Bu canımızdan can bellediğimiz, uğruna kutuplara gittiğimiz, yenildiğinde karalar bağladığımız takıma ne golcüler gelip geçtiler. Jardel'den sonra en büyüğü Milan Baros'tu. Topu ellemeden, sarı kart almadan, hakemi aldatmaya kalkmadan oynadığı maç sayısı o kadar azdı ki, nefret ettim. Onun yüzünden kim bilir kaç Galatasaraylıyla dalaştım. Attığı gollerin çoğuna sevinmedim. Keşke kovulma sebebi bunlardan dolayı olsaydı. En azından bir öngörümüz daha gerçekleşti, bir isteğimiz daha yerine getirildi der böbürlenir dik. Komadılar kardaş, komadılar. Meğerse, Umut ve Burak Galatasaraylı oldu diye, ve daha çok Fatih Terim'in kendi futbolcusu değil diye iptal edildi. Önemli değil dedik, sineye çektik, maksat böylesi aşağılık futbolculara bu takımın forması haram olacaktı.
Necati de sevmediğim, 10 takımım olsa birinde bile ilk 11 koymayacağım biriydi. Geçen seneyi, Selçuk- Melo yapımı bir destanla, Elmander'in yoğun katkısıyla kıl payı da olsa önde kapadık. Fatih Terim'in aldığı oyunculardan Sercan, bu takımın forveti olamayacağını çok önceden zapta geçirmişti. Yiğit Gökoğlan ise ileride çocuklarına anlatacağı, resimlerini göstereceği bir albüm yapıp, cebine de parayı doldurup uzadı. İlk önce hepimiz için merakla beklenen Umut transferi yapıldı en öne. Kiralık olduğu için, fazla da bel bağlamaya gerek yoktu. Oynarsa piyango, oynamazsa defolu malın geri iadesi işlemi yapılır geçer giderdi. Ve beklenen gerçekleşti, beklettiğine değdi ,oynadığı bütün takımlarda sevdiğim, oyununa güvendiğim Selçuk'un kankası ligin gol kralı, Ulusal takımın banko golcüsü Tay Burak aramızdaydı.
Nasıl oynayacak acaba? diye bir soru asla sorulamazdı. Şampiyon olmuş 3 takımı tavaf ettikten sonra sıra en büyüğünde oynamaya gelmişti. Maç kadrosu ve kurgusu, Tay Burak'a göre şekillenecekti. Lig başı kehanetçileri ileriye adını Elmander'le birlikte yazdılar. Burak'la başlanılacak, Umut yakın koruma olarak konuşlandırılacaktı. Geçen seneden kalma cezası vardı. Cezayı Trabzon çekeceğine, forma değiştirdiği için Galatasaray çekecekti. Biri kupa maçı olmak üzere Burak'sız iki maç kazasız belasız atlatılmıştı. Fakat hesapta olmayan bir şey ortaya çıktı, Umut kendisinden beklenmedik bir performans sergiledi. Oynadığı güzel oyunun yanında oynadığı her maçta golleri de sıralayınca gol koklama görevi ilk ona verilecekti. Elmander'i kulübede görmeyi Galatasaray taraftarı içine sindiremeyeceğine göre, cezası biten Burak'tan ziyade Fatih Terim'in ne yapacağı merakla beklendi Burak'ın Galatasaray formasıyla çıkacağı ilk maç öncesinde. Terim'den beklenildiği gibi Burak Galatasaray macerasına kulübede başladı.se Fener maçı olsun
Çimlere sarı kırmızı forma içinde ilk ayak bastığında takım yenikti. Goller Umut'tan geldiği için Elmander feda edildi. Muhtemelen Burak için çok zor dakikalardı. Beşiktaş'a deplasmanda yenik takımı kurtarsın diye sokuldu. Mücadele etmek yerine faul almayı tercih etti. aldırdığı 2 faul pek işe yaramamıştı anlaşılan, vakit daralmaktaydı. Ve bizim Tay Burak 18 içine girerken feryat figan balıklama atlayarak birden Tüy Burak oldu. Hakem kötüydü, iyi olsa ne yazardı. Ben hakem olsam, pozisyonu hiç görmemiş olsam bile 25 yaşındaki bir delikanlı bağırarak yere düşmüş kıvranıyorsa çalarım penaltıyı arkadaş. Milyonlarca dolar alan, sporcu çocuklara inanmayıp kime inanacağım? Halbuki maçın başlarında Beşiktaş kalecisinin Hamit'e yaptığı penaltı vardı. Ama Hamit bağırmamıştı düşerken, elini kaldırıp penaltı da istenmedi. çalıp da başını belaya sokmaya gerek yoktu hakem için, çalmadı. hatta Emre'nin kaleye giden ştu bir Beşiktaş'lı futbolcu tarafından elle kornere atıldı. Artık hakem kimin sesi daha fazla çıkmışsa doğal olarak ona inandı o pozisyona da çalmadı. Ama bu defa koskoca gol kralı Burak'tı avaz avaz bağıran. Hakem çaldı, o penaltıyla lanet olası 1 puan aldık döndük. O puan hesabı bizim gibi taraftarların işi değildi. Bizim hesap başka adisyona yazılacaktı.
Mehmet Topal elle kontrol edip gol attı, ne var bunda diyen Galatasaraylı da çıkar aramızdan. Onlar için Galatasaraylılık kitabını bir kere daha açalım ve na yazıyor yeniden okuyalım. Fenerbahçeli futbolcu hile yapar, hakemi kandırır, taraftarı için sonuç önemlidir. Gol at da nasıl atarsan at. Kendi medyası böyle durumda taş kesilir, futbolcusu inkar eder, hocası içine sindirir. Aksi olsa şaşarım ben. Ama Galatasaray futbolcusu, en az taraftarı kadar diğerlerinden farklıdır, ve öyle olmalıdır. Nitekim Burak'a ilk cezaları Galatasaray medyası kendisi kesmiştir. Bizi Galatasaraylı yapan, Galatasaraylılığımızla övündüren şiarlar, hasletler bunlardır.
Formayı ilk giydiği maçın tansiyonuna veriyorum. Belli ki Burak'ın adı, en azından Baros gibi sahtekar futbolcular arasında anılıyor. Ben anlamam isterse Fener maçı olsun, isterse Real Madrid maçı. Eğer sevgili Tay Burak, hangi maç olursa olsun bir kez daha Tüy Burak'lık yaparsa, Mustafa sarp'tan, Servet Çetin'den beter ederim. Evvel Allah 43 senelik tribün hayatımda benim gazabımı uğrayıp da oynayan futbolcuyu bu gözler görmemiştir. Sevdiğim bir kardeşim de aynı şeyi düşünmüş benimle. Şampiyon olmuş 4 takımın santrforu olmak ne kadar övünülecek bir şeyse de şampiyon olmuş 3 takımda barınamamış olmak da o kadar yerinilecek bir durumdur. Burak Galatasaray futbolcusu olduğunu bir maçın, bir anı daha aklından çıkarırsa en kısa yoldan şampiyon olmuş 5. takıma golcü olarak gider. Bu negatif rekor da yaşamı boyunca üzerine yapışır, her platformda karşısına çıkar.
Tay Burak, endişelenmene gerek yok. Bu takımın 1 santrforu sensin. Atsan da atmasan da Umut senin asistanın dır Taraftarın yoğun isteği üzerine transfer edildiğini aklından çıkarma. Bir şey daha unutma, her Galatasaray forması içindeki delikanlı Galatasaray Futbolcusu değildir. Bazıları göz yanılsamasıdır. Forma ile içindeki özdeşleştiğinde o bütünlüğe biz Galatasaray Futbolcusu deriz. Çok sevdiğim bir delikanlı futbolcuydun, seni de en kısa zamanda Galatasaray Futbolcusu olarak görmeyi gönülden diliyorum. Yarın ilk antrenmandan önce serin suyla yüzünü, hile yaptığın ayağını iyice yıka arın. Önünde çok büyük maçlar var, şu ana kadar ne yaptıysan, hangi kademeler geldiysen inan bunların hiç bir şey olmadığını anlayacaksın. İnanmazsan Selçuk'a sor, Galatasaray'la beraber yürümenin dayanılmaz huzuru, güveni seni bekliyor. Tay Burak'ın yolları Büyük Galatasaray Destanının yazılacağı yollardır. gazan mübarek olsun canım kardeşim.
2 yorum:
Burak kendini yere attı,tamam kabul penaltı yok.Fakat Burak'ın arkasında ki defans oyuncusunun ayakta kalması gerekiyordu.Defans adamıysan ayakta kalacaksın,kendini yere atma hakkın ve şansın yok.
Kendimi hakemin yerine koyuyorum.Defans oyuncusu Burak'ın üstüne düşmüş gibi bir görüntü veriyor.
Üstad,şunu bilesin,her yazdğın yazıyı okuyorum,besleniyorum,25'inden sonra GS'lılığı senden öğrendim desem abartmış olmam..
Bu yıla dair tek korkum Burak uğruna Elmanderin küstürülmesi...
Takımın bozulması..
Burak'ın gol kaçırma hastalğına tutulması..
İnşallah bu dediklerim olmaz:(
Yorum Gönder