Ankara deplasman sayılmaz.
Fikstür çekildiği zaman ilk baktığım şey, ilk yarının son maçını kimle nerede oynuyoruz olmuştur. En büyük endişem Şampiyonluk maçını Ali Sami yen'in dışında oynamaktır. 1971 den beridir bütün şampiyonluk maçlarında bulunmuş bendeniz, şampiyonluk maçına gidememek gibi bir durumla şimdiye kadar çok şükür karşılaşmadım.
Ankara'da 8-0 yendiğimiz maçtaydım, Antalya'da şampiyonluğu ilan edip şov maçına Sami yen'e taşıdığımız maçta da. Kocaeli'nde, 3. yıldızı takıp, son maçı mabedde oynadığımız da oldu, Şampiyon olup son maçımızda Bursa'da geziye gittiğimiz de.
Bu yıl baktım fikstüre, son maçı Diyarbakır'da, Trabzon'da, Bursa'da, Eskişehir'de oynama ihtimali vardı. Son maça kalabilirdi macera, son maça kalsa bu şehirlerde kale arkasında 2000 kişi olabilirdik.
Korktuğum başıma bu sezon da gelmedi. Son maçımızı Ankara'da Gençlerbirliği ile oynayacağız. Keşke son maça kalsa iş, Ankara ,Galatasaray'ın bir diğer kalesi, Gençlerbirliği olması ise daha iyi. Taraftarı yok, 19 mayıs bizimdir.
Ankara deplasmanları bizim gibi eski taraftarlar için unutulmazdır. Bir keresinde bütün bir tren Ankaragücü maçına gidiyorduk, Eskişehir garında indik, Doğu'dan gelen bir trende yolcular hayatlarında ilk defa bir taraftar gurubu görüyorlardı. ''İşte geldik Ankara'' tezahüratıyla inlettik garı.
Ne güzel bir Şampiyonluk yolculuğu olacak. Trenlerle konvoylarla akacağız Başkent'e, takımı alıp döneceğiz Florya'ya. Çocuklar ne harüküladedir, başka şehirlerde Şampiyonluk turu atmak.