5 May 2008

Şampiyon


Ne çok düşmanın varmış, ne yaptın sen bu ülke futbolseverlerine, yüce tarafsız medyasına. Nerde üzdün, ne gürültü yaptın. Bir kaç bin çapulcudan, bir iki amigo yöneticinden, beş on Galatasaray taraftarı futbolcundan başka kimsen yokmuş. Yere göğe sığdıramadıkları takımlarına iki final maçında geçirmen ne çok koymuş be. Varmı lan hastaneden kaçıp yedek kulübesinde eşofmanla tezahürat yapan Hasan Şaş'ınız, yediği dandik iki golle bir çuval inciri berbat eden kaleciye sarılan Arda'nız, korseyle oynayıp doksana füze gönderen Ayhan'ınız, yedirdikleri golü çıkarmak için dövüşen Servet'iniz, Emre'nız, Balta'nız Topal'ınız. Varmı lan Sivas ellerinde saz çalan ultrAslan taraftarınız.


Limon sıkacaklar şampiyonluğa, akılları sıra sevindirmeyecekler, ceza aldıracaklar taraftara. Sanıyorlarki Galatasaray taraftarı tribünlerde desibel desibel gırtlak parçalayan bir kaç bin kişiden ibaret. Şerefsizler bu yıl 6 maçı biz taraftarsızmı oynadık sandınız. Sahadaki futbolcular bilmiyorlarmı ki boş değildi o tribünler. Siz hiç duymadınızmı Galatasaray ruhu denen şeyi. Ne bileceksiniz. Gelseydi ya Roberto Carlos'unuz, Appşah'ınız Deniz'iniz Ali Sami Yen'e. Nerdeydiler soran oldumu. Sivasta koltuk değnekli Uğur, Linderoth vardı.

Şampiyonluk, kalelere giren gollerin oluşturduğu neticeyle tecelli eden olgu değildir. Yürek ister, kan ister, taşşak ister. bu hasletler bizde fazlasıyla mevcuttur.
Kapatın sahasını, en büyük küfürü dışardan da ederiz biz.
Aslında daha büyük daha ağır küfürlere layıksınız. Biz razıyız bu küfürleri sineye çekin bizde hiç maça gitmeyelim o. çocukları.

Şampiyon, yazacak söylenecek çok şeylerimiz var. Hele bir ayılalım, sakinleşelim.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Yüreğine sağlık Nazmi Abi
keyifle okudum yazını....