27 Nis 2009

Bülent Kork(ar)maz'la Uçurumlara Yürümek





erciyesspor 1 - 1 fenerbahçe
bursaspor 0 - 0 erciyesspor
erciyesspor 1 - 0 ankaraspor
kayserispor 1 - 0 erciyesspor
erciyesspor 1 - 0 manisaspor
gaziantepspor 0 - 1 erciyesspor
erciyesspor 2 - 0 denizlispor
beşiktaş 1 - 0 erciyesspor
erciyesspor 0 - 1 trabzonspor
galatasaray 0 - 1 erciyesspor
erciyesspor 0 - 1 ankaragücü
konyaspor 1 - 1 erciyesspor
gençlerbirliği 1 - 2 erciyesspor
erciyesspor 1 - 1 çaykur rizespor
sakaryaspor 1 - 2 erciyesspor
erciyesspor 0 - 0 antalyaspor
sivasspor 2 - 1 erciyesspor

konyaspor 0 - 1 galatasaray
galatasaray 2 - 1 bursaspor
trabzonspor 2 - 2 galatasaray
galatasaray 0 - 1 eskişehirspor
gaziantepspor 0 - 1 galatasaray
galatasaray 0 - 0 fenerbahçe
büyükşehir bld. 0 - 1 galatasaray
galatasaray 1 - 1 ankaraspor

Sıfırcı hocanın not defteri değil bu rakamlar. Bülent Korkmaz'ın ligdeki hocalık karinesidir. Erciyesspor'u hakkın rahmetine kavuşturmuş bu skorlar. Pek ilgilenmedik o zamanlar. El elin eşeğini türkü söyleyerek arar hesabı. Bizim gibi Galatasaray faşistlerinden başka Bülent Kaptan'ın hocalığıyla ilgilenen de yoktu. Gençlerbirliği'nde Bakkal çıraklığı yaparken Galatasaray'a atılan goldeki maymunluğuna üzülenleri, sinirlenenleri saymazsak tabiki.

25 lig maçına takım hazırlamış, oyuncu seçmiş, oyun yönetmiş, fırça çekmiş, ceza vermiş, kıyak yapmış, oyundan adam çıkarmış, velhasıl padişahlık yapmış. Ben yanlış görmediysem bu rakamların içerisinde 3 rakamı yok. En çok ise 0 rakamı var. Hadi Erciyes kötü takımdı, kim olsa aynı neticeyi alırdı. Yanlız, bakıyoruz da adı Galatasaray olan takımın yanında 1,lerin 0,ların fazlalığına ne demeli? Beni bilen bilir 1-0 lık sonuca ben inanmam, yensek bile sevinmem, son saniyede geri dönüş ihtimali vardır ve son maç nitekim çekirge-ki ben sıçan diyorum- havaya zıplayamamış, kulübeye kös kös oturmak durumunda kalmıştır.

Hocanın gördüğü tek 3.gol, Sabri'nin yanlışlıkla, ilahların, evliyaların yüzü suyu hürmetine çerçeveyi bulan şutunda topun ağlara değdiği an olmuştur. Ve bir daha da olmamıştır. Bu gidişle de olmayacaktır. Her biri ayrı takım olan mahşerin 4 atlısına sahip takımın, ilk yarı gol rekoru kıran takımın son düzlükteki üretimi yazıklar olsun seviyesindedir. Saydığımız 4 kişiden biri başka takımda olsa, o takım şampiyonluğa kesin oynardı oysa.

Bahaneye sığınmak kolay. Çok sakatımız var, sayın taraftarlarımız. Sanki hepsi aynı anda sakattı, bilmiyormuydun kardeşim revirde de bir takımın yattığını. Gelmeseydin o zaman. Ne ala, bu takımla Şampiyon olsan demek yanına kimseyi yaklaştırmayacaksın. Küçük dağları sen yaratmış oldun çünkü. Senden önceki Kaptan'ın İmparator'un, Hagi'nin, Popescu'nun, Taffarel'in ekmeğini ne kolay mideye indirmişti. Kimden öğrendin hocalığı, hocam.

Bir kere aynı takımda beraber oynadığın futbolculara hocalık yapamazsın. İnsan olan kimse yapamaz. Ben olsam ben de yapamam, hangi iş olursa olsun. Ben yıllarca Hasan Şaş'la Ayhan'la top oynayacağım, onlarla beraber tarih yazacağım, onların sayesinde hep beraber kupalar kaldıracağım, sonra hoca olunca da onları bir kalemde sileceğim. Olmaz, Hagi'de arkadaşı Arif'i oynatmak için sarı kramponlu Ümit Karan Ağayı sürgüne gönderip, kendi kellesini vermişti. Koskoca Lincoln'ü maymun yapabilir ama aynısını Ayhan'a yapamaz, Sabri'ye yapmaz. Dolayısıyla ahbap çavuşluk yapacaktır. Bülent Korkmaz'ın dışında, Hasan Şaş'ın babası bile hoca olsa onu oynatmaz. O maçta, tabela o şekildeyken olmaz. Maç garantiye girecek o zaman alacaksın. Ama o zamanda ben Hasan olsam oyuna girmem. Koskoca Hasan şaş bu takımda Bülent'in kıyağıyla fasülyeden oynayacaksa onada yazıklar olsun.

Bayburt'luların futbol turnuvası var şu sıralar. Üşenmeyen gitsin seyretsin, her maçta bir iki tane Serkan Kurtuluş, onlarca Yaser, onlarca Ferdi var. İddia ederim bunlar o turnuvada oynasınlar, seyredenler farkına varırsa adam değilim. Zaten kendilerini kimse tanımaz. Biz bir kaç sene önce bizim sahada Ahmet Dursun'la top oynamıştık. Birisine desek bu adam Beşikataş'ta oynuyor diye, bizi direk tımarhaneye gönderirlerdi.

Takımın oynadığı oyunu seyrederken insan utanıyor. Taç atışı yapamıyoruz, dikkat etmeyen varsa ilk maçta seyretsin, alsın kalemi defteri çetele tutsun. Bütün taç atışları rakibe gidiyor. Serbest vuruşları saymıyoruz bile. Baros'da bundan sonra atamaz, belki ona da ceza verir, vermesi gerekir. İyiki kadroda Ergün Penbe yok. Olsa kesin sol bek olarak sahadaydı.

Oyuna sonradan girenlerin hiç bir katkısı yok. Sadece maç primi alsın diye sokulan adamlar. Beşiktaş'a bakın, sonradan giren Yusuf tek başına ortada sıçan oynuyor. Bizde Yaser girdiğinde takımın kalibresi düşüyor. Galatasaray'a yenilen hocayı dövmek lazım. Zaten yenilenlerde şansına yenildi. Bursa'ya iki dandik gol, Belediye'ye, Konya'ya şansına gol. Utanmadan serbest vuruştan gol yediğine yanıyor, attığı gol kendi taktiğiyle 15 pastan sonra atılmış gibi.

Bu günleri gördükten sonra Skibbe'yi kovarlarken ki sevincimden utanıyorum. ''Skibbe istifa'' diye gırtlağımı parçaladım, pişmanım.

Toplamışlar eski monşerleri, sanki stadı kapatmışlar, kendilerine özel maç tertip etmişler, sigara içilmesi yasak olan yerlerde Nonda! ebadındaki purolarını yakmışlar, Adnan Polat'a desteğe gelmişler. Birbirlerinden farkları yok, sırayla yapıyorlar Galatasaray'lıları canından bezdirme görevlerini. 40 senedir aynı adamlar, fosiller, dolandırıcılar.

Defolun gidin başımızdan, sülükler, yok artık kanımızda hemoglabin, çektiniz, omurilik soğanlarımızı çürüttünüz. Babalarımızın parası kalmadı kombine almak için, forma almak için. Ancak bilmiyorsunuzki bizim asıl servetimiz kalbimizdedir. Satın aldığınızı sanıyor, pis pis sırıtıyorsunuz şeref tribünlerinde, alamıyorsunuz bir türlü. Satılık değil çünkü. O sevgi renklere, armaya sevgidir. Birileri gelir gider ama o sevgi kalplerden asla gitmez. Maç sonuçları gelip geçicidir, görecelidir, üzüntüsü sevinci geçicidir.

Galatasaray sevgisi geçici değil bulaşıcıdır, seneler geçtikçe çoğalan, etkisi artan sizin asla anlayamayacağınız huzurlu bir hastalıktır. Bir gün gelecek o gün gelecektir. Haklı, büyük, sevgi günleri. Ve o gün zaten sizler olmayacaksınız.

7 yorum:

Kapali Ust dedi ki...

Sezon başında efsane kadro diye nitelendirdiğimiz, UEFA'da final oynar dediğimiz kadronun şu durumda olmasıskandaldır.. Bu skandalı yaratan bazı unsurlara veda etmenin zamanı geldi artık.. Florya'dan şu 2000 jenerasyononu ve Adnan Sezgin'i kazıyarak, sıfırdan 2010 ruhuyla işe başlayabiliriz...

hadesperado dedi ki...

abi düşüncelerimin yazıya dökülmüş hali, eyvallah...

sembolist dedi ki...

Kapalı Üst,katılıyorumm sana..Yabancı bir düşüncenin,felsefenin bu takıma teknik direktör olması şart.Dünkü maçı izlerken gözlerime inanamadım,Bülentin bu kadar sıradan ve küçük düşünmesine..Bu kadara mantıktan ve futbol felsefesinden uzak oyanayan Galatasarayı ilk kez Bülentle göryorum..
Futbol hayatı boyunca antreman-ev-maç üçgenine sakışıp kalmış,kendni gelştirme adına hiç bişey yapmamış ve sadece 'hırs-sinirle' futbol oynamış bir insandır Bülent.
Bunlar da GS in başına geçmek için yeterli etkenler değiller.
Skibbe döneminde,(ben de skibi eleştrmştim) herşeye rağmen,futbol felsefesinin anlaşılır makul tarafları vardı.Gol atma adına akılcı bir mantık gelştrmişti adam..
Yenildğimiz naçlarda bile pozsyonlarmız oluyo 'akıl' kokan..
saygılar.

Mario Jardel dedi ki...

Benimki tamamen bir aforizma belki ama bülent'in galatasaray'dan sorunlu ayrıldığı, en azından kulübün jübile teklifini kabul etmeden sessiz sedasız galatasaray'dan ayrıldığını ve futbolu noktaladığını biliyoruz. Yani ayrılışı tıpkı hakan şükür, h. ünsal, ergün gibi oldu. Giderken sorunlu gitti, galatasaray'a kinlenerek.. nitekim gençlerbirliği maçında yaptığı hareketleri de biliyoruz belki o hareketler bu düşüncelerimizi biraz doğruladı gibi.. Yine diyorum benimki sadece bir teori ama acaba galatasaray'a olan acısını, kinini bu şekilde mi çıkarıyor kaptan ? Yaptığı değişiklikler öyle böyle değil çünkü şu takımın başına ömer çavuşoğlu'nu getirsen herhalde bu değişiklikleri yapardı.. Takımın dişlilerini bu kadar paslandırmak hakikaten en az teknik direktörlük meziyeti kadar ciddi bir meziyet isteyen durum.. Dikkatinizi çekiyor mu bilmiyorum ama bülent'in gelişiyle kewell'da bile bir düşüş yaşandı. Çünkü kewell'ı defans oynatıyor. neyse benimki sadece bir teori işte..

hadesperado dedi ki...

@ksenophanes, belki art niyetli değil ama bunu bize düşündürmesi bile ne kadar kötü olduğunun göstergesi... sadece yazık diyorum, şu kadroyu başarılı yapmak için van gaal'e, lippi'ye gerek yoktu işini bilen Galatasaray'ı anlayabilen birini getirmek yeterliydi, beğenmediğimiz ama şimdi aradığımız "skip be" son dk.da geldi anlayamadan gitti, bülent de misyonunu tamamladı ve finito...

mondo trasho dedi ki...

yiğit şardan demiş ki:"bülent korkmaz'ı kolay harcamayız!"

3 sene sonra kombine aldırmadınız bana. bülent korkmaz olduğu müddetçe kombine falan da almayacağım.
kişisel tepkim budur. beni futboldan soğuttun be korkmaz hoca!

bla bla dedi ki...

kurtulunması gerekenler list : serkan kurtuluş , yaser, barış , ednen sezgin , sabri , manda ...acill.. acilll....