15 Ara 2008

Boyalı Basın'ın Sevgili Ertuğrul Özkök'ü


Ernesto'ya bin selam dediğimiz yıllarda küsmüştük, boyalı basın demiştik. Hürriyet'i, Milliyet'i okumak ayıptı o zamanlar. Toplumun en geri, en şoven, en emperyal unsurları okurdu düzen gazetelerini. Bir de lümpen proletarya dediğimiz, sınıf atlama özentisindekiler, olur ya bir gün bizde zengin oluruz beklentisinde olanlar. Bir de gizli gizli benim gibiler, mitingten kaçıp Galatasaray'ın maçına gidenler. Maç ertesi neler yazmışlar acaba diye meraktan okuyanlar.

Bin türlü lanetim üzerinize olsun emi boyalı basının kodamanları, monşerleri. Gazeteci bir arkadaşımın daveti üzerine Fenerbahçe Stadının locasında Ergun Babahan'la, Savaş Ay'la Fenerbahçe Kayserispor maçını seyretmek bahtsızlığına uğramıştım. Fenerbahçe'nin 6-0 önde oynadığı anda yalandan penaltı arayan Van Hojdonka'a sarı kart gösteren hakeme nasılda küfür etmişti koskoca Ergün Babahan. 7. gol gelmediği için. O herkesin sevdiği Savaş Abi'lerini o maç gören bir Galatasaray'lı olsaydı keşke benim gibi. Nefret ederdiniz, iğrenirdiniz bu adamlarla bir maçı beraber seyretseniz.

Cuma günü Galatasaray Ankara'da şov yapmış, 5 pas yapmadan atılan golü saymamış, Lincoln'ü ile bir tomurcuk daha açmış, ertesi sabah Ertuğrul Özkök(Ercan Saatçi'nin kayın pederi) yok saymış sanki. İlk sayfada yazmaya gerek görmemiş. Cumartesi Beşiktaş, bir balık golle iğrenç futbolla galip gelmiş, pazar günü ana sayfada görüntülü haber yapmışlar. Beşiktaş'lıların övünmesine gerek yok, onlar sadece bu hafta bizim maç var diye motive ediliyor. Yoksa Beşiktaş'ı kim ne yapsın bu alemde. Bizim maçtan sonra boyalı basın için yok hükmündeler.

Ve tiyatro başlıyor Fenerbahçe her zamanki balıyla, Avrupa hezimetinden sonra bir kolay maça denk geliyor. Lig sonuncularından, çakma hoca Şifo Mehmet'li, Galatasaray'a nasıl zarar veririm futbolcusu Volkan Arslan'lı Antalyaspor'la oynuyor. İki korner golüyle galip geliyor. Antalya'nın bir golü sayılmıyor, bir golü boş kaleye atamıyor, Lugano'nun muhtemel ikinci sarı kartını Musa Çözen bizlerden kaçırıyor ve biz her zamanki başka maçı seyretmişler, kandırılıp sezonun en iyi futbolunu oynayan Fenerbahçe'nin anüsünü yalayanlarla baş başa kalıyoruz ekranlarda, gazetelerde.

Pazartesi sabah, Altan Tanrıkulu olmasa eve sokmayacağım Hürriyet gazetesine bakıyoruz. Baş sayfada gözümüzün bebeğine sokulmuş Lugano-Emre resmi ile lige sarılan Fenerbahçe resmi. İç spor sayfalarında ise Galatasaray haberi hiç yok. Olmadığı daha iyi benim için yanlış anlaşılmasın. Benim sevgili Galatasaray'ımı ve kardeşim Galatasaray taraftarını boyalı basın 3 sütun üstüne haykıran puntolarla överse üzülürüm asıl.

Büyük Galatasaray Taraftarı yalnız ve güzel takımınla ne kadar övünsen azdır. Bizler bilerek ya da bilmeyerek sürüden ayrılıp kurtlarla boğuşmayı tercih ettik. Çoğu zaman elbet ezildik, ama ezdiğimiz zamanlar tarihe Avrupa Şampiyonu olarak yazıldı. Bundandır kinleri başka bir şeyden değil. Takımları sıçan gibi elenirken Galatasaray'ın Kadıköy'de final oynama ihtimalinin korkusu sardı dört bir yanı.

Ulan Galatasaray bu sene bu kupayı al, bu Ertuğrul'u, Ergün'ü kısmi felç olmuş göster yedi düvele, kafalarına huni geçirsinler, pardösü giyip otobana çıksınlar, kudurup zincire bağlansınlar o günleri görelim sonra da ne istersen iste bizden. İstersen donatırız dört bir yanı bayraklarla, istersen oynarız davullarla zurnalarla

4 yorum:

sembolist dedi ki...

Beşiktaş motive edilmek isteniyor ısrarla.. Benim idda bu hafta sonu Galatasaray çok farklı bir galibiyet alacak.. Bu basına da kapak olsun bu...

drvenom dedi ki...

nazmi abi, bu sene kadar istemedim 2000 yılında uefa kupasını. o mucize gibiydi rüya gibiydi. bunda ise köküne kadar ayığız. o stat onlara evlat acısı olacak. bir daha gitmek istemeyecekler o stada.haydi be cimbomum yaparsın... yaptın. yapacaksın.

bu sene de şampiyonluklar
göreceğiz GaLaTaSaRaY
saraçoğlunda uefayı
alacağız GaLaTaSaRaY

sevgiler selamlar
Onur

Mario Jardel dedi ki...

abi google'da demin tesadüfi olarak ertuğrul özkök ve fenerbahçe yazınca şu yazısını buldum :

Ben Fenerbahçe taraftarı bir gazeteciyim.

Ama bugüne kadar Fenerbahçe forması giyip maç seyretmedim.

Fenerbahçeli olarak verdiğim demeçlerde, Türkiye'nin en büyük gazetesinin genel yayın yönetmeni olduğumu hiç unutmadım.

Taraftarlık hislerimi mesleğime karıştırmamaya çok dikkat ettim.

Leeds United Stadı'nda, 80 Türk arasında Galatasaray'ı alkışladım.

Beşiktaş'ın iyi olduğu yıllarda, onun modernite anlayışını da alkışladım.

Bu görevde kaldığım sürece de böyle davranmaya dikkat edeceğim

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=4904521&yazarid=10

demekki neymiş kendisinin sözde fair play spor anlayışı büyük bir gazetenin genel yayın yönetmeni olduğu sürece hiç değişmeyecekmiş.. yani yazmadığım zaman evimde maç izlerken gs yi sövebilirim. Turrrrup suyu sıkayım senin centilmenlik anlayışına. Ömer çavuşoğlu bu ertuğrul özkök, mehmet demirkol ve bilimum tarafsızım ayağına yatıp sinsice fenerbahçeliliğini enjekte etmeye çalışan yazar bozuntularından daha adamdır. Hiç olmazsa televizyonlarda çıkıp rengini belli ediyor. ben hiçbir zaman gs'yi tutmam diyor bunlar gibi sinsi değil. İşte sizin centilmenliğiniz içi gizliden gizliye türlü entrikalarla galatasaray'ı yıkmaya çalışan türlü entrikalarla dolu.

Abi sadece sportif olarak değil işin o boyutunu değiştirmek istemem ama senelerce hürriyet alan biz bile birtakım mevkilere çanak tutan başta bu gazetenin resimdeki genel yayın yönetmeni şahıs olmak üzere birkaç yazar yüzünden yılların gazetesini bıraktık. Bu hallere mi düşecekti koca hürriyet..

Dobrowski dedi ki...

bunla alakasız ama sorduğun mustafa "mustafa arabacıoğlu" olabilir mi abi