11 Ara 2011

Uy Klasiko; Tranzonspor 0- Galatasaray 3

MAÇKOSKOP
KADRO:
Muslera(varmıydı, ben göremedim o yüzden not veremedim)
?
Aboo(hücum beki görevdeydi)
7
Semih(aslanım benim, önümüzdeki 500 maçın stoperi, yüz akımız)
8
Ufo(kaptan, rotamız sana emanet)
8
Hakan Balta(takım büyükse o da büyük)
7
Selçuk
7
Melo( havlamaya ramak kaldı)
7
Kazım(dalga geçer gibi oynadı)
6
Emre Çolak(hadi hayırlısı girdin kalbimize)
7
Elmander(hakan şükürler bitmez)
9
Baroş( tek eksiği gol)
6
 
ZURNANIN ZIRT DEDİĞİ AN:
-Fatih Terim’in oyundan düşmüş Trabzonspor’a karşı Ceyhun’u oyuna sokup dalga geçmesi. Sen Selçuk’a küfür et, oyuna giren Engin’e söv, futbolunda tanrıları var, Ceyhun’a gol attırır bu maçta.

VARİL:
İki haftadır varil bulamıyoruz.
-

GLADYATÖR:
Elmander; Takımın en çok koşan, en çok pozisyona giren futbolcusuydu. Hakan Şükür’ün iyi maçlarından birini seyreder gibiydik.
-
BOROZANCI:
-Kuddusi Müftüoğlu; iyi maçı kötü yönetti, iki net ele çarpmayı görmedi, Trabzon’lu futbolcuyu atması ağır karardı.

BİR SORU – BİR CEVAP:
İlk oynanacak milli takımda banko stoper kim olur?
Semih Kaya-

İMPARATOR:
Grande deneyerek, yanılarak takımı kurdu, bu takım artık hiçbir maçta oyun üstünlüğünü kaptırmaz.
-
ORDAKİLER:
Trabzonspor seyircisi, 61. Dakikayı birkaç kadın çığlığıyla geçirebildi, Galatasaraylı yoktu.

ANALİZ:
Fenerbahçe maçı bitmemiş devam ediyordu. Muhtemelen devam edecek, dolayısıyla yazdığımız, yazacağımız şeyler de aynı kalacak. Fatih Terim ileri uçtaki mile 2 futbolcu dizmiş, artık değiştirmez, değiştirmediği sürece yenilse bile takımın iyi oyunu devam eder.

Emre Çolak’ın oyunlarını dikkatle takip ettim. Büyük takım orta  saha futbolcusundan beklediğim tek şey, ayağına gelen kolay topu geriye yana atmadan, risk alarak, gerkirse çalım atarak ileriye taşımaktır. Bu hareketi fazlasıyla yaptı, korkak pısırık, kendine oynayan biri değil, tekniği zaten tartışılmazdı, fizik olarak da sanki her hafta biraz daha büyüyen çocuk gibi. Gözümde o cılız futbolcu gitmiş, yerine güçlü kuvvetli biri gelmiş gibi. Galatasaraylı oluşu kendisini en kestirme yoldan takıma girişini sağladı. Galatasaraylı futbolcuların fazlalığı, takımı taraftar önünde daha bir sevimli hale getirir.

Takım dizilişte 4-4-2 oynadı, 3 gün önce de aynı dizilişteydi. Bana göre ileride 4 kişi vardı her iki maçta da. Abo, Melo, Kazım, Emre çoğu zaman Trabzonspor 18 indeydi. Büyük takım dizilişi işte budur, tek kriter kimseden korkmamaktır. İşte gördük, 3 günde ligin en kuvvetli iki takımıyla oynadık. Toplamda 20 pozisyona girdik, bu gece 500 pasa karşı 250 pas yedik.

Semih Kaya’yı yalvararak, büyük Galatasaray taraftarının sinerjisiyle takıma soktuk. Bu yoğunlukta bir isteğe kimse karşı koyamaz, bu iki maçı atlattı ya artık her maç kendi kalesine gol bile atsa Galatasaray stoperi Semih Kaya’dır. Kenardaki ve tribündeki ulusun en büyük stoperleri artık gönül rahatlığıyla kendilerine takım arayabilirler.  Bizi de tekrar tribünlere taşıdıkları için bu iki ex stoperimize şükran borçluyum. Küfür etmiyorum, deli doktoruna para vermiyorum, saçlarımı yolmuyorum, başımı tribün demirlerine vurmuyorum. Teşekkürler 76 numara ve cam Gökhan.

Ligin kendi sahasında en tehlikeli takımına karşı Muslera geçmişini bilmiyoruz ama, geldiğinden beri en kolay maçını oynadı. Oynadı derken lafın gelişi, kendisini rahatsız eden bir top gelmedi. Ne var ki eminim gelseydi bile kurtarırdı. Biz Simoviç zamanında kalemize top gelsin diye totem yapardık. Simoviç’in akrobasi hareketlerini setretmenin zevki bam başkaydı. Muslera’nın topu takip edişi, top yokken ki ceza sahasındaki hareketleri, top geldiğinde ki yaylanmaları seyir zevki açısından aleyhimize de olsa istediğim pozisyonlardı. Ne yazık bu maçta bu yönde mazoşizm yaşayamadık.

Şu an için takımda kazma, taraftarın hoşlanmadığı hiç bir futbolcu yok. Yener yenilir, önemli değil, önemli olan Galatasaray şovu Galatasaray taraftarı içindir ve bizler oynayan, oynatan, yönetenlerden memnun olmamızdır. Ve bu memnuniyet fazlasıyla mevcuttur. Milletin can derinde düştüğü ortamda futbola katkı, Galatasaray’ın ülkenin yüz akı takımı olması sebebiyle üzerine aldığı onurlu bir görevdir. Böylesi pis ortamda futbolu birazcık ta olsa temizlediği için, bu takımın taraftarı olarak ne kadar övünsem, övünsek azdır.


Trabzonspor 10 kişi kaldıktan, ve maç koptuktan sonra takımın sadistçe saldırmamasını ibretle izledim. Hatta 3. gole sevinmediler bile, işte rakibe saygı budur. Trabzonspor'lu futbolcuları eline fırsat geçti diye ezmek büyük Galatasaray'a yakışmaz.

Sevinin çocuklar, övünün çocuklar.     

2 yorum:

zachpaulsen dedi ki...

abi artık görevimizi yapmanın huzuru ve mutluluğu içerisinde red kit gibi güneş batarken ufka doğru yol alan isimsiz taraftarlarız. 11 yıllık çile, ızdırap, sövüp sayma, kadro kurmalar, falan derken derken 7 aralık 2011 itibarı ile artık ben sadece tirbünde sezonluk biletimi almış olmanın verdiği keyifle takımımı izleyeceğim. biz görevizimi layıkıyla yaptık:)
servet, gökhan zan, sarp,barış, orhan ak, inamoto, cihan, volkan ve nice kazmaların bu takımdan silinmesi için dualar ettik, küfürler ettik...
önce yukarıdaki sonra Grande sesimizi duydu ve işte buralara geldik.
Oh be diyorum bu da sana son yorumumdur...
seneye artık şampiyonlar liginde görüşürüz.

Adsız dedi ki...

zan-servet varlğı bile takıma zarar veriyor.
hadi imparator,devre arasında şunlara yol ver..