MAÇKOSKOP
KADRO:
Muslera | 8 |
Ebu | 6 |
Semih | 6 |
Ufo | 9 |
Hakan Balta | 8 |
Melo | 6 |
Emre Çolak | 3 |
Selçuk | 7 |
Riera | 7 |
Elmander | 7 |
Necati | 8 |
ZURNANIN ZIRT DEDİĞİ AN:
Tribünlerde bir pankart gösterildi, Eneramo ayısına kangal adı vermişler, Pitbull’mu daha büyük diye soruyorlardı. Bana sorarsan sevgili memlektimin iti, elbet pitbulldan daha değerliydi benim için ama sahadaki Pitbull’u, Kangal’ın ancak eniği olabilecek Eneramo ile teraziye koymak bile ayıp.
-
VARİL:
Emre Çolak; Geçen haftadan kalma orta saha ezikliği sürüyor. Cephane buralara kadar yetmiş demekki, Önümüzdeki maç, Engin Baytar oynar, girdikten sonraki katkısıyla da Aydın Yılmaz, Emre’yi 13. Futbolcu yaptı.
-
GLADYATÖR:
Ufo; Oynadığı oyun şekliyle hiçbir zaman varil olamayacak Ufo için, hiçbir zaman da gladyatör olamaz diye görüşüm vardı. Ancak bugün takımın gol yollarına da katkısı büyüktü. Uzun senelerden sonra gol attığını öğrendik. İşçiliğe ameleliğe semih’i gönderiyor diye kuruntularım vardı, bu maçla dağıldı. Yeri geldi kaleye bile geçti.
BOROZANCI:
Halis Özkayha; Ne yapsa ne etse de gol atamadı. Galatasaray’ın yoluna taş koyabilmek için çareler aradı. Sarı kartlarla durdurmaya çalıştı takımı. Zaten çok zor şartlar altında mücadele den futbolculara hiç yardımcı olmadı. Sıradan bir hakem, ne uzar ne kısalır. Eneramo en az 10 faul yaptı, sarı kartı elle oynadığı için verebildi. Kötü hakem, maçın çok altında kaldı.
-
BİR SORU – BİR CEVAP:
Takımın golcüsü kim?
Takımın gol rekoruna koştuğu sezonda ne mutlu ki golcüsü yok. Bu sene 17 futbolcu gol attı, Muslera , Hakan Balta ve Sabri dışında gol atmayan yok. Rakip defans Elmader gol atmasın diye çabalarken, hiç beklenmedik futbolculardan darbe yiyor.
-
İMPARATOR:
3. Grande, Nepal’e, Katmandu’ya gitmiş, Dalay Lama ile takılmış, Ganj nehrinde yıkanıp arınmış aslan yuvasına geri dönmüş. Egoları gitmiş, evliya olmuş, kenarda dosta güven veren düşmanı ürküten bir babacanlığa bürünmüş. Bu saatten sonra kimi oynatsa iyi oynar. Taktik, teknik hiç önemli değil, büyük maçları arifesindeyiz. Büyük Galatasaray’ın büyük maçlarının büyük hocasını özlemişiz.
-
ORDAKİLER:
Sivas’ın -10 derece ikliminde orada bulunan bizimkiler kendilerini şanslı saysınlar. Buna benzer bir iklimde aynı yerde birkaç sene önce ben de bulundum. Yenememiştik, o soğuk iliklerimize işlemişti. Bu gece atılan 4 golden sonra stadyumdan çıkmak bile istemezler. Gerçi Sivaslı seyirci tezahürat yapmasını falan bilmez bizimkilerin sesleri de çok cılız çıktı. Deplasmanda 4-0 yenen bir büyük takım taraftarı olarak çok zayıftılar.
-
ANALİZ:
Galatasaray kadrosu artık Mardin’in Kızıltepe ilçesindeki bir Galatasaraylı sığır çobanı tarafından bile ezbere sayılabilecek bir kadro oldu. Beklenen ilk 11 sahadaydı. Çek Milli takımından golle dönen Baros’un sonradan bile oyuna girmemesi kimseye garip gelmedi. Takım gole sıkışsaydı mutlaka nir delik bulunur Baros sahaya sürülürdü ama ne mutlu ki gerek duyulmadı.
Çok kötü bir zeminde oynandı maç. Aslında buna da şükür etmek lazım belki. Stad sezon başında alttan ısıtmaya geçmesiyle üzerine düşen karı eritti. Bu ısıtma da olmasa bu maç kesin olarak tehir edilirdi. Hasar tespitinden sonra bakılır ama bu sahadan sakatsız çıkmak, en zor deplasmanı atlatmak hem şans hem büyük hüner oldu.
Galatasaray’dan şerefsizlik bekleyenler avuçlarını yaladılar. Suyun diğer yakasında futbol oynayanları bekleyen korkunun adı bile bizde olmaz. Bilerek sarı kart alacağı beklenen Semih, Ufo diğer maçlardan çok daha fazla riske girdiler. Akıllarına bile gelmedi Fener maçı, haftaya da gelmeyecek.
Bugün özellikle biri oynadığı oyunla çok mutlu etti. Hakan Balta son yılların en büyük maçını oynadı. Üstüne sol bek olmadığını gösterdi. Çok akıllı hamleler yaptı. Maçın başında en kötü kim oynar deseler ben Hakan Balta derdim. Hakan’a göre çok olumsuz bir sahada muhteşem bir oyun çıkardı.
Bir büyük maç çıkaran adam da Muslera idi. Büyük maçların, büyük takımların büyük kalecisi olduğundan emindik zaten de, azıcıkta olsa acaba mı diyenler bu maçtan sonra tamamen kayboldu. O kadar konsantre durumdaydı ki bu maç bir 90 dakika daha oynansa yine gol yemezdi. Bu maçı 1-0 kazansaydık maçın adamı olarak mutlaka kendisini seçerdim. Büyük takımsan, büyük neticeler oynayacaksan kalecin Taffarel olacak, olmadı mı o zaman kaleci hocan Tafferel, kelecin de Muslera olacak.
Takım son maçları 2000 ruhuyla oynuyor, bunun en somut göstergesi gol sevinçleri. Giren çıkan oynayan oynamayan bütün futbolcular mutlu, yüzü gülüyor. Hiç kimsenin şikayeti yok. Taraftarın beğenmediği, oynamasın dediği hiç kimse kalmadı. Defolu çıkan Yiğit ve Sercan tribüne gitti. Kalan tek çelişki 76 numara maçları artık televizyondan bile seyredemez oldu. Yıllardır yedekte bekleyen kova kalecileri unuttuk. Düşünelim en kötü futbolcumuz Emre Çolak. Takımın sağbekinde dünyanın sayılı hücum beklerinden biri var. Sabri yavaş yavaş takım dışına doğru asimile oluyor.
Neco bugün muhteşem oynadı. Stok’un atıp da medyanın yaktığı kınalar kurumadan unutulmaz bir gol bıraktı Sivas Temeltepe’ye. Dikkatle baktım attığı golden sonra ne yapacak diye. Kıl olduğum hareketini yapmayarak, yüzüğünü öpmeyerek bendeki kötü anıların yarısını sildi. Diğer yarısını da inek yalamış saçlarını kestiği zaman silecek, ben de her gol atışında bir Galatasaraylıya rakı ısmarlayacağım.
Böyle bir maçı Selçuk İnan'a asistsiz geçirmek koyacaktı. Attırdığı korner golünü yeteri saymadı, son saniyelerde Neco'nun önüne tıkladı, va Galatasaraylılar bir sonraki maça rahat hazırlansınlar mesajı gönderdi. Bu taraftar için artık bu hafta Arena'yı doldurmak bir görevdir, mecburiyettir.
-
2 yorum:
Elinize saglik,yine bir nefeste okudugum bir mac analizi olmus.ibrahim
sevgili abim, senin bloğun dışında takip ettiğim bir kaç blog daha var. Eğer bir maçtan sonra galip gelmişsek ilk seninkini okuyorum yok eğer yenilmişsek seninkini en son okuyorum :) Galip geldiğimiz zaman ne kadar mutlu olduğunu tahmin edebiliyorum tabiki bu yazdıklarına da yansıyor. Fakat yenildiğimizde bloğuna girmeye korkuyorum, kim var kim yok doğrusu fırçalıyorsun, sanki galatasaray için dünyanın sonu gelmiş gibi hissediyorum okurken. Anlıyorum ki bu sendeki galatasaray sevgisinin ve renklere olan aşkının ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Gerçek bir galatasaray'lı her zaman takımının rakib kim olursa olsun hücum oynamasını galip gelmesini, gelemesede tek kale oyanarak yenilmesini ister. Tıpkı senin gibi. Bunu yazdıklarından rahatlıkla anlayabiliyorum. Son olarak Necati ve Aydın hakkında düşüncelerinin değişmesine çok sevindim kutsal parçalı altında formasının hakkını veren herkesin başımızın üzerinde yeri vardır, fakat vermeyenler için gün gelir devran döner cezası kesilir ve hesabı sorulur... kendine iyi bak...
Yorum Gönder