13 Kas 2013

Dereyi Geçerken İlk Yardım Paketi

Ssssss
 Galatasaray'ın bu sene iyi futbol oynaması, radikal bir taktik, kadro değişikliği, kadro dışı bırakma, kovma gibi beklenen, fakat yapılması taşak isteyen hamleler olmadığı sürece imkansızdır. Suçlu sorumlu aramayın, kaçtı kurtuldu. Motor sanat terk kadro mühendisi, sandığımızdan çok daha kurnaz ve akıllı çıktı. edilemez aslında. Takımı bilerek çöp futbolcularla doldurup, yukarıdan da aldığı talimatla olası hezimeti, başarısızlığı başkalarına tahvil ederek kovuldu. Kovulduğuna memnun olan belki de dünya üzerindeki tek kişidir.    iiiiİ
ki mevcut oyuncu gurubu içerisinden çıkabilecek en iyi 11 i ve maç taktiğini yazıyorum.
Eray-muslera; benim için fark etmiyor, kim oynarsa oynasın oyun planım değişmiyor.
aydın;sağ bek mevkisinde sağ açık oynayacak, durun hemen okumaktan vazgeçmeyin. gerekçemi yazacağım.
melo;topu oyuna geriden sokabilecek, hava topu hakimiyeti olan, gözünü budaktan sakınmayan,futbol bilgisi, denge, parabol, ofsayt hattı, kademe her türlü bilimsel futbolun hocası olarak savunma kaptanıdır.
semih; sadece ilk topa nokta müdahalesi yapacak, melo'nun talimatlarını uygulayacak, topla mümkünse hiç oynamayacak, kesinlikle ileriye, serbest vuruşlara gönderilmeyecek,ve çıktığı, girdiği her topa mutlaka dokunacak.
riera; sol bek mevkisinde sol açık oynayacak. paraleli aydın.
dany; savunma önünde ilk topa girecek, tekniği yüksek, oyunun büyük bölümünde savunma görevi yapacak.
selçuk; oyun kurucu eş başkanı, topu sneijder kullanıyorsa mutlaka gol ve atak kombinasyonunun bir faktörü olacak. daha çok hücum bölgesinde görünecek.
sneijder; oyun kurucu eş başkanı, selçuk nasıl oynayacaksa öyle oynayacak.
bruma; sahayı metrobüs gibi dikine değil, finikuler gibi enine kat edecek. takım riera'dan atak yapıyorsa enine sol tarafa, aydın tarafından geliyorsak enine sağa geçecek. bu kondisyon, teknik ve hız kendisinde var. tek açıkla, iki açık gibi oynayacağız.
burak;umut; 1. tercihim burak olmakla beraber işi gol atacak adam. atamayan kaleye misali değişimli oynayacak. kritik sağ açık veya sol açık olarak değil de bağımsız olarak ileride takılacak.
drogba; takımın santroforu, toplar burak'tan önce kendisine atılacak, forvetin kaptanı olacak.

not; eeğer kalede muslera olacaksa, feda edilecek yabancı dany olacak, dany'nin yaptığı bütün işlere en yakın türk futbolcusu ceyhun.

takım, top bizdeyken, kalecide bile olsa oyuna gelişigüzel değil, melo'dan başlayacak. atağın yönü hangi tarafa dönüşüyorsa o tarafın beki ileriye çıkacak. solda ise riera akacak, bu yetenek kendisinde var, aynı anda savunmada kalan 3 kişi sola doğru kayacak. biz tribünde semih'i sol bekte, melo ve aydın'ı stoperde göreceğiz. atak sağdan gelişiyorsa tam tersi uygulama. galatasaray gibi takımın beki olmaz. bir tek semih yeter, kaleciyi'de saymazsan diğer 9 kişinin birinci vazifesi hücum yapacak. bu arada biz hücumdayken dany savunmayı kollayacak. hücumla savunma arasındaki köprü olacak. orta sahada ilk topa basacak adam da dany olacak. top rakipteyken takım set düzenine geçecek. dany ileride ilk topa basacak. topu nasıl alırsak alalım hangisi yakınsa selçuk ve sneijder'e kazandırılacak. oyun onların inisiyatifine bırakılacak.
drogba mümkün olduğunca kendi kalemizin dışında konuşlandırılacak. gerekirse orta sahaya bir sandalye atıp oturacak, gol postta en diri haliyle öldürücü darbe için hazır bekletilecek.

dere geçerken oynayacak takım ve oynatılacak taktik budur. devreye kadar daha beter olmayacağı garanti formüldür. en acil şekilde aydın, riera ve dany yerlerini en az 2 şer kademe daha büyütecek yeni adamlara bırakacak. savunmaya alınacak ufo, popescu, de boer türünde teknik bir libero alınınca melo tekrar kendi bölgesine kaydırılacak. ve kalecinin türk olması transferin birinci maddesi olarak gündeme alınacaktır.

10 Kas 2013

El Sikko; Fenerbahçe ?-0 Galatasaray

Maçın kaç kaç bittiğini biliyorsam şerefsizim. 75. dakikada bıraktım o anda 2-0 yeniktik. Tabela öyle yazıyor diye dedim. Yoksa maçta gol falan yoktu.

Net yazabiliriz, keşke yenseydi de yazsaydık ama ne yazık ki bu hiç bir zaman olmayacak. Uzak ara, Langırt ligimizin en kötü maçları El Sikko maçlarıdır. Fenerbahçeli için sorun değil, istediğin kadar leş futbolcun olsun, hatta yenil, dert etmezler. Dünyanın en mutlu insanlarıdır, biz olsak ki -olduk bu maç itibarı ile- maçlarımıza 5.000 kişi gitmez.

Maçın kadrosunu yine tahmin ettik, biz olsak biz de aynı takımla çıkacaktık. Gel gelelim kellelerin önemi oynadığı oyunla değerlendirilecek. Takım çöp, uzun zamandır tespitimiz bu yönde, ne var ki Fenerbahçe'de çöp. Bu yüzden serdeki Galatasaraylılıkla, Aslıyok Yaylasındaki koyunlarımızı satıp, 3.20 bahis oynadık. Aramızda kalsın iddia çıktı çıkalı oynarım, Galatasaray maçını tek bir kere bilemedim.

Yine bir umutla televizyon başına geçtik. Geçmeden  önce de rahat olalım diye bir kaç tek attık. Bıraktığımız yere geri döndük, hem yazıyor hem sinirden kafayı yememek için teke devam ediyoruz. Etmeyenler de var elbette. Tugay Kerimoğlu'nun Emre'ye bir sarılışı vardı gördünüz mü? 40 sene kardeş kardeşi görmese öyle sarılmaz. Nefret ettim kulübedeki cesetten. Evet tam adını buldum, Tugay Kerimoğlu bir cesettir. Senin gibi uluslararası futbolcunun ta amk. Galatasaray'ı elinden gelse bir kaşık suda boğmakta teredüt etmeyecek, futbol camiasının gelmiş geçmiş en aşağılık futbolcusuyla kucaklaştığın gibi, Melo'yla, Eray'la, Ceyhun'la kucaklaşsan bu çöp futbola belki bir çare olabilirdin. Açık konuşuyorum, Fatih Terim'den bu çöp takım için ne kadar nefret ettiysem en az 10 misli Tugay Kerimoğlu'ndan nefret ettim.

El Sikko, her zaman ki gibi. 50.000 salyaları köpüren köpekten tırsmış 11 Galatasaray futbolcusu, kenarda korku filmi seyreden hocalar, oyuna girip takımın gücünü daha da geriye düşüren yedekler ve ekran başında ölüden medet bekleyen Büyük Galatasaray Taraftarı. Bırakın lan bu çöp futbolcular için göz yaşı dökmeyi. En övündüğümüz hasletimizi bile sattılar, yenik takım can havliyle savaşır, debelenir. Bunlar maç bitse de Fenerbahçeli dostlarımız futbolcu arkadaşlarımızla kucaklaşalımın peşindeler.

İnanılır gibi değil, 70 dakikasını seyredebildiğim maçın pozisyonlarını düşünüyorum. 2 defa kendi kalemize gol attık.  Karşıdaki takım çatır çatır top oynar üzülmezsin, çok iyi oynadılar dersin. Ligin en kötü futbol oynayan takımına karşı pozisyonun yok. Yarım pozisyonda da Burak Bey ofsayt. Senin ta Allah belanı verisin futbolcu gibi. Bu geceden itibaren iki kişi benim baş çelişkim oldu. Biri Tugay, biri Burak, Galatasaray'dan kovana kadar savaşacağım

Hangi oyun planını eleştireceğiz, hangi, futbolcunun hatasını yazacağız. Savunmadaki leşe saldırsam yazık, adam bas bas bağırıyor ben futbolcu falan değildim, Fransa'da monşer hayatı yaşıyordum. Sıradan bir lig takımın savunmasında, follaş olmuştum. Bir baktım bana bir pantolon giydirdiler, cebi de çok büyüktü, Big God'a dua ettim, cebe para doldurdular, kendimi İstanbul'da buldum. Ben kimim, hazreti kazmayım. Siyahi olmasam Kırkpınar pehlivanıyım, giydirin kispeti, sırtımı yağlayın, salın çayıra o derece.  Bir an ceza sahasına bomba atıldı, kendimi yere attım, şarapnel parçaları gözüme girmesin diye gözümü kapayıp, ellerimi açtım. Tanrıma dua etmek için, sanki kıyamet kopmuştu korktum. Bakmayın siz benim ayı gibi bedenime, aslında bildiğiniz sıçanım. Top geldi elime çarptı. Teşekkürler Grande, ben de sana biat eden futbolcular safındayım. Sahibime göre kişnerim. Ha bu arada Lilie, size Gayseri'li Hurma'dan beter geçirdi, Amrabat'ı unutturdum haa  haaa.

14 senedir yenemiyoruz, bu 14 sezonun en kötü Fenerbahçesi ile oynadık. Biraz iyi olsalar 8-10 tane atmaları iş değil. Ne maçlar seyrettik 6 yediğimiz maçta bile bu kadar kötü oynamadık. Mahkum oynasak gam yemeyeceğim, ortada leş gibi bir takım var ve en ufak bir gol girişimi yok. Galatasaray taraftarı yenilgiyi affeder, takımı yenilse de bağrına basar, ama sıçan gibi oyunu affetmez. Ben küstüm, bu takım benim takımım değil. Bu takımın da iyi futbol oynaması mümkün değil.

Çöpten topladığın ıvır zıvırla çok iyi  pizza yapsın diye İtalyan aşçı getirmişsin. Bir boktan anladığınız yok, bu kadar kötü malzemeden ancak bir tinerci, çöp toplayıcısı bir şeyler yapabilir. Ya takımı,Melo hariç tamamını gömün, zehir, irin saçamasınlar diye de kireçleyin, ya da gidin çöpçüyü geri çağırın. Mancini'ye, Reykart gibi rezil edip teneke bağlatmayın. Gitsin adam kendini kurtarsın bu pislikten.

Çok rahat yenildik, rahatsızlık bile vermedik. Gökhan Gönül'ün puştluk kalleşlik yapmasına bile gerek yoktu. Biraz bekle biz zaten kendi kalemize atacaktık. Hatta Emre bile sinirlenmedi, pisliğe başvurmadı. Takımda bir Hasan, bir Emre Aşık bile yoktu isyan edecek. Hatta ne yalan söyleyeyim oturduğu yerden bile sarı kart alabilen Sabri bile yoktu.  Galatasaray değil tam bir sıçan gurubu vardı, yazıklar olsun.

Formaları çıkarın siktirin gidin. Galatasaray yense de büyüktür yenilse de, siz küçük futbolcularsınız. Bir köşede ağlayan küçük bir Galatasaraylı çocuğun tek bir damla yaşı bile etmezsiniz.

Maçın tek iyi futbolcusu bizim adımıza Dany'dir. sonradan ekledim unutmuşum.

Not; Futbolcuların kucaklaştıklarını görmedim, kimseden duymadım. sadece tahmin ettim yazmışım. demek bu da doğru çıkmış. İyi ki de görmemişim, daha beter kahrolurdum.

10 Kasım

Hayırdır İnşallah! düşümde Atatürk'ü gördüm. Gözleri çakmak çakmaktı. Sevindim, birden kuşkulandım sonra. Gazi'mi yaşıyordu, ben mi ölmüştüm? demeye kalmadı Atatürk seslendi.
-Haydi gidelim
-Nereye?
-Partiye
-Hangi partiye? Atatürk duraladı,
-CHP ye elbet
insan rüyada başka oluyor. Durumu bildirdim.
-CHP 'nin belini kırdılar atam, daha doğrulamadı.
-Kim yaptı bu işi? Peki iktidarda hangi parti var_
-Muhafazakar Parti
-Yaaa
Bu şaşkınlık saniye sürdü, bu kez dedi ki,
-Öyleyse Türk Dil Kurumu'na gidelim
-Gitmesek Atam
-Neden?
-Senin vasiyetini bozdular
-Kim bozdu?
-!!!!
-Ya Tarih Kurumu?
-!!!
-Öyleyse Halk Evl'ne gidelim
-Kapısı mühürlü
-Kim yaptı bu işi?
-!!!!
Kaşlarını çattı, durumu kavramaya çalışıyordu. Milli Eğitim Okullarından bir sınıfa girdik.
-Bu ne dersi?
-Din dersi
-Öğretim Birliği Devrimi nerede?
Yere bakarak konuştum.,
-Yıktılar
-Din dersleri zorunlu mu?
-Evet
-Kim yaptırdı_
-!!!!
Gazi gözlerini gözlerime dikti
-Her şeyin bir nedeni vardır, bu gerilemenin de
-Nedeni var
-Göster
Elimden tuttu uçmaya başladık. Gözlerimizin önünden yol yol kırmızı şeritler geçiyor, yıldızlar uçuşuyor, bayraklar dalgalanıyor.
-Bunlar Amerikan Bayrağı değil mi?
-Evet
-Neden buradalar?
-Amerikan tesisleri, Amerikan Üsleri Atam
Gazi durdu, gözlerindeki güzellik hüzne dönüştü.
-Anladım dedi. Yüreğim burkuldu.
-Ulu Önder! bir şeyler yap
Yine baktı, bakışlarımız çakıştı, BUGÜN 10 Kasım'dı.

İrtica, Büyük Türkiye Halklarının gençliğine bir tarih diyalektiği dersi vermiştir. Bu yüzden iyi bir okuldur. Rahat ol Cumhuriyet'in Büyük Kurucusu. Haziran direnişi sürüyor, geldikleri gibi gidecekler.