dibinde tutmayı başarıyorlar.
Geçen hafta, ligin dibindeki takımı zor geçerken, üstüne peş peşe hakem yardımlarıyla gelen 3 er puanlardan sonra en korktuğum şey bizim başımıza geldi. Hakemi geçmeden bundan sonra kolay kolay maç kazanamayız. Ve maç öncesi endişelerim, maçta birer birer yaşandı. Dalavereye tekrar döneceğiz, biz şimdi işimize bakalım.
Dünkü Fener maçını, seyircisini, futbolcuların maça konsantresini görüp, bizim maça döndüğümde sanki 6 puan farklı takım onlarmış gibi geldi. Ligin en kötü zemininde bu kadar büyük futbolcuları oynatmaya mecbur bırakanlar başımıza iş açmazlar umarım. Takım ısınmaya çıkmış, yedek futbolcularımız çalışacaklarına şebeklik yapıyorlardı. Sabri, Emre'nin kulağına fiske vuruyor,bir birlerine sarılmalar, şakalaşmalar, sanırsın ki GS televizyonuna görsel şov hazırlıyorlar.Bu arada, ikinci yarıda tarihe geçecek olan büyük Galatasaray taraftarı metroda maça yetişmeye çalışıyordu. Hep söylemişimdir, maç 90 dakika değildir. Takım ısınmak için sahaya çıktığında taraftar da tribünde olması lazım.
Selçuk, Hamit, Drogba,Sneijder, Burak forveti bana göre Galatasaray tarihinin gelmiş geçmiş en büyük forvetidir. Ve bu forvet bu kötü zeminde, henüz tribünleri doldurmamış taraftarının önünde, talimatlarını harfiyen yerine getiren hakemin düdüğüyle maça başladı. Karşımızda 2 golden fazla yemeyen, anti futbol oynama ustası takım ve onun ünlü hocası Hektör vardı. Takım büyüdü büyümesine de, oyun olarak ne kadar büyük, test etmemiz için bir felakete ihtiyacımız varmış demek. Drogba en önde 3 kişinin kontrolünde, Burak sağda, sol taraf futbol tanrılarına emanet. Grande'nin kimi futbolculara acıması mı desek, adrenalin bağımlılığına mı saysak, Amrabat ve hiç oynamamış Hakan Balta'nın aynı kanatta kritik, diken üstünde bir maçta sahaya sürülmesini yazmak, eleştirmek istiyorum ama bu maçtan sonra bana yakışmaz.
Hatta Galatasaray kalecisine bile saydırmayacağım. Bir musibet, bin nasihatten daha iyi demiş atalar. 1.5 senedir yırtınıyordum, Muslera'nın hocasının Taffarel olduğuna inanamıyorum dedim, büyük takım kalecisi degaj yapmaz dedim, Taffarel yaptırmaz dedim , dedikçe yaptı. Sonunda komedi golü yedirip, video seyretme rekoru kırdırdı. Umarım aklı başına gelmiştir.
Kaleye top gelmeden 2-0 geriye düştük. net konuşuyorum tüm zamanların en adi hakemini seyrettim. Yalancı, taraflı medyanın söyleyecekleri umurumda bile değil, şebek Markus muhtemelen hakemin verdiği her kararı doğru bulacaktır. Kanaldan Erman Toroğlu'nu boşuna kovmadılar. Biz taraf olduğumuzdan kaldıramıyoruz dümeni. Ne var ki Karamehmet'in oğlu olsam ben de aynı şeyi yapardım. Ufak bir Güney Amerika muz cumhuriyeti merkez bankası parası ödediğim futbolu sadece Galatasaray taraftarının izlemesine müsade etmezdim. Galatasaray lehine tek puan aldıran hakemin hayatını söndürürdüm. Arkadan gelen kirli takımların devre dışı kalmasını futboldur diye geçiştirmezdim. Kızmaca darılmaca yok, olması gereken oluyor. Bizim bütün bu olanları bile bile şer cephesine kızmaya hakkımız yok. Bizim kızacağımız tek merci Fatih Terim'in liderliğini yaptığı Galatasaray Genel Kurmayıdır. Geçen sene bin türlü dümenle ligi son maçın son saniyesine kadar taşıdılar. Geldi geçti, ders almadık mı? Ligi koparmayacaklar, peki nasıl olacak bu iş?
Geriden gelenlerin kazaya kurban gitmesi engellenecek, Galatasaray'ın tekerine çomak sokulacak.
Ligin son düzlüğü daha beter geçecek. Galatasaray her maçta, bu gece olduğu gibi hakemi de yenecek. Şimdi önümüzde Şebeke için çok zor karar vereceği, çözemeyeceği büyük bir problem maçı var. En az ikisinden bir çöpe gidecek, berabere kalırlarsa ikisi el ele intihar edecekler. Beşiktaş Şebeke'nin üvey evladı, kaskosu, abi olmazsa kardeşi, takip etme geleneği yok. Etse bile para etmiyor, Beşiktaş'ın Şampiyonluğu, Bursa'nın şampiyonluğundan daha fazla önemli değil. Bu yüzden ne yapıp yapıp Fener'i İnönü'den alacaklar.
Bu maçın hikayesini sakinleşince yazacağım. Galatasaray hocası ve yönetimiyle aynı fikirdeyim. Kaç kere neler yazıp vaz geçtim. Fakat şunu yazabilirim, Fener maçını geçtiğimizde bile bu kadar sevinmedim. Büyük takımlar geri dönüş maçlarıyla büyürler. Beni bu yaşta 4 defa yerlere yatırdığınız için sizlerle ne kadar övünsem azdır. Galatasaray taraftarının bu sene mottosu oldu,''Ağlama Fener'' Tribün tarihinini en büyük tezahüratıdır. Ama yanlış söylenmektedir ben düzelteyim.
''Ağla Fener, ağla şansal Büyüka, ağla Karamehmet, ağla Türk spor medya şebekleri, ağla Türk Futbol oligarşisi'' KUDURADURUN:
1 yorum:
33.hafta pislikle,dışkı dolu torbalarla'',döve döve elmizden şampiyonluk alma planı ve tezganı boşa çıkartma umudum bu hafta daha da arttı..
Yorum Gönder