2008 yılında takım son düzlüğe hocasız girmişti. Adnan Polat tek başına şampiyon yapmıştı ya, ne olacaktı canım, biz de hocaları bi bok sanıyormuşuz hesabı düğmeye bastı. Hocasız takım Türkiye'de şampiyon oluyorsa Reykart'lı takım Şampiyonlar Ligi'ni haydi haydi kazanırdı. İşi çok olmasa Reykart'ı da getirmeyecekti ya neyse. Yoksa eline mi yapışacaktı yine yapardı. O Galatasaray'ın spor dışındaki ali menfaatleri için vardı. Galatasaray demek futbol takımı demek değildi. Büyük işler peşine düştü say bakalım!
1-Riva arazisi; Ben küçüktüm Riva arazisi vardı Galatasaray'ın. O zamanlar Riva dendi mi İtalyan futbolcu Riva dan başka bir şey kimsenin aklına gelmezdi. Şimdi ben 53 yaşıma geldim hala Riva arazisi var. Bu 45 sene boyunca bu Ali Bey'in tay becerdiği arsanın Galatasaray futbol takımına ne faydası oldu acaba diye merak edip bir kaç sene önce arayıp bulmuştum. Ada pafta derken Beykoz'un Karedeniz'e bakan kıyısında dere ve yatağı olan arsaya keşfe gitmiştim. Köpek bağlasan durmaz diye yazsam yalan olur, köpek vardı duruyordu bir kulübenin önünde. Bir de benim yaşlarımda doğulu arkadaş. Hangi takımı tutuyorsun diye sordum, Trabzonspor'luyum dedi. Buna da şükür etmek lazım, Fenerliyim de diyebilirdi. Yani bu bizim arazi, daha çok nesil geçirir arkadaşlar. Bakarsın şehir 50 sene sonra oralara doğru gelişir de Ali Sami Yen Stadının 100. yılında yeniden yapılır.
2-Şirket Birleşimi; Şirket, adı üstünde, isim , olumsuz bir şebeke işi çağrıştırıyor. Dürüst insan niye şirket kursun? Nedir şirket, insanların başka insanları kazıklamak için kurduğu, ticari diye yasal bir kılıfa soktuğu dolandırıcılık örgütünden başka nedir ki? Ne faydası var Galatasaray'a, varsa bile bize ne? Takım ligte kalmak için serum bağlamış, biz milleti kazıklamak için şirketimizi birleştirmişiz. Tam haberimizin olmadığı şirketlerimizi birleştirmiş, başkanı derdest etmişiz. Bizi gidi nankörler bizi.
3- Arena Stadı; Bize devri için 2. Sevr Antlaşmasını imzalamamız gerekiyor. Al başına çal stadını hain adam. Biz Mecidiyeköy'e cephe açmaya gidiyoruz. Hele şu yıkım işi tamamlansın çökeceğiz oraya. Tel örgülerle çevireceğiz, kaleleri burçları dikeceğiz, maçları yine orada oynayacağız. 3 lüleri, Pınarbaşıları yine baba ocağından çekeceğiz, bayrakları yeniden sallayacağız Orjin Köfte'nin diyarından. O ruhu olmayan stadyumda olduğundan çok daha yüksek desibellerle gırtlaklarımızı parçalayacağız.
Kulübün sporla ilgili olmayan işleriyle uğraşan başkanımız için spor en kolay iş olmalıydı değil mi? Sarı kırmızı bir şapka aldı ve Dünya'nın en büyük hocalarından biri olan Surinamlıya teslim etti. Surinamlı sihirbaz, sihirli elleriyle şapkayı aldı 2 ay çalıştığı, tanıdığı şu isimleri ilk lig maçına çıkmak üzere şapkanın içine attı.
Leo Franco, Sabri, Gökhan, Servet, Hakan,Aydın, Ayhan, Mustafa Sarp, Arda, Keita, Baros. Şapkadan ilk 7 hafta her çektiğinde ya Arda çıktı, ya Keita, ya Baros. İşler yolundaydı şapkadan her seferinde tavşan çıkıyordu. Ne var ki olasılık yine de azdı, üstüne Baros sakatlanıp, Keita atılıp şapka dışı kalınca, yerine atılanlarla birlikte sihirbazın işi bayağı zorlaştı. 11 kişinin içinden Arda'yı çıkardığında maçı kazandı, çıkaramadığında mezarını kazdı. Sonu hüsran oldu sihirbazın, maymuna çevirip gönderdik Kıvırcığı.
Başkan'ın işleri yolundaydı, korkmayalım dı, Arena'nın inşaat çavuşuyduk, bir tuğla örülse seyrediyorduk. Riva arazisi, prim yaptıkça yapıyordu. Hedefimizin ne olduğunu bilmediğimizden daha uzun yıllar bekleyecektik. Ha sabredebilsek bi 200 sene sonra bu arazinin sahibi olan Galatasalatasaraylılardık biz, Selahattin Beyazıt'ın 50 sene sonrayı düşünüp aldığı arsayı şimdi satmaya çalışıyorduk. Dayanabilirsek, Dünya'nın en zengin kulübü olacağız oysa. Tabi 200 sene sonra Galatasaray,Alibeyköy Adalet olmamışsa. Birleştirdiğimiz Şirketimizi sormayın, para basıyor. Ve hokkabaz Hagi Hoca Tarom Havayollarıyla 3. defa Florya'ya iniyordu.
Üstüne üstlük Hagi'nin şapkasında Arda yok, Baros yoktu. Olmayan tavşanları da yakalatacak futbol melekleri de yanında olmayınca ne zaman şapkaya daldırsa elini, Mustafa Sarp'a, Ayhan'a, Servet'e denk geliyordu. 2000 yılında 10000 lerce Galatasaraylının gözyaşlarıyla yolcu ettiği El Commandante, boş şapkadan tavşan çıkaramadığı için 2011 yılında kıçına teneke bağlanarak kovuluyordu.
Sihirbazla, hokkabazla işin olmayacağına karar veren kumpanyanın büyük sahibi, bu kez temsilin sonlarına doğru sarı kırmızılı şapkayı bir palyaçoya emanet etti. Başımızdan eksik olasıca Bülent Hoca. Soytarılığın başladığı kadro ile senin son maça çıkan kadro arasındaki şaşılası benzerliğe şaşırma. koy şapkaya çuvallardan birini, Servet, Sabri, Gökhan, Balta(sakat olmasa garanti) Sarp, Ayhan, Arda, Baros(cezalı olmasa) u ilave et, ve şansını dene. Çıkarabileceğin tek tavşan Arda. 11 de 1 şansın var. Adı üstünde palyaço, görevi güldürmek. 2 haftadır gülmekten çenemiz felç geçirecek.
Jose Copperfield'i, Mirca Angel'i, Aref Terim'i getirseniz nafile. Ey gaflet, dalalet, hıyanet içindeki Galatasaray tarihinin gelmiş geçmiş en kötü başkanı Kalfa İbrahim'in oğlu. Şapkanın içindekileri değiştir içindekileri. Sihirbazların hüneri yok, göz yanılması her şey. Şapkanın içinde tavşan olduktan sonra kim olsa kulaklarından tutar çıkarır zaten. Gölge etme, elimizdeki tek tavşan'ı da gider ayak satma.
Hisseli Harikalar Kumpanyası burası, hissederları Dünya'nın dört bir yanına dağılmış büyük Galatasaray taraftarı. Çekil başımızdan, bizi doğal halimize bırak. Küllerimizden doğarız, geçeriz halayların başına yeniden mendil sallarız.
1 yorum:
nazmi abi yazılarını her zaman büyük zevkle okuyorum hepsinede sonuna kadar katılıyorum. senden bişi ricam ediyorum.
http://www.youtube.com/watch?v=vVg1UfDtggo
bu linkteki videoyu izleyip bununlada ilgili birkaç şey yazarmısın.
Yorum Gönder