7 Ara 2013

Ziraat Türkiye Kupası Kepazeliği

79 kışında İsparta 40. Alay'da askeriz, hava -20 derece. Tecrübeli çavuşlardan biri mahalle arkadaşım büyük futbolcu Seçkin. O zamanlar futbolcular da askere giderdi. Takımın komutanı üsteğmen topu hiç bilmeyen ama topu çok seven biriydi. Seçkin'e yeni gelenlerden takım kur, pazar günü Eğridir Dağ Komando taburuyla maç var emrini verdi. Seçkin'e yalvardım beni alma diye. Aldı, pazar günü parkalarla erat donarken biz şortla o ayazda, buzun üstüne maç ettik. Daha doğrusu üsteğmen maç etti tek başına. Biz küfür yedik, üstüne yenildik diye sopa. Top en az 20 kilo, buz tutmuş, her hangi bir yerine gelse orası felç olacak. Hayatımda o maçtaki gibi üşüdüğüm, yaşadığıma pişman olduğum bir an yoktur.

Bu hafta sırasıyla büyük takımların Ziraat Türkiye Kupasında futbolseverlerle dalga geçerken ki kepazeliklerine şahit olunca aklıma geldi. Üsteğmeni eğlendirmek istemiyorlardı belli ki. Her şey para olan günümüzde, bu kupanın getirisi, götürüsünden azdı onlara göre. Eskiden Türkiye Kupasının bir ayrıcalığı vardı. Alan takımların Avrupa'da oynadığı bir turnuva düzenlenirdi. Şimdiki gibi Avrupa Liginde kaynayıp gitmezdi. Ve eskiden kupa almak gibi ulvi bir hedef vardı. Şimdi para kazanmak gibi şerefsizce bir bahane kaldı.

Kupa, Fenerbahçe'nin uzun yıllar sonra kazanmasıyla motivasyonunu kaybetti. En azından bu sene de Fener elendi diye gülünüyor, bir iddia makamı olarak varlığını sürdürüyordu. Bu arada, geniş kadro yapısıyla forma şansı bulamayanlar veya gençler için bir fırsat kapısıydı. Eskiden yedek kalan futbolcu utanırdı. Şimdi bırak yedek kalmayı, pişmiş kelle gibi sırıtarak futbol hayatını tribünde geçirenler bile var.

Bir de son senelerde şu maskaralık çıktı. Esas takım oyuncusu, bizim üsteğmenin maçında oynamak istemiyor. Düşünebiliyormusun? Eray İşcan 1 ay içinde kendisini 10 sene içinde göremeyeceği makamda buldu. As kaleci sayıldı, dandik kupa maçında yedeği Ufuk, onun da yedeği Aykut'la Galatasaray, maça çıktı. Ne büyük bir onur Eray İşcan için. Ne var ki Yekta için aynı şey söz konusu değil. Bilemedin 1 ay ömrü kalmış bir futbolcuya, ne kadar kötü olduğu kendisine tabelaya ilk 11 yazıldığı zaman tebliğ ediliyor. Ağzıyla kuş tutsa, o maçta Maradona olsa hikaye, forma şansı yok, hangi moralle, hangi motivasyonla oynayacak?

A2 takımları gebermiş durumda. Sabri'nin yarısı kadar bile futbolcu yok. Hani denersin en yakın birisini, taraftar cismini görür. Bizim gençliğimizde kupa maçları en az lig maçları kadar değerliydi. Maçlar tıklım tıklım seyirciyle oynanırdı. Yeni birisi var mı, nasıl oynayacak diye merak içinde beklentiye girerdik. Şimdi taraftar keriz mi? Takımda kimi seyretsin de o soğukta it gibi titresin.

Peki ne olacak, bu mecbur turnuva oynanacağına göre yoğun bakımda gebermeye mi terk edilecek. Hiç bir kurumun başında hak eden olmadığından, bu iş bilmez, daha doğrusu işi tersinden çok iyi bilen oligarşiye bırakılırsa angaryadan öteye gitmeyecek. İş gerçek futbolsevere bırakılsa, sorulsa mutlaka çıkış yolları vardır. Bizimde katkımız olsun diye bir kaçını yazacağız. Ama önce turnuvanın sponsorlarına bir akıl vereyim. Gidip Lig TV'de Şansal BüyükA'ya danışsaydınız en azından izinden gidebilseydiniz, kara kara düşünmezdiniz şimdi. Yalama medyalarınız aracılığıyla Fenerbahçe kar etti diye yazdırıp, taraftarı kandırmak durumunda kalmazdınız.  Şebekler, bir maça denk gelse, Galatasaray-Fenerbahçe bırak finali ilk maçta bile karşılaşsa o paralar çıkar. O hesabı bile yapamadınız. Bakın lig tv, ligin en berbat senesinde süper final icat etti, ülkenin 4 büyük takımını lig bitiminde hizaya sokarak kapıştırdı.

Bir kere ismini değiştirin turnuvanın. Ziraat Kupasını alsam ne olur almasam ne olur. Her sene önceden belirleyin bir ismi. Misal, 2013-14 Ali İsmail Korkmaz kupası deyin, finali Eskişehir'de oynatın. Mesela Mevlana kupası deyin Konya'da oynatın. O kupadan 1 tane olsun. 2006 kupasını kim aldı diye sorsan kimse bilmez, ama 50 sene sonra Ali İsmail Kupasını kim almıştı diye sorsan bilinir.

Kota koyun, büyük takımlar kaçamasın. En son lig maçında oynayan takımdan en az 7 futbolcu oynayacak deyin. Sakat ve cezalılar dışında son maça çıkan kadronun 7 si oynasa, üstüne  A2 mecburiyeti olsa, 7 as futbolcuyla 2 genç futbolcunun armonisini millet merak eder maça gelir. Önü açılsın çocukların.

Statü nedir bilmiyorum yapılabilir mi? Kupayı alan takımla, ligi 2. bitiren takımı Şampiyonlar Ligi 2. takımı için bir final maçı oynatın. Kupayı alan takıma küme düşmeme kaskosu yapın. Her şey para değil, kupayı alan futbolcuları, hayatları boyunca unutamayacakları şekilde onore edin. Türkiye kupasını alan takımın futbolcularına emekli maaşı bağlayın.

Kupa maçlarına gidecek taraftarları teşvik edin. Kumanya verilebilir, bayrak, forma,atkı, şapka gibi ekipmanlar hediye edilir. 12 yaşından çocuklara bedava denebilir. Her maçı bir festival, o ilin ilçenin bir barış dostluk, kardeşlik günü havasında oynatın.

Bir önceki ligi 8. bitirenlere kadar bekletin. Diğer 8 takım ülkedeki tüm profesyonel takımların katılacağı tek maç usulü elemeyle gelsin. Şimdi aklıma geldi eskiden amatörler şampiyonası vardı, Türkiye Şampiyonu olan amatör takım 3. lige çıkardı. Değişti mi bilmiyorum, en azından değişmese bile gözümüzden kaçırmayı başarmışlar, takip eden yok.

Çoğaltılabilir, maksat turnuvanın cazip hale getirilmesi. Baronların yaptığı nedir. Büyük takımları kaçırmak. Galatasaray elenmeyi bile beceremeyerek devam kararı aldı. Muhtemelen, Balıkesirspor maçında aynı hatayı tekrarlamazlar, onlar da kaçar turnuvadan. Bir getirisi yok onlar için, nasıl olsa en kötü Avrupa Ligine gitmeleri garanti. Götürüsü olsun bakalım elenecek mi şerefsizler. Koy Gestapo kuralını, bir önceki sezonun Şampiyonu elenirse 100 milyon, 2. si elenirse 80 gibi, ilk 8 e kademeli para cezasını kes. Topladığın parayı Şampiyona dağıt bakalım elenecekler mi?

Leş kargalarının önüne leşi koymazsanız, bunlar karar alır, maçlara hiç çıkmazlar. Hükmen yenilir, bir sonraki sezon da cezalı olacaklarından işlerine gelir. Nush ile uslanmazlar, bunların hakkı kötektir.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Kesinlikle katılıyorum.
Yani, kulüpler ticari açıdan düşünmekten bu kupayı rezil rüsva ettiler; izlemekte tat bırakmadılar. Değişim şart ilgi alakanın artması için!...