27 Eki 2013

Burak Bey'in Paşa Keyfi; Kayseri 2-4 Galatasaray

Maç kadrosunu tahmin edemedik. Bir önceki maçın en iyi oyuncusu Eboue'nin yerine kanser hücresi, ur, deforme disk, Sabri'yle çıktı. Acıdım, bilimin tekniğin, Cern'de elektron tokuşturduğu çağda, Türkiye'de bir stadyumda, koskoca Drogba'nın, Melo'nun, Sneijder'in önünde, koskoca Galatasaray'ın kaptanı olarak tiksinerek Sabri'nin sahaya çıkışına şahit olduk. İlerde çocuğuna anlatsa çocuğu inanmaz. Bereket ortalama oyununun da altında oynadı da, majör maçlarda, pastanın paylaşım maçlarında oynama riski ortadan kalktı.

Maçın bana göre en önemli anıydı, top Sneijder'de, Sabri sağdan, Dany Alves gibi, Cafu gibi akttı. Normal bir futbolcu olsa önüne yuvarlanacak, Sabri içeri pas verecek, gelişine %90 bizden biri vuracak, %99 gol olacaktı. Bir an sağ tarafa bakar gibi yapıp, içeri gelişigüzel bir pas attı. Topu kaptırdı, araya giren adam olanca kuvvetiyle topu taca attı. Çok büyüksün Sneijder, ben Sabri olsam o an utanır oyundan çıkardım.

Yedek kulübesine baktık, işimiz düşmesin tadındaydı, ekşiydi, zehirdi. Patlayamayan, barutu olmayan bombalarla doluydu siper. Yedek kulübesi ligi yapılsa ilk yarı bitmeden küme düşecek bir kulübeye sahiptik. Kadro planlamasını yapanların canı sağ olsundu.

Biz boşuna yazıyoruz, futboldan hiç anlamıyoruz. Galatasaray'ın felç geçirtecek sağ kanadı, ısrarla felç geçirecek şekilde kurgulandı. Kaleci nasıl olsa gelen her topu yiyecek, oynayacağın en berbat takıma karşı oynayacaksın. Yabancılar çok formda, kıyılacak adamın yok, bir maçta da Muslera'yı oynatma. Merak ediyorum acaba o maç kaç gol yemiş olacağız. Muslera'yla oynamanın bilimsel bir karşılığı var ise ve biz anlamıyorsak da tabelaya bakalım gol yememiş olalım.

Neyse, Sabri dışında çöp futbolcu olmayınca, ihmal edilebilir bir kadro çıkarmıştı. Takımın gol atmak için kullandığı bütün bütün büyük futbolcuları ilk defa ilk 11 deydi. Doğruydu, orta sahada Melo tek başına yeterdi, eski köye yeni adet gelmiş, sol açık Burak'ile birlikte, sağ açık Umut'un performansını test edecektik. Maçlar zaten şampiyon olmak için değil, futbolcuların antrenman maçlarıydı. Denenmemiş futbolcu kalmasın.

İlk yarı belki de son 2.5 yılın en iyi futbolunu oynadık. Sneijder'in dümeninde, takım şov yapıyordu. Golü erken bulmamız lazım dı. Maçın hakemi Cüneyt Çakır'dı. Kolay penaltı çalan, adam atan, sarı kartı çok çıkaran, iyi maç oynanmasının engeli bir hakem di. Tabi bunu bizden başka takip eden kimse yoktu takımda. Olsaydı, biri maç toplantısında söyler,Şecu o pozisyonda hiç müdahale etmezdi. Burak bey, faul almak için vurulmuş gibi yere atlayınca top Sneijder ustanın ayağına asist olarak gitmiş oldu. 100 kere vursa o pozisyonda aynı vuruşu yapardı. Kale direğinin dibine yere vurdurarak sert bir atış. Ve gol.

Muhtemelen her maç bahis oynuyor birileri bizim takımda. Karşılıklı gol var, yani gol yiyeceğimiz artık garanti. Öyleyse kısa yoldan 2 yi bulalım. Bu maçta benim bire bir takip ettiğim adam Selçuk'tu. Acaba gerçekten formsuz mu, kötü mü oynuyor? Değil, bence ilk sezonu gibi oynuyor. Attığı muhteşem paslar, son adamlar tarafından harcandığı için istatistiklere yansımıyor. Koştu, topa bastı, pas attı, ver kaçlara girdi, maçın adamıydı bana göre. Melo'nun 2. yarıdaki kötü futbolu, muhteşem oynadığı ilk yarıdaki oyunu sadeleştirdiği için Selçuk'a yazdım ben puanı.

Selçuk yine ince yaparak ceza sahasına daldı, son bir hamleyle Şecu'ya dürttü bu kez. Sezon başından beri Burak Bey'e dürtüyordu da ne oluyordu?  Şecu düzgün bir vuruşla, diplomasında yazan golcü stoper maddesini çalıştırdı. Hayret Galatasaray iyi oynuyor, Muslera'ya top gelmiyordu. Hayra alamet olamazdı.

Takım artık asıl görevi olan Burak Bey'e çalışabilirdi. 3 tane somut, kim bilir kaç tane soyut pozisyonu 3. gol olarak yazdıramayıp, sürekli sırıttı. Vuruş tekniği yok, duruş tekniği yok. Ya kıl payı ofsayt, ya kıl payı değil. Umut Bulut bile kendi istikbalini bir yana bırakıp, ısrarla Burak'ın gol atması için çırpınıyordu. Yok, atamayacak bu cenabet adam. Bıraktık maçı, kısmet ikinci yarıyaydı artık.

Sağ taraftaki ceberut, bir ara kadrajdan kayboldu, kamera topu yakaladığında ben değil gol atmak, atak bile yapmayacağım diye bas bas bağıran Kayseriliyi, Muslera'ya yaklaşırken gördük. Hiç kimse hiç bir şey yapmasa adam topu auta atıp dönecekti. Şecu kalçayı gösterdi. Penaltı çalma rekorunu elinde bulunduran Cüneyt'e gün doğdu. Ölüye gol attırdık, kesmedi, morgta, yoğun bakımdaki adama da golü attırdık. Yine Drogba'nın kaptanı kamera kadrajında görünmedi, taca giden topu ne yapıp yapıp kaleye sokmayı başarmıştık. Güzelim futbola limonu sıktık.

İkinci yarıya, Sneijder yerine Emre Çolak'ı görünce beynimden vurulmuşa döndüm. Bu değişikliği yapacak bir aptal olamazdı her halde. Sneijder'in sakatlığı dolayısıyla zorunlu olduğunu öğrendiğimizde rahatladık. Takım ikinci urla, maçın altından kalkamayacak hükmünde bulunduk. Tabela 2 gol yazdı yazmasına ve biz cortladık, bilemedik, rezil olduk sayıldık. Ne var ki benim için bu 2. yarı alınmış bir maç olarak değil, kaybedilmiş bir oyun olarak kaydedilecek. Emre'nin düşerek bir serbest vuruş alabilir miyim diye debelenmesi ile, topu kıl payı ofsayt olmadığı bir anda bom boş önünde bulan Burak, vurup da gol olmayanlardan daha berbat bir vuruş yaptı. Topu kaleci kurtardı aslında, ama artık yüce gök, Burak'ı azat etmişti. Paşa gönlünü eğlendirebilmiştik sonunda.

Sonrası yine kabus, topu 20 metre ileriye kullanamayan Semih'in Muslera'ya, Muslera'nın satranç oyuncusu gibi düşündükten sonra Şecu'ya, Şecu tekrar Semih'e, Semih Sabri'ye, Sabri'nin dağlara taşlara savuruşunu izledik. O periyotta hangi spor acaba seyrettiğim diye kuşkuya kapıldım. Futbol maçı değildi ama hiç bir toplu spora da benzemiyordu oyun. Gol yememek mucizeydi, ama ligin en kötü takımıymış meğer oynadığımız. Biz kendi kendimize atamazsak, onlar atmayacaktı.

Drogba artık yeter dedi. Serbest vuruş golü atılacaktı. Sneijder'in vuruşundakine şaşılası bir benzerlik vardı. Uzak köşeye, aynı ivmeyle, topu yere vurdurarak, aynı açıdan, atıldı. Büyük futbolcu vuruşuydu. Maç bitti.

Bitmesine de, tatmin olan, huzurlu olan var mıydı. Bir sonraki maçın garantisi neydi. Emre Çolak'ın futbolunu Mancini beğenmiş miydi? Ceyhun verdiği görevi yerine getirdi mi? Engin Baytar'ı gördüm yanılmıyorsam, tipi nasıl?, kilosu yerinde mi? Bir daha ki maç kim oynayacak? İstikbali en parlak futbolcumuz  Bruma, tribünde oturmaya devam mı edecek? Bilmiyoruz, Hoca'yı tanımıyoruz, maç bazında değerlendireceğiz. Bu maçta da beğenmedim. Kötü futbolcuyla oynamasını bilmiyor.

Bizim Hocalarımızın, uzmanlık alanıdır, leş futbolcularla kötü oynamak, kötü oynayarak kazanmak, şampiyon olmak, taraftara travma yaşatmak, son dakikalarda ecel terleri döktürmek. İyi futbolcularla babam da oynar. Galatasaray'a iyi futbolu babam da oynatır, kötü oynat da ben senin hoca olduğunu anlayayım Mancini, bunu da saymıyorum. Yetmez ama evet, bir kaç çöp futbolcu da sen aldır, aldırdığın için oynat. Korkma, Melo varken yine Şampiyon olursun, biz alışık değiliz iyi futbol seyretmeye. İlk yarı seyreder gibi olduk çabuk uyandın, iyi hocaymışsın tebrik ederim.

Melo için artık yazmayacağım, nazar değdireceğim. Eğer Melo'ya bir şey olursa, maçları da seyretmem.  Bu maç için son cümlem şu olacak. Eğer Sabri oynamayıp 10 kişi oynasak, o iki golü yemezdik, Sabri yerine kaleci oynamayıp, Eboue oynasa bu maçta ligin gol rekorunu kırardık.

2 yorum:

sembolist dedi ki...

Bu maçta zirveye çıkan sonuç:Sabri,Allah aşkına git bu klüpten,gerçekten yakışmıyorsun bu takıma.Drogba-Snejder-Melo-Muslera-Selçuk vs vs'ın kaptanı olmayı bırak bu elit adamlarla 1 dk bile oynayamazsın..
yazık...
3 lü çektirp tarfatra şrin gözükmek ve tarftarında sabriyi sevmes artık gına getirdi..
git artıkk..
Yazı 10 numara üstad..

zachpaulsen dedi ki...

Bu kadroyu planlayanların beynine tüküreyim,
Sabri dışındaki diğer çöp futbolcu Danny denen beyinsiz ruh hastası kendini bok sanan kapasitesiz çapsızdır.
Katılıyorum ben de muslera ve dannyi keser kopenhag maçındaki kadroyla çıkardım. Gerekirse kaleye ve sol beke kimseyi koymazdım. Zaten olması veya olmaması bir şeyi değiştirmiyor.
Burak ve u umuttan kanat oyuncusu olmaz ve bruma ne olursa olsun ilk 11 oynamalıdır. Sabri, ceyhun, hakan, yekta, aydın, amrabat, danny vs den birinin dahi oynadığı bir maçı kazanmamız riskli ikisi aynı anda oynarsa kğmseyi yenemeyiz. Bunlar safradır, fatih terimşn kazığıdır, hatiir gönül kontenjanndan kalır, topunun amına koyyim ben bu çapsız kapasitesiz taraftara sinir krizleri geçiren oyuncuların