Yıllar önceki Verder Bremen maçının kopyası sanki. İstanbul'a sadece Ali Sami Yen stadına yağdı kar. Bu seferki Alman takımı Leverkusen'di. Ne kalleş oluyormuş bu Alman takımları. Beraberliğe yatmak bu kadarmı alçakça olur. Kalecileri vakit geçirmekten sarı kart aldı. Galatasaray tek kale oynadı. Bozuk saat gibi bizim yöneticiler. Günde iki defa doğruyu gösterir ya aynen öyle. Saat zorunluluktan doğruyu gösterdi. Gençler öyle bir takım kurdularki kendi kendilerine, kulube 30. milyon euro. Kimse çıkmaz bu takımdan, kulbedekiler yalvaracak biri çıksın diye. Hakan yoruldum arkadaş deyip Nonda'yı alacak, Arda acıyacak Ayhan girecek. Topal kenardan Barusso'yu seyretmek isteyecek ancak o zaman oynayacaklar.
Maça gelmez denilen Galatasaray taraftarı kar yağışı altında tıklım tıklım tribünlerdeydi. 90 dakika susmadan bağırdı. Kale arkasındaki müthiş kareografide Avrupa Birliği Ustanın Baba'nın önünde eğiliyordu. Maçta da öyle oldu. Orkun muhteşem oynadı! kimseye bağırmadı, gol yemedi, top gelmedi. Barış Özbek bir maç daha aynı tempoda oynar. Uğur'dan Arda'ya maç bittiğinde dikkat ettim forma değiştirirlerken, bu soğukta sırılsıklam terliydi.
Lincoln yedekti, sonlara doğru taraftar oyuna girsin istedi fakat kim çıkacaktı. Yok arkadaş leşe konmaca yok. İmkansızlıklardan sahaya çıkan gençler, yedekler, takımı şovun en tepesinde tutuyorlar. Hem ligte, hem kupada, hem Avrupa'da yürüyorlar yollarında. Sen tatilden gel, sen kupadan gel, sen sakatlıktan gel, oyna o çocukların yerine. Bekleyecekler belki biri sakatlanır, biri ceza alır, biri futbolu bırakır, biri transfer olur, o zaman oynarlar. Çok beklerler. Maç 0-0 bitti, önemli değil tabela, önemli olan maçtan sonra tribünlerin önüne başın yukarda göğsün önde gelebilmek.
Ey büyük Galatasaray taraftarı. Bayrakları çıkar, paranı biriktir. Bu takım seni daha önce gördüğün şeylerden geri komaz. Cim Bom senle bir kez daha gururlandık. Yürüyedur
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder