22 Şub 2015

Hakemi de Yendik; Sivasspoor 2-3 Galatasaray

Aptallığın en büyük kanıtı, aynı şeyleri defalarca yapıp farklı bir sonuç almayı beklemektir. Ainstain


Kabul ediyorum ki aptalım. Defalarca söylüyorum her seferinde başka bir sonuç bekliyorum. Ve teoremi yazıp Büyük Galatasaray Taraftarının beynine saplamayı umuyorum. 

Türkiye'de futbol, 17 takımın, arkasına aldığı bütün futbol dışı güçlerle birlikte Galatasaray'ı şampiyon yapmamak üzere sanki hayatlarının son maçına çıkıyor gibi oynamasından ibarettir. Benim gibi aptal olmayanlara, bir kez de bu yönüyle bakmayı öneriyorum. Yedek kulübelerine, takımların Hocalarına yedek futbolcularına. Galatasaray'ı boğmaya ant içmiş bir konsantrasyonla, kinle takımlarını sevk ve idarelerine bakınız. Bundan asla şikayetçi değilim, futbolun doğal seleksiyonu içerisinde oynadığımız takımlar, oynayabileceği en iyi futbollarını oynasınlar. Şikayetimiz, anlamakta zorlandığımız, niçin? neden? olduğuna aklımızın yetmediği,  16 takımın, arkasına aldığı bütün futbol dışı güçlerle berabar Fenerbahçe'yi neden Şampiyon yapmak için de facto bir anlaşma imzaladığı ve bunu maçlarda gözümüzün içerisine sokarcasına uyguladığıdır.

İşte bu yüzden bir kez daha Galatasaraylı olmanın saygı doruğuyla yazıyorum. Hakemi de yendik.

Bir motto, bir amentü daha ezberlememiz gerekiyor. Maç anında yazdığım görüşlerimi okuyanlar şahidimdir. Galatasaray Hocası olması mümkün görünmeyen, asla olmayacak olan Hamzaoğlu varken, her maç kılıçtan geçirseler sahibimiz olmadığından ezberlememiz, maçı bu gözlerle izlememiz gerekiyor.

''Galatasaray'ı son dakikalara en az 2 farklı önde giremediği hiç bir maçı kazandırmazlar''  

Bu benim maç izlerken ki besmelemdir. Bu yüzden Galatasaray'ın attığı ilk gole tepki vermem, oyunun başlarında atılan 2. ye de. Çünkü biliyorum Galatasaray'ın attığı 2 gol 1 gol sayılıyor. 2-0 öne geçtiğin hiç bir maçı koparamazsın. Halbuki bak Fener maçlarına. 1 gol yiyen takım rahatlıyor, kurtuluyor, oyundan düşüp hayırlısıyla önündeki maçı düşünmeye başlıyor. Bu gece de öyle oldu. Nasıl olduysa aradan sıyrılıp kadroya girmeyi başarmış Yasin'in aklı olmayan hiç bir futbolcunun atamayacağı golüne bile sevinemedim. 

10 dakika içinde 2. yi bulamamışsak Muslera'ya 1 gol yazın. Banko, kaçınılmaz olarak beraberlik sağlanacak. Hiç bir futbolcuya neden gol yedirdin diye kızamam. O gol yenecek. Kızacaksam 2. yi neden bulamadınız diye kızarım. Denemedik dersem nankörlük ederim, büyük bir handikapla oynamamıza rağmen denedik. Melo'nun yerine Hamit oynadı. Tiksindim oynadığı futboldan, ben bu adamın Bayern'de oynadığına inanmıyorum, eğer oynadıysa emin değilim googula sormadım muhtemelen Volsburg'un, Dortmund'un şahlandığı periyot olması lazım. 11 futbolcundan 1 i banko Hamit'se sen Almanya'da İspanya'da şampiyon falan olamazsın. Top oynamıyor, langırtın orta miline sabitlenmiş en sağdaki futbolcu gibi. Kenarda da fırfırla maçı idare eden hocan varsa, Hamit topa rastgele değiyor, daha doğrusu top Hamit'e rast gele değiyor. Random %90 isabetsizlikle işliyor. Hamit'e değen topa daha sonra bizden başka birinin dokunabilme ihtimali Tuna nehrine atılan bir kibrit çöpünün Bostancı iskelesinde yüzebilme ihtimali kadar düşük. Fazla uzattık, Hamit'in futbol ölümü gerçekleşimiş, Ptt 2 de oynayabilir mi? seyretmedim o ligte oynayan futbolcu kardeşlerimin emeğine saygısızlık yapmak istemem.

Bruma için Aydın sabrı göstereceğiz. Çok para kaptırdık diyenler var, Aydın'ın oynamadan 10 senede aldığı paranın yanında gazoz parası. Açık olarak rakibi korkutsun yeter. Oyundan alındığında aklıllı hocalar Galatasaray'ın yatacağını düşünerek diriliyor. Ne zaman adam geçeceği belli olmadığından karşısındaki futbolcu ürküp, boş bırakmıyor. Futbolu adam olur mu? Hamzaoğlu ile olmaz, Daha doğrusu bir Hoca marifetiyle futbolunu geliştiremez. Beyin cerrahı lazım. Kargadaki beyinle değişse, Ronaldo'dan büyük futbolcu olur, mevcut beyinle de Eminönü'nde saat satsa hiç birimiz farkına bile varmayız, nerede lan bu diye soranı çıkmaz.

Melo yoksa zaten 1 kişi eksik oynadığını kabul edeceksin. Kim oynasa benim gazabıma uğrayacaktı, o yüzden Hamit konusunu kapatıyorum, nasıl ki Tarık Çamdal geçen hafta Jübilesini yaptıysa, Hamit'te bugün yaptı, yazıklar olsun oynadığı futbola, aldığı paralara.

Bizim için Ülkede futbol Galatasaray maçının başlama düdüğüyle başlar, son düdükle biter. Zift medyasını ne seyreder, ne okurum. Bu gece maçı anlatan spikeri de anmadan geçemeyeceğim. Auta giden topa olanca arzusuyla ''gooool'' diye bağırdı. Koskoca stadyumda gol diye bağıran başka hiç kimse yoktu. Tutamıyorlar kendilerini, dillerinde larc beden prezervatifle dolaşmasalar alayı Hepatit B den, sarılıktan karantinaya alınacaklar. Tuvalet kağıdı ihtiyacını yarı yarıya düşürdüler. 3-1 olunca neredeyse ağlayacaklardı. 3-2 olunca Melih heyecanlandı, beraberlik golünü anons etme zevkini ortağıyla paylaşmayacak kadar ağır çanak yalayıcıydı. Benim bildiğimi o bilmez mi? nasıl olsa Galatasaray'a bir gol attırırlardı, ah ulan biraz daha zaman olsaydı ne güzel olurdu şimdi.

Hamzaoğlu'ndan değişik bir şey beklemiyorum, çok kısa zamanda notunu verdik, Alberto Aynştayn'ı kızdırmayalım. Biz maçtan maça seyrettiğimiz, durumdan vazife çıkartıp görüş bildirdiğimiz için hafta boyunca neler yaşandığını bilmiyoruz. 35-40 futbolcuyla bütün bir hafta çalışma yapan Hocamızın seçtiği maç kadrosu ve sahaya sürdüğü ilk 11 belli olunca başlıyor bizim mesai. Şundan eminim banko futbolcuların dışında 18 kişilik kadroya girişin birinci kriteri Hamza'nın vicdanı. Futbolla hak edilmiyor, zaten ilgilenmiyoruz. Oynamayan, oynamayacak futbolcuya kızamıyoruz. Yedek kaleci? ha ben olmuşum, ha Eray, Sinan fark risk var mı? yok, o halde 4-5 kaleciden biri neden alınıyor, bu hafta da parayı o alsın yazık. Şundan da eminim asla oynamayacak olan diğer 3 kişinin de seçilmesindeki paradigma aynı. Yekta kazansın, yok ulan bu hafta Pandev, belki bir kaç maç sonra Cemali. Oynamayacağı garanti 3 kişi neden ileride oynama ihtimali olan bir genç çocuk tarafından işgal ettirilmez. Ayıp mı?  Sisteme şebeke'ye ters mi? Sinan Gümüş'ü Emre Can'ı hatırlatmıyorum korkmayın. 

Olcan'ı beğenmişler, fikrimi değiştirmiyorum, maçın başında söylemiştim. Sivas'ın sağ kanadı, bizde yok onu net söyleyebilirim. Olcan'la durdurmuşuz, öyle diyorlar. Ben büyük takım taraftarı olduğumdan top rakipteyken maça bakmam. Nasıl durdurduğunu görmedim, seferleri kaldırılan, hızlı trenle tarihe karışan Kurtalan Ekspres gibiydi Sivasın sağ tarafı. Atçı imam efendi bile zevk yaptı, Sergen oyuna girmek isteyecek diye ödüm koptu. Top bizdeyken bizim sol taraf beni tatmin etmedi, isabetsiz ortalar, gol olan pozisyondaki aptallık, kısmet, pas tercihi, bu yazıda kullandık langirt golü. Hani şartlı çıkan Hüseyin Göçek'in yerinde ben bile olsam o golü saymam. Gireni çıkarttırmak için elimden gelmeyeni bile yapar, tetiği çekerim. Burak'ın geri dönüş maçlarından birini seyrediyorduk. Hücum fauller, yakalanan ofsaytlar, ofsaytta olduğu için vazgeçilen Galatasaray son pasları, attığı balık gol beni yerimden kıpırdatamadı. Büyük takım golü atmadan benden kurtuluşu yoktu, mükemmel bir akıl golü attırdı, Telles'in bir yıldız gibi kayarak geldiğini görerek Olcan Adın'ın senede 1 defa yapabileceği servisi yaptı. Sakatlanıp çıktığında yerine giren çöp maçı bitirdi.

Her hafta can çekişerek alınan 3 puan, oyunla desteklenmediği sürece bizi taşıyamayacak. Sistem yaptığı hesaplamalara bizi çoktan 5-6 puan geriye atmayı planlamıştı. Saha içinde çok net görüldü, Galatasaray da büyük takım refleksiyle direniyor, bakalım ne kadar, nereye kadar direnecek. Benim umudum yok, Galatasaray'a güvenmediğimden değil, şer cephesi çok güçlü olduğundan. Fenerbahçe'ye yenilirsek  ligi bırakırız, sonrası hüsran olur, 4.5 bile olamayabiliriz. Bu yüzden nasıl ki bize karşı oynayan takımlar son maçlarını oynuyormuş gibi oynuyorlar. Fener maçına kadar detant uyguluyorum, sorunları geçici bir süre donduruyorum,  

Çocuklar Fener maçından sonra ölecekmiş gibi oynayacaksınız. Karşınızda kutsal ittifakla kuduz aşısı yapılmamış bir suç örgütü bulacaksınız. Futbol oynayarak yenerim diyorsanız yanılıyorsunuz. Bir kişilik kontenjanı Pitbull'a ayırıyorum, geride kalanlarınız Aslan'a dönüşeceksiniz. Unutma, kazanırsan alacağın sadece bir 3 puan değildir. Ant olsun ki onun peşimde değilim. Evire çevire Kadıköy Kuduzhanesinde Fenerbahçeyi yeneceğimiz bir maç futbolumuzu pisleten Global Kraliyet Şebekesine bir isyandır. 

Bu gece Hüseyin Göçek'e sahada verdiğiniz ders, Fenerbahçe maçına yapılan bir cephane yığınağıdır, kazılan bir siperdir. Bu maç  bir tatbikattır, savaş yakındır. Gazanız mübarek olsun.

Hiç yorum yok: