19 Kas 2012

KÜS Liginin Tophane Tayfun'u; Beşiktaş

Bu hafta sonu 3 maçı da izledim, hatta Kayserispor maçını bile takip ettim. Yıllardır kendim yazıp kendim okuduğum tezlerimin ispatını bir kez daha gördüm. Türkiye'de futbol falan yok, futbol oyununu idare eden, sebeplenen şebeke var. Eğere Türkiye'de futbol olsaydı, Anadolu'nun en büyük maçı Kayseri- Gaziantep maçı 3.000 kişiye oynanmazdı. Eğer oynanan, sergilenen, bize yutturulan tiyatronun adı futbol olsaydı, dün gece acaba birine takılırmıyım diye bütün televizyon şebeklerini taradığımda, en azından biri, Caner'in haksız yere atıldığını saatlerse konuşmak yerine, bu ülkede son 10 yılda oynanmış en büyük maçı konuşurdu.

40 sene önce maç seyredenler ne demek istediğimi anlayacaklardır. O zamanlar, taraftarlığın yanında bir de futbolseverlik diye bir şey vardı. Galatasaray maçları dıuşında maçlara da giderdik biz. Benim İzmit'e, Kocaelispor PAF takımında oynayan Metin Tekin'in maçını izleemeye gitmişliğim vardır. Kendi oğluma sordum, 25 yaşında 26 senedir maça gider, Galatasaray maçı dışında tek bir maç seyretmemiş. Hepinize soruyorum çocuklar, siz hiç hayatınızda maça gittiniz mi? Galatasaray maçını saymayın, o görevdir, gönül verdiğin takıma saygıdır. Bizde saygı mecburdur. Sevgi ise özgürdür, gitmesen de olur ama hiç gidip başka bir takımıun başka bir futbolcusunu seyrettin mi? İşte o yıllar önceki çocukluk günlerimizin, büyük takımları vardı. Misal Kadırga, misal Tophane Tayfun...Bunlardan birinin Kartal'da maçı olduğunda tribünsüz toprak sahada en az 10.000 kişi maç seyrederdi. Bugün Kartalspor, Galatasaray'la hazırlık maçı oynadı 2.000 kişi yoktu maç seyreden.

Şebeke bizim güzel oyunumuzu elimizden aldı. Tophane Tayfun'un maçlarında en fazla ayva satanlar, şam tatlıcı, simitçi, turşucu evine biraz daha fazla para götürebilirdi. Şimdi pay büyük, bir maçtan, bir futbolcudan kazandığını, Dünya'daki bütün turşuları satsan kazanamazsın. Böyle bir leşi başka biriyle paylaşmak büyük aptallık, ülkemizi yöneten KÜS( Koç-Ülker-Sabancı) oligarşisi, bitmek tükenmek bilmeyen, gün geçtikçe artan futbol pastasını başkasıyla bölüşemez. Fenerbahçe'yi Koç'a (Migros tribünü, Mustafa Koç) Galatasaray'ı Sabancı'ya(Pegasus tribünü, Ali Sabancı) peşkeş çeken oligarşi, Ülker Abi'nin hakemliğinde futbolu yönetmektedir. Beşiktaş'ı sistemden attılar. Beşiktaş, para kazandırmıyor, Beşiktaş tarihinin en büyük maçını oynadı belki ama konuşulmadı, son iki maçında 14 gol atıldı, futbolseverlerin ilgisini çekmedi. Palyaçolar gece fazlla mesai yaptılar. Her kanal, Fırat Aydunus'u, ülkenin gelmiş geçmiş en büyük hakemini sehpaya çıkardı. Kimi evine muhabir gönderip apartman aidatını ödeyip ödemediğini sordu. Hiç kimse Fernandez'i, futbol tarihinin gelmiş geçmiş en büyük gol pasını konuşmadı. Konuşmaya kalkan televizyon kanalının patronu fırçayı basardı. Sıkılan Fenerbahçeli, sıkılan Galatasaraylı anında Yeteneksizsiniz kanalına geçip Acun şebeğini seyetmeye başlardı.

Biz fosil, bir zamanlar futbol seyretmiş, hala tarihin çöplüğüne atılmış, gömülmüş futboldan kalan çanak çömlek kırıntılarını çıkartmak için ömür tüketen taraftarlar, beyhude uğraşıyoruz. Hepimiz kurulmuş bir ligin faktörleriyiz. KÜS aynı suda bir daha yıkanmaz. Bir Anadolu takımına şampiyonluk falan vermez. Ligin son maçının son dakikasına Fenerbahçe ve Galatasaray at başı girer. Kimin şampiyon olacağına henüz karar vermediler. Karar verici ben olmadığım için bu kararı ne zaman verecekleri konusunda bir tahmin yapabilir, her zaman ki gibi çocuğu su almaya giderken dövebilirim. Testiyi kırmadan getirebilirse ne ala. Galatasaray- Fenerbahçe maçlarından kim yara alarak çıkarsa o takımı şampiyon yapacaklar. İti öldürene taşıtma mantığını işletecekler. Şebeke'nin esas evlatlarından biri diğerini yendim diye sevinirken, diğeri Şampiyon oldum diye sevinecek.

Patagonya ligi dahil, bizim ligden daha kötü bir lig lideri yok. Bütçesiyle, tarihiyle, alt yapısı, stadyumlarıyla, bu kadar çok bileniyle, bunca soytrarısıyla her sene bu iki büyük takımızıdan birinin final oynaması gereken Avrupa Kupası turnuvalarında sıradan takımlara karşı tur atlamak için yapmadığımız şeytanlık yok. Sonuç bizim için felaket olsa da Şebeke için tam isabet. Çünkü her sezona, yetmedi her sezonun ortasına yeni bir futbolcu pazaraı açmak, bu güzelim ülkenin, romantik taraftarlarının paralarını çaldırmak, çalmak futbol oligarşisinin birinci vazifesidir.

Benim futbolseverliğim uzun yıllardır idam sehpasında can çekişiyor. Geçen senenin başında çıktığım sehpadan beni Pitbull kurtarmış, futbolu sevmeye devam et abi demişti. Bile bile de çekilmiyor, Galatasaray gol attığı zaman bile yerimden kıpırdayamıyorum, futboldan tiksiniyorum. Son haftalarda şampiyonumuzun oynadığı futbolu mecburiyetten seyrettikçe tekrar çıktım sehpaya. Son sözlerimi söyleyip kendi sandalyemi kendim tekmeleyecektim ki, bu kez Fernandes çıktı sahneye. Tophane Tayfun'un idealist, romantik, futbol endüstrisine direnen, direnenlerin yolunu aydınlatan, biraz daha dayan diyen bir futbol devrimcisi.

Peşindeyim Fernandez, peşinizdeyim sadece futbol oynamak isteyen futbolcular. Ömrüm vefa ettikçe Fernandesspor'un maçlarına gideceğim. Sizin de peşinizdeyim kan emiciler. Bugün 5-10 kişiyiz belki, ama maskenizi tamamen düşürünceye kadar, ölümüne savaş açtım size. Tüpçüler, Seramikçiler, İnşaatçılar. Saklandığınız deliklerden çıkacaksınız,  kaçacak yer bulamayacaksınız. Mühür şimdilik sizde, zevkini çıkartın. Tribünler bizimdir, futbol halk çocuklarınındır. Emanetimizi geri alacağız.

1 yorum:

Nazmi Hasdemir dedi ki...

Herkese Sevgiler,
Bilinçli bir BJK taraftarıyım.Nazmi Hasdemir Türkiye'nin futbol gerçeğini çok derinden alıp günümüz gerçeklerine kadar taşımış anlatmış.
Hatalı bir düdükten nemalanmaya çalışan başıboşlar kurulu Fırat Aydunus'un peşini bırakmıyor çünkü kendisine teşekkür etmelilerki zeka seviyelerine göre oyalanabilecekleri bir malzemeyi onlara vermiş oldu.
Futbol,televizyonda özel hayatlarındaki reaksyonlara göre günlerini hayatlarını inişli çıkışlı devam ettiren ve kendilerini birşey zanneden zavallı küçük beyinli insanların anlattığı gibi birşey değil.
Futbol rekabet,strateji,akıl,ahlak ve dinamizm sporudur.
Futbol bir zekadır bir takım ruhudur..Bu ruhu en iyi sahaya yansıtan kazanır...En pahalı en ünlü değil....
Maliyetsiz bir futbolcunun ünlü bir takımı nasıl darman dağın ettiğini gördük....
Nazmi Bey'in dediği gibi leş kargaları futbolu kalleş bir spor olmaktan çıkarır el etek çekerlerse işte o zaman futbol bu ülkede hak ettiği değeri bulur yoksa herkes HALİSİNASYON görmeye devam eder.

Saygılarımla,