18 Eki 2015

Yasin-i Şerif; Galatasaray 4-1 Gençlerbirliği



Arenada klasik bir lig maçı. Galatasaray'ın karşısında her hangi bir küçük takım, ve onun başında da Takımı'ndan da küçük Hoca. 1. Dakikadan başla vakit geçirmeye, futbolun ırzına geç, bir gol bulursan yat, beraberliğe, hatta tek farklı yenilgiye bile razı ol, yürü git kim tutar seni Şifo Mehmet.

Sneijderin ve Podolski'nin başına birer kazma vermiş, aman şut attırmayın. Onlardan insanlık dışı gol yemezse, diğerleri atsın, nasıl olsa hemen unutulur. Seyir zevkinin içine eden hocalara sarı kart falan vermek lazım, 3 sarı kartta misal 1 puan falan silinmeli. Maçta 22.000 kişi var, 33.000 i kombine, bileti olan bile maça gitmiyor. Niye gitsin? Sabri'yi, Bilal'i, Umut Bulut'u canlı izlemeye giden taraftara üstün hizmet maaşı bağlanması gerek kulüp tarafından. 

Galatasaray maçı öncesi başlıyor heyecan, kadro açıklanınca da eleştiri. Sinan niye yok? Cevabı da yok. Umut Bulut oynayacak, parayı futbolun baş çelişkisi alacak. 1 metreden boş kaleye vücudunu topa değdiremeyen kazma. Ve ilk yarısı heba olan maç. Ve ofsaytı bozan Sabri'nin kademeye girememesi ile gelen beklenmedik gol.

Ve beklediğimiz gibi kötü futbol.

Bereket golü yemişiz, berabere devam etse değişiklik 70 de olacak. Bence her maç Arena'da erken gol yememiz lazım, iyi futbol seyretmemiz için. Hamza'nın kafasında maçın başında iyi futbol oynatmak gibi bir düşünce yok. Sanki ülkeye yeni gelmiş yabancı hoca gibi, rakibi tanımıyor, ilk yarı çözecek, ikinci yarı vakti kalır nasıl olsa operasyona girecek. Beklediğimiz gibi Yasin başlama düdüğüyle beraber oyunda. İlk yarı en çok topla buluşan iki muhteşem kanat akını yapıp içeri kesen Cipsi yok. Normalde Bilal'in çıkması lazım ama şansına güveniyor, Bilal bir şeyler yapacak. ve sol kanat muhteşem çalışıyor. Belki Gençler'in sağ tarafında bir ocak keşfedildi, stoperler bile oradan atak yapıyor. Neyse ki bu maç sağda, unutulanlar dışında hareketlenme var. Sabri iyi maç kontenjanını dolduruyor. Umarız bu maç iyi oynadı diye Sabri'yi, Benfica, fener maçlarında oynatmaz. Ve Poldi geldiğinden beri en iyi maçını çıkarıyor. Hatırlayan çıkar belki, Poldi için takım oyuncusu, takım kötü oynarken iyi oynamaz demiştim. İkinci yarı döktürülen tempoda Poldi ustalığını konuşturdu. Adam asmaca oynadığı pozisyonda şut açısı bulabilseydi, şimdi hepimiz onu dinliyor olacaktık.

Yasin'in şutlarından bunalan kaleci, birini zorlukla kornere çelebildi. Ne var ki belayı sadece bir kaç saniyeliğine savuşturabilmişti. Semih Kaya ile hiç bir kafa topuna dokunamayan stoperlerin ikisi birden havalandı, ikisi birden kafa attı, yere düştüklerinde tabela değişmişti. Yasin'e yedeklik yaramış, eğer bilerek yedek bırakmışsa tebrik etmek lazım. Banko başladığı maçlardan çok daha etkiliydi. Bunlara en büyük ceza yedek kulübesi, kaleciyi dövmeye devam etti. Baktı ki köşelerden yemiyor, artık bilerek veya değil bacak arasından çaktı ve fişi çekti.

Bir de baktık Burak Yılmaz oyuna girdi son 5 dakika. İyiydik oysa. Ne büyük taraftarız, ülkenin oynayan en büyük golcüsü bizde, Fener maçına yetişti diye üzülüyoruz.Hakemi kandırdı, kendi yaptığı faulü penaltı çaldırdı. Çok da kötü bir penaltı kullandı. Buraya not yazalım dursun. Fener maçında veya Benfica maçında penaltı olur da Burak atarsa kesin kaçırır. Bu penaltıyı 10 kaleciden 9 u yemez. Maç berabere olsa Gençlerbirliği kalecisi de yemezdi. Maçta ki tek ofsayta da yakalanıp, siyatik sinirlerimizi kaldığı yerden azdırdı.

Benim için Ülkedeki futbol, Bir sonraki Galatasaray maçının başlama düdüğüne kadar bekleme odasındadır. Muhtemelen, Zift Medyası iyi oyun, farklı galibiyet sonrası, Fener maçı öncesi anaları ölmüş gibi üzülerek yayın yapıyordur. Aslında salyaları akıtan delirenleri seyretmek de bir zevk de, ben onu bile seyretmem, yazılanları okumam.

Ölümüz bu, 45 dakikalık futbolumuzla Şampiyonluğun en büyük favorisi yine biziz. Maçın adamına Poldi'yi yazıyorum, kapatıyorum.

Hiç yorum yok: