15 Eki 2009

Milli Takım Hocası Aranıyor


Hepimizin gözü aydın! Kurtulduk Fatih Terim'den. Kınalarımızı yakabiliriz artık. Peki şimdi ne olacak? Ben peşin söyleyeyim daha beter olacak.

Fatih Terim hakkında sayısız yazı yazdık, görüşlerimizi belirttik. Babamızın oğlu değil, hatta iş sevgiye kalıyorsa eğer, babamızın oğlundan daha çok severim kendisini. Ancak işimiz bağcıyı dövmek değil. Ben bir Galatasaray'lı taraftar olarak Milli Takımımızın artık son senelerdeki gelişmesiyle her büyük turnuvada olmasını isterim. Milletin kınalar yaktığı yerleri, biz yırtık zamanında. Aldığımız dereceler tesadüf, ya başkalarının şanssızlığı, ya da bizim şansımız. İş şansa kalınca şansına kaybettiğimiz maçlarda olacaktır elbet. Belki İspanya'yı şansına yenemedik.

Fatih Terim'le köprüleri attığım an Ağırol Memet'i Türk yapıp, Özer Hurmacı'nın, Mehmet Topuz'un yerine oynattığı andır. En son konuşmasında bütün başarılarımı Türklerle aldım diyen zihniyet bu işte. Hagi'yi bir kere bile anmadı, bir kere bile maça davet etmedi, hep yok saydı. Popescu'yu, Taffarel'i anmadan UEFA kupasından bahsedilemez. Eğer yazabilirsem son bir defa daha Terim'i yazıp tarihe hacale edeceğim. Şunu da yazmadan geçmeyeyim, bu sülüklerle Fatih Terim'den başka hiç kimse mücadele edemeyecek, meydan onlara kalacak.

Biz Milli Takıma hoca arayışına çıkalım. Başta dedim, daha beter olacağız. Bu sülük medyaya sahipken kim gelirse gelsin maymun olmaya adaydır. Zihniyet aynı kaldığı sürece değişen ne olaki. Milli Takım dolayısıyla CEO su başarısız diye 15 yaş Milli Takımı hocası dahil kim varsa işine son veren kafa bizi nasıl tatmin edecektir? Ne günahı var bütün hocaların? Aslında kurulması gereken hiyararşik düzendir. Genel Kurmay Başkanı giderken kimin geleceği bellidir. Kim Başbakan olacak bellidir. Onca senedir yardımcı olanlar neye yardım edememişlerdir ki bugün işsiz kalmışlardır.

Son yıllarda Milli Takım bütün bir ulusun takımı olmaktan uzaklaştırılmıştır. 2002 Dünya Kupasında topyekün coştuğumuz takım 2008 Avrupa Kupasında hepimizi birden coşturamamıştır. Başındakilerden nefret edenler Milli Takım'ın kaybetmesine üzülememişlerdir.

Kim gelirse gelsin yapılması gereken ilk iş, bütün sülüklerden yorum yazmalarını istemek olacaktır. Görüşlerini peşin yazsınlar sıkıysa. Ligin en büyük futbolcusu Alex ise bu ülke takımını nasıl kuracaklar? Aziz Yıldırım takımın tamamını yabancı yaparken Milliyetçi Terim, kalanlar bana yeter diye efeleik yapmıştı. Yetmez, kendi liginden yıllardır Arda'dan başka banko futbolcu çıkaramamışsın, bel bağladığın futbolcuları başka milletlerin alt yapıları yetiştirmiş. Galatasaray olmasa takım çıkaramıyorsun, Fener'den adam alabilmek için cımbız kullanıyorsun. Ülkenin başka takımlarda olsa oynaması muhtemel futbolcuları Boklu Dere'de yedek kulübesi paspasçılığı yaparken ses çıkarmıyorsan, ülke takımın elendiğine ağlamayacaksın.

Fatih Terim'in yapabileceği hiç bir şey yok. Yaptığı da yok tu, bizim yırtındığımız budur. 100 yılda gelebilecek bir kadro yapmıştır her şeyi. Nitekim Terim'den sonra da yapılmıştır. Hem Milli Takım'da Şenol Güneş, hem Galatasaray'da Lucescu. O takımın başında bu yazdıklarımı okuyan her Galatasaray'lı hemen hemen aynı dereceyi alacaktı. Bu kadronun başında da kim olursa olsun aynı dereceyi alırdı. Radikal somut bir taktiğin, devrim yapabilecek gücün yoksa fark yok. Kartalspor'un antrenmanıyla Real Madrid'in antrenmanı aşağı 5 yukarı aynıdır.

Şimdi gelecek olan Hoca'dan İbrahim Toraman'ı, Fatih Tekke'yi oynatması mı beklenecek? Oynatmazsa ne olacak?

Milli Takımın her turnuvada olması için bir futbol politikası olması gerek. Alex'in 10 dakikada yapabildiği şeyleri, 10 kişinin 90 dakikada da yapabilmesi sağlanmalıdır. Yarın Alex gittiğinde değişen pek bir şeyin olmaması gibi. İbrahimoviç transfer oldu diye İnter'e hiç bir şey olmaz, mazallah Arda Turan'a bir şey olsa pozisyona giremeyiz.

Sınırsız yabancı transferi derhal en fazla 4'e düşürülmelidir. Onca para veriliyor, hangi takımın yedek kulübesinde yabancı futbolcu yok. Popescu'nun yedek oturduğunu göreniniz var mı? Milli Takımsa konuşulan hepimizin Milliyetçi olması lazım. Ben bu satırlarda Brezilya'lı Mehmet(adını yazamıyorum) Milli Takımda oynarken içimin acıdığını çok yazdım. Tek bir maçlık performansla kimse Milli Takımda oynayamamalı. Milli Takımda oynayanı bütün futbolseverler tanımalı. Futbolculuğunun dışındaki yaşamıyla örnek olmalıdır.

En önemlisi yurdumuzun her hangi bir stadında, misal Diyarbakır'da Milli maç yapılabilmeli ve sahaya çıkan kadrodan, alınacak sonuca kadar her maçta, bütün bir ulusun kefaleti, rızası alınmalıdır.

Ve daha da önemlisi, Milli Takım'ın yardımcı hocasının Hoca'nın kontratı bittiğinde yerine geçeceğinin garantisi sağlanmalıdır.

Adaylarım var elbet, ancak yardımcım banko Tugay Kerimoğlu.

1 yorum:

Kapali Ust dedi ki...

Aklın yolu bir.. 2-3 gün önce ben de yardımcı adayımın Tugay olduğunu belirttim blogda..Yanına da eski dost souness'ı boşta olması ve tugaylı dostluğu münasebetiyle ekledim ama olsa da olur, olmasa da.. Tugay ve kariyerli Rijkaard misali bir hoca bu milli takımın ihtiyacıdır. 5 yıl sonra tugay takımı devir alır koşarız zaferlere hep beraber.