8 Nis 2008

Futpolitik;Fado, Fiesta, Futbol






Demirel futboldan anlamazdı, kendi adına düzenlenmiş kupa törenlerine bile katılmazdı. Siyasetten de anlamazdı, anlasaydı Salazar gibi düşünür halkı eğlence, din ve futbolla uyuturdu. Özal'da bilmezdi futbolu, oğulları bilse gene iyiydi ama onlar paradan başka bir şey bilmediler. Gerçi büyük oğul bir ara Cem Uzan'la ortak kurdukları çanaklı kanalla naklen futbol yayınladılar ama onların amacı futbolu değil hamudu kaldırmaktı.

Sonrasında futboldan anlayan bir başbakan çıka geldi. Galatasaray'lıydı ne hikmetse. Futbolla çok ilgilenmeye başladı. Ona yaranmak isteyenler sıradaydı, en alakasız Galatasaray'lılar tribün amigosu olmuşlardı sanki. Mehmet Ağar, Işın Çelebi bu zamanda filiz gösterdiler. Şaşılası bir şekilde Galatasaray yükseliyordu. Devlet mekanizması Galatasaray'ın arkasında olduğundan, bütün kurum ve kurullar sindirilmişti. Sıkımıydı bir hakem çıkıpta misal Kayseri maçında Fener'e o penaltıyı çalacaktı. Teşvikler, krediler aktı Florya'ya. En büyük futbolcular transfer edildi, zaten kadrosunda da en büyük Türk futbolcuları barındırılmaktaydı. Sıkımıydı bir yere kaçsınlardı o zamanlarda Emre'ler, Arif'ler, Okan'lar, Fatih'ler, Ümit Davala'lar. Seferberlik vardı ve Avrupa Kupası gelmeden tezkereye izin yoktu.

Sonrasında Mesut Yılmaz ve kadrosu tasfiye edildi. Ecevit Başbakan oldu. Zavallı Ecevit topu karakola bomba niyetine teslim etmişti. Rafa kalktı Galatasaray, kimse topla, eğlenceyle, dinle uğraşmaz oldu. Galatasaray efsanesi tarihe karışmıştı, dolayısıyla Türk Futbolu'da. Ecevit'i yoğun bakıma aldılar. Bu kez Başbakanlık sırası hem fadocu hemde gerçekten futbolcu İrecep Hoca'daydı. Başbakan koyu Fener'liydi, Genelkurmayda öyle. Emniyet Müdürü'de. Hatta İstanbul patladığı zaman Emniyet Müdürü Fener maçına dışarı gitmişti. Fener'i kıpırdatmanın zamanıydı. Zengin biri Başkan oldu. Çok büyük stad yaptılar, fiesta başladı önce. Formalar, star futbolcular, hakemler, ceza kurulları. Bütün iş Fener'i en önde yapmaktı. Haklıydılar. Galatasaray forması 1 milyon satılıyorsa Fener forması 20 milyon satılıyordu. İplikçi, boyacı, düğmeci, tezgahtar, televizyon decodercisi, gazetecisi, turizmcisi, lokantacısı....., aklına ne geliyorsa futbolda ki ekonominin amiral gemisi Fenerbahçeydi. Herşey normaldi yani. Bu gün Feneri kollamayan adamı(Galatasaray'lıyı bile) televizyona çıkarmazlar, gazeteci yapmazlar, hakem yapmazlar, gözlemci yapmazlar, daha açık futbolcu yapmazlar. Sıkıysa Kayseri Fenerin tekerine çomak soksaydı. Parası yok denilen Galatasaray yağdırmıştı dolarları Pastırma sucuk yapsınlar diye Erciyes Eteğine.

Kızmaca darılmaca yok. Gün Fener'li günü. Otur oturduğun yerde seyret akşam maçını. senin bildiğin futbol 11-14 kişinin 7 dönüm tarlada oynandığı ayak topu değil. Bir Galatasaray dirilişi, şahlanışı olmaz ise umudun ancak maç bazında kalacaktır. Başındaki adamların bu büyük donanmayla başa çıkacak ne aklı ne vizyonu ne parası var. Ne yaparsan tribünlerde o da cezalı değilsen sen yapacaksın ve senin gibi düşünen bir kaç Galatasaray'lı futbolcu.

Buluştuğun maçlarda çağır topçuları önüne, dizilsinler. Onlar sana sen onlara bağır.'' Cim Bom Bom'um Benim, Biricik Sevgilim.Söyle Senden Başka Kimim Var Benim''

Hiç yorum yok: