Biz Uefa kupasını Mayıs'ın 17 sinde almamışmıydık? Dün akşam Mayıs'ın 28 i değil miydi? Ne alakası var şimdi, günlerden tatil günü değil, bayram hiç değil, eniştem beni niye öptü?
Monşerlerimiz, bakmışlar bu sene için eğlenecek bir ortam bulamamışlar. Ne bir kupa, ne bir büyük galibiyet, ne bir sokağa dökülünesi tur. E ne yapsınlar, Ada artık bizim değil ya, babalarının çiftliğine istedikleri zaman girip çıkamıyorlar. Belki de çok önceden rezerve yaptırmışlardı, Galatasaray Şampiyon olacaktı, kutlamalar erken başlayacaktı.
Buz ada rezervasyonu çöpe gitmesindi, düşündüler, bari dediler UEFA kupas'ını kutlayalım. Onlar almışlardı, onlar kutlarlardı bize ne. Hasan Şaş yok, Capone, Popescu, Taffarel yok. En önemlisi taraftar yok, kan ağlıyoruz ne eğlencesi kardeşim. Yapacaksan her sene, yeni bir kupa gelene kadar Mayıs'ın 17 sini Galatasaray bayramı yaparsın, hepimiz biliriz, takımın o anki durumuna bakmaksızın ilk denk gelen maçta kutlarız kendimizce.
Kutlamanın spor, futbol olduğu bir ortamda takım elbiseli, fraklı, kravatlı insanlar görmekten nefret ediyorum. Sanarsın ki Şampiyonluğu kaybedişimizin cenaze törenindeler. Yüzler asık, kimi küsmüş gelmemiş, Hakan Şükür geldiğine pişman, kimi önemsememiş 17 Mayıs tabağını, plakasını. Salonda iki kelimeyi bir araya getiremeyen sunucu. Sanki Nonda'nın sunuculuk yapanı. En ufak bir sarı kırmızı emare yok.
Kimin aklına geldiyse aklıyla bin yaşasın. Bekleseydi, seneye 10.yıl marşını bestelerdik. Her 10 yılda bir bu büyük Galatasaray'lı bayramını daha büyük şevk ve heyecanla kutlardık.
Yine de uzanamadığımız ciğere pis demeyelim. Bizim tuttuğumuz, uğruna yandığımız, gençliğimizin bir tarafına koyan takımla, bunların sırayla(seçimle değil) yönettiği takım aynı değil. Varsın eğlensin Galatasaray rozetini yakasında taşıyan zenginler.
17 Mayıs 2000'imize dokunmasınlar, o bizim o bizimdir ancak.
1 yorum:
Hakan Ünsalın orda olmasnı sindiremiyorum..
Yorum Gönder