18 May 2008

Futbol Tanrılarılarının Sevgili Peygamberi!


Yaklaşık 7-8 ay önce, kurtulmaya ramak kalmıştı. Ülkenin yarısından fazlası sadece başındaki piskopat, bela yüzünden ulusal takımın yenilmesine sevinir durumdaydı. En son maçta dahi stad dahil sevinen bağıran coşan sadece futbolcular, yöneticileri ve onların karıları kızlarıydı. Birde yalamalar vardı tabi. Kimsenin içine sinmeyen bir galibiyet alınmıştı. Futbolun ilahları yine onu kurtarmış bizleri cezalandırmıştı. 1 ay içinde neler oldu neler. Beşiktaş hezimete uğrayıpta kalecisi iptal olmasaydı Norveç maçında kale Hakan Arıkan'ındı. Olası bir zaferle dönebilseydi Beşiktaş, savunma kahraman olacak İbo Toraman, Emre Aşık'ın, İbo Üzülmez, Baltanın yerine oynayacaktı. Kezman sakatlanmasa Semih kendi takımında daha çoook yedek bekleyecek, Ulusal takımın ancak limoncusu olabilecekti. Hakan Şükür problem yaratmasa kendi takımında, Ümit Karanıda yanına alıp sahaya çıkacaktı. Ziconun Önder'in sakatlandığında sahaya sürdüğü Gökhan Gönül, herhalde top oynamasını 60 günde öğrenmemişti. Sabri yuhalanıp kovulmasa Gökhan Gönül kimdiki sağbek mahallinde. Norveç maçında futbolun ilahları iş başına geçmişti golü erken yedirterek vede kendi takımında oynamayan İbo Kaşı sakatlatarak. Zavallı Norveç golü erken attığı için oyun şeklini değiştirmiş golün üstüne yatar bir oyun ortaya koymuştu. İlahları hesaba katacak değildi ya. Katsa kalecilerinden neler çektiğinide hasaplardı.


Bir umut kaçar gider diye beklemiştim sabaha kadar. Beni gene şaşırttı kaçmadı. Turnuvaya gider şampiyon olur gelirim sanıyor, Galatasaraylıların yarısının ve diğer futbolseverlerin tamamının nefret ettiği şizofren. Sevinen sevinsin yinede ben kendi payıma hiç sevinmedim hiç coşmadım, bir gün Peygamberlerinde çarmıha gerildiği bir maçta stadyumun içinde olmak binlerce taraftardan biri sıfatıyla ciğerim parçalanana kadar bağırmak isterim:


Fatih Terim defoooooool.

Hiç yorum yok: