Kardeşim! Yüce TFF'nin, Ulu Hakem Kurulu'nun Şebeke'nin, Teşkilat'ın sevgili kuluymuşsun, bizim maça memur edilmişsin. Ben olsam bizim maçta alacağım paranın yarısını, daha güzel melesin diye sadaka olarak Halil Umut Meler'e, lağımda ömrü uzasın, bir nefes daha fazla yaşasın diye Yaşar Kemal Uğurlu'yla bölüştürürdüm. Pis koku vantilatörlerine.
Gerçi onlar bundan sonraki yaşamlarını kasko yaptırdılar, ömür boyu işsizlik sigortaları var, şimdikiler gibi, daha öncekiler gibi, daha sonrakiler gibi, Senin paran sembolik. Gala'yı kritik bir maçta ezdiler hükmüyle, yal, yem, su ihtiyaçlarını depoladılar. Sıra sende canım kardeşim.
Kimsin diye biraz araştırdım, adını ilk defa duyuyorum, ben tescilli, yaftalı olanlar dışında hakem kim ilgilenmem, benim için düdük zaten hakemde değildir. Düdük durup dururken Gala aleyhine ötüyorsa mutlak bir üfürücüsü vardır. Bunu bilerek maçları seyrediyoruz. Her yere aaaaahhh diyene basıyormuşsun faulü, çok güzel tam aradığım Gala maçı puan kaybettiricisi hakemmişsin. Dokundu, dokunmadı ilgilenme, Malatyalı Kaleşnikof mermisi yemiş gibi balıklama yere atlarsa bas faulü, Gala gol atarsa sayma, korkma kılına dokunamazlar, hayatını kurtar, 18 içinde biri yere atlarsa çal penaltını, hatta elin sarı, kırmızı kartlarında olsun, bu fırsatı kaçırma.
Öğretmenmişsin be evlat, yazık, şu ülke konjonktüründe simit sat öğretmen olma. Bizim oralarda kızlar bir meslek sahibi olalım, koca dırdırı çekmeyelim diye dikiş kursuna giderler, ünlü Atasözümüzü mutlak duymuşlardır. ''Dikiş nakış boş iş, düzen belle kızım düzen belle'' Öğretmenlik maaşıyla geçinemezsin, ileride çoluk çocuğun küfür eder bak miras bırakmadın diye. Yanlış anlama ben Peder sağ iken şaka olsun diye zorla bizimle rakı içirir, memurken treni neden çalıp satmadın diye sorguya çekerdim.
İyi dinle Hocam, iplerini birileri oynatacak, Gala lehine pozisyon olduğu zaman sakın Var'a sormadan hükmünü verme. İmbiklerden süzün pozisyonu, yayın 10 kameradan mı veriliyor, yetmez, tribünden çekeni de bul, mutlak bir şey vardır, sakın atlamayın. Aleyhe olduğu zaman çal düdüğünü hemen oyunu başlat, yayıncı kuruluş tekrarına yetişemesin. 3-4 gün çok mutlu oldular Fatih Terim'i attık, cezayı da evire çevire 2 numaralı Fransa takımını hezimetle yendiği maçın bitimindeki konuşmasına yetiştirip milyonlarca Gala taraftarının utkusuna limon sıktık diye. Yanlış, umurumuzda bile olmadı. Biz Terim'i lağım liginde bize 3 puan aldırsın diye başımızda, kulübemizde istihdam etmiyoruz. Bodrum'daki köpeğini çağırsak, kulübeye oturtsak havlaya havlaya aynı puanları toplar. Bizim işimiz başka, biz sayenizde adı anılanlara puan kaybediyoruz diye üzülmüyoruz. Adı anılanları gördük Er meydanlarında, biz onlarla rakip falan değiliz, enerjinizi mesainizi Cim Bom'a nasıl puan kaybettiririz diye boşuna harcamayın. Biz çekileceğimiz zamanı bilir izzet-i ikballe çekiliriz, bize can çekiştiremezsiniz.
Bir fırsatta senin eline geçti, Selçuk'la, Neco'yu da sen kov, bak beni iyi dinle hocam, Kafaya çık, kendin gol atmaya bak, şimdiye kadar denenmemişi dene, Golü saymayanlar, kart vermeyenler, artık klasik oldu kimse yemiyor, sahip bunun için para ödemez. Muslera'ya şut çek pozisyon denk gelirse. Durup dururken adam at, rapora küfür etti yazarsın. Marcao, Kerem formda yollarını kesmeye bak.
Atilla Bey Öğretmenim, mektubuma son verirken bir tarih diyalektiği dersi de ben sana vereyim. Gala'yı ne kadar ezerlerse o kadar güzel kokar, kekik gibi, nane gibi, fesleğen gibi. Ezmek için elinden geleni ardına koyma, inan küfür değil, övgü sesleri duyacaksın. Delikanlı gibi maç yönetip işsiz kalma, üzülürüz, parasızlık mertliği bozar. Büyük Gala Taraftarı hakemin en puştunu sever. Nemrut Dağındaki tek bir ağaç gibi, aklı hür, vicdanı hür, ve Amazonların Yağmur Ormanları gibi kardeşçe sine yaşar.
Gözlerinden öperim, göreyim benim hakemimi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder