24 Kas 2011

Langırt Ligi Bile Değiliz

Şu paha biçemediğimiz ligimizi bir daha kurcalasak mı acaba? Ligin en kötü futbol oynayan takımı, diğer kötülere 4'er puan fark atınca kurcalamaya geç bile kaldık diyorum ve çuvaldızı kendimize batırıyorum. Galatasaray'ın kısa tarihine bir baktığım zaman, en büyük futbolu oynadığı ve en büyük sonucu aldığı zamanlar çok eski değil. O takımın başındaki Hoca'nın, bu takımın başındaki Hoca ile aynı olduğuna beni kimse inandıramaz. Hatta ben o büyük maceralar da Terim'in katkısının, her hangi bir taraftardan çok daha fazla olmadığını defalarca söylemiş ve ne yazık ki bu günkü takımı seyrettiğimde haklı çıktığımı kendim gözlemlemişim.

Bin defa yemin ederim ki şu an takımda Hagi olsa, Terim oynatmaz. Arif'e ise ancak kupa maçlarında sıra gelir. Şu langırt tahtasındaki dizilişe bakın. İmalatçılar, hangi mantıkla millere dizmiş futbolcuları. İnanılır gibi değil ama langırt 2-5-3 oynuyor. Bizim koskoca Galatasaray, yarın Sivas maçına 4-3-2-1 çıkacak ve bu takımın başındaki hoca da ne yazık ki Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük hocası olacak.

Kim düğmeye basmış sa basmış, 2 kazma bekle oynanacak bu saatten sonra futbol, önlerinde 2 kazma daha ön libero adı altında. Oyun kurucu tarihe karışmış, kimse oyun falan kurmayacak, kalabalık orta saha topu garanti olmadan ileriye asla taşımayacak. İlerde tek santrafor olacak. Olacak ki karşı takımın 4 kazması içerisinde boğulup kalsın. kalsın ki kötü futbolcu sanılsın, her sene her takıma 2-3 tane santrafor transfer edilsin.

Yaşı 40-45 den fazla olanlar, futbolu hem güzel oynayanlar, hem güzelini seyredenler di. Her takımın en gerisinde en teknik, en akıllı, topu ilk başlatan, son kademeye giren, ofsaytı yönlendiren libero denilen futbolcusu vardı. Fatih Terim'de işte böyle bir liberoydu. Şimdi nasıl herkes Messi diye hayal kuruyor, o zamanlar da Backenbauer hayali kurulurdu, en büyük libero oydu. Son libero Popescu idi. Amatör takımlar dahil defansta 3 kişi olurdu. Sağ bek, sol bek, libero iki bek asla bir birlerini görmezdi, tıpkı mildeki langırt futbolcusu gibi. Liberonun önünde 2 stoper olur, bunlardan biri sanki santrafor gibi oynardı. Çok uzağa gidersek Cüneyt Tanman'dı bu teknik stoper, teknik olmayanı Bülent Korkmaz'dı, o da ilk topa basardı. Her daim bu gözler orta sahalarda teknik bir 10 numara seyretti. Sağ açık, sol açık, santrafordan oluşan bir ileri üçlüye alışkınız.

76 numaralı sümüklü götünü her zaman ki gibi dayayabilse de atılmasaydı, cam Gökhan çat diye çatlamasaydı, bu sene en büyük futbolu oynayan Semih, tribünden inecekti diyen tek bir Galatasaraylı varsa içinizde ben bu yazdıklarımı yemem, kemiririm, geviş getiririm. Melo- ki bu sezonun tek sevdiğim yabancısı- ceza almış. Nasıl sevindim anlatamam. Bakın göreceksiniz yerine Ceyhun Gülselam'ı oynatacak, ve hiç bir somut fark göremeyeceksiniz. Hayırlısıyla, Kazım ve Riera'nın da başına bir halt gelse de takım güzel futbolu oynayabilen futbolculardan kurulabilse. Mertan diye biri peyda olmuş A2 takımında. Soruşturdum, Sercan'dan hızlı bir santraformuş, hani eski diziliş olsa çıktığı ilk maçta kalır diyeceğim ama şu lanet olası tek forvetle Messi'yi transfer etsen ayağına top gelmez. Madem tek forvetle oynayacaksın, neden dünyanın dolarını verip Elmander'i transfer ederler? zavallı topa dokunabileceğim diye debelenip duruyor, debelendiği için gereğinden fazla yoruluyor, yorulduğu için de final topuna istediği gibi vuramıyor.

Güzel futbolu Galatasaray'dan beklemek, Kerbela Çölünde yağmur beklemek gibi bir şey. Ya o gün kafadan maç kopacak, ya dedik ya langırt milleri senden yana güzel çalışacak, Kazım'ın ayağına 40 toptan biri oturacak, Riere kendine çalım atarken adam geçecek, gol ortası yapacak, Selçuk'un attığı ince pas rakip kazmalardan hiç birinin ayağına çarpmayacak, falan filan. Kaçıncı haftadayız bilmiyorum, Kayseri maçı hariç bütün maçları dikkatle izledim. Bilinçli, çalışılmış bir atakla gelen tek bir gol hatırlamıyorum. Bu sistemle de hiç bir zaman  en azından ben, Galatasaray'dan büyük futbol, büyük netice beklemiyorum. Bu yüzden de maça gitmiyorum. Alınan yabancı futbolculardan hiç biri, beni Arena'ya koşturacak nitelikte değil.

Biz böyleyiz de diğerleri sanki farklı mı? bizden beterler,  sadece Trabzonspor, sadece Şenol Güneş ısrarla delikanlı gibi iki santraforla oynuyor, bu yüzden de Burak adında bir futbolcumuz olduğunu öğreniyoruz. Burak, Beşiktaş'ı, Fener'i tavaf etti kovdular, bize gelse döverlerdi. Burak, adı gibi uçan tay olsa ne yazar tek başına 5 kazmanın arasında.

İşte böyle bir ligimiz var, sonra bu ligin ortalamasından oluşan Ulusal Takım turnuvalara giremiyor diye kızıyoruz. Hadi langırt imalatçısı kadar delikanlı değilsiniz, bu yüzden savunmayı 2 kişiye indirin demiyoruz. Olamazsınız, gol yememek üzere bir futbol icat ettiniz. Elbet cesaretli Hocalar gittikleri yerden geri dönerler de bir düğmeye  daha basarlar. 3-4-3, büyük takım dizilişine dönülür. Metin-Gökmen-Uğur, Cemil-Osman -Ender, Ömer -Montmeranu-Erdinç, Halil-Fethi- Şevki... gibi forvetleri tekrar seyrederiz.

Acaba hiç bulaşmasak mı? Bu gidişle birileri başka düğmeye basacak, elimizdeki tek santraforu da kaldıracak, gol gol diye bağıran Beşiktaşlılar gibi bu sefer topumuz ağız ishali olacağız. ,,,,            

2 yorum:

Murat Cevher dedi ki...

Maalesef abi sadece Türk futbolunda değil dünya futbolunda da böyle cesaretli hocalar azalıyor.Nerde Hitzfeld'in B.Münihi ya da Thomas Schaaf ın W.Bremeni.Artık takımlar bırak 2 farklı skoru elde etmeyi tek farkı buldu mu santra yı geçmiyolar.Ama bunun böyle olmasında medyanın payı cok büyük.Gerets i sen kötülüyosun ama adam 3 forvetle catır catır oynatıyodu.2006 yılındaki şampiyonluktaki gollere doyamadım.

kapalıtayfası dedi ki...

Nazmi abi,bahsettiğin çift stoperli liberolu sisteme yetiştim.Ama dediğin sistem 5'li defans dönebiliyordu.Ayrıca ayaklarına hakim bir libero bulmak her zaman kolay olmuyordu.Biz Fatih Terim'den sonra,Erhan Önal daha sonra Falko Götz gibi futbolcularla bir müdddet idare ettik,sonra Popescu geldi.Ama Fenerbahçe Alpaslan'dan sonra uzun yıllar,Högh,Uche ikilisi gelene kadar topu oyuna sokan bir libero bulamadı.
Aslında Dünya üzerindede Baresi-Kumann gibi futbolcular türlerinin son temsilcileriydiler.
Önce İskendinav ülkeleri daha sonra bütün dünya,madem ki top yapan libero yok,bizde liberosuz tandem oynamaya çalışalım dediler.
Böylelikle defanstan bir adamı orta sahaya atarak,daha ofansif olacaklarını düşündüler.Fakat bu defada kaliteli bir ön libero sorunu ortaya çıktı.
Merak ediyorum Muhammed Altınbaş şu anda futbol oynasaydı,kaç milyon euro ederdi.Mehmet Topal'ın 5 milyon euro ettiği yerde.
80'li 90'lı yıllarda izlediğimiz Anadolu takımlarını ezen,tek kale oynayan 3 büyükleri artık bir daha izlememiz mümkün değil.Devir değişti artık.Futbolcular en azından 90 dakikalık kondisyona sahipler,hiç bi şey yapmasalar pres yaparak rakibi oynatmıyorlar,en önemliside kendilerine güvenleri tam bizim kuşak gibi ezik değiller.Macarlardan,Polanyadan 6'şar İngilizden 8'er gol yiyen kuşaklar bizdik,onlar değil.
Ayrıca milli takıma kaleci olarak Kova Yaşar'dan başka bulamadığımız günler geride kaldı.
Milli takım kaleci olarak Volkan,Sinan,Cenk,Tolga,Rüştü,Hakan Arıkan,Onur Kıvrak gibi 6-7 isim sayabildiğimiz hiç bir dönemimiz olmadı.Takımlerın kaleci sorunu pek yok artık.(5 sezon boyunca Galatasaray hariç)Böyle olunca da golde az oluyor.
İnter bile defans yaparak (hem yarı finalde Barcelona karşısında,hemde finalde bayern münih karşısında) Avrupa şampiyonu olduğu göre.Defans yapan takımları suçlamamak lazım