2 Ara 2008

Eski Tüfek Derki ;Fosiller






HINCAL ULUÇ
( Nonbertarafus Atropa Belladonna )
Daha önce söylemiştik bir yorumumuzda Latince bir özdeyiş şöyle; "Ab uno disces omnes", meali "Birini tanıyınca hepsini tanırsın!".

Başlarken bu isme bir iki yazalım dedik. Ama şimdi düşünüyorum da gerek yok galiba…

Biz her biri içinde ayrı yorum yapabiliriz ancak buna gerek yok. Bir diğerine göre çok da özgünlük taşımayan bu zevat için, ayrı ayrı değerlendirme yapmanın pek de anlamı yok. Biz sadece birini, içlerinde “dominant” olanının ismini verdik. İsterseniz yazımıza bunlara bir isim koyarak yola devam edelim. Örneğin “Futbol Otoritesi Sayılan İllet Lavuklar” anlamı içeren kelime dizgesinin baş harflerini alalım ve “FOSİL” diyelim bunlara.

Artık bir rastlantı olarak kendilerini canlı kanlı sayanlar, hayatı doyasıya yaşadığını düşünenler bu kısaltmadan alınmazlar sanırım. Eğer öyle ise zaten bizim onlara diyecek bir şeyimiz olamaz. Varsın yaşasınlar dilediği gibi.

Fosiller otorite sayıldıkları konuda her gün, her saat bir takım kelamları ellerindeki basın aygıtları ile bizlere iletmek için canhıraş bir çaba içindeler. Biliyorum amaçları bizleri aydınlatmak, ufkumuzu genişletmek filan. Ama biz salağız bu adamların bu kadar çaba ve emeğini hep herc u merc edip havaya savuruyoruz. Ayıp yaptığımız.

Adamlar her şeyi biliyorlar, her şeyi yorumluyor, dersler çıkarıyorlar. Bir de üstelik bilgilerini, çıkardıkları sonuçaları karşılık beklemeden bizimle paylaşıyorlar. Ne kadar nankörüz.

Fosiller güzel futbolu, futbol estetiğini, ofsaytı, golü, penaltıyı, kurguyu velhasıl her şeyi inanılmaz analiz yetenekleri ile imbiklerinden geçiriyor ve anlamamız için bize sunuyorlar. Ne kadar “Öküz”üz yav biz!

Anlamıyoruz bir türlü…

“Lucescu” gibi korkak bir tavuğa mükemmel hoca, “Hagi” gibi bir futbol tembeline “İlah”, “Lincoln” gibi bir şebeğe, “gönül adamı”, “sevildikçe oynayan bir çocuk” deyiveriyoruz. Yav biz iflah olmayız vesselam. Ama Fosiller yılmıyor her gün gene bu gerçekleri gözümüze sokma çalışmalarına usanmadan devam ediyorlar. Ne fedakarlar inanılır gibi değil…

Fosil çıkıyor “Milli Takım bir üst yapı kurumudur” deyi bir müthiş teori üretiyor. Bu ülkede dünya şampiyonluğuna oynayan bir takım yaratılır diyor. Yol gösteriyor bizlere ve diğer bilmeyenlere. Ama dinleyen kim? Bu sözle yola düşüp cevher aranacağına, gidip Alman, İngiliz, Fransız patentli çocukları getirip başarı kovalıyorlar. Olmadı Brezilya’lı devşirip oynatıyorlar.

Portekiz Ligi de ne diyor? Portekizli dinlemiyor. Her sene bir sürü ilah üretiyor…

“Strum Graz köy takımıdır” yumurtluyor. Adamlar ayağa yerden ve hücuma yönelik sekiz pas yapıyorlar Ali Sami Yen’de. Şaşırıyoruz Fosil nasıl yanılıyor diye, şans olsa gerek diyoruz.

“Mustafa Denizli ekol yaratıyor, futbolcuları klasik müzik konserlerinde rehabilite ediyor, aferin” diyor. Denizli bunu duymuyor sadece şapkadan tavşan çıkınca başarı geliyor ona! Mustafa’nın bilmediği kıymeti Fosil biliyor.

Fatih Terim hayranlığını saymıyorum. Onda sanki bir “göt korkusu” mevcut. Olur a fırça mırça yer. Malumunuz biraz tatlı suları sever. E-5 te hız yapan öküz kamyoncu, Nez’in oynak kalçaları, Haşmet’le halvet gibi…

Sürekli şaşırıyor, hiç görmediği şeyleri görmediğini söylüyor. “Böyle korkak hoca görmedim” diyor. “Böyle şahsiyetsiz futbol görmedim” diyor, “Böyle lezzet görmedim”, “Böyle şiir görmedim”, “Böyle rezalet görmedim” diyor. Bunları defalarca aynı cümlelerle tekrarlıyor. Birisi de çıkıp demiyor ki yav “Ben senin gibi bir fosil görmedim” ya da “Ne hacıyatmaz bir adamsın sen yahu fosil kardeş?”

“Brezilya’nın ahı gidip vahı kalıyor”, “Baroş bir kütle halinde geliyor”, “Fatih Terim kendine yazık ediyor” …

“Futbol ölüyor”, “Böyle kötü bir dünya kupası görülmüyor”, “Avrupa Şampiyonasının hali ortada” oluyor.

Ben bu ülkede bu fosil tayfasına bakıyorum da matrak bir sinir bozuculukları var bunların.

Diyorum ki…

Yav bi çıksanız hayatımızdan. Biraz uzak olsanız bize? Ne değişecek sizin için…

Cevap gecikmiyor kafamda…

Bizim size ihtiyacımız yok, hatta kendi hayatınızdan bile çıksanız sizin için değişen hiçbir şey olmayacak zannımca.

Bunca yıl konuşup durdunuz kirlettiğiniz onca şeyi bir yana bırakın, ne kattınız allasen yaşamlara?

O sevimsiz gülüşünle (ki komik adam sayılanlar senin gülüşünü neden taklit ederler anlamam) bir gün türk filimlerindeki sahneleri eleştiriyordun. Ve diyordun ki filmin sonunda el ele tutuşurlar ve birbirlerine yaklaşırlar, sahne kesilir. Sonrası muamma…

Evet Fosil biz bu filmleri severiz. Ve en az senin kadar devamını biliriz. Ama senin gizli abazanlığın bizde yoktur. Sevenleri baş başa bırakmayı da biliriz.

Ah bir de sen bilsen bizi sevdiklerimizle baş başa bırakmayı. Ne bok yiyeceksek sevdalarımızla senin gözetimin olmadan yesek…

Sizi hafızadan silsek iziniz olur mu? Bence olur…

Hiç olmazsa kirlenmemiş değerlerimiz –ki o da sayenizde kaldıysa- bizde kalır

2 yorum:

hadesperado dedi ki...

Çetin abi bu insanlar bizleri futboldan, hayattan aldığımız zevkin ta içine ediyorlar afedersin. birini kapatsak öbürü çıkıyor karşımıza... gözümüze sokuyorlar sanki izlemezsek çok şey kaçıracakmışız gibi...

aynen dediğin gibi, "böyle birşey görmedim, böylesini duymadım, şöylesini yaşamadım" yahu bize ne görmediysen, yaşamadıysan, beğenmediysen?!

bu koca dünyada bir tek senin doğruların mı genel geçer? senin zevklerin midir yaşanması gereken? ve "Birisi de çıkıp demiyor ki yav “Ben senin gibi bir fosil görmedim” ya da “Ne hacıyatmaz bir adamsın sen yahu fosil kardeş?"

tez vakit uzasınlar şu ortamdan, artık hangi fosil yakıtın içinde kaybolup gideceklerse gitsinler, rahat bıraksınlar bizi sevdiklerimizle, filmin sonunu söyleyip hayatı zehir etmesinler...

ve o kadar boş o kadar art niyetli yorumlar yapıyorlar ki; göçüp gittiklerinin ertesi günü kimse bu fosiller hakkında "yahu şunu doğru demiş" demeyecektir, esameleri okunmayacaktır eminim...

Selamlar abi, yazılarını okumak çok güzel...

Adsız dedi ki...

Başlıkta Nonbertarafus demiştim ya, bu da benim latinceye matrakça katkımdı biraz. Ama hakikaten bu (mülkiyeli ukala!) adam durmak dinlenmek bilmiyor. Hasta ruhlu sanırım. Bertaraf edilemiyor. etkisiz kılmak bir yana, her gün yeni bir terane ile ortaya çıkıyor. Saldırmadığı bir şey kalmıyor. Hakikaten hiç görmüyor, ve yine görmediği şeyleri hiç görmüyor yeniden. Edepsiz üslubunu hiç terketmiyor.

Ülkenin onca sorununa değindiğini sanıyor ama bir tek umut vermiyor kimseye. Aydınmış! Peh sevsinler seni...

Aydın adam olmak kim sen kimsin. Umutsuzluk yayan bir fosilsin sen. Soğukta türkü söyleyip çöp karıştıran, ekmeğini kazanmaya çalışan çocuk bile senden daha fazla umut saçıyor. O bile bu yanıyla senden daha aydın.

Mülkiyeli olmak size bir şeylerde söz, karar, yetki veriyor sanıyorsunuz ama sizlerden gerçekten bıktık. Yeter arkadaş artık.

Üç kuruşluk bilgi birikiminizle, ne üdüğü belirsiz, hangi kaynaktan beslendiğiniz bile belli olmayan entellektüel biçeminizle çıkın ulan hayatımızdan.

Futbol futboldur ulan. Dünyanın heryerinde budur. Sizin bildiklerinizi bizim bilmememiz mümkün bile değil. Sizden akıllıyız. Her şeyi sizden daha iyi yapanımız var aramızda. Gidin başka yerde eşelenin. Bırakın biz sevelim, biz nefret edelim arkadaş.

Basit olanı karmaşık yapamazsınız! Kolay olanı zorlaştıramazsınız. Futbol basittir, basit ve şahanedir. Ulemaya ihtiyaç duymadığı için herkes bilir kendince. Sizin o küçücük dünyalarınıza sığmayacak sevgileri de üretir. Onun için de güzeldir.

Bu ülke insanının elinde ne güzellik varsa yok etmeye yeminli bir güruhsunuz. Bırakın bari hakir gördüğünüz bu insanların bir tek sevgisi olsun kalsın elinde. Bir tek tutunacak dalı kalsın hayatlarında. Ne mene bir zombi kültürünüz var sizin? Yıka yıka, yuta yuta geliyorsunuz herşeyi...

Yokettikçe daha da iştahla saldırıyorsunuz be arkadaş. Anlamadım sizi...

Anlamak da istemiyorum, defolun hayatlarımızdan...

Çetin