5 Şub 2008

Çok Yaşa Amigo Mehmet





O zamanlar şimdiki gibi kurtarılmış bölge değildi kapalı. Betonun üzerinde çoğu kırık tahtalardan ibaretti. Ve yer kavgası müthişti. Uzun bayraklarımızla yer kapma mücadelesi vardı. 1 metre fazla yer alabilmek için göğüs göğüse savaşılırdı. Önlerde kimler yoktu ki.... Kumandan Mehmet , Peygamber Hüseyin , Kenan , Çarli , Gevur Ali , Küf , Yılmaz , Cem , Burak , Varol ve niceleri... Daha yeni çıkmıştım ben de kapalıya. Açıktan transfer oldum kendi paramı kazanınca. Tribünler tıklım tıklım. Sınırda polis bile yok. Düşman cephede Fenerliyle yan yanasın. Maçtan 1 saat falan önceydi, ölümüne bağırıyorduk ki bir ara Fenerliler biraz daha yer için çullandılar. Gerilim büyük. O sırada bir baktık ki Mehmetin kafa kan revan içinde. Tribünden aşağı indik. Soyunma odasına aldılar. Masör Kubilay Enginbaş , Kaptan Büyük Mehmete masaj yapıyordu. Hemen müdahele edip kafasını sardılar. Ve Memet kaptana bağırdı. "Yukarda anamızı ağlatıyorlar. Yenemezseniz ananızı ağlatırız". Büyük Mehmet yumruğunu sıktı. "Git yukarı!" dedi. "Taraftara söyle maçı tek başıma alacağım" dedi. Yukarı çıktık. Kapalıyı yıktırıyoruz. Gökmen koydu sonra onlar sonra Büyük Mehmet. Büyük Mehmet gerçekten büyük oynuyor. Alt kata indik maç bitmek üzere. Santradan faul aldılar. İçeri şişirdi Tuna ve topa çıkamayan kumbara kalecimiz Bahattin, - ki bu kötü kalecilerimiz yüzünden 14 sene şampiyon olamadık- boşa çıktı. Antiç'in kafasına çarpan top ağlarımıza gitti. Büyük Mehmet ağladı , sinirlendi ve kaleciye tokat attı. Maçı alamamıştı ama, amigo Memet kaptanı kapalıya getirdi , hepimiz ağlıyorduk. Bir şampiyonluk daha kaçıyordu , ve daha niceleri kaçacaktı...

Hiç yorum yok: