8 Ağu 2009

Yeni Ali Sami Yen

Not; Bize bu stadı geri verin.


2 dandik, Avrupa'lı olmayan takımla Avrupa Kupası maçı oynadık mabette. İkiside tıklım tıklımdı. Yöneticilerimiz çok mutlu olmuşlardır elbette. Ama ben memnun değilim. Ben de hiç bir şeyden memnun olmayan adam olarak nam saldım belki ama, bazı tesbitlerim var. Açıklamakta yarar görüyorum.

Bir kere Ali Sami Yen Stadı yenilik altında değişime uğramakta. Alışacağız bunlara. Aslantepe'ye geçişimiz öyle söyledikleri gibi seneye olmayacak. Yeni bir inşaat firması başlasa bile, sorunlar devam edecek. Eski firmanın alacakları, mahkemeler, yürütmeyi durdurma, kredi bulamama, bir sürü sebep. Yapılamaz diyeceğim ama pek bilmediğim konuda yorum yapmak istemiyorum. defalarca kontröle gittim bölgeyi, stad maç oynanacak duruma gelse, alt yapısı bitmeyecek. çevre yolları, bağlantılar, metro istasyonu. Maça gitmek gelmek tam bir eziyet olacak. Ellerine yüzlerine bulaştırdılar bu işi de sanırım. Stadı Galatasaray kendi yapsa daha iyi. Hazır müşteri hazır finansman, 3 senelik kombine hasılatı o stadın bilmemnesine bile koyar.


Biz dönelim baba yadigarı gecekondumuza. Tartışma yok, dünyanın en pahalı maç seyredilen stadı Ali Sami Yen'dir. Bu kadar kötü hizmete bu kadar para alınan başka bir mekan olamaz. Adam skorbord yaptım diye övünüyor. Yaptıktan sonra tribüne çıkıp nasıl görünüyor diye bir baksa, o skorbordu oraya yaptığı için adam ise istifa eder. Kapalının hiç bir noktasından görünmüyor. Alpaslan Tribününün zaten arkasında, en yoğun tribün olan oradan da kimse göremiyor. Görünse görünse numaralıdan net görünüyordur. Orada oturanların çoğu da maçın skoruyla falan ilgilenmezler. Dikkat ettim geçen gece 80. dakikada numaralının yarısı boşaldı.


Kapalı tribünün önüne Volkan magandası yüzünden kalın cam korkuluk yapıldı. Camlardaki pis yapışkanlı bantları bile temizlememişler. İlk 3 sırada yerinde oturmaya kalksan maçı sanki televizyondan izliyormuşun gibi geliyor. Temizlenmemiş, pis pencereden manzara seyretmek gibi bir şey. Koltuklara koltuk demek için bilirkişi lazım. Pis, oturduğun zaman pantalonu kuru temizlemeye göndermen gerek. Pas, is içine işliyor. Daha 2. maç çoğu kırık. Koltuk dedikleri 5. sınıf plastik materyalin bir birleriyle uyumu yok. Biri başka, biri başka, ne bulursa vidalamışlar.

Kapalı'da cam paravan olduğu için yıllardır, iyi tribüncülerin çıktığı betona çıkma şansı kalmadı. Ne bayrak, ne flama, ne bir yazı flaması asılabiliyor. Kareografi yapmanın imkanı yok. 3 kuruş fazla kazanacağım diye, bağırtıcıları kale arkasına göndermişler. Korkarım orası da orijinalliğini bozacak. Aklı başında, bilgili, okumuş çocukların takıldığı tribünlerde bu sene çok kavga çıkar. Seneye onları yeni açıkta görürüz. Tribün bütünlüğü yok, tezahüratlar çok kötü, uygunsuz, alakasız. Renk cümbüşü olmuş, her renk, her model forma, Çoğu hala formasız. O kadar para verip maça geliyorlar, bir forma alamamışlar. 30 sene öncesi gibi pantalon üstüne gömlek hırbo kıyafetiyle maça geliyor. Alakası yok, ne tezahürat yapıyor, ne gole seviniyor, maç kaç kaç desen haberi yok. Futbolcuların çoğunu tanımaz, böylesi niye maça gelir anlaşılır değil.


Eski açığın arkasında bir kale daha var, dikkati celp olanınız var mı? O kale niye orada durur senelerdir merak eder dururum. Hangi stadyumda var yedek kale. Geçen sene tam kalenin arkasındaydı, bu sene biraz kenara taşımışlar, her halde yanlışlıkla Sabri o kaleye şut çeker diye kenara almışlar.


Yeni açığa loca yapmışlar, açık locası; kulağa bir tırmalama sesi gibi geliyor. Alt tarafta maç seyretmeyen bilmez. Dışardan güzel gibi görünür, eskiden en kötü yerdi. Tavanı basık, Hidayet Türkoğlu maçı ayakta seyredemez. Bir kaç sıra hariç saha görünmez. Reklam tabelalarının yüksekliği yüzünden, korneri, taç çizgisini, kale çizgisini göremezsin. Çıkış tüneli garabeti önünde, tribünün tam ortasında. Olimpiyat Stadında kombine almıştım, yerim tam kulübenin arkasına gelmişti. Bereket kimse maça gelmedi de istediğim yere oturmuştum. Çürük diş gibi bir kaç sıra var. Bakalım kimler orada maç seyredecek. Yakında polis tribünü olur. Nitekim Kapalı alta kimse para verip gitmiyor. Yarı paraya düşürdüler yine de satamıyorlar. Satamazlar, ne güzeldi oysa evelki sene. İki tribün katı arasında bir tribünlük set yapılmış. Alttakiler ne tezahürat yapılıyor duymuyorlar bile. Uzaktan, televizyondan ne kötü görünüyordur.


Çocukluğumuzda hesap yapardık, kerkenez alırdık, stadyumda. Tribünlerde tavaf eder hayal kurardık. İnanın bizim hayallerimizin yanına bile yaklaşamadılar. Ali Sami Yen'in, İnönü gibi zemini indirelecek. Tribünler tek kat olacak, taraftar bölünmüşlüğü ortadan kalkacak. Bir keresinde İnönü Stadında 19 Mayıs törenleri için kapalı tribünün katları arasına iki sıra portatif tribün koymuşlardı. Bizim maça denk gelmişti, bölünme olmayan tribünün seyrine doyum olmuyordu.


Şu an Ali Sami Yen'in takım için en coşku verecek tribünü Alpaslan Tribünüdür. O tribünün de en güzel yeri, kapalıyla beraber kombine tezahürat yapılacak yeri en iğrenç bir kaplamayla misafirlere ayrılmış. Oraya gidenlere acımak lazım. Her iki yan pis, saydam bir paravanla kapatılmış, her iki kaleyi birden görmek olanaksızlaştırılmıştır. Tamam biz de Fener Stadında aynı muameledeyiz ancak, biz ne onlardan, kötüden örnek olur mu? Tribünlerin en güzel yeri bomboş bir görüntü kirliliği oluşturuyor. Acilen oradan rakip taraftarı çıkarmamız lazım. Gitsinler numaralıya otursunlar, ancak bizim en ateşli taraftarımızı tam ortadan bölmesinler.


Kapalıdan maç seyredenler, önümüzdeki maç tavana baksınlar. Sıvalar dökülmüş, çürüyen paslı demirler gözüküyor. En ufak bir sallantıda çatı düşecek gibi. Marshall'in kendi tarih olmuş, yazısı hala duruyor. Bir Nonda'yı da almayıp, o parayıda bize harcasanız olmaz. Biz keriziz, sidik göllü tuvaletli, pis kırık plastik oturaklı tribünlere geliriz nasıl olsa.


Bu gördüklerimiz, aşağıda kim bilir neler var. Gerçi ben oraları da gördüm, soyunma odası tavanları pis su boruları, teneke kapılar, soyunma odasından tünele kadar 3 günlük yol. Sen kalk Dünya'nın en büyük hocalarından birini getir, burası bizim ev diye ağırla. İddiaya girerim, önce stadyumu gezseler, buraya ne bir büyük futbolcu, ne bir büyük hoca gelir.


Benden bu kadar, ben çok kahrını çektim bu stadın. Bu stad yeni Ali Sami Yen Stadıdır. Biz en eski, en beter hallerini de gördüğümüzden ahkam kesebiliriz. İnanın daha kötü. Taraftarı müşteri görmece, adam yerine koymamaca, çapulcu muamelesi yapmaca devam ediyor. Göz görmeyince gönül katlanıyor. Ne stadlar gördüğüm için, mukayese yapıyorum. Bu büyük camiaya, bu büyük takıma bu stad yakışmıyor. 10 sene daha yeni stadyuma geçmemeye razıyım. Şu stad bir bilenin elinde olsa, kimse yeni yere geçmek dahi istemez.


Benim bu sene taraftarlığım, Surinam'lıyı ve Arda Turan'ı seyretmekle sınırlıdır. Yoruldum, her maça gidip, hatta el verirse antrenmalara bile gidip doya doya onları seyretmek ve bir büyük şampiyonlukla noktalamak istiyorum. Çok sıkıldım bu işlerden artık. Tugay bile taraftarı yaraladıktan sonra, her şey boş.

4 yorum:

aksilaz dedi ki...

Abi bu sene kombine almamamın tek nedeni bu staddır. Yeni açık Vip diye saçma sapan bir şey yapmışlar tv den görünce para verenlere üzüldüm. Yıllarca stad diye ahıra gittik ama hiç bir iyileştirme olmadı. Boklu dere dtadını begenmedık ama bu konuda bizi geçtiler ve bizi yönetenler su stad işini ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Bu kadar zormu ya bi stad yapmak. Eve gelene kadar binbir türlü zahmet cekiyorum maçtan sonra. Düşündüm ve degmeyecegini anladım. Takımım hala cok seviyorum ama yöneticilerimizi istemiyorum.

halk dedi ki...

abi gayet sağlam yazmışsın bütün sıkıntıları,

yeni açık alt ile üst'ün hatta eski açığın aynı fiyat olması organizasyon yetersizliğini, stadı yönetenlerin bilgisizliğini anlatıyor. stadı baştan sona geziyotlar mı şüpheliyim.

Nazmi Hasdemir dedi ki...

mehmet abi, kapalının en büyük kumandanıydı. Peygamber hüseyinle beraber başlamıştı hikaye. peygamber öldü, mehmet ckm önündeki arabada bardakta mısır satıyordu 2 hafta öncesine kadar. şimdi orada da yok, sürünüyor.

Futbolitika dedi ki...

Yeni Açıktan "Kapalı şaşırma eski açığı dinle"yi duyduysak hep birlikte intihar etmenin vakti gelmiştir.