Ey Büyük Galatasaray Taraftarı;
Sizlere veda etmenin zamanı geldi, ben de bu kutsal, mübarek günü bekledim eyvallah demek için. 2 yılı aşkın bir süredir, 1000 yazıyla sizlere bir şeyler anlatmaya çalıştım karınca kararınca. Ne mutlu ki, anlattığım her şeyde sapına kadar taraftım. Yapabildiğim kadar eşit, adil bir taraf olmaya gayret ettim. Yazdıklarım sadece Galatasaraylı'lar içindi. Amacım, bir taraftan Galatasaray'ı biraz daha fazla kişiye tanıtıp, sevdirmek, zaten sevenlerin duygularına ortak olmak ve Fenerbahçe'den de biraz daha fazla uzak durulmasını sağlamaktı bizimkilere. Diğer takımlar için ise hiç bir görüşüm olmadı, bizim maçların dışında maç izlemem. Kaldı ki son 3 maçımızı bile izlemedim. Ve Fenerbahçe'nin maçlarını da oynadığı rakip açısından izledim, ne zaman Fener maçı koparırsa o zaman ayrıldım.
Yazdığım yazılardan hiç biri hiç bir hakka mahfuz değildir. İsteyen istediği yerde kullanır. Sayfalarımıza istemeden de olsa bulaşan başka takım taraftarlarına ise lafım yok. Ettikleri küfürleri bile iade etmiyor, tartışma zemini açılsın istemiyorum.
Bugün hem kendi takımımızın hem ülkemiz adına en büyük maçına çıktığımız ve muzaffer ayrıldığımız günün 10.yıl dönümü. Hepinize kutlu olsun. Günler ne çabuk geçti, daha dündü başka bir ülke topraklarında kupayla şehir turu attığımız gün. Öyle bir unutturulmaya çalışılıyor ki, sanki 2 senede bir olan hadise. Bugün Fenerbahçe'nin bir final daha kaybetmesi üzerine bütün gazeteleri okudum, ne mutlu ki bizim 17 mayıs 2000 hiç birinde tek satır bile geçmemiş.
Renkdaşlarım, az zamanda çok ve büyük işler yaptık diyeceğim ama yalan olacak. 100 seneyi aşkın senede kıyısından köşesinden bir Avrupa Kupası'nın kulpundan tutmuşuz. Tuttuğumuz için 2. sini oynama hakkı kazanmışız ve ona da yapışıp çekip getirmişiz hepsi bu. Gerçi bizim dışımızda hiç kimse yanına bile yaklaşamamış ama bize ne. Biz kendi kahramanlığımıza ve kendi yüksek kültürümüze bakıp daha değerlilerini kazanmalıydık.
Bize bunları söyleten şu son senelerin köhne, kokuşmuş, silik, sönük ruhsuz yapımız değil elbet. Biz büyük Galatasaray ailesinin zaman zaman depreşen asi ruhunu sahalara yansıttığında neler yaptığına şahit omuş neslin ahvadıyız. İşte 10 sene önce hortlayan o ruhtu kupaları alıp getiren şey. Şimdilerde kaybettiğimiz, şebekelerin elimizden, içimizden aldığı, bende biten, çoğunda can çekişen asil Galatasaray ruhu.
2 yıldır pek çok yazımı okudunuz. Bahtiyarım ki çoğunda isabetsizliğe uğramamışım. İsyanım hiç bir şeyi kafi görmeyişimdendi. Birlik ve beraberlik içinde 40 sene tribünlerde ömür tükettiğimden, neler yapabildiğimizi görüp, şu son yıllarda neden yapamadığımıza başkaldırdım. Bir kere daha ve son defa söylemeliyim ki bu sene ki maç kadrosu kadar Galatasaray ruhundan uzak bir takım asla seyretmedim.
Şampiyonluğun gittiği Sivas maçının son saniyesinde dandik bir gol yeyip de sakız çiğnemeye devam edeni, Ali Sami Yen'de oynanan Fenerbahçe maçını jübile maçıymış gibi oynayanı, tribünler yırtınırken yanlarına gitmeyi zül sanan 20 metreye pas atamayan kazmaları, en önemli maçın öncesinde kadroda değil diye Fenerbahçe Burnunda nargiler içenleri, maçtan sonraya randevu verip, maçın sonucu ne olursa olsun programını uygulayanları, taraftara küsen kaptanı, gol atıldığında fazla sevinmeyip, gol yendiğinde hiç üzülmeyeni, bir hata yapmış, gol yedirmiş arkadaşını kurtarmak için insan üstü futbol oynamayanı, gol atıldığında somurtan yedek kulübesini, Fenerbahçe'yi şampiyon yapmak için her yolu deneyenleri, bir maçı alsa, 100 metre daha fazla koşsa, bir gol fazla atsa şovun içinde kalabilecekken ölü gibi oynayanları, velhasıl en az Galatasaraylı'yı bünyesinde barındıran bir takımı ben 40 sene sonra, veda senemde seyretmiş oldum. Canları sağ olsun.
Galatasaray'ı sevdirenleri de yazdık bu sütunlarda, futbola lanet ettirenleri de. Gözümüzde büyüttüğümüz bi bok olamayanların foyalarını ortaya çıkarttık. Bütün maçları sıcağı sıcağına Ali Sami Yen dışına, taraftar gözüyle ilettik. Tabelayla işimiz 40 sene boyunca olmadığı gibi yazdığımız son 2 sene içinde de olmadı. Şampiyonlukları, kupaları, destanları da canlı yazmak isterdim, Arsenal maçını yazmak isterdim mesela. Real Madrid maçını. Unutturdular, Şampiyonlar Ligi'ni biz kurmuştuk oysa, bizi de unuttular.
İsteseydim tarafsız görünür daha fazla insan tarafından okunabilirdim. Ama baştan söyledim tarafım, hatta tarafsız insanlardan nefret ederim. Sadece futbolda sporda değil, yaşamın her alanında en az iki kişi karşı karşıya gelmişse ben mutlaka tarafımdır. Tarafım diye, haksızlıklara seyirci kalamam. Benim taraf olduğum takım haksız yere maç kazanırsa en başta ben kabul etmem. Bir Fenerbahçeli blog yazarının sitesine girmem, girsem de yüzüm buruşur hemen uzarım. Aynı şekilde benim yazdıklarımı okuyan Fenerbahçeli'lerin bıraktıkları notlara cevap yazmayı, hatta onlala tartışmayı gereksiz bulurum. Dolayısıyla kendi bloğumuzu Galatasaraylı diye adlandırabiliriz. Anadolu takımlarına sempatiyle bakarım ve Şampiyon Bursaspor'u da bağrıma basarım.
Veda etmemin iki ana sebebi var.
Birincisi artık yoruldum, her maçı aynı ciddiyetle seyredeceğimi sanmıyorum. 40 yıl aralıksız 1000 den fazla Galatasaray maçını canlı seyrettim. Söyleyeceklerim de hemen hemen bitti. Bundan sonrakiler tekrara girecek.Çok basit bir futbol oynayan takımım olsun istedim. Kalecim degaj yapmayacak, oyun geriden kurulacak, takımda kazma futbolcu bulunmayacak, hep beraber ağlayıp, hep beraber sevinebilecek bir futbolcu gurubu olacak, rastgele orta yapılmayacak, uzun ve yoğun pas trafiğiyle oynanacak. Ne yazık ki umudum yok artık. Yine de veda etmeyecek kapıyı açık bırakacaktım. Seyretmediğim son maçımızın kadrosuna baktım, liderken yazdığım bir yazımı gözden geçirdim. ''Eğer son maçımızda kadroda Gökhan Zan, Servet, 16 numara ve Topal varsa bilinki 3. lük maçı oynuyoruz'' demişim. Dünkü maçın kadrosunda Emre Aşık'ı görseydim yine de ayrılmayacaktım aranızdan. Sana da yazıklar olsun diyorum Surinamlı, adam değilmişsin. Şu son maça şu kadroyla çıktın ya sende bi bok bilmiyormuşun. Ben yine de aradan Emre Aşık'ımıza güzel futbolcumuza sevgilerimi, minnetimi, teşekkürlerimi iletiyorum. Yolun bahtın açık olsun göklerin hakimi.
İkinci sebebim de uzun yıllardır araştırmalarım vardı. Bu sene son buldu. Artk eminim, bizim seyrettiğimiz takımlar, bizim taraf olduğumuz takımlar bu seyrettiklerimiz değil. İş tam bir şebeke işi. Bu sene Fenerbahçe'yi şampiyon yapmak üzere kurulmuş şebeke. Şimdi zıplayan çıkar, yanıldılar diye. Her şey kurulmuştu, o kadar gol pozisyonuna Fener bir sezon boyunca girmemişti. Onlardan biri girse tam isabet olacaktı. Sigorta için Galatasaray'ı bile mağlup getirtip, Beşiktaş'ı dirilttiler. Ne olur ne olmazdı, Trabzonspordan'da imalat hatası biri çıkardı. Nitekim kaleci Onur çıktı, Egemen, Giray çıktı, geleceği karanlık çocukların. Bu ihanetlerini! asla unutmayacaklardır. Şebeke liderleri beni futboldan, daha özeli Galatasaray'dan soğuttular. Dolayısıyla içimden yazmak gelmiyor.
Benden yazı var mı diye boşu boşuna tıklama yapmayın çocuklar. Bir daha alamazlar, benim yetmez de umarım sizin ömrünüz yeter yenisini getirtmeye. 10 sene önce alınan bu kupanın hatırına her 10 sene de bir bu büyük günü şanla şerefle anın. Yönetim kademelerine girin, kulübü soygun düzeninden kurtarın, şampiyonluklar sırayla dağıtılıyor, Boklu Dere tarafı seneye işi son maça bırakmaz, siz sonraki seneyi bekleyin.
1000. yazı olarak, 17 mayıs günü son yazımı bırakıyorum sonsuzluğa. 10 sene önce bizleri Parken Stadı'nın kale arkasında ağlatanları bir kez daha minnetle, şükranla anarak huzurlarınızdan ayrılıyorum.Yazdıklarımı okuduğunuz, yorum yazdığınız, beni bi bok sanıp saygı gösterdiğiniz için teşekkürler. Hakkınızı helal edin.
Ne Mutlu Galatasaraylıyım Diyene,
Elveda,
28 yorum:
Böyle gitmemeliydin be Nazmi abi,senin doyumsuz yazılarını okuyamayacak olmamız bizim için büyük bir kayıp olacak.Artık ben de taraflı yazacağım,Galatasaraylıların sesi olacağım,elveda MAHALLE TAKIMI.Biz seni sevmiştik,ama sen bizi yüzüstü bırakıp gittin.
http://sevdamrenklere.blogspot.com
Yapma be nazmi abi, arada bir yaz, yönetime salla, kazmalardan dem vur ama dükkanı kapama...
Bugüne kadar yazdığın her satır için sağolasın abi.
Sen büyük konuşmuşsun ama hala umudumuz var, bakarsın seneye bu seneki gibi şaşırtır takım bizi, bu kez aslanlar gibi top oynayarak. Belki o zaman güzel oyunun gücü yeter seni geri getirmeye.
yapma be abi bırakma yazmayı.
evet güle güle abi.
ama şunu da unutmamak lazım, işte sen gibi adamlar bu meydanı boş bırakınca bir sürü sülük, embesil bu boş meydana doluşup işkembesine geleni sorgusuz sualsız dışkılıyor. ve yeni gelen nesile ne oluyor? bu sülük ve embesilleri bir bok sanıp onların peşinden gidiyor.
git abi, sen de meydanı bırak. ne bekliyordun, günde 1000 kişinin okumasını mı. o zaman galatasaray yazmayacaksın, doğruları yazmayacaksın.
ona buna bok atacaksın, bir sürü polemik yazacaksın, hürriyette, milliyette filan ipe sapa gelmez şeyler yazacaksın ki 1000 kişi okusun. oyunculara, yönetime değil hakeme geçireceksin.o hakem değil esas ibne hakem bu diyeceksin. o zaman binler okur seni.
tekrar güle güle abi. yolun açık olsun. tribünlerden de git ki oraları da çoluk çocuk ele geçirsin, arabesk şarkılarla takımı uyutmaya devam etsinler.
sonra diyoruz ki bu toplum neden böyle değişti? işte sen gibiler üzerine düşeni yapmadığı ya da eksik yaptığı için. yani bu durumdan artık sende sorumlusun.
güle güle abi. herşey için yine de teşekkürler. vicdanen rahatsan hayırlı olsun kararın.
yazılarınızı yaklaşık 1 yıldır takip ediyorum...35 yaşındayım, galatasaraylı futbolcular kendi aralarında ikiye iki maç yapsa bile buyuk bir zevkle oturur izlerim(izlemek isterim)..yazılarınızı da aynı zevkle takip ediyordum, son yazının beni çok duygulandırdı, elinize sağlık teşekkürler..biraz meşakkatli bir iş olduğunu biliyorum ama, yine de sizden naçizane ricamdır keşke devamı gelse bu son olmasa..
son 1 yildir takip ediyorum bu blogu ve bu surede hicbir yaziyi kacirmadim. kantarin topuzu bazen kaciyor mu acaba diye sorguladigim olmustur ama hep sen hakli ciktin nazmi abi. sen de yazmazsan takim oksuz kalacak gibime geliyor. birakma sebebin ne bilemiyorum ama umarim vazgecersin. senden galatasarayliligi ogrenecek onlarca kisi var. sadece bunu dusunerek bile devam edecegini umuyorum.
bir galatasaray sevdalısı, fener düşmanı olarak kendim yazmışımım gibi okuduğum yazılarını özlemle bekleyeceğiz.
Nazmi abi,anlı şanlı gazetelerde yazanlar,dar alan,geniş alan,hatlar arasında kopukluk,kanatları kullanamadı v.b klişe laflarla 40 senedir bir birinin aynı yazılar yazmaya devam ederken,senin kendimi tekrar ederim korkusu çok yersiz.Bırak tekrar et abi.En azından samimi olduğunu,gerçek taraftar olduğunu biliyoruz.Köşe yazarlarının çoğunu okumam,kendi canlı seyrettiğim maçı,kendim yorumlarım kendime.Tek düzenli okuduğum,yorumcu sensin.Yazılarını bırakmanı istemem,en azından nostalji yazılarını bekliyorum.sende olmasa kim anlatacak,ördek Mehmet'i,ayı Gökmen'i,kova Bahattin'i,sosyalist Mehmet Kurt'u,çilli Mehmet'i,çoban Ali'yi.Bizlerin yazılarında mahrum bırakmaya hakkın yok.Taa ki,çocuklar ben takım tutmayı bıraktım,Galatasaray benim için hiç bir şey ifade etmiyor diyene kadar.
Bıraktığını görünce cidden çok moralim bozuldu çünkü senin her olay ve maçtan sonra ne dediğin çok önemliydi. Keşke bizi yorumlarından eksik etmesen, arda bir de olsa yazsan..
Olmamalıydı,
Bir pes eden daha...
Nazmi abi:
Maçlardan sonra onca teknik taktik analizi hiçbir şekilde umursamazcasına ilk olarak senin yazılarını okurum ve okumaya da devam etmek istiyorum.. Lütfen kararını 1000 değil 10.000'e falan çıkart.. Emin ol benim gibi düşünenlerin sayısı çok fazla..
Nazmi abi,
iki sene boyunca çok şeyler öğrettin biz Galatasaraylılara. Kararına saygı duyuyorum. Seni bu kararı almaya iten Surinamlıdan bende nefret ediyorum. Gelecek sezonun takımını kuruyorlar baksana. Ali, Musa, Mehmet, Serdar bunlardan medet umacak seneye Surinamlı.
Her karara saygı duyulmalı belki; ama açıkçası ben biraz dan-dun yaşarım, bu karara da saygı duymam. İğrenç geçen, ruhsuzların başrolde olduğu maçların yorumlarını yazmanın ne kadar zor olduğunu biliyorum. Hele bir de bu takımı 40 yıldır izleyen, UEFA Kupası'nı stadda takımla beraber kutlamış birine şu günlerin yorumunu yapmak nasıl koyar, tahmin edebiliyorum. Ne olursa olsun her şey maç yorumu yapmak değil bence Nazmi Amca. Boşver gitme sen, canın istediğinde yaz. Bu ruhsuzluk böyle giderse maç yorumu yazma, bize görmediklerimizi, yetişemediklerimizi anlat. Ama tamamen yazmayı bırakma kararına kesinlikle saygı duymamızı bekleme lütfen. Duygusallık işin içine girince saygı maygı kalmıyor...
sağlığın gitmedikçe gidemezsin artık abicim.
nasıl ki prekazi'nin monaco maçındaki frikiğini her gördüğümüzde, tanju'nun neuchatel maçındaki golünü her izlediğimizde, popescu'nun son penaltısını seyrettiğimizde içimiz ürperiyorsa; senin yazılarını okuduğumuzda da aynısı oluyor.
bize çok şey yaşattın, gösterdin, öğrettin. sen galatasaraylılara aitsin bir bakıma, son maçtaki oyuncu tercihi nedeniyle kendinden mahrum edemezsin.
hazır yaz da gelmiş, bizden sana 2-3ay kafa dinleme izni abicim, önmüzdeki sezona bekliyoruz, geleceğini biliyoruz...
aklına, bedenine, kalemine sağlık...
abi okuduktan sonra yazıcaktım ama vaktim yok, yine de hep aklımda burası.
senin gibiler için böyle kararlardan dönmek çok zor olmalı ama bu kadar sevenin var, takip edenin var, öğreteceklerin anlatacakların var, sonu böyle olmamalıydı biliyorsun değil mi...
sen gelmeyin desen de geleceğim, geleceğiz.
1971 yılından bugüne kadar Ali samiyen kapalısını aşındıran Metine yetişemesede Büyük Mehmeti izleyen 14 senelik çilenin yaşandığı her anı ve bitişini,en başarılı dönemlerimizi,Uefa ve süper kupayı vb birçok duyguyu En birinci tanık olarak gören sana 3.bitirilen bi sezonun ardından gitmek yakışmaz abi..Bu kadar ruhsuz oynayan bi takımı izledikten sonra biz futboldan soğurken senin yazmak istememen normal tabi ama sen olmasan kim göstericek bize gerçekleri? servetin balta,mustafa sarp'ın yeteneksiz bi sahtekar olduğunu falan?
Hadi herşeyi geçtim sen dememişmiydin en azından 1 çocuğa daha Galatasaray aşkı aşılayabilirsek kendimizi görevimizi yerine getirmiş sayarız diyen.. işte abi senin yazılarını bekleyen daha yüzlerce çocuk,Galatasaraylılığını örnek edinicek onlarca genç varken gitme böyle..
Biliyorum şu noktadan sonra sözünden dönmek zordur senin için,hemde çok zordur ama biz senin yönetimden,topcusuna haklı olarak salladığın yazılarını değil kazandığımız kupalardan sonraki sevinç yazılarını okumak istiyoruz artık..
Biraz daha yaz be abi..
Çok mu şey istiyoruz?
Şimdi lig bitti herkesin kafa izni vakti..
Ama ağustos aylarında tekrar göreceğiz kaleminden çıkanları ona göre..
Saygılar
Değerli Abicim, yaklaşık 1 senedir takip ediyorum yazılarını.Gidersen çok üzlürüm sen olmazsan bir bok sandıklarımızın gerçekte ne mal olduğunu kimden öğreneceğiz.Umarım geri gelirsin.
Oysa iyi pas yaptığı için değil, parçalısına tutulduğumuzdan sevmiştik bu takımı. Ebediyen bırakmadan yemin edercesine.
Yapma be nazmi abi bırakıp gitme bizi...
ömer bayraktar
Abi merhaba, bu aralar pek vaktim yok maalesef. Hamburg maçı sonrası Haldun Üstünel-Lincoln olayını duymuşsundur mutlaka. Zaten o zaman da konuşmuştuk. Biliyorum tekrar olacak ama keşke şu "yöneticiler" hakkında yine bişeyler yazsan. Borges'in yazısını da okumanı isterim. Saygılar selamlar.
abi hakikaten gerek lincoln gerekse şu stoch olayından sonra senin yazını görmeyi çok isterdim..
abi bu şerefsiz satılmış medya iyice çığrından çıkmaya başladı, bizim "başkan" da azizle poz atıyor nedir bu ya... biz mi çok safız, hemen galeyana geliyoruz nedir yani.
yorumlarda bari görüşsek...
karanlıktan bir merhaba...
Nazmi abi şu sorunun cevabını istiyorum senden cevabı sende var biliyorum vede bekliyorum.
GALATASARAY'ımızın sorunu nerde?
Galatasaray'ımı hangi göt bu hale getirdi!?
Benim bir cevabım var baş harfi A! Bir de senden duyayım abi yoksa içim rahat etmez.
Abi helal olsun sana bu adnanların ne mal olduğunu çoktan anlayıp bu işleri bıraktığın için. Biz aptalmışız göremedik.
büyük adamsın vesselam.
Ben almanyadan sevgi, gercekten cok guzel bir blog, eger twitter veya facebook sayfasi varsa hemen
ekliycegim.
Yorum Gönder