3 Tem 2011

Bilmediğimiz Oyun

Başta ben, az saldırmadım bizim prostatlılara, liseli fosillere. Milyonlarca Galatasaraylı adına karar veren, maça bile gelmeyen akil, akıllı, muteber, mübarek adamlara. Vay efendim siz ne karışırsınız, ne anlarsınız futboldan diye. Bırakın biz çapulculara bu işleri. Hayatımız tribünlerde geçmiş, gözaltı, karakol, mahkeme yüzü görmeyenimiz yok. Polis copu yemeyenimizi, kavgaya bulaşmayanımızı, küfür etmeyenimizi, biber gazını solumayanımızı aramıza almayız. Ah, sizin yerinize biz yönetseydik bu takımı, masa başında ezebilirlermiydi bizi? Biz yumruk yerken, siz purolarınızı, viskilerinizi içtiniz, sesinizin tonunu bile yükseltmediniz, hayatta hep vakur durdunuz. Biz olsak yumruğu yediğimizde kafayı yapıştırır 5 maç ceza alırdık.

Biz Kadıköy'de, tel kafesin içindeki 2500 sarhoş, kolpa bir cumhuriyete! küfür edip coplanırken, rahmetli monşerimiz yediğimiz golleri atanları tebrik etti diye etmediğimizi bırakmamıştık. Yenildikçe başkana, yenemedikçe hocalara, futbolculara saldırdık. Önümüzde, göz göre göre dönen dolapları görmediğinizi sandığımız, ilgisiz kaldığınız için sitemler ettik.

Hakkımızı yemeyelim, hiç birimiz siz de şerefsizlik yapın demedik. Gidin hakemlere baskı yapın, soyunma odası basın, hakkımız olmayan puanları alın diye baskı yapmadık. Sizler de bilirsiniz ki, eğer bizim tespit ettiğimiz bir kalleşliği yapan olursa aramızda asla barındırmayız, haksız attığımız bir golü istemeyiz. Hele ki hak etmediğimiz bir şampiyonluğu bile kabul etmeyiz.

Belki de Adnan Polat'ı bu yüzden derdest ettiniz. O içimizdeki en meyilli olanıydı belki bu işlere. Belkiden daha fazlası, koltukta oturmaya direnmesi bu yüzdendi. Nitekim kankası nasıl bu işleri öğrenmiş ve yürürlüğe koymuşsa o da koyabilirdi. Bu sene kalsaydı biz yine kesin şampiyon olacaktık. Ama bırakmadı derin Galatasaray oligarşisi. İçlerinden birisinin yapacağı hata, yüzyıllardır biriktirip övündüğümüz değerleri bir anda silip savurabilirdi. İzin verilemezdi, vermediniz.

Gerekirse yine şampiyon olunmayacak dediniz ve bildiğiniz ilkelerden, hasletlerden geri adım atmadınız. İçinde olmak zorunda olduğunuz şebekenin bir gün elbet patlayacağını, ayrık otlarının temizleneceğini, bağırsakların içerideki ishali elbet dışarı atacağını biliyordunuz. O yüzden ısrarla, her fırsatta, Galatasaraylılığın erdem olduğunu ispatlamakla geçti ömrünüz.

Bağdat caddesine asmışlar afişlerini. Sanki bu caddede oturanları tapu kayıtlarına Fener'li olduklarını yazdırmışlar gibi.''Bildiğiniz başka oyun var mı?'' Yok kardeşim, biz oyun bilmeyiz, oyun yaptığını anladığımızda içimizdekine cümbür cemaat saldırırız. Siz anlayamazsınız, Galatasaraylı tarihinin en kötü sezonunu geçirir ama yine de sarı kırmızı formasıyla sokakta gezer. Siz olsanız sarı ve laciverti renklikten atardınız. Sizin için varsa yoksa o lanet olası kupa. Her türlü hokkabazlık, hile meşru. Oynadığın futbol, her maçı kazanmana yetiyor mu? başındaki hoca 18 maçın tamamını kazanacak kadar profesör mü? eğer öyleyse anlı şanlı baba takımlar neden transfer edip götürmezler.

Sen ölüm kalım maçına çıkacaksın, bir taşra şehrimizin mütevazi takımında 1000 dolarlık bir şebekken şişirilen balonla birden ligin en önemli santraforu olacaksın, adam yerine konmadığın, önlem alınmadığın için gereğinden fazla gol attığında seni bir bok sanacaklar, tehlikeli bulacaklar ve o kritik maçta oynamayacaksın. Gerçi oynasan ne olacak o ayrı da, oynamadığın için sezon sonunda 8 milyon yuroya kendini boklu derede bulacaksın. Artık gözaltında yusuf yusuf olursun, korkudan bembeyaz çıkarsan delikten hiç şaşırmam Fenerbahçe'li amanuel amınakoyim emi.

Eskişehirspor'un Trabzon'la oynadığı maçı seyrettim. Ağızlarından salya akıyordu Asker'in! askerlerinin. Bir medet, bir çelme, hep böyle oynayabilseler keşke. Es Es in eski abileri gibi esselerdi. İstanbul'a kan kusturmuşlardı bir zamanlar, tıpkı bir maçlığına Trabzonspor'a kusturdukları gibi. Barutları bir maçmış demek, Fener maçında esmek yerine kavak yeline dönüverdiler. Artık ucuz numaraları yemiyorlar, açın Fenerbahçe'nin son 30 senesinin transfer listelerine. Almış oldukları oyuncuların kendi maçlarında nasıl oynadıklarına. Daha dündü ya, en büyük Galatasaraylı olduğunu iddia ettiğimiz Arda'nın üstelik kiralıkken bize karşı nasıl oynadığına. İşte bu yüzden seviyoruz biz onu, bize böyle futbolcu lazım.

Bu sabah Galatasaraylı uyandığımıza bir kez daha şükredelim çocuklar. Pislikten uzak durduğumuz ve kupa alamadığımız her sezon bizim iftihar sezonumuzdur. Masa başı oyunlarını bilmediğiniz, bilenleri aranızdan atıp bizi tertemiz bir takımın büyük taraftarı olarak gururlandırdığınız için saygılar sunuyorum sevgili fosiller, sevgili prostatlılar.

7 yorum:

pelezinho dedi ki...

ağzına sağlık nazmi usta.hissettiklerimizi çok güzel dökmüşsün klavyeye

Adsız dedi ki...

Bunun üzerine söz söylenmez, yüreğine sağlık Nazmi Abi.

Ne mutlu ki Galatasaraylıyız...

rkb dedi ki...

Büyüksün usta, laf olsun diye değil gerçekten büyüksün.

contemporary professional student dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
orkuns dedi ki...

Herzamanki gibi döktürmüşsün abi. Saygıları

dt.ibo dedi ki...

abi zaten ben de Polat geldiğinde mutlu olmuş, onun döneminde tüm değerlerimiz ayaklar altına alınınca, daha da Liselilere laf edersem iki olsun demiştim.
Lise öyle ya da böyle Galatasaray'ın kültürüdür, alfabesidir, anayasasıdır. Biz de ne olursa olsun onların duruşundan bir şeyler kapmışızdır taraftar olarak. Onların da çapulcu dediği bizler değiliz, sen de biliyorsun ki çok çapulcu var bizlerin arasında. 96-200 arasında GS'lı olan dolayısıyla sadece başarıya tapan çapulcular. her sene şampiyon olmalıy mışız gibi davrananlar, yani 15 sene öncenin FB taraftar profili. En çok taraftara sahip olmanın azizliği sanırım.
Neyse eline, yüreğine sağlık abi

SEFA dedi ki...

Çok güzel bir yazı.Hepimize tercüman olmuşsunuz.Hele emenike nin türkçesi muhteşem olmuş 5 dk güldüm.