7 Ağu 2009

Rekor Maçının Ardından


3. dalyayı yaptı Keita. Bizden büyük(cüzdan hesabıyla) rakip 191 gol atabilmiş. Bizim 300. gol gümbürtüye gitti, basında ilgi çekmedi. Çoğu Galatasaray'lının bile haberi yok. Gerekte yok zaten, ne olacak ki, yarın 400. 500. goller atılacak. Ama göreceksiniz Fener'in 200. golü nasıl bir yankı yapacak boyalı, yalama, spor medyasında.


Bir başka rekor da kırıldı dün itibariyle. Galatasaray'ın galibiyeti, Yenilgisinden fazla. Bir kaç sene öncesine kadar zaten fazlaydı, ama son senelerde bu ünvanı kaybetmiştik. Bundan sonra geriye düşme olmaz, fark açılır ve 400. golü beklemek içinde 10 sene saymayız.


Rekor sayıda seyirci izledi maçı. En basitinden Bülent Korkmaz'la devam etseydik, şu düzey maçı seyredecek taraftar sayısı 3.000i geçmezdi. Yeni açığın alt tarafını uzun yıllardır dolu görmemiştim. Bu demektir ki, Galatasaray'ın kupa maçı dahil bu sene maçları tıklım tıklım stadyumda oynanacak. Bir nevi taraftar idmanına çıkıyoruz bu sene. Tribünlere sığmayan taraftar, zincirden boşanmışçasına koşacaklar Aslantepe'ye.

Maç ne kadar önemsiz olsa da bir rekora daha şahit olduk. 6-0 dan önceki tabelada da vardık evelallah. Neushatel maçında 5 tane geçirdiğimiz maçı daha dün seyretmiştik.

Taraftarın çokluğu bir tarafa, söyleyeceklerimiz var. Kapalı tribün bağırıyor, yarısı Harry Kewell, yarısı Emre Güngör. Aynı melodiyle çağrılan sese hamle yapan yok. Futbolcu emin olmadan gelmiyor, birde bağıracaksak tam bağıralım. Öyle 300-500 kişinin bağırmasıyla da gelmesin kimse önümüze. Bu sene Kapalı tayfası, eski açığa taşındı. ''bağırsana lan''cılardan kurtulduk. Tribünlerin önüne cam konunca, betona çıkma şansı kalmayan, maç seyretmeyen taraftar profili artık görülmüyor. Bu seferde tezahürat bütünlüğü yok, kapalının yarısı bağırmıyor. Belki maçın çapı düşüktü, taraftara pek gerek yoktu, İlk lig maçında belli olur. Benim görüşüm çok kötü bir tribünün bizleri beklediğidir. Profesyonel bağırtıcıların yerine gençlerin geçmesi, tezahürat bütünlüğünü tesis etmesi gerekir. Haydi çocuklar biraz ortaya gelin, aynı tezahüratı bıktırana kadar söylemeyin. Dün neydi öyle, gürültü kirliliği, Nevizade her maç bir defa maçın sonlarına doğru söylensin. Birde şu Avrupa maçlarında söylenen ''dağ başı''. Ayağa düşürmeyin o kutsal gaz marşını. Dağ başını duman almış, geriye düştüğümüzde, oyunu forselediğimizde, başımızın dertte olduğu zaman söylenecek bir marştır.


Mor formalara alışacağız, hele ki bir kaç maç bu formayla fark atalım, bu kez uğuruna inanmaya başlar hiç çıkarmayız. Atılan gollere futbolcular tarftardan daha çok sevindiler. Yığınla futbolcu varken, ilk 11 e girmek büyük meseleyken takımda yardımlaşma uzun yıllardan beri görmediğimiz düzeydeydi. Hiç bir futbolcunun kaygısı yok, ben atayım, ben kendimi göstereyim diye öne çıkan yok.


Belki kimsenin dikkatini çekmemiştir, dünkü maçta Arda Turan'a bir kez daha hayran oldum. Sahadan çıkarken, Ayhan çaprazdaydı. Bantı çıkardı, o surada yanına Barış geldi. Bantı istedi, Ayhan'a vermek üzere. Arda Turan vermedi, gitti, kendisi taktı ve sonra oyundan çıktı. Sonradan televizyondan gördük, son golde de lüverden ilk fırlayan oydu. Her maç acaba Arda ne yapacak diye bile maça gidilir. Arda Turan gibi, futbolcu olur, olabilir, ancak Arda Turan gibi bir Galatasaray Kaptanı 100 yılda bir gelir. Arda'yla beraber büyüyenler, yaşlananlar, bizim gibi son demlerini yaşayanlar ne kadar övünseler azdır. Sipsi'dir, adamdır, Galatasaray'lıyım demeye çekinenlere duyurulur.


Bu gün son olarak şunları yazalım. Bir Estonya takımı çıkmış. Avrupa'ya çıkamadık henüz. Bi 10 luk ta bunları yapıp, başka rekorlara yelken açalım. Ve Gaziantep maçını bekleyelim.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

cok dogrusuun abii trübün tezahüratii karistii sacma sapan sesler cikzi ortaya birlesincee buna cözüm bulmak lazimm böle olmazz bide su marslari artik yenileyelim kedi miyavlamasi marslar yerinee daha farkli seyler türetelimm aynen devanm hep destek tam destekk...

kapalıtayfası dedi ki...

Kapalı tribün lazım tek şey ,Amigo Mehmet abi gibi karizmatik lider,1989 yılında kapalı tribünü bıraktığından beri yeri dolmadı,ne Yılmaz nede Sebo Mehmet abinin yerini tutabildi.70'li ve 80'li yılların tribün lideri Mehmet abinin yerini bilen var mı