19 Ara 2009

Sit Alanındaki Futbolcu; Galatasaray1-Gençlerbirliği 0



Fukaranın düşkünü beyaz giyer kış günü. Parçalı formanın uğursuz geldiğini düşünmüş öcüler. Peygamberler, evliyalar, büyücüler işi fizik ötesine bırakmışlar. Kale ağları sarı kırmızıya boyanmışken, takımın renksiz formayla çıkması maçın başlangıç ironisiydi.

Yenersen lider olacaksın, olmasan ne yazar, Elano'yu, Keita'yı, Kewell'i seyretmek için bu yaz binlerce kişi sıraya girecek Güney Afrika'da. Sen ise kış mesaisine girmişsin, tabela bile umurunda değil, üşüdün, paran yok, bırakabilirsin takımı yalnız. Kahveden seyretsen de olur. Farkındasınız değil mi? Şu an ülkenin en büyük en modern stadyumu hazırlanıyor sizler için. Biraz layık olduğunuzu hissettirin, şimdiden korku salın. Kim gidecek o stadyuma ya?

Maç kadrosu önümüze geldiğinde, hazreti balta Servet'in ekürisi Hakan Balta'yı gördük. Ve ilk görüşümüz takımın iyi oynayacağı yolundaydı. İlk topları , teknik Balta'nın kullanacağını ve de iyi kullanacağını öngördük. Daha da önemlisi, iddia ettiğimiz üzere takımın en teknik futbolcularının sahada olması, taraftara, seyredenlere güven veriyordu.

Maça girelim, ilk yarıda takım, son yılların en büyük futbolunu oynadı. her zaman söylerim, benim için kalenin içine giren sayılan sayılmayan gollerin önemi yok. Ben güzel futbol peşindeyim. Ne yazık çoğunluk benimle aynı görüşte değil. Gol olmadığı zaman oynana futbol pek keyif vermiş olmaz.

Koruma altına alınması gereken bir futbolcumuz var. Kimse almaz ise ben bundan sonra onun yakın korumasıyım. Kewell, bu ülkenin futbolunda Hagi'yi arayan bizlere verdiği imaj, gösterdiği rota ile, evet kesinlikle sit ilan edilmesi gereken bir insandır. İnsan diyoruz, futbolcu demiyoruz. Herkes futbolcu, gördük göreceğiz, yüzlerce lisans sahibi futbol topu tekmeleyicisi var. İnsan arıyoruz, yıllardır ve artık aramıyoruz. Hakemler Kewell'in olduğu pozisyonda tereddüte düşerse sorsunlar ona. Yalan söylemez, yardımcı olur sizlere.

Varsa da 1 cm ofsayt vardı. Eğer hakem de insan olsaydı, o insan üstü vuruşu tabelaya yazardı. ha yazmadı da ne oldu? Bana göre Hagi'yi hortlattı o vuruş. Nasıl vurdu, hangi ayağıyla dokundu, o top nası oldu da kaleye girdi, ve nasıl oldu da son yılların en büyük yan hakemi yakaladı o ofsaytı? Tez zamanda sit alanı ilan ediyoruz, Kewell'in cirit attığı bölgeleri. Eğer futbolun bir okulu varsa, Kewell, o okulun ordinaryus profofesörüdür.

Bu gün ustaları seyrettim. Kazmalarla ustaları. Her top kaybımızda Mustafa Sarp, Topal, ve özellikle Servet'in ismi vardı istatistiklerde. Seyrederken not tuttum, belki bu sezon ilk defa geriye doğru pas kullanmama rekoru kırdık. Ey futbol severler, ne güzel oluyor futbol seyretmek. İğne deliği denir, deyim olarak çok zor geçilen, geçilemeyen yerler için. Keita için iğne deliği, follaş bir geçit. Akıl hafsala almıyor, topta bir sihir mi var? Biraz kısmet olsa, Keita asist kıralı olacaktı bu maçta. Olsun, daha doğrusu olmasın, teşekkürler Fildişi'li.

Elano Blumer; Adını bundan sonra minnetle anacağım. Futbolun, ayakla oynanan bir oyun olduğunu dayatıyorlar yüz yıldır. Ne ayağı kardeşim, ayakla, götle, elle, vücutla oynayan nice futbolcular seyretti bu gözler. Beyinle oynayanları seyrettiğinde kendinden geçti. Selam durdu ustalara. Elano Blumer'e olduğu gibi.

Savunmada Hakan Balta beni yanıltmadı. O bölgeye transfere ihtiyaç yok, aslında hiç bir yere ihtiyaç yok. Dahası takımda eksik yok fazla var. Şu güzel futbol oynadığımız, lider olduğumuz haftada söylemek istemem ama, takımda sırıtan tek futbolcu Servet. Top ancak onun ayağına, kafasına, vücuduna değdiğinde ritm bozuluyor. Belki tam açıklayamıyorum, o halde soruyla açıklayayım. Top, Servet'e geldiğinde ne hissediyorsun, Keita'ya geldiğinde ne?

Ben gol olduğunda, sevinmekle düşünmeyi aynı anda yaşadım. Tamam bu maçta, Uğur ve Topal sanırım sakatlıktan dolayı çıktılar. Ancak golden sonra hiç atak olmaması midemi bulandırdı. Bir şey daha midemi bulandırıyor. Nereden çıktı kardeşim bu ofsayt taktiği. Kıl payı girmeyen, direkten dönen top bu yeni icat taktik yüzünden oldu.

Ben tekrar ustalara saygıya değineceğim. Elano, Arda, Kewell, Keita'yı aynı takımda seyretmekten iftihar ediyorum. Bu forvete Baros'u bekliyorum.

6 yorum:

Adsız dedi ki...

galibiyet ustaların, mağlubiyet rijkaard'ın.

Adsız dedi ki...

Nazmi hasdemir,hani her sözü açtğında bilmem kaç yüz tane avrupa maçını bizzat stadların izledğinde dem vurup haklı(?) olursun ya her seferinde.nasıl oluyor da bu kadar çok maç bilgisi olan bi insan Arda'nın Elanoya bilerek pas atmamasına tek kelime değinmez?
senle beraber maçın tekrarına bakalım,en az 10 pozsyonda adam 2 eli açık pas istyor,pas çok ama çok alaksız bi yere atılıp atak öldürülüyor.
sen bence Arda'yı koruma adına bu dallara hiç basmıyon,ya da eyyam yapıp 3 maymunu oynuyon,görmedim-duymadım-bilmiyom..
Ardanın pas atmamasına değindğin tek yazı göster bana,tüm dünya alem yüzüme tükürsün..
takke düştü kel göründü..Senda kafanı kuma gömmeyi bırak,yakalandın..
Yine Hagilerden,uefanın alnışında dem vuran yazılarını yedirirsin bizlere,eee ne de olsa sen 100 den fazla uefa maçı izledin kopenaga gittin felan filan..
Arda öle şey yapmaz,çünkü Arda peygamber torunu di mi..
bi yazı bekliyorum senden,Ardadaki kutsal nietlikler başlığı altında,sütten çıkmı ak kaşık olarak anlatmanı beklerim..

Bulut dedi ki...

Kesinlikle bilerek başını Arda'nın çektiği, Topal ve Sarp'ın buna eşlik ettiği bir grup Elano'ya pas atmıyor. Golde de öyle oldu. Arda ısrarla pası atmadı, oysaki Elano şut için tam pozisyon almıştı ve demarke durumdaydı Arda iyice sıkışınca mecbur kaldı,tabi bu arada Elano'yu kapatan Gençlerli topçular vuruşunu engellemişti ama Elano müthiç bıraktı araya Keita'nın önüne sonuç gol.
Geçen sene Şaş ve Karan'ın Lincoln'e yağtığını bu sene bunlar Elano'ya yapıyor. Yönetimin direk Arda ile konuşması lazım. Böyle giderse Elano da dünya kupası sonrası hadi eyfallah der.

Adsız dedi ki...

Kesinlikle katılmıyorum bu yazıya yapılan yorumlara. Medyada yazanlar gözünüzü kör ediyor, özgün düşünme yetinizi kaybediyorsunuz. Hiç beğenilmeyen Nonda bu sezon başında golleri sıralamaya başladığında, yine çabucak gaza gelip coşan ve Nonda kalmalı diye aynı nicklerle utanmadan yazan bu arkadaşlarım görmediler mi, okumadılar mı o dönemde gazeteleri dergileri, bu takımda huzur ve dostluk çok üst seviyelerde, Monaco ruhu var diye açıkladığını, yine kaptan olmalı Kewell diye bi taraflarını yırtanlar okumadılar mı onun "Arda'da liderlik vasıfları var hepimize çok iyi sahip çıkıyor takımdaki uyum mükemmel" diye açıklamalarını? Son Gençlerbirliği maçından bahsediyorken, Arda'nın sadece Kewell i 100% 3-4 pozisyona sokmuşluğunu? Baros oynadığında da aynılarını yaptığını görmediler mi? Lincoln olduğu dönemde kendisini en çok beğenen bilakis Karan'dı, her medya demecinde de bunu açık açık ifade etti. Ama bir başlık altında komplo teoricisi 3-5 şaklabanın her haber yaptığını aynı gazla kapıp cellalelen yurdum insanının renkdaş verysionları, gelen yorumu Allah'ın verdiği en önemli organı, beynini kullanmadan ve düşünce süzgecinden geçirmeden, onu kullanma konusunda sonsuz bir tembellik göstererek buralarda, tribünlerde, sağda solda bağırıyorlar. Burada amacına ulaşan bu haberi yayan medyanın kötü niyetli şaklabanları oluyor, amaç Lincoln de olduğu gibi Elano'da ve Arda'da da bunu almak, Galatasaray'a zarar vermektir!

İlla Arda'da, Kewell'da, Baros'ta, Elano'da bir kusur arayıp bulacağım diyenler, biraz da kendilerine baksınlar şu hayatta hiç mi kusuraları yok diye? herkes kadar onların da yanlışları olur ama genel olarak niyeti iyiyse bu insanların susup sadece takımını desteklemek düşer sizlere! Arda'nın Galatasaray daki hırsını defalarca gördük, burada atıp tutan nicesinden daha koyu taraftar olduğundan da eminim, bırakın her fırsatta medyadan gelen abartılmış eleştirileri alıp bas bas bağırmayı, biraz da yazılıp çizilene karşı durmayı deneyin! Takıma destek olmayı deneyin!

Yukarıda yazılanlara baştan sona katılıyorum tebrik ederim bu gözle görüp bu güzel yorumu ortaya çıkarmış olduğun için.

Adsız dedi ki...

Bulut ve Adsız,

Sizlere katılıyorum belli noktada. Ama bu bizim malamızda var olan bir şey. Yani biz her zaman, bizden olan ve olmayan ayırımını yaparız. Bu da doğru biçimde yapılmaz. Her durumda yarattığımız bu klikleşme asla amacımıza hizmet etmez. İlkesiz bir ayırışmadır. Arda'da bunu yapıyor sanırım. Tıpkı Hakan Şükür'ün (Kosecki'den bu yana yan yana oynadıklarını bir düşünürsek) ve diğerlerinin yaptığı gibi.

İşte tam burada Rijkaard'ı savunmalıyız. Çünkü bizden olanlar bizim gibidir.

Bu işin çözümü zorunlu kalmak gibi geliyor. Yani bizi zorlayacak ve doğru davranışa itecek bir zorlama olmadıkça asla bu ilkellikten vaz geçmeyiz.

Arda'ya sorsan şaşırır. Çünkü esasen cahilce bir içgüdüdür bizdeki. Farkına varmayız ama yaparız...

Ben biraz serinkanlı olalım derim. Kimse koşulların zorlamasına karşı koyamaz...

Hocamıza en çok bu yönden güveniyorum. Doymuş adamla doymamış olanın farkı da burada açığa çıkıyor.

Duruş olarak bir bakarsan bir Rijkaard'a bir de Fatih Terim'in başını çektiği diğer güruha ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız...

Sen hiç Fatih Terim'in Hagi'nin hakkını teslim ettiğini duydun mu?

Ya öğreneceğiz, ya öğreneceğiz başka yolu yok...

Sevgiler...

Çetin

uçantekme dedi ki...

Katılmıyorum,

Arda'nın Elano ya uygun durumda pas vermeme sebebi, Elano yla zorundan degil, kendisiyle zorundan gibi görünüyor,

2-3 hafta önce ben de öyle düsünüyordum, ancak esas sorun Arda nin aldiği sorumluluk altinda ezildiği ve gol atip asist yapamadikça, yani istediği oyunu oynayamadikça topla beraberken pozisyonlari daha da fazla zorlama içgüdüsü. yani topu alip gidebilmek adina her şansi değerlendirmek istiyor, çünkü taraftarlara, teknik heyete için için kendini göstermek istiyor arda.

Medyanın ya da arda turanı 3 haftada bitirmeye çalışanların gazına gelmemeli yok pas vermiyormuş vs. diye.

son maçlara bakın hele, çocuğun yüzünde 4 aydır 3 yıl yaşlanmış ifadesi var, sevinemiyor, tepki veremiyor, ancak onun mutsuzluğu kendi performansı. baskıyla savaşıyor şu an, ikinci devre başına da psikolojik olarak yenilenmiş bir halde girerse kendisiyle barışır, ve de akabinde hepimizle.

bizim tek yapmamız gereken, 'arda "şaş"laşıyor','arda h. şükürleşiyor','arda takımda gruplaşma yapıyor, pas vermiyor' demek değil, aksine, arda kötü oynadığı zaman bile ona destek olmaktır. akbabalığın ne lüzumu var, çocuk gollerine asistlerine devam etse kim gıkını çıkartacaktı. ancak yalama medyanın bir kısmı, neymiş ardanın kıyafetleri şöyleymiş böyleymiş.

yukarıda bir arkadaş sarp ın elano ya pas vermediğini yazmış ya, dönüp bakın, elano en formsuz halindeyken bile en çok pası sarptan aldı. hatta benim sarp ı takdir sebeplerimden birisi de oyunu topal gibi inadına sıkıştırmak, geri dönmek yerine hemen elano yu görecek kadar kafasının çalışmasıdır.

el insaf be.