24 Eki 2014

Futbolumuzdaki Xelçuk İnan Manüpilasyonu

Bu bir Selçuk İnan yazısı değildir. Bu yazı Selçuk İnan nezdinde, futbolumuzu kuşatan, yöneten kan emici kravatlı eşkıyaların, değirmenine rüzgar olan, her takımda bir kaç tane bulunan, maçı tribünden veya orta sahada formayla seyredip, bizi futbol sever olduğumuza lanet ettiren futbolcuların kodlarını kırmak için beyhude bir uğraştır. Yine de sussak olmuyor diye, feryat etmek durumundayız. Hakkımızdır.

Bir Selçuk İnan manipülasyonuyla karşı karşıyayız son 3 yıldır. Diyorlar ki, Türkiye'nin en teknik futbolcusuymuş, Diyorlar ki, Barca'da İniesta varsa bizde de Xelçuk varmış. Üstelik,Türkiye ortalamaları üstündeki bu futbolcumuz medyanın, Şebekasyon'un can düşmanı Galatasaray'da oynuyormuş. Ve hiç bir sakıncası yokmuş onlara göre, oynayabildiği kadar çok maç oynayabilir, alabildiği kadar çok para alabilirmiş. Ne yaman bir çelişki oysa. Hangi takımda olsa o takımı Şampiyon yapacak futbolcu, Galatasaray'da oynuyor, ve Fener Medya'sı o futbolcunun Galatasaray'da kalmasını, her maç oynamasını tehlikeli bulmuyor. En kötü oynadığı maçlar bile görmezden geliniyor. Halbuki daha dün aynı takımda oynayan, hayvani golleri atan Sneijder'i kötülemek için en mütevazi adamları bile maymuna çevirdiler. Onlara göre çok daha kötü olan, Sneijder'in, Melo'nun gitmesini isteyenler, daha iyi futbolcu Selçuk'un devr-i saltanatının devamı için neden destek olmaktadırlar?  Bir anormallik yok mu?

Teorem ortaya atma vakti gelmiş olmalı artık, başlayabiliriz.

Selçuk İnan; Oynadığı maç, sağladığı fizibilite, aldığı para, verdiği zayiat ortalaması baz olarak alındığında, Galatasaray tarihinin gelmiş geçmiş en kötü futbolcusudur.

Çok acı, çoğu Galatasaraylının katılmayacağı bu teoremi ispatlamaya çalışacağız, başlayabiliriz.

Galatasaray'a geldiği sezon bizim için muhteşem olduğu söylenen sezondu, neticeye bakarsak katılabiliriz elbette. Niyetimiz nankörlük etmek değildir. Attığı frikik golleri yanında, verdiği gol paslarıyla elde edilen Şampiyonlukta matematiksel değeri fazladır. Pik yaptığı, şimdi yazmamıza neden olan Selçuk İnan sezonunu kısaca hatırlayacağız. Bidon olarak transfer edilmiş Melo'nun Dünya futboluna kendisini yeniden ispat mecburiyeti, belki yeniden Milli Takım, Engin Baytar ve Emre Çolak'ın hayatının sezonunu geçirmesi, Elmander-Baros forveti, kalede güvenli bir kaleci, ve Ufo ustalı bir takımın, diriliş sezonuna denk gelmesi. Rakiplerden büyüğü kodeste, küçüğü menemene talim ediyor. Oynayacağın en büyük maç geldiğin takım Trabzonspor. Onlar da çalınan şampiyonluğun taze yarasıyla boğuşuyor. Şampiyonlar Ligi maçı yok, dolayısıyla ustanın, ne kadar usta olduğunu ölçebilecek bir paradigmaya sahip değiliz. O yüzden nasıl olsa Şampiyon olmuşuz, kolay ve işimize gelen yolu takip ediyor, Selçuk İnanlı marşlar söylüyoruz tribünlerde.

Aslında onun yerine Arda Turan seçilmişti. Karizmatik bir futbolcu, idol yapılacak, Galatasaray'da oynatılacak, caf caflı pantolonlar alınacak, pantolonlara cepler dikilecek, ceplere Yurolar doldurulacak, garajlara Ferrariler çekilecek, yazın Marakeşte buluşulacak, sahanın içine gerek duyulduğu zaman da maşa olarak kullanılacak. Emin değiliz, belki de Arda tam da istediklerini yapıp, Galatasaray cephesini savaş dışı bıraktı,sezonun sonlarına doğru taraftar uyandı, polis Fenerbahçe'yi suç üstü yakaladı,  tam deşifre olacaktı kaçtı, kurtuldu.

Arda'nın kurtulduğu bu kriminal  görev için Selçuk İnan mükemmel bir seçimdi. Şenol Güneş'in, Colman'lı, Burak'lı, Egemen'li, Giray'lı şampiyon takımın parsasını tek başına toplamış, Galatasaray'a gönderilmişti. Galatasaraylı olduğunu söyledi ki doğrudur doğru olmasına da, Selçuk'un mutlak Galatasaray'da oynaması için yeterli sebep olamazdı. Galatasaray almasa, davul zurnayla horonla Fenerbahçe'ye gitmesine, Galatasaraylılığı engel mi olacaktı. Metin Oktay'mıydı, Hakan Şükür'mü? Alper Potuk gibi sıradan bir futbolcu kafası vardı o kadar. 1 gün önce Galatasaray'la sözleşip, 1 gün sonra Aziz'in masada sarı lacivert şapkayla resim çektirirdi. Biz de çok üzülürdük, Galatasaraylı çocuğun biri büyümüş, iyi futbolcu olmuş Fenerbahçe'de oynuyordu. Başımızı taşlara vuralım dı.

Selçuk İnan, Arda Turan'ın arkadaşıydı. Ne var bunda? çok şey var. Arda'nın arkadaşı olmak, hiyerarşi düzeninde, önce Emre'nin, sonra Rıdvan'ın, sonra Acun'un en son da Tiran'ın arkadaşı olmak demekti. Dokunulmazlığın vardı artık. İstediğin Hocayı kovdurabilirsin. İstediğin futbolcuyla oynarsın, Kan kardeşin Burak'ı da transfer ettirip aynı soygunu ona da yaptırabilirsin, Yeniçeri Ocağının başına geçebilirisin, istediğin kadar kötü oyna, istediğin parayı al. Başkan bile değiştirebilecek noktadasın Selçuk İnan, zaferin kutlu olsun.

Biz, Mustafa Sarp görmüş taraftarlar olarak Selçuk'un bize yutturulmuş futbolunu değil de gözümüzün gördüğü futboluna bakalım diyoruz, saha içine giriyoruz. Özelliklerini deşmeye başlıyoruz.

A-Selçuk İnan her maç en çok koşanlar listesinde;

Arena'yı dolduran içlerinde benim de bulunmaktan onur duyduğum 50.000 kişi içerisinden örnekleme yapmaya çalışacağım. 15-35 yaş aralığındaki sağlıklı genç erkekler en az 30.000 kişidir. Galatasaray için, 100 metreyi 1 dakikada koşabilecekler zıplasın desen stadyumda ufak çaplı bir deprem yaşanır. Selçuk İnan'da bunlardan biri. Diyelim ki 50 metre top ayağında olan rakiple koşuyor, diyelim ki aynı görevi yapsınlar Melo'yla, topa basabilsinler.  Selçuk 50 metre koştuktan sonra müdahale edebildiği topa Melo, 5. metre de ettiğinde, takometre Selçuk'un Melo'dan 45 metre daha fazla koştuğunu yazıyor. Her maç için olayları birbirine bağlayabilirim, hipotezimi açıyorum, Selçuk'un koştuğu 11 km boyunca ne yaptığını isteyen herkesle bir kere daha seyredebilirim. Çoğu verimsiz, gereksiz koşmalarla yorulan bünye, şeytanlığa çalışan kafa sürekli Burak'ı aramasına, güçsüz kalmasına, kötü pas atmasına yol açarak, Galatasaray şovunun görselliğine negatif yönde katkı sağlamasına sebep olmaktadır. Çok koşanın iyi oynadığının garantisi yoktur. Selçuk İnan, çok koşarak, bizleri uyuttuğunu sanmaya devam etmektedir.

B- Selçuk İnan, sarı kart, kırmızı kart almaz, efendidir, Galatasaray Kaptanıdır;

3 sezondur yense, Şampiyon olsa bile hemen hemen her maç kötü oynayan bir orta saha kaptanı, sarı kart, kırmızı kart almadan hükmünü sürdürebilmektedir. Bizim gibi his takımı taraftarı için övünülecek bir haslet değildir. Dalma, basma, 3- 5 kişinin arasına girip fiziksel boğuşmaya girme, itiraz etme, bütün bunları Melo yapsın, Melo atılsın, Melo'ya Ayılar saldırdığında Galatasaray Kaptanı karışmasın, maçtan sonra aynı mekanda eğlenecekleri adamlarla papaz olmasın. Sen maç başı parandan olma, atılırsan 3-5 maç oynamasan, yerine senden iyi oynayacağı kesin birisi  kadroya girerse ne yapacaksın? Felaketin olur. Yaptığımız en büyük en anlamlı Kareografiye takımın başında sahaya çıkarken bir an için bile dönüp bakmayan, taraftar kendini parçaladığı zaman zerre debelenmeyen, cebelleşmeyen, savaşmayan, ritmini değiştirmeyen bir Galatasaray Kaptanı. Kendini motive etmeyen, takımın ateşini nasıl harlandıracak? Baksa tribünlere, Ali Sami Yen'in kendisini gösterdiğini görecek, Metin Oktay'ın yüreğim daralıyor dediğini duyacak, Gündüz Kılıç'ın arka kapıdan gidin kardeşim dediğini hissedecekti. Bakmamayı tercih etti yazık.

C- Selçuk İnan takımın en az pas hatası yapan, en çok isabetli pas atan oyuncusu;,

10 derece ileriye olana razıyım, maç boyu attığı pasların %90 ı geriye, yana, tekrar geriye, %10 Burak'a. İstatistikler, ileriye atılan verimli,en az 30 metre mesafeye atılmış pasları tutsa, garanti veriyorum, Semih Kaya'dan bile daha düşük ortalaması çıkacak.  Futbol sahası 7 dönüm, her futbolcuya 350 metre kare alan düşüyor. Yani top Selçuk'taysa, sahanın her hangi bir noktasında kendisine en yakın adam yaklaşık 20 metre mesafede. Baskı yapacak adamın 12 saniye vakti var. Bu zaman süresi içinde maestro, 350 metre kare içerisindeki başka bir arkadaşına en fazla 20 metre pas atacak. Bütün işi bu kadar. Tribünlere dönüyoruz yeniden,bu işi bırakın para almayı, üstüne para vererek yapabilecek en az 5000 taraftar çıkar. Niye daha fazla Selçuk'u seyretmek için tribünlere koşsun, yetmez mi sömürüldüğü. 2000 lira kombineye veren 15 lira PassoLIG garabetine para vermez mi? Şikeyi bahane etse geçen yıl gittiği maçlara bu yıl niye gitmesin?

D- Selçuk İnan 5 yıl kontrat imzaladı;

Ayrı bir yazı konusu, Kravatlı Eşkıya dediğimiz, olmayan, kazanılamayan parayı hesapsız dağıtan Başkan, yönetici, kimin aklıyla, kimin emriyle  yapmışsa yapmış, Selçuk İnan'a kulübü 5 seneliğine borçlandırmış. Toplam para söylenince anlaşılmıyor, Selçuk İnan 2.750.000 Yuro garanti para, ve oynayacağı garanti 40 maç başı 25.000 yuro para alıyor. Yani primler hariç ayda  şimdilik 900.000 lira maaşı var (Her sene artacak 100.000 yuro, oluşması muhtemel kur farkı, alınacak primler hariç), Uyanın sigara parasını maça yatıran gençler, maça gitse bile sosis ekmek yiyemeyen çocuklar, normal bir işçinin 50 senede aldığı maaşı Selçuk İnan 1 ayda alıyor. 4 ayı geçti, önümüzde 56 ay daha var. 50.400.000 lira Selçuk İnan'a borçluyuz. Korku filmi gibi, bana ne benden mi çıkıyor deme sakın. Kimden çıkacak? Sen uyandın bu sene maça gitmiyorsun, seneye daha az adam maça gidecek, ama bu adam  bu parayı alacak. Nereye koyacak, nerede harcayacak ama gerçek olan şu ki 5 sene sonra Selçuk İnan namlı bir Galatasaray futbol tepikçisinin, Orta Amerika Kantonunda, küçük bir Muz Cumhuriyeti merkez bankası kadar parası olacak. Yarıladı zaten.

Bitiriyoruz, daha fazlası konferansa girer, daha fazlasını anlatmaya kalkmak Büyük Galatasaray Taraftarını salak yerine koymaktır. Amacımız, en kısa yoldan taraftarın zaten farkında olduğu gerçekleri zapta geçirebilmek, şüphe duyanların kafasındaki dumanları dağıtmaktır. Selçuk İnan'ın orta sahada daha fazla ısrarla oynatılması durumunda iyi futbol oynamamızın imkanı yoktur. Dünya çapında futbolcularımız var, İzlemeye doyamadan gitmek zorunda kalan Elmander'in,Drogba'nın hatta Riera'nın sebebidir. Olmasa, Sneijder'i izlemeye doyamayacağız, hakemler maçı uzatması için yalvaracağız. Selçuk İnan'ın dokunulmazlığı kalkmadan yeni bir futbolcunun sahne almasına izin vermezler. Arada sırada oynayan da korkudan, bir maç sonra oynamayacağını bildiğinden gerçek oyununu oynayamaz.

Selçuk İnan vakası, Galatasaray'ın kanayan yarasıdır. Umarım pansumanı yine her zaman olduğu gibi Büyük Galatasaray Taraftarı iş işten geçmeden, ur daha fazla büyümeden yapar.

Vişneye çalan koyu kırmızıyla, turuncudan iz taşıyan tok bir sarı renkli 8 numaralı Galatasaray formasına duyduğum sevgiyle, içindekine duyduğum nefretin dayanılmaz çelişkisiyle hepinizi Galatasaraylılığımın olanca ateşiyle bir kere daha kucaklarım.

8 yorum:

Adsız dedi ki...

Selçuk İnan'ın 5 yıllık sözleşmesine göre her yıl maaşı 100 bin euro artacak. Bunu da hesaba katarsan fatura daha büyük oluyor. Derbi maçında formayı çıkartan adama babasının yapmayacağı iyiliği yaptık. Burada senin dediğin suçlu şebeke falan değil bildiğin Ünal Aysal ve ekibidir. Bunu bildiklerindende şimdi kaçıyorlar.

Adsız dedi ki...

Selcuk kotu futbolcu degil ama mental olarak bitmis, bir arpa boyu yol gitmedigi gibi 2 arpa boyu gerilemis durumda. Ayilar Melo'ya saldirinca illa ki saldirmasina da gerek yok, topunu oynasin, gerekli yerde kaptanligini yapsin. Aldigi para hakki degil bence de ama adam bu parayi zorla almiyor, koymuslar onune 5 yillik soygun gibi sozlesme imzalayacak tabi, bu yasinda parayi yapti yapti yapamadi yaslilikta surunecek. Bence fazla onyargili bir yazi. Mevcut haliyle GS'nin topcusu degil o ayri ama tayyip gibi bir korku imparatorlugu, sebeke kurmus olmasi bana inandirici gelmedi.

Adsız dedi ki...

hayatımda okuduğum en saçma en anlamsız yazı. Futbol bilgisi olmadan kinle yazılmış bir yazıdan ibaret.

Adsız dedi ki...

Az bile yazmışsın bu karaktersize

Adsız dedi ki...

Eline sağlık çok güzel olmuş. Burak, Umut, Yekta ve Semih gibi yeteneksizler içinde böyle bir yazı bekliyorum. Hele Burak için

Adsız dedi ki...

yav he he, esas senin gram futboldan çaktığın yok

Unknown dedi ki...

geçen seneki fb maçı yazısında Selçuku kötü gösteren burak Yılmazdir yoksa selçuk klasinda kac Türk futbolcu var demişsin hocam laflar birbirini tutmuyor

sirillo01 dedi ki...

öncelikle sporseverim sonra beşiktaşlıyım.selçuk inan'a fazla yüklenildiği düşüncesindeyim.evet şampiyon olunan ilk iki senenin çok çok gerisinde top oynuyor.ama onu bu duruma sokanları tartışma taraftarıyım.arda'da böyleydi atletico'ya gitmeden önce.atletico'ya gitti ve çalışmadan forma giyemeyeceğini öğrendi.çünkü onu yedekleyenler arda kadar kaliteli topçulardı.arda fizik ve kondisyon yapmak zorunda idi.ve mecburen yaptı.ilk zamanlar forma bulamamıştı atletico'da.ne zaman forma girdi o zaman oynamaya başladı.ve bu sene yılın ilk onbiri adayı.selçuk formsuz.ama milli takımda dahil her maç ilk onbir oynuyor.oynamadığında yedeği yekta..çok şeyler yazılır ama ülke futbvolumuzun sorunu basiretsiz yöneticilerimiz..ve ülke futbolu zengin bebelerin elinde ziyan ediliyor.saygılar.