Yaşı biraz geçkin olanlar bilir. Eskiden ''tıp'' diye bir oyun vardı. özellikle kalabalık ailelerin büyükleri veya boş geçen, kaynayan derse giren nöbetçi öğretmenlerin gürültüyü önlemek için başlattıkları bir oyundu. ''Tıp'' diye bağırılır herkes susardı, ilk konuşan ebe olur bayağı büyük bir ceza alırdı.
Ne yalan söyleyeyim, çoğu neden sever onu da anlamam, ama benim en sevmediğim taraftar Beşiktaş taraftarıdır, taraftarın namı olan Çarşı'sıdır. Sevmememe derecem ise tam olarak şudur, Fenerbahçe taraftarın'dan da beter. Tribün jargonuna kattıkları tek bir olumlu tezahüratları yoktur. İşleri sadece maçta gürültü çıkarmak, kendiilerini eğlendirmektir. Bugün ak dedikleri, yarın kesin karadır. Tabelaya, dereceye endeksli taraftardır. Bir bakarsın takım için üstlerini başlarını parçalarlar, bir bakarsın sopa çekmek, küfür etmek için uçak yolu gözlerler. Maç içinde yaptıkları tezahürat ta gürültü kirliliğinden başka bir şey değildir zaten, nu onların maçlar da nasıl bağırdıklarını eleştirmek değildir. Bize ne, ben Beşiktaş maçlarını seyretmem. Konu şu an tam da kendi taraftar kimliklerine uyan TIP oyunu içersinide olmalarıdır. Yukarıdan biri TIP dedi, anlı şanlı! gürültü koparıcılardan Tısss yok. Metris'den bile avaz avaz ses gelirken Çarşı'nın sessiz kalması hayra alemet değil. Davanın neticesi hemen hemen belli oldu. Fenerbahçe yandı, giderken de tek gitmeyeceklerini feryat figan duyurdular. Aziz Yıldırım akıllı adam, Tüpçü yarım aklıyla Fener'e kıyak yapmaya kalkıp, aslında kendi pisliğini örtmeye çalışıyor. Bu yüzden çok dürüst geçinen, futbol dışı bile olsa duyarlı konularda pankart açmaktan başka bir şey yapmayan taraftarını susturmayı başarmış görünüyor.
Koyun tepeden yuvarlanmış, kuyruğu havaya kalkınca kıçı görünmüş, keçi de gülüyormuş. Ulan seninki her zaman görünüyor be. Yok öyle yağma Çarşı kardeş. Siz susun, susmaya devam edin. Kolpa yapın, blöf yapın, sizin başınızdaki çobanların yaptığı şeyin, diğer yaylanın çobanının yaptığından daha hafifletici yanı yok. Kadıköy çobanı sizi kıstırdı köşeye. Acısını hafifletmenin tek yolu sizi de sürüklemek. Kıçı göründü diye gülemeyeceksiniz. Keçinin Abdurrahmanısınız siz.
Hiç sevmediğim Çarşı taraftarı; İçinizden bir limoncu bile çıkmaz sizin. Sizin bağırtılarınız Mart ayındaki kedilerin bağırtısı gibidir. Hem işinizi yaparsınız, hem malınızı satarsınız, hem de bağırırsınız. Sesinizi saklayın yakında lazım olacak. Uefa'dan atıldığınızda, alt liglerde oynadığınızda geçin İnönü Stadı kapalısının iki kule arasına, saflarınızı sıklaştırın, sahanın görünmediği tribününüzde avazınız çıktığı kadar bağıracaksınız.
Kimse bizi rahatsız etmesin, biz Lisemizin bahçesinde kupalarımızı seyreder, Nevizade'de rakımızı içer, Arena'da şarkımızı söyler adil, haklı, delikanlı maçların yeniden oynanacağı günleri bekleriz. Tabi siz Alibeyköy Adalet, Beyoğluspor, Feriköy, Modaspor..., gibi kaybolmayıp tekrar aramıza katılmayı başarabilirseniz
1 yorum:
arda denen soytarı için de bi yazı beklyorum.. yazablrsenn tabi..
Yorum Gönder