6 Oca 2009

El Fetih, Hamas, Arafat'ın Generalleri

Sporun ve Galatasaray'ın dışında bir yazı,


Arafat indikten sonra ivmesini artıran Filistin direnişi Haması başa getirmişti. Gelir gelmezde tuzu kuru olanlardan beyanatlar gelmeye başlamıştı. Bilmem kim Vaşhingtondan bildiriyor, ne zaman adını duysam gülesimin geldiği Asoseytid Piresten Edvin bildiriyor, İngiltere’den muhabirimiz Corc bildiriyor. Yıllarca Reha Muhtar Yunanistan bildirdi. Brüksel’den bildirdiklerine göre…

Bildiri ortak. Filistin’de seçimleri terörist Hamas kazandı. Aman ha nerde bir Filistinli görürseniz potansiyel bombacı, katil siper alın. Filistinli çocuklara ilaç göndermeyin süt vermeyin gebersinler. Yoksa büyünce ağabeyleri dedeleri gibi özelde Yahudi’nin genelde hepimizin ocağına incir ağacı dikerler.

Ulan şerefsiz oğlu şerefsiz sömürge gazeteleri, televizyonları, bir muhabir bir kameramanda Orta Doğuya göndersen de oradan bildirse olmaz mı nelerin olup bittiğini. Sen otur 10000 km kuş uçuşu mesafedeki, bomba, füze menzili dışındaki plazalarınızdan bildirin bize Hamas için neler düşüneceğimizi.

Sizin düşünmenize gerek kalmasın diye ben biraz düşüneyim dedim. Biraz eşeledim Şeria Nehrinin batısını, Gazzeyi, seyrettim ağlama duvarına yaslanmış yalandan ağlayan tefeci Moşeyi. Düşündüm yeniden intifada da tanklara sapan taşı atan Arafat’ın generalleri Filistinli çocukları.

Bir kere şu kesin sabiteyle yorum yapmaya çalışacağım ki her kim vatanını emperyalizme karşı savunuyorsa haklıdır. Emperyalizme karşı olmayan insan insan bile değildir. Hamasa terörist diyor emperyaller. Evet, teröristlik acımasızlıksa, bunlar El Fetihten daha acımasız. Adamı anasından doğduğuna pişman ediyorlar. Ama hangi adamın.

Anayasalarının birinci maddesi şöyle diyor. Biz ülkemiz toprakları dışında sebep ne olursa olsun eylem yapmayız. Evet, eylemciyiz acilciyiz teröre karşı terör estiririz. İslam’dan besleniriz. Yani ülkemizi savunuyoruz ve bu savunmayı yaparken de işgalcilere acımıyoruz. Ya onlar bizi şehit edecek cennete gideceğiz, ya da onları biz eşek cennetine göndereceğiz.

Iraklıların işgalci Amerikilalıra yaptıklarının bin beterini yapıyoruz. Peki, şimdi biz ne yapacağız, nasıl yorumlayacağız. Hamasın dünya görüşüne tamamen tersiz. Fakat yaptıkları anti emperyalist mücadeleye de sempatimiz var. Marksist Leninist değiller. Her Marksist aynı zamanda anti emperyalisttir ama her Müslüman emperyalizme düşman olamaz. Nitekim Arabistan müslümanı karşı değildir Amerikan emperyalizmine.

Ne yani ülkesini savunan birini duyduğumuzda solcumu, sağcımı, ibnemi, yavşak mı yaşlımı, erkek mi bunları mı sorgulayacağız. Yok, arkadaş kim ne düşünürse düşünsün ne olursa olsun. Savaşların en kutsalı en haklısı emperyaliste işgalciye karşı savaştır. Bu savaşı yapan Hamas ise de canları sağ olsun, sapına kadar yapsınlar.

Bir yardımda bulunamadığım bir omuz atamadığım içinde benim kusuruma bakmasınlar. Biz onların dağlarına, El Fetih gerilla kamplarına, en ihtiyacımız olduğu zamanlarda Denizimizi, Sinan’ımızı, Mahirimizi ve hatta sonradan dönek olacak olan Cengiz Çandarımızı bile göndermiştik.

Hamasa terörist diyen aydınlarımız var ya. Hani dışardan talimat alarak bizi uyutmaya çalışan satılmışlar. Hani Müslüman olup ta Yahudi’ye, İsrail oğluna dümeni çevirip ondan yana çözüm üreten, bağımsızlık mücadelesinin vitesini küçültenler, tansiyonunu düşürenler.


Bende karınca kararınca onlara saldırmaya devam edeceğim. Tövbe diyene kadar savaş. Hem de kolayına tövbe değil. Gidecekler Müslümanların kalelerine, kabesine. Millet yedi kere dönüyor bunlar yetmiş kere tavaf edecek kabeyi, yediyüz deve kurban edip Somali’ye gönderecekler, yetmiş gün yetmişer rekât namaz kılacaklar. Yediyüz gün oruç tutacaklar, yetmiş gün biz ettik siz etmeyin diye yazacaklar. Yetmiş gün eşek sudan gelinceye kadar biz vatanseverlerden dayak yiyecekler belki o zaman affederim kanı bozuk vatan satıcılarını, emperyalizmin çanak yalayıcılarını.

Ağla Filistin, çocukların şehit oldu diye değil. Ağla, acılarına yalandan ağlayanlara.
Nihat Genç'e sevgilerimle,

1 yorum:

Kerem dedi ki...

Arkadaşım, güzel yazmışsın. Benim de düşündüklerim yazdıklarının aynı.

Zamanında Aydınlıkçılardan ayrılmış olan "Dönek Cengiz Çandar" ismini okuduğumda aklıma solculuğu neo-liberalizmle, devrimciliklerini de demokrat kimlikle değiştiren 80 sonrası "Yeni-Sosyalistlerimiz!" geldi.