20 Ara 2008

El Klasiko

5 gece önce El Clasico'yu seyrettik. Boşuna klasik maç dememiş adamlar. O maçın hakemi maçı Dünyada kaç kişinin seyrettiğini biliyor. Bizdeki maymunlar gibi FİFA kurallarını değil, insan kurallarını uyguluyor. Ne sarı kart diye yırtınan Raul'u görüyor, ne penaltıya küfür eden kaleci İlker'i. Ben hakem olsam bana küfür eden futbolcuyu oyundan atmam. Duymamazlıktan gelir maçtan sonra yumruk yumruğa kavga ederim. Bana edilmiş bir küfürden rakip takıma niye avantaj sağlayayım.

El Clasico'yu hala seyrediyoruz, bizim için maç bitmedi. Ama bizim el klasiko vakasında televizyonu kapattık. Altan Tanrıkulu görmüş, Önder yerine gittiğinde Volkan golü nasıl oldu diye sorunca sağ kolunu işaret etmiş. Yazıklar olsun ki önceki el, kol vakasında Önder sahadaydı, maçı Fener 2-0 geriden Aykut'un öküz gibi tren geçişini seyrederek maçı oluruna bırakmasıyla 4-2 kazanmıştı. Kazanmıştı lafın gelişi, futbol tanrıları yukarıdan seyrediyordu, sırat köprüsünü Denizli'de kurmuşlardı. Yıllarca unutamayacakları bir azap verdiklerini düşünüyorlardı totemler. Kime ders vereceksin bu ülkede. Sporcuda ahlak yoksa hakem ne yapsın. Fenerbahçe'li Davut gol atıyor, topa en yakın kaleci 1.5 metre içeri düşmüş topa gol demiyorsa hakem ne yapsın.

Konya gol atmış(başka kanaldayken gol yazınca tekrar 77 ye basıp golü izledim) top ikinci defa Fenerbahçe ağlarından dışarı çıkmış.(birinciyi yazmaya gerek yok). Fenerbahçe'li futbolcular gol değil diye itiraz ediyor. Hakem ilk yarıdaki pozisyona kafayı takmış olsa da bu golü acabamı diye vermese ne olacak.(ben çok isterdim avut vermesini). Yani ağ olmasa göz görmüyormu çerçeveyi. Bizim mahalle maçlarında ağmı vardı. Acaba bizim gollerin çoğu güme mi gitti. Hiç biri gitmemiştir. Golse goldür, en azından yiyen kaleci doğruyu söyler. Volkan yumurtlamış, top hakemin esas yapması gereken şeyi yapmamasıyla, (ağları yalandan sallamış, üşenmiş) topun delikten dışarı çıkmasını ganimet sanmış can havliyle itiraz ediyor.

Sıkıldım, hepimizde var aynı illet. Şu nalet olası maç kazanma primi yüzünden, kazanmak için her yol mübahtır felsefesinden, sahrekar sporculardan çok sıkıldım. Evvelki sene Sivas maçında oyunun durduğunu sanan Sivaslı futbolcu ceza sahasında topu eline alınca penaltı kazanmıştık. Penaltıyı utanmadan Ümit Karan atmış, birde utanmadan sevinmişti. Yani hastalık bulaşıcı, sahtekarlık hastalığı. Bakalım ilk kim taburcu olacak.

Kaleci Santsciz'in geçen hafta yaptığının daha ağırını yapıp yumruk atacak, gerekirse atılacak ama bir insanlık dersi verecek biri daha lazım. Hatta bir tane yetmez, her maçta sahtekarlık yapan futbolcuya gerek kendi takımından, gerekse karşı takımdan tepkiler gelecek, yüzüne tükürülecek, aldığı prim haram edilecek, dışarda kendisiyle arkadaşlık edilmeyecek, sahtekar futbolcular takip edilip gerekirse milli takıma bile alınmayacak, televizyonlarda pozisyonu gören söyleyecek.... bunun gibi onlarca yaptırım.

Düzelir mi? peki, düzelmez, biz kendimiz söyler kendimiz dinleriz. Bu sahtekar düzende futbol mu dürüst olacak. Her şeyimiz doğru da futbolumuzmu eğri. Her zaman söylerim biz bir garip çingeneyiz, nemize gerek gümüş zurna. Oturun el klasiklerimizi seyredin, gök tanrıya dua edin bize denk gelmesin.

5 yorum:

Mario Jardel dedi ki...

Bu önder denen adamı adnanlar sayesinde sezon başında almak üzereydik son anda direkten dönmüştü.. iyi ki almamışız, bizde böyle adamın işi yok. Birde maç sonunda utanmadan elime çarpmadı demez mi ? Kameralara omzunu göstermez mi ?

hadesperado dedi ki...

abi "bi b.k sandıklarımız"a girmek için yarışan bir aday...

uyarı: "ülseri olan renktaşlar okumasın"

Metin Tokat: Gol nizamiydi

İyi giden maçta yardımcı hakem Nihat Mızrak ile iletişimde hata yapması yüzünden az daha bir golü iptal ediyordu. Alex’in serbest vuruşu sonrası kaleci Oğuzhan’dan dönen top, o sırada kaleciye doğru hareketlenen Önder’in koltuk altı göğüs karışımından sekerek filelerle buluştu. Kuddusi Müftüoğlu, Önder’i ofsayt olarak değerlendirerek res’en golü iptal etti. Ancak daha sonra yardımcı hakemiyle konuşarak pozisyonun ofsayt olmadığını öğrenince geç de olsa golü verdi.
Kanımca kararı doğruydu. Çünkü kola çarpan top, o süratle kaleye doğru gitmezdi, top sönerdi. Önder’in golden sonraki şaşkınlığı belki de golün nizami olmadığı tartışmasına neden oldu.


vay anasını sayın seyirciler,
işte zamanında bizim maçları yönetenler bunlar!
afedersiniz, tuvalete gitsem bundan daha iyi yazarım...

Burak dedi ki...

Siz bundan bir süre önce yazdığınız yazıda fenerbahçelilerle fazla arkadaşlık etmediğinizi,Galatasaray faşisti olduğunuzu yazmıştınız. Açıkçası biraz abartılı bulmuştum bunu ama bugün gördüm ki haklısınız. Her 10 fenerliden 9 u golde el yok göğüs var diyor. Yani insan gözünün gördüğünün de inkar ediyorlar. Çıkın delikanlı gibi söyleyin puanınızı alack değiller ya. Ayrıca Metin Tokat konusuna ben de katılıyorum. Kendisi Rize-fb maçında Nobrenin elini de görmemişti.İstikrarlı bir şekilde hakemken ortaya koyduğu icraatlarını yorumucu olarak da yerine getiriyor.

Mario Jardel dedi ki...

dün gibi hatırlarım. Bu metin tokat 26 ocak 1997 vanspor besiktas macinda (tam tarihi google'da yaptığım araştırmadan sonra buldum) sergen'in serbest vuruşunda erkut isimli barajdaki bir futbolcunun göz göre göre elle kesmesini de görmemişti. O zamanda kızılca kıyamet kopmuştu. Bu adamın ellerle ya da gözleriyle ilgili bi sorunu var.

sembolist dedi ki...

El'ler günahkar,diller günahkar..
Bu sezon Galtasarayımzın bu kadrosu bu şeklde kullanılmaya devam ettği müddetçe açık ara şampiyon oluruz..Benim çevremdeki eziklerin çoğu da nizami gol dedi buna... Bu akşam BJK maçından da farklı bir galibiyet bekliyorum..''hakan Şükürün bir bacağı kadar olamayan(hakan ünsal)'' Baros Hattrick yapar...