14 Eyl 2013

Burakula; Galatasaray 1-1 Antalyaspor

Futbolun dışında gelişen, sürdürülen tiyatroyu daha önce yazdık. Bu bir tespittir, ben inanıyorum, Galatasaray açısından endişeliyim. Yoksa bana ne, ben bu oyunu, kuranların, yönetenlerin yanlı, bilinçli bir sistem çerçevesinde oynattıklarını bildiğimden hiç bir şey şaşırtmıyor.

Mesele Milli Takım değildi. Beklenen Fenerbahçe ve Beşiktaş'a ağır puan silme cezaları gelecek. Galatasaray en kötü ligi 3. bile bitirse yine Şampiyon sayılacak. Bari bu arada kağıt üzerinde, puan hesabıyla Fener veya belki de sırası gelmiş Beşiktaş Şampiyon olsun da taraftarları avutulsun, ligin değeri düşmesin, tescilde de siz olun, yumuşak bir geçişle bu işi halledelim meselesidir. Yarın puan farkı oluştuğunda, ya da lig kızıştığında da Galatasaray taraftarının soluğunu kesmek için bu işin en tepesindeki, en sır sahibi adamı futbolun başına getirdiler.

Dolayısıyla son 3 haftada kaybedilen puanlarla sistem tam kapasiteyle işleyişini sürdürüyor da denebilirdi ama bu maç için ben demiyorum.

Seyrettiğim 4 lig maçının en iyi futbolunu oynadık. Hem de kalecisiz, ve 3 eksikle. Ben Eray İşcan'ı, geçen yıl Kartalsporla Kartal'da oynanan maçın ikinci yarısında izlemiş ve tekniğine bayılmıştım. Fiziğine bakınca da Muslera için yabancı kontenjanın kullanılmasına saplanıp kalmıştım. Sıradan bir lig maçı peformansını görünce, Muslera için söylediğim olumsuz bütün sözlerimi geri alıyorum. Yediği golü defalarca izledim, topun neresinden geçtiğini süzemedim. Top sanki ufoydu, Eray'ı delip geçti. Çok rahat gelen bir topu elinden kaçırdı, bu kaleciyim diyen birinin yapmayacağı şeydi. Gereksiz boşa çıktı, bir pozisyon kıl payı ofsayttı, top o kadar açılmış, sepet gibi çizgide bekliyordu. Galatasaray kalecisi olamaz net, aman Muslera.

Kaleci yok dedik, peki diğer olmayanlar. Emre ve Amrabat için yeni bir şey söyleyecek değilim. Benim için yok hükmümde futbolculardır. Maçın benim açımdan en sevindirici anı, Emre'nin vurduğu topun direkten dönmesiydi. O top gol olsa, o golle kazansak bir 5 sene daha iyimser Galatasaraylıların dilinden kurtulamazdık. Amrabat, yanlış spor yapıyor. Kısa mesafe koşucusu olsa 3 sene içinde Hüseyin Bolt'u çöpe gönderir. Yapamayacağı tek spor futbol, onu da Grande sayesinde yapıp, Fas merkez bankasına yuro dolduruyor.

Engin Baytar için dilim kötü demeye varmıyor. Diken üstünde bir futbolcu. Ağzıyla kuş tutsa bu takımda ilk 11 olamayacak, ve Emre'den daha fazla maç oynayamayacak. Bu tedirginlik futboluna direk yansıyor. Terim Engin Baytar'a, 8 maç banko oynayacaksın, istediğin kadar kötü oyna çıkarmayacağım dese, oynadığı futbolun en az 5 misline çıkar. Ama bu pozisyonda yedek kulübesini pas pas yapmaya devam edecek.

Geriye kaç kişi kaldı? Takımın göz bebeği, her şeyi, kahramanı Melo. Kalan 7 kişinin 4 ü Meloydu. Oynadığımız 4 lig maçının tamamında en iyi futbolcumuz Melo oldu. Taraftarın futbolcuyu, herkesten daha iyi tanıdığının en somut ispatı Melo'dur. Çok şanssız bir maçındaydı. Oynamayan ama forma giyen 3 kişi Melo'ya en yakın futbolculardı. Orta sahada tek başına dövüştü, iğrenç Samet'in, iğrenç futbolcularına karşı.

Burak bey bir gol atacak diye, şimdiye kadar potansiyel 10 gol pozisyonuna giremiyordu takım. Bu maç girdi, beni bilen bilir tabelayla işim olmaz. Bugün Galatasaray en az 7 farkla Antalyasporu yendi bana göre. Hem de 7 kişiyle. Hem de maçın en az yarım saati çalınmışken.

Burak tam bir baş belası oyuncu. Sanki gol atamazsa kötü oynamış sayılacak, bir sonraki maç oynatılmayacakmış sanıyor kendisini. Golcü bencil olur kabul de bu kadar da olmaz kardeşim. Gol postta top Burakta ise, takım duruyor, kimse pas istemiyor, gol için çaba göstermiyor. Biliyorlar ki Burak gol pası vermez. Sanki oynamasa Drogba her maç çuvalla gol atacakmış gibi. Gel de oynatma, oynatmasan deli derler, oynatsan çoğu maç sen deli olursun.

Bir şeyi hiç anlamıyorum. Maç eksiği var deniliyor yeni transfer olmuş futbolcular için. Bruma 70 de girdi. Yani Terim'e göre 20-25 dakika oynayabilir. Bu 20 dakikayı, maçın sonunda takım yenikken mi daha iyi, değerlendirir, yoksa maçın başında takım çullanmış, rakip çıkamaz durumda iken mi? Koca 70 dakika, prens Emre, ve elbet bir maç iyi oynayacak olan Amrabat'la harcıyorsun be Grande. Haklarını yemeyelim diyeceğim, maçın başında tonla gol kaçırdık, Amrabat bile göze batmıyordu, ama işte sonradan girenlerle de başlasan yine aynı baskıyı kurardık.

Bilinmeyen bir şey yoktu. Bu takımın 12. futbolcusu yok. Bruma çok hızlı ve ölüsü Galatasaray'da ilk 11 çıkar. Kendisi gelmeden 12. adam yok diyorduk, şimdi 11. adam kimse o düşünsün. Bir umudum Eray iyi çıkar, Muslera kenarda oturur kaleyi yabancı işgalinden kurtarırız diyordum, ama bu fikrimden kesin vazgeçtim. Muslera'sız kalenin sorumluluğunu hiç kimse alamaz. Bir maça denk gelir, hezimete uğrarız.

7 kişiyle bu kadar çok gol pozisyonu üreten takıma daha fazla saydırılmaz. Üstelik oynadığımız maçlar gazoz maçı kategorisinde. Alınan alınmayan puanların hiç bir kıymeti harbiyesi yok. Şimdilik usulen oynatıyorlar, esasen nasıl tecelli edecek hep beraber göreceğiz.

Son olarak Milli Takım hocasına bir sorum olacak. Emre ve Engin iyi futbolcular ise neden milli takımda yoklar, kötü futbolcularsa neden Galatasaray'da oynuyorlar Hocam?

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Son soru bence de çok doğru. Emre ve Engin Galatasaray'da oynamalı mıdır? Ortalama on maçtan birinde parlamak bu takımın formasını giymek için yeterli midir? Galatasaray'a geldiğinden bu yana en iyi topunu oynayan Amrabat neden değiştirilir? Yerine giren adam daha mı iyi oynayacaktır? Bencil olan sadece Burak mıdır; Drogba ve Umut bencil değil midir? Yanındaki adam sana pas atmıyorsa, senin ona pas atman (Galatasaray'ın ali menfaatlerini kendi menfaatlerinin önüne koyabilecek durumda değilsen) enayilik değil midir? Fener, Beşiktaş ve Trabzon çok iyi veya en azından iyi yerli kaleciler bulabilirken, Galatasaray neden bulamamaktadır? Bruma'ya ödenen paraya kaç tane yerli kaleci alınır? Bruma denilen çocuğun pas atma özürlü olduğu kendisi için ödenen astronomik meblağ yüzünden farkedilememekte midir? Galatasaray'ın iyi futbolu bu maçta iyi oynama azmine mi, yoksa maçın büyük bölümünü yenik geçirmesine mi bağlanmalıdır? Galatasaray üç maçtır kendisinden çok daha zayıf takımları neden yenememektedir? Dört maçta üç beraberlik iki yenilgiye eşdeğer değil midir? Yenilmeyince problem yok mudur? Son olarak, bize yazık değil midir? Ha sayın başkan ve sayın hoca...

http://popartcinema.blogspot.com/ dedi ki...

Yazıda sana katıldığım birçok nokta var. Derin analizler yapmışsın. Özellikle Fatih Terim'i İmparator yapanların onu nasıl tahtından ettiği kısmı güzel şekilde ifade etmişsin.

Tek bir sorum olacak? Geçen iki seneden beri oynana futbolda Fatih Terim'in hiç mi katkısı olmadı? Yiğidi öldür hakkını yeme sorusunu sormak gerekmiyor mu burada?