MAÇKOSKOP
KADRO:
Muso | 7 |
Sabri | 1 |
Ufo | 1 |
Semih | 8 |
Hakan | 1 |
Selçuk | 1 |
Melo | 1 |
Kazo | 1 |
Elmander | 1 |
Emre | 1 |
Engin | 1 |
ZURNANIN ZIRT DEDİĞİ AN:
Sıfır pozisyonla oynanan dakikalarda Fatih Terim yeni transfer Yiğit’i oyuna soktu. Koskoca İmparator ileriden birini çıkarıp, ileriye birini alacak değildi ya. Sabri ‘yi kenara aldı, yerine Kazo’yu sağ beke çekti.
-
VARİL:
Semih hariç bütün takım; Tam bir takım olduğumuzun somut maçlarından birini oynadık. O kadar kötü oynadık ki, biri daha kötü oynadı demek için imbikleren süzmek gerek. Bizim de o kadar yeteneğimiz yok.
-
GLADYATÖR:
Semih Kaya; Bu maç için buz da diyebiliriz. Bu kadar kötü bir zeminde sakatlanır diye ödümün koptuğu futbolcumuz btün kritik toplara müdahele etti. Kaliteli, tehlikeli santraforların belalısı Sarı Kaya bu maç karşısında Batuhan’ı bulabildi. Maç boyunca tehlikeli bir pozisyon yaşamadık sayesinde.
-
BOROZANCI:
Cüneyt Çakır; Türkiyede en güvendiğim fakat hakemliğini hiç sevmediğim düdüktür. Yönettiği maç erken kopmamışsa kesin olarak kötü maçtır. Gördüğünü çalan Bekçi Murtaza’dır. Avantaj kuralı kendisi için iptal edilmiştir. Büyük küçük futbolcu onun için fark etmez. Eyyam yapmaz, bütün maçlar kendisi için aynıdır. İşine gelirse, benim gelmiyor o başka.
-
BİR SORU – BİR CEVAP:
Maçı çevirebilmek için bütün kozlar kullanıldı mı?
Kullanıldı, gereksiz, dostlar alış verişte görsün bir 3. Oyuncu değişikliğine gidilmedi. Takımın sakatsız dönmesi, puansız dönmesinden çok daha iyi oldu.
-
İMPARATOR:
İmparator, en adil, en hak eden takımı sahaya çıkardı. Ne var ki sahadaki diziliş, uzun zamandır klasikleşen dizilişi değildi. Elmander’i ilerideki mil de yalnız bıraktı. Bu ağır sahada bile sadece fiziği ile oynayan Servet’i 1 dakika bile oynatmamsıyla benden tam not aldı.
ORDAKİLER:
Büyük Galatasaray taraftarı’nın öncü birliği nerede hangi şartta olursa olsun her zaman cephedeydi. Gidenlerin çoğu mutlak geldiğine pişman olacaktır, donmuştur ama sitemleri bir maçlıktır. İlk deplasman da aynı yüzler yine tribünlerde olacaktır.
ANALİZ:
Maçtan önce 1-0 olsun bizim olsun diyenler çoğunluktaydı. Tam bir atan galip maçıydı. Şanssızlık, bize denk gelmişti kara kış maçını Anadolu’da oynamak. İki gece önce Antalya’da tatil maçı yapan takımın şansı ile bizim şanssızlığımız futbol tanrısının takdiri.
Maç öncesi kimse kadroyu merak etmiyordu. Uzun yıllardır benim beklediğim tablo buydu. Iğdır’lı bir Galatasaray’lı çoban ile Fatih Terim’in aynı takımı sahaya çıkarması tam bir takım olduğumuzun göstergesiydi. İyi ya da kötü ezbere sayacağımız bir takımımız var artık.
Saha buz, hava ayaz. Hakem Cüneyt Çakır, karşı takımın hocası anti futbol oynatma ustası Ersun Yenal. Kağıt üzerinde kırılmayı bekleyen bir rekor. Rakip takımların aldığı kolay galibiyetlerin verdiği moralsizlik. Maçın kötü geçeceğinin habercisiydi. Sakatlanmaya korkan futbolcularımızın ürkek oyunu, topu bir türlü hücum bölgesine taşıyamamız, geçen zamanın aleyhimize işlemesi, pozisyonsuz geçen ilk yarının özetiydi.
Baros yoktu yerine ileride yine iki futbolcuyla oynarız diyenler yanıldı. Her ne kadar takımda hücum oyuncusu fazla gibi görünse de sanki görünmez bir kuvvet ikinci oyuncuyu kaleye yaklaştırmamıza engel oldu. Kazım ve Emre Çolak futbol oynamak yerine sakatlanmadan maçı bitirmeyi tercih etmesiyle Elmander çok yalnız kaldı. Dolayısıyla topla hemen hemen hiç buluşamadı. Daha doğrusu topa hiç bulaşamadı.
Orta sahada biraz Melo boğuşabildi. Selçuk en etkisiz maçlarından birini oynadı. Görünen oydu ki bu maçı yarım saat daha fazla oynatsalar yine gol atamayacaktık. Takım halinde kötü oynadık. Eğer Eskişehir sezonun en mükemmel topunu oynamamış ise, biz sezonun en kötü futbolunu oynadık. Bu maçta kötü oynadık diye kzıdığım, eleştirdiğim bir futbolcu da yok. Hoca hatası hiç yok.
İlk yarım saatte kötü oynadığımızı fark ettiğim dakikalarda bir gol yesek diye içimden geçirmedim değil. Ama saha zemini futbol oynamaya o kadar az müsait ti ki yesek kesin çıkaramazdık. Aslında belki maçtan önce anlaşılmış gibi bir görüntü vardı. Kim yenilse yazık olacaktı. Bu maçı usulen oynayalım demiş de olabilirler.
Maçı seyretmemiş olanlar için şunu söyleyebilirim. Üzülmesinler ben de seyredemedim. Çünkü bu gece Eskişehir’de bir maç oynanmadı, ortadaki puanları paylaştırdılar. Paylaşılamayan diğer 1 puan çöpe gitti. Yiğit’i merak eden vardır belki. Son 25 dakika oyuna girdi, oyuna katkısı benim rakı masasında yaptığım totemden fazla değildi. Bana koyan tek bir şey var, bu kötü havada ve zeminde kaleye tek bir şut atılmazmıydı acaba? İnanın Sabri’nin kuşları rahatsız eden şutlarını bile aradım.
Her maç galip gelecen diye bir şey yok. Adama şike yaptın derler sonra. Futbol maçının en iğrenç sonucu olan 0-0 ı yazan tabela, son ve en doğru sözü söyledi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder