20'de tribünlerdeydim. Binlerce Galatasaray'lının ilk uğrak ilk savaş yerinde. Kimilerinin bir kaç maç takılıp, uzayıp gittiği, kimilerinin sevdaya tutulup asla terkedemediği, ilkeli ve gönüllü birliğin bir neferi olmanın, tarif edilemez onurunu ömrü boyunca taşıdığı, gırtlağını parçaladığı, acıktığı, üşüdüğü, ağladığı, tepindiği, orada olmak için nelerini feda etmeye hazır olanların imrendiği, işte bizimkiler diye gurur duyduğu er meydanında. Ben içeri girdiğimde, tribünlerin kale arkası bölümlerindeki bayrakları görünce anladım ki, bu gece gövde gösterisi bayrak sallamayla gerçekleşecek. Öyle de oldu gördü herkes.
Maç öncesi, Galatasaray Org'tan okumuştum. Arena'da saha sulanmış, akşam maça hazır hale gelmesi için sulanması gerekiyormuş. Çok fazla dua edersen olacağı bu. İsrafil, edilen duaların hacmini hesaplayamamış belli ki. Maçın başlamasına yarım saat kala yağmuru başlattı. Maksat, Stat müdürünün işini kolaylaştırmak canım. Maç boyunca yağmurun hızın artıran İsrafil, maç bittikten sonra su tabancası oyununu durdurdu. Kim emir verdi acaba? saha sulansın diye. Terim desem, başlayacaksınız yine, moruk demeye, bunamış demeye, nankör demeye. Sanmam, ama yazdıklarımı hatırlıyorum, yıldırım düşse fatih Terim'in üstüne atacak değilim. Keşke bir panel düzenleyebilsek de, Fatih terim hakkında 7 gün 7 gece konuşabilsem. Araya sıkıştırayım maç yazısında. Hocalığı önemli değil, bize de hoca falan lazım değil.
1- Fatih Terim , ülke futbolunda gelmiş geçmiş tek adamdır. Kulağı duymayana, bacağı tutmayana kadar da böyle kalacaktır. En büyük odur. Hiç kimseyi yerine koyamam. Dedim, anlayın kelime manasında kullanıyorum, tek adam. 2. adam yok bu yüzden tek adam, yerine kimse geçemez, rıza göstermem..
2-Hakan Şükür, Galatasaray'ın başına geçip, Şampiyonlar Şampiyonu yapmadan'da 2. adam çıkmayacak. Bu olasılığın gerçekleşmesi için Hakan Şükür'ün Galatasaray başına geçmesi gerekir.
3- Böyle bir olasılığın gerçekleşme ihtimalinin oluştuğu anda, 1. madde uygulanır.
Maç öncesi bir yazı yazma gereği duymuş, endişelerimi belirtmiştim. Haklı çıktığım gibi saçma sapan önermelere girmem. Maçın eleştirilecek hiç bir tarafı yok. Seyrettiğimiz maç falan değildi. Bu sahada maç yapılmaz. 3-0 yenilsek bile görüşüm değişmez di. Onca para ve emek harcanıp yapılmış stadı görünce, Olimpiyat Stadı'nı yapanlara saydırılına kadar bunlara da saydırılmıştır. 40 sene önce İnönü Stadı'na yağmur kar yağar, o sırada bizim gibi çoluk çocuğu tribünden aşağıya indirirler, elimize küreme tahtasını tutuştururlar, nizami olarak kürdürler di. maç iptal olmasın diye evimizin önünü boş verip stadın zeminini temizlerdik. Felix uzaydan, Dünya'ya balıklama atlarken, Abdurrahim Albayrak Kalfa, 5-6 kürücüye sahanın suyunu kürdürüyordu. O tahtayı, İngiltere'ye götür, ne işe yaradığını 1 milyon kişiye sor, cevap alamazsın. Fatih Terim'den stat müdürüne, ızgara tamircilerine ağır bir sopa bekliyorum. İmparatorluksa, hodri meydan, imparatorluğunu göstersin. yardıma ihtiyacı varsa da beni çağırsın, tereddütsüz kafayı yapıştırırım.
Maça televizyonların gösterdiğinden, medya maymunlarının yorumlarından farklı bir pencereden bakmak isteyen varsa, bana biraz daha tahammül göstersin. Galatasaray son 5 maçtır, ne istediği oyunu oynayabildi, ne tabeladan istediğini alabildi. Bu maç ta benzeri şekilde başladı. Sanki 5 maç hiç bitmemiş gibi, devreler halinde oynanıyordu. Saha olumsuzluğunu istisna tutarsak, Engin Baytar hariç en kuvvetli Galatasaray 11 i sahadaydı. Cluj Demirspor'da diğerleri gibi gol yememeyi hedeflemiş, bir delik bulup, mucize golün peşine düşmüştü. Galatasaraylı futbolcuların böyle bir sahada oynama tecrübesi yoktu. Bir tek Melo, plaj futbolu oynamanın avantajıyla, çocukluk günlerinin Copacabana'sındaydı sanki. Hamit'e verdiği pas, tam plaj futbolu pasıydı. Böyle bir sahayı çocukluğunda bile görmeyen Riera'da çabuk uyum sağladı. Hayatında yağmur görmemiş Dany ise muhtemelen okulda fizikten sıkıntı yaşamış olmalıydı. Israrla yağmura inat Muslera'ya pas veriyordu. Mücadele bakımından çok iyi olan Dany, iş zekaya gelince cortluyor. Belki duruş hatası var, ama biraz da kısmet olacak arkadaş. Böyle gol yenince kime kızacaksın. Asimo olmuş çocuklar. Galatasaray tarihine ismini şimdiden yazdırmış. Sahanın azizliğine hiç uğramadan, sanki halı sahada oynuyormuşvasına oynadı. Tekniği gün geçtikçe gelişiyor, bir kaç sene sonra tek başına savunma yapar. Galatasaray 1-3-4-3 oynar. Bu maçın adamıdır. tek handikap, bu sahada oynamayacak tek adam Emre Çolak'ın sahada oluşuydu. Elmander'in erken çıkışı, Burak'ın son dakikadaki vuruşu, haca durumu, alınan netice tamamen şanssızlıktı. Amrabat'ta geldiğinden beri en iyi oyununu oynadı. Hakkında yorum yapmak için bir kaç maç iyi oyununu sürdürmesi gerekiyor.
Olan olmuş, şimdi önümüze bakalım, ne görünüyor aktaralım. Biz bu Kluj Demirspor'u deplasmanda yeneriz, Braga'yı'da yeneriz, hatta işi bitmiş Mmançester'i bile yeneriz. Nereden çıktı, maç öncesi olumsuz tablo, yenemediğimiz halde niye değişti demenize fırsat vermeyeceğim. Galatasaray, bir hücum takımıdır. Savunma yapan takımlara karşı oynamasını bilmiyor. Bu saydığım maçlar da rakipler de bizi yenmeye oynayacaktır. Kafa kafaya oynadığımız her maçı kazanma ihtimalimiz, savunma yapan takımlara karşı kazanma ihtimalimizden büyüktür.
Kusuruma bakma Fatih Terim, dost olmayana, adam olmayana sitem edilmez. Dost eline gel olmadan varılmaz. Git, şunları indir gel de bizi tribünlerden geri bıraktırma.
1 yorum:
üstad,Amrabat takıma oturdu,seri galibiyetler bekliyorum Amrabat önderlğinde..
Yorum Gönder