7 Mar 2008

Namık Kemal Köprüsü


Aslında kapatacaktım konuyu, fazla yaygara koptu, sıkıldık. Demek yıllardır ne ızdırap çekmişler. Galatasaray, 99 yılının Kasım ayında Milan'ı eleyip bir uzun yürüyüşe çıkarken onlar Aralık ayında Pendik'e yenilen futbolcularını dövüyorlardı. Yılların verdiği eziklikle yaşayanlar tarihlerinde artı yönde bir ilki gerşekleştirdikten sonra çılgına döndüler.

Konu Avrupa ise Fener esastır gerisi teferruat demiş dallamanın biri, Adının başına da Dr. ünvanını koymuş. Neyin doktorusun sen lan hıyar. Avrupa dediğin yerlerde kaç maç izledin. Hiç kupa elledinmi sen, hiç kupa gördünmü. Bu kupaları elleyenleri hiç muayene ettinmi anten. Teferruat dediğin takımın o konu olan Avrupa stadlarında kaç leşi var biliyormusun. Kaç puan topladın, kaç maç oynadın yavşak. Ama kabahat sende değil, sana bu yazıyı yazdıranlarda hiç değil. Seni bu yazıyı yazdığına pişman etmeyenlerde kabahat. Üzüntüm senin yazdığın yazıya da değil, aymazlık içinde, hayranlıkla Fener'in atladığı turu seyreden, övgüler düzüp koşan sözüm ona Galatasaray medyasınadır. Hadi be Cim Bom, at şu ölü toprağını üstünden,
Kilab-ı zulme kaldı gezdiğin nazende sahalar.(orijinali sahralar)
Uyan ey yareli şir-i jiyan bu hab-ı gafletten

Zulüm köpeklerine kaldı nazlı nazlı gezdiğin sahalar(orijinali çöller),
Uyan ey yaralı kükreyen Aslan bu gaflet uykusundan.
Namık Kemal; Sende uyan, o meşhur kamatullahına kısmet çıktı. Köpründen salavatsız geçip vakvakları ürküttüler.




1 yorum:

Adsız dedi ki...

Bir önceki yorumumda, bu adamla igili şuanda aklımdan geçenleri yazmam pek uygun olmaz demiştim ama içimde kalmamış da değildi hani. Siz bir kısmını burda çok güzel yazmışsınız elinize ve yüreğinize sağlık. Artık fazla söze pek gerek yok. GALATASARAY medyası konusunda da fazla bişey yazmayacağım ama dün okuduğum Faruk Süren'in konuyla ilgili yorumları beni epey bir mutlu etti. E tabi büyük başkan kolay olunmuyor...
Not: Bu yazıyı yazmak ile ödediğiniz telif hakkı için de ayrıca teşekkürler:)
Saygılar
Bülent