21 Haz 2021

Futbolumuzdaki Şenol Güneş Manipilasyonu


En son yazacağım cümleyi ilk yazayım, futbolumuzda, hoca, futbolcu yönetici gazeteci, her kim varsa tamamı içerisinde gelmiş geçmiş en nefret ettiğim insan Şenol Güneş'tir.

Aslında benim için yok hükmünde bir adamdır, hiç ilgilenmem yolda görsem tanımazlıktan gelirim (bir kere caddede rastladım göz göze geldik, selam vereceğim sandı, tanımadım) isterse Dünya Şampiyonu olsun, isterse 15 küme düşsün umurumda bile olmazdı. Turnuvada en kötü 4. olmasına da yürekten sevindim, umarım teneke bağlanır layık olduğu çukura atılır.

Yine de bulaşmayacaktım, kulübede bizim çocukları öyle mahzun öyle yalnız itilmiş kakılmış gördüğümde içim parçalanmasaydı. Toplumun bir kısmını( en azından Galatasaraylı olanlarını) hedef alarak kin ve nefret duymak, bunu fiilen icra etmek kriminal, uluslar arası suçtur. Soykırımdır. Her birinin sapına kadar 11 hak ettiği bir dakika bile oynatmayıp aşağıladığı 40 milyon Gala taraftarından biri olarak durumdan vazife çıkarıyorum, tek tabanca saldırıya geçiyorum.

Sizi biraz eskiye götürüyorum, 45-50 yıl geriye. Karadeniz'in Kızıldeniz olduğu zamanlara. Her bir şehrinden vatanseverlerin fışkırdığı, deli dalgaların İstanbul saltanatına son verdiği zamanlara, Trabzon'un Faroz Mahlesine. Uzun eğri burunlu, konuşmayı seven, mısır ekmeğinin zaferi için çıkış arayan Trabzon'lu gençlerin mahlesine. Özkan Abi'leri, Ahmet Suat Abi'leri çalmadan hile yapmadan çıkış için yol gösterdiği zamanlara. Ya okuyacaksınız, ya futbol oynayacaksınız. Öyle oynamak yetmez, biz oynadık yetmedi, siz gideceksiniz İstanbul'un ağalarının tepesine çökeceksiniz.

Ali Kemal'ler, Necati'ler, Turgay'lar, Cemil'ler Trabzonspor'u teslim aldılar. Her biri gariban okuyamamış, ekmeğini isyanla arayan serdengeçtilerdi. İçlerinden az okumuşunu, top oynamasını beceremeyenini kaleye geçirdiler. Ben anlamam diyemedi, ne de olsa o da aynı mahlenin çocuğuydu. Kaleye top gelmedi, o zamanlar kaleciye pas vardı, her maçın en az 20 dakikasını çalardı. Sonra kalkar degaj yapardı, sahalar toprak göl çamur,  çocuklar ciğersiz, bir gol atar 2 puanı kapardı. Nitekim bir sezon sadece 25 gol atıp Şampiyon olmuşlardı. Hala rekor kırılamadı, en uzun süre gol yemeyen kaleci Trabzon kalecisiydi, top gelmemişti.  

Bugün devrim olsa herkesin kazandığı para yeniden değerlendirilse Şenol Güneş'in servetinin en az % 75 i Turgay, Necati, Kadir, Cemil e irat kaydedilirdi.  Kaleci değildi. 

Konumuz Şenol Güneş'in kaleciliği değil, bir tarih diyalektiği dersine girdik farz edin. Bakalım Hocam? neden gündemde?

95-96 sezonu çok büyük kadronun başında Şota gol kralı, aldığı Şampiyonluğu 2 maçta verdi, çıraklığına saydılar, meşhur sicilli sezon aslında Şampiyon oldu. Saymadılar ve macera işte bu yüzden başladı. Her gittiği yerde mekanda şampiyonluğumu çaldılar diye cik cik ötüyordu, haklıydı, temiz futbol severleri olarak biz de yanındaydık, sempati duyuyorduk.

Susturmanın yolunu aradılar ve buldular. Fener'e hoca yapsalar olmazdı, Fener'i şikeyle suçluyordu. Gala'ya getirmeye kalksalar 5 sene Şampiyonluk garantisi verse taraftar ayağa kalkardı, Florya'ya yemek yemeye bile gelemezdi. Kimsenin ilgilenmediği yok takının başına memur ettiler, iki şampiyonluk verip susturdular. 5 defa olsa yine kimse farkına bile varmayacaktı.

Rüzgarsız havada dönen fırıldak yaptılar, biri üflüyor saat yönüne dönüyor, 11 yabancıyla sahaya çıkıp şampiyon olup susuyor, sonra başka biri üflüyor tersi istikamete dönüp yabancıya karşıyım diye kafatası edebiyatı yapıyor.

Keşke kafatasçı olsaydın, Devlet Bahçeli hoca olsa en azından 14 yabancıya direnip kadroya girmeyi başaran gerçek bizim çocukları, Rıdvan'ları, Taylan'ları, Kerem'leri, Halil'leri, Salih Uçan'ları oynatırdı. Şenol Güneş reklamlarda oynayanları oynatmaya mecbur edildi. Koskoca Brezilya'nın 98 final maçında ısınmaya ilk 11 çıkmayan Ronaldo'yu reklam sponsorunun oynatacaksınız talimatıyla ilk 11 çıkarıp Fransa'ya kaybetmesi gibi kepaze olarak elendik.  Kim bilir ne emirler verdi Mavi Jeans kazma Merih'i oynatacaksın diye.

Ülker reklamında Ozan Kabak, Tüpraş reklamında Taylan oynayacak sen onları yine de oynatmayacaktın değil mi ? çakma filozof.

Maçların teknik taktik yorumlarına girmiyorum, değmez, Hoca olmadığın için oynanan oyundan, çıkardığın kadrodan aldığın sonuçtan sorumlu tutmam. Benim işim sana pantolon dikip cebini parayla dolduranları deşifre edebilmek.  Sonuçta bir devlet memurusun ne derlerse onu yaparsın kim üfürürse o tarafa dönen bir fırıldaksın. Faroz Mahlesindeki günler gibi temiz saf, geleceğinin ekmeğinin peşinde koşan bir öğretmen adayıysan sistemden çık gözden kaybol. Yok eğer ben devam ediyorum bu parayı bana bu keriz millet söke söke ödeyecek diyorsan Milli Takım hocası olarak aldığın parada soykırıma uğradığını düşünen aşağılanan bir Gala Taraftarı olarak payımı düşeni haram ediyorum.

Şenol Güneş bir yutturmacadır, deseleksiyondur. Yeni seçilen Gala Başkanlığına çağrımdır, hiç kimse bir Gala futbolcusunu ezemez, ezdim zannıyla hiç bir Gala taraftarının gururuyla oynayamaz, Şenol Güneş olduğu sürece Milli takıma futbolcu göndermeyin. Çünkü gönderdiğiniz takım Milli değildir.

Ozan, Halil, Kerem, Taylan'a hatıram olsun.