17 May 2008

17 Mayıs




Şu üstteki resmi ben çektim. 17 Mayıs 2000 Kopenhag, ünlü Tivoli Meydanı. Galatasaraylı olanı benim oğlum, Şu biz buyuz blog resimdeki, benimle olan delikanlı. Arsenalli olanı tanımıyoruz. Muhtemel oda şimdilerde bizimkisi gibi Arsenal tribünlerinde amigoluk yapıyordur. Küçükler böyleydi o gün sokaklarda, kafelerde. Şarkılar, marşlar söyleniyordu, iki takım taraftarları kenti görülmemiş renk yoğunluğuna bıraktı. Sarı formalı Arsenalliller ve kırmızı formalı Galatasaraylılar. O gün sanki Danimarka'lı yoktu şehirde. Ve şehir şehir olalı herhalde böyle kalabalık görmedi. Öğleden sonralarıydı, öğrendik, Reha Muhtar kafelerde program yapıyor. Galatasaraylıları kışkırtıyor, taraftarlar meydana doluşmaya yoğunlaşmaya başlıyordu.
Üstte, sağdaki resmi Fotomaç ekibi çekti. Büyükler böyleydi artık meydanda. Bir büyük arbede yaşandı, 17 Mayıs 2000, alınan kupayla birlikte artık bu yönüylede hatırlanacaktı. Maça gidenler ve orada bulunanlar tarafından.
Ve gecesi, ve kale arkası tribünü. Ve'' dağ başını duman almış'' naraları. Arif'in vurupta yandan dışarı giden şutuna ofsayt kaldırmayan hakemden sonraki ellerimizle yüzümüzü kapattığımız an. Tam önümüzdeki sol direğe Hakan'ın şutunun çarpması, Capone'nin Seamana çektiği şut, can havliyle kale önüne kadar gelen Hakan'ın dokunamayışı. Uzatmalara gidiş, takımın insan üstü direnişi. Hagi'nin atılışı, artık kendimizi teselliye hazırlama. An meselesi altın golü yememiz, ve final oynamış olmanın gururuna razı olmamız. Hanry'nin kartal gibi yükeselip, havada topu beklemesi ince hesaplar, denge, zamanlama ve unutulmaz kafa vuruşunun ağlarla kucaklamasını seyre dalmamız. Aynı anlarda Taffarel'in topu takip edişi, sağa bir adım atışı ve yaylanışı ve zamanlama, ve denge, ve teslim olmayış ve topun ağlara gitmesine izin vermeyiş ve iki ellerimizin gerilerek havaya kalkması.
Penaltıların atılacağı kale arkasında 12.000 kişiyiz. Taffarel'den geçerse biz kurtaracağız. Attılar, iki tanesini biz kurtardık. Sizlerin direk diye gördüğünüz şey 12.000 kişinin yüreğinden fışkıran tarifi imkansız enerjiydi. Bizimkiler atarken Seaman'ın bacaklarına yapıştırdık enerjiyi. Popescu topu ağlara gönderdiğinde artık bizim işimiz bitmişti. Sıra maça gelemeyen milyonlarındı. Bizler maçtan sonra Şampiyonluk turu attık Kopenhag'da. Çocuklar ne harukuladeydi, bir başka ülkenin başkentinde, bir finalde kazanıpta tur atabilmek.
Dönüş uçağında artık ses yoktu, kimse de derman yoktu. 6 saatlik yolculukta servis bile açılmadı, O zamanlar yapılan işin büyüklüğünün farkında bile değildik. Sabah hava limanı koridorları ıslıklarla İmparator Fatih Terim melodisini mırıldanabiliyordu ancak.
17 Mayıs, unutamam seni.

16 May 2008

Herkes Yerini İşaretlesin


Günler sayılıyor, Aslantepe her geçen gün taraftarı heyecanlandırıyor. Dünya da acaba eşi benzeri varmı. Bir inşaatın bu kadarmı çok kontrol mühendisi olur. Bir demir bağlanıyor resim basılıyor. Bir kazma sesi Dünyaya geçiyor. Yakında arazi olan bir işçi dövülürse hiç şaşmam şantiye de. Kapmanyalar başlasın, piknikler Seyrantepe'de yapılsın. Tepeler çıkıp bağırsın taraftar yaşasın Aslantepe işçileri diye. Ne büyük gururdur kimbilir, Galatasaray'lı bir amelenin, yıllar sonra ben bu stadın inşaatında çalıştım diyebilmesi.
Aslan yuvası diyeceğiz ama buraya yuva dersek ayıp olur.

Ulusal Takımdaki 8.Galatasaraylı


Ulusal takımdaki dengeyi çok iyi korur Hoca. Cımbızla çektiği Türk pasaportu taşıyan Fenerbahçe lisanslı topçular toplamı 6 kişi olunca, tamamı Türk olan Şampiyon Galatasaray'dan en fazla 6 kişialması gerekiyordu. Misal sezon başı kadrosu olupta, ilk 11 de Song, Bouzit, Linderoth, Lincoln, Carrusca, Barrusso ve Nonda olsaydı, hiç oynamasa bile Hakan Şükür'ü alırdı. Maksat kontenjan dolu olsun. Servet sakatlanınca sayı azaldı, ve hakkedenlerden Emre Güngör ilave edildi. Servet'ide çıkaramadılar oldumu sana şimdi Galatasaray lisanslı futbolcu sayısı 7. Şimdi bu Emre Güngör olayını daha sonra yazacağım. Hatırlatayım, Servet sakatlanmasa seçilmeyecekti. İlk 11 oynarsa ne olacak şimdi. Her zamanki gibi hikmetinden hesap sorulmaz İmparatore'nin. o ne yaparsa doğru kabul edilecek 1.5 ay daha.


Peki bu 8. Galatasaray lisanslı futbolcu kim olaki. Emre Aşık'ı niye aldın be Hocam. Oldumu şimdi 8 Galatasaray'lıya karşı 6 Fenerli. Sen işi fazla uzatmadan Ayhan'ı çıkar denge bozulmasın hemde çocuğun moralini sıfıra indirki seneye işi bitsin.

Senin bu son turnuvan, Türkiye'de işin bitti, seninle beraber senden Türk Futboluna hayır bekleyenlerden de kurtulacağız. Az kaldı.

15 May 2008

Efsane Takımı Yapıyoruz


Kaleciler ; Taffarel klasında, kalitesinde bir kaleci ve Aykut. (Orkun tip olarak, oyun stili olarak bize uymaz, yolcudur kendisi)



Sağ taraf ; Uğur Uçar, Aydın Yılmaz, Hasan Şaş, Sabri Sarıoğlu



Sol Taraf ; Hakan Balta, Volkan Yaman, Ayhan Akman, Arda Turan



Göbek ; Servet Çetin,Bülent Korkmaz yani Emre Güngör, Popescu klasında, kalitesinde biri, Song (giderse de kalırsada sevinmem),



Orta Saha ; Hagi, Lincoln oynar bu sene Hagi'nin yerine, Serkan Çalık, Linderoth, Mehmet Topal, Barış Özbek,



Hücum ; Nonda, Ümit Karan, Hakan Şükür(inşallah gitmez) Necati Ateş (inşallah gelmez)



Takımın Hocası ; Hagi

UEFA Kupası Finali,ve Show Tv


Bizim evde yasak, Show tv, Kanal D ve Atv kapalı. Ancak maç olursa bunlardan birinde belki seyrederiz. Serde Uefa kupası finalini canlı seyretmiş ve kupayla İstanbula inmiş bir taraftarlık var. Nostalji diyorlar, takılalım dedik. Show kanalı canlı yayınlayacakmış dediler. Bizde 21.30 da yasak televizyon kanalımızı açtık bekliyoruz. Ne görelim soytarı Acun Ilıcalı. Hadi yarışmacılar ne alakaysa katılımcılar diyelim, ortada yarışan yok. Bir kutu acmaca kapamaca, uzun zamandır varmış, tam bir ruh hastası işi. Ya seyreden ruh hastası ya da seyretmeyen. Bu programı seyretmek isteyen gitsin loto, piyango çekilişini seyretsin daha iyi. Bekliyoruz ne zaman bitecek programda maça geçeceğiz. Yok arkadaş bizim gibi adama da seyrettirdiler ya bu maymun programını, büyük televizyoncularmış helal olsun.
Acaba dedim UEFA Kupası finali, canlı verilemeyecek kadar dandik maçmı. Olabilir ne varki bunda elbet dandik. Galatasaray almıştı yıllar önce. Meğer ne kadar önemsizmiş, koskoca Show tv maçı yayınlama hakkını satın aldığı halde Acun'u seyrettirmiş bizlere maç yerine.

14 May 2008

Şu Hareketi Artık Yapma Başkan


Tamam anladık taraftar Başkansın. Üzerimizdeki ölü toprağını atmak için başkan oldun. Ve bizce de attın. Artık yeni bir şahlanışın arifesindeyiz. Taraftar yöneticilikti beklediğimiz yıllardır hepinizden. Ölçüyü fazla kaçırmayın, kendinize küfür ettirmeyin. Şu haraketi Mahmut Uslu yapsa ne kadar küfür ederdim. Ne bu saat kaç. Ne olacak, geçen yıl durdumu saatiniz. Ercan'ı çağırsaydınız dedesi Saaat'çiyi.
Bırakın bu ucuz, çocukça esprileri. Taraftar merak etmeyin hepinizden iyi çalıştırır espri mekanizmasını. Yaşına, makamına, eğitimine göre yapar bir şeyler. Siz artık çekilin piyasadan, işinize bakın. Sizin erittiğiniz puanlar yüzünden koskoca Galatasaray'ı torbaların en kötüsüne atmışlar, izmir torbaya. Daha işin başında şovun dışında kalmak var. Bu devirde Şampiyonluk naraları 3-5 günden fazla atılmıyor. Herkes derdine düşmüş, suratlar bin parça, tuzumuz ıslak bizim. Sokaklara caddelere millet para bulup bayrak asamıyor. Şu yok zamanda koşturup kombine aldırdınız bize. O saatin durursa sende orada fazla duramazsın. Takıma bir Taffarel, bir Popescu, Bir Hagi bul.
Lincoln, Bu yıl Hagi olurda, Popescu ile Taffarel lazım.
Takımın hocası var sakın aramayın, çağırın gelsin Karpatların Maradonası'nı

Keşanlı Ali'ler


Herkes bilir Keşanlı Ali'yi. Keşan'da kabadayılardan biri öldürülür, cinayet kerhanede çalışan Ali'ye yıkılır. Ben yapmadım dese de kimse inanmaz. Bakar kimse inanmıyor, zaten yatıyor oldu olacak ben yaptım der. İçerdeki namı dışarıya yayılır, kahraman olarak çıktıktan sonra da namlı bir kabadayı hürmeti görür. Korku ve dehşet saçarak haraç almaya başlar.

Ne varki cinayetin asıl sahibi çıkagelir bir gün.

Bakıyorumda ortalık Ali'den geçilmiyor. Daha 3 maç öncesine kadar takımın dağılacağını, futbolcuya dayalı düzenin iflas edeceğini, Galatasaray'ın İnter Toto turnuvasına yollanacağını, Fenerbahçe'nin açık ara şampiyon olacağını yazıp çizenler cinayete sahip çıkmaya, tozu dumana katma yarışına başlamışlar. Hıncal'ı, Osman'ı ,Tulun'u, Turgay Şeren'i daha ne bileyim okurken gözlerime acıdığım şaklabanları almış bir yalancı Galatasaray'lılık telaşı. Yazı yetiştiremiyorlar şampiyonluk leşine konmak için. Oh ne güzel, nasılsa Galatasaray'lısın herkes biliyor. Yaz ne yazarsan sezon boyunca tabelaya göre, emire göre, rüzgara göre. Dediklerin çıkarda misal geçen yıl ki gibi, yazdıklarını ben demedimmi diye çıkartırsın varsa okuyanın önüne, ne büyük yazarmışım diye prim kaparsın. Yok çıkmaz da, misal bu yıl gibi göt olursan, yazdıklarını bir tarafına sokar kaybedersin, nasılsa Galatasaray'lısın, hazır Aziz Yıldırım ortalıktan kaybolmuşken, sana kimse kızamaz iken yaz destanı okusunlar. Seni de bi bok sansınlar.

Sizi gidi Keşanlı Ali'ler. Gezin ortalıkta bir müddet daha, alın haraçları. Cinayetin asıl sahipleri hepinizi takip ediyor, yakında ortaya çıkacak.

Beraber Sevinmek


Sırayla sevinirlerdi geçen yıla kadar. Ümit Özat Fenerbahçe'yi tutan Fenerbahçe'li futbolcuydu. Her ne kadar taraftarları sevmese de, adam gibi futbolcuydu. Fenerbahçe'nin kaptanı sevindiğinde, Mondragon üzülürdü.
Galatasaray'lı kaleciydi. O sevindiğinde, Ümit Özat üzülürdü. İkiside adamdı. Ayrı ayrı sevinmelerine birilerinin gönlü razı olmadı. Ne Özat, Galatasaray'da oynayabilir, ne de Mondi Fenerbahçe'de kaleye geçerdi.
Onları iyi tanıyan biri, aldı götürdü uzaklara. Kockoca Köln alt ligte sürünüyordu. Şampiyon oldular, şimdi bir birlerine sarılarak seviniyorlardı. Ne güzel bir kader. Sanki biri çizmiş gibi.

13 May 2008

Şehitler Ölmez


Nuray Anne, onca yaşına rağmen, Galatasaraylı şehit oğlu için 10 Mayıs Cumartesi günü ne yaptığını anlattı. Nuray Anne, o gün koyu bir Galatasaraylı olan şehit oğlu için Ali Sami Yen Stadı'na gitti. Stada giremedi ama önünde, şampiyonluğu kutlayan Galatasaraylılar'ın içinde durdu. Sanki oğlu yaşıyordu da, o da onunla gitmiş orada eğleniyordu...
Analar gününde şehitlikte, televizyoncu bir anayla konuşuyor. Niceleri gibi toprağa düşmüş genç çocuklarımızın analarından biri. Düşen çocuklar, elbette en koyuları bu taraftarlar içinde olanların. Halk çocukları, şehit olmasalardı onlarda bağıracaklardı tribünlerde. Kimisi şampiyonluk turu atacak, kimisi seneyi bekleyecekti.
Fenerlisi, Beşiktaşlısı, Cim bomlusu....... bizim çocuklar.
Nuray Anayı o gün görseydik stadın dışında mutlaka sokardık içeriye. Yaşatırdık şehit oğluna da Şampiyonluğun onur ve gururunu.

12 May 2008

Hasan Olunmalı


Aykut, Orkun; Kaledeki yanlız adamlar. Mondragon gider gitmez acabalar başladı. Forumlar'da ''kaleciler yeterlimi'' konuları açıldı. Ben Orkun'u Tubikandu'ya benzettim, Aykut'ada hiç güvenemedim, ödüm patladı en küçük maçta bile. En az gol yeme ortalamasıyla bitirdiler sezonu.

Kaleci olunmalıydı bu yıl Galatasaray'da.

Sabri; taraftar kontenjanlı delikanlı, orta yapmayı becerebilse Dünya'nın en büyük sağbeki olacak. Fener maçlarının amigosu. Kadro dışı bıraktı moruk. Yüreği kadro içindeydi, atamadılar. Müthiş finalle noktaladı macerayı. Sabri'mi olsaydık bu sene yoksa.

Servet olunmalıydı galiba; Kuşkularımız vardı, saatli bombaydı bizim için, Fener'de oynamıştı. Hiç bir takımı tutmuyorum demişti. Son 10 dakikaya kadar kahramanca çarpıştı. Tekmeye kafa koydu, kendi ortaladığı topa kendi vurdu, en değerli golü attı Süleymanoğluna.

Emremi olsaydık; Song tamtam çalmaya memleketine gidince Boızıt oynayacak ve marmara çırası gibi yanacaktık. Bir delikanlı geldi Ankaragücü'nden. Tanımıyorduk, tanıttı kendisini. Unutulmaz kaptan 3 numaralı formasını bu yıl hediye ederse şaşırmayın.

Uğur Uçar olsaydık keşke; Geleceğin kaptanı deselerdi bize. O karlı, buzlu Konya Stadında, ne olur ne olmaz desek, topu kaptırmayıp balta Batista'ya ayağımızı kaptırsaydıkta, koltuk değnekleriyle Fener maçına gelebilseydik.

Ayhan olsaydık; Sezona fırtına başlasaydık, yerimizi aratmayacak bir nöbetçi bulur bulmaz ameliyat olsaydık. Tam ihtiyaç varken iyileşseydik. Hatta iyileşmeden sahaya çıksaydık. Sivas'a unutulmaz bozukayı gönderebilseydik.

Şu genç yaşımızda Arda olsaydık; Bassaydık çalımı, yapsaydık ortayı, attırsaydık golleri. Bazen daha da öne çıkıp kendimiz atsaydık. Getirseydik takımı kapalının önüne, Re Re Re çektirseydik. Ben yenilmem diyenlerin önüne geçseydik. Ali Sami Yen'de halay çekseydik.

Topal olunmalıydı; Linderoth sakatlanınca kimseyi istemem diye haykırdı. Bakmayın siz adımın topal olduğuna dedi. Ne topalı meğerse adamımızda 3 bacak 2 yürek varmış.

Ümit Karan olabilseydik de sezon başı transfer olmasaydık başka takıma. Göğsümüzde bir topu yumuşatıp havada ters parande atarak Belediye ağlarına topu gönderebilseydik. Fener maçında bitime 2 dakika varken yaratana sığınıp çaksaydık ta Ali Sami Yen'i ağlatsaydık. Ümiiiiiiiit deseydi hopörlör ve stad yıkılsaydı Karaaaaaaaaan diye.

Kral Hakan Şükür olmak vardı bu sene. Millet kudurdukça golü atsaydık, biz attıkça onlar kudursaydı. Yüzlerine tükürseydik bizi çekemeyenlerin. Gol rekorunu kırsaydık, en çok şampiyonluk gören diğer Galatasaray'lı kardeşlerimize yetişseydik. Veda maçımızda şampiyonluk golünü atsaydık. Kral Hakan Şükür olarak zapta geçirseydik adımızı Galatasaray tarihine.

Hepsi biz olsaydık keşke oğul. Hepsi bizdik zaten. Ama biri daha olunmalıydı. Fener maçını almazsanız Ameliyat olmam dedi. Aldılar, ameliyata gitti, hastaneden kaçtı Sivas yollarına düştü. Bu sene en az oynayan oydu ama , bütün büyük maçları o aldı. Herkese kendi yüreğinden bir parça verdi. O yüzdendi iki kişilik oynayanların sırrı. Hepsi olunmalıydı ama en çok,

Hasan olunmalı oğul, Hasan Şaş olunmalı.

11 May 2008

Vurun Tekmeyi


Sıkalım dişimizi 1 ay daha. 15-20 günde heyecanı sürer maçların. Bırakın son 3 maçınıda oynasın. Sonra vuracaklar tekmeyi. Kurtulacağız bu musibetten, beladan, sadist heriften. Paranoyaktan, piskopattan. Hem milliyetçi geçineceksin, hem Türkçe konuşamayan futbolcuları oynatacaksın. Ne istiyorsun bu ülkenin güzelim futbolcularından, Emre'den, Toraman'dan, Karan'dan, Mehmet Yıldız'dan.
Mehmet Topuz devre arasında Fener'e gelseydide sen sıkıysa milli takıma almasaydın. O zaman derdim ben sana imparator diye.
Ha hatırlatalım, Servet sakatlandı Alpay'ı çağırabilirsin

Hakan Şükür'ün Sondan Bir Sonraki Golü


Geçen hafta bi bok sandıklarımızdan duayen Doğan Koloğlu yazmıştı. Hakan Şükür son golünü attı diye.


Dün atılan golü Hakan Şükür ne yapsın şimdi. Yüzüne tükürmesinmi duayenin. Hadi terbiyesi müsait değil Doğan Abi ne yaptı acaba o golden sonra. Kale Arkasında not var, Aceto yazmış, Doğan Koloğlu'nun karısının resim sergisine Hakan mazereti olduğu için gidememiş. O günden sonra Hakan ağzıyla kuş tutamadı ama götüyle bile gol attı. Takımı şampiyon yaptı, attıkça Doğan'lar, Tanburacı'lar, Kanat'lar kan kustular.


Devam lan kral, bu fosiller ecelinden önce çekilsinler bu alemden. Kudursunlar şerefsizler. Seni şu son maçta oynatan Hocaya ne kadar sempati beslemişsem, seninle aynı yaştaki Rüştüyü, Emre Aşık'ı alıpte seni milli takıma almayana o kadar nefret besledim.

Zaten nefret ediyordum, şimdi ikiye katladım.

Türk Ulusal Takımındaki Devşirme ''Marko Paşa''


Makro! Arello namlı sahalarımızda an az 5 yıldan beri tepindiği belgelenen bir tepikçi varmış. Derken biri ya da birilerinin aklına dâhiyane bir fikir gelmiş. Bu depikçimizi anayasal boşluktan yararlandırıp daha doğrusu kendileri yararlanıp Türk yapmışlar.

Ey iti öldürtüp leşini öldürene taşıtan kafatasçı faşistler. Ey çok değil 80 lerde devrimcilere Türk değil diyerek kan tahlili isteyenler. Türk olmayana kanı bozuk diyen ırk severlerin ahvadları. Sizlere ne kadar küfür edilse azdır da, neden Türk milletini sevmek savunmak görevini benim gibi enternasyonalist anti şoven antifaşist birine verdiniz.
Bana ne lan Türk milletinin ay yıldızlı ulusal takım formasının içine girmiş olanın kanından, hangi uzak diyarlardan geldiği belli olmayan adamından. Ne haliniz varsa görün hatta devam edin ilk 11i hatta ilk 18i yabancı yapın devşirin. Beni de ikna için gerek yok en azılı faşisti milli takımın başına getirtip it ölüsünü taşıtın.
Hâlbuki zavallı Fatih Terim ah milli takımın başında değil de kapının önünde olsaydı. Misal Denizli, misal Ersun Yanal, hatta komünist Yılmaz Vural milli takımın hocası olaydı da Hıristiyan sünnetsiz gavur Marco Arollaya milli marş söyletseydi. Bak o zaman zavallı Terim, ağzından salyalar akıtarak bir tepenin doruğundan uluyarak naralar atıyor muydu atmıyor muydu?
Televizyonlara çıkarmışlar kolpa prof. Deniz Gökçeyi, ona temizletiyorlar sıçtıkları boku. Efendim neymiş Arello Memet, Mustafa İzzetten daha iyi Türkçe biliyormuş. Yani yeterli kıstası var hocamızın Türklüğe alınan depikçimiz konusunda.
Sayıyor daha doğrusu yazmış okuyor. Voleybolcu Rus Natalyayı, koşucu Kenyalı Abesliye Elvanı, Halterci Bulgar Naimi, basketçi Boşnak Mirsadı ve hatta devşirme yeniçeriler tayin eden padişahları bile övüyor. Allah futbola da milli takımada vebayı bulaştıran akıla zeval vermesin.
Aslanım Fatih Terim, tarihe geçmek diye işte ben buna derim. 50 sene sonra Türk Milli takımı 11 yabancıyla sahaya çıktığında kim başlatmıştı lan bunu diyen bir vatan evladı- tabi hala kalmışsa- mezarına küfrettiğinde umarım hissedersin.
Piyango Marko paşaya isabet etti. Sanmayınki iyi futbolcu olduğundan oynuyor. Şu sıralar mutlaka birini bulup oynatacaklardı zaten. Maksat iyi derece alabilmek değil iyi bir kapı aralamak. Peki neden. Madem ihtiyaç yok. Yani Maltayı Lüksemburgu yenmek için mutlak orta sahaya bir sünnetsiz devşirmek gerekmediğine göre neden bu yaygara. Hem de milletimizin şu sıralar en hassas bir şekilde birliğe ihtiyacı olduğu zamanlarda.
Doğuda kıyamet kopuyor güneyde Müslüman boğazlanıyor. Plajlarda bikini giyenlerin üstüne çullanılıyor. Sırası mı faşist, kafatasçı Fatih Terime Brezilyalı gâvur Arelloyu milli takımda Ayhanın yerine oynatmak.
Tam sırası, hani tribünlerde taraftarlar bağırıyor ya tam zamanı tam zamanı şimdi diye. Evet, tam zamanı şimdi. Şimdi değilse ne zaman. Yakışan bir şey var Marco gol attığında Emre gol attığı kadar sevinebilirmi insan. Süreyya Ayhanın kazandığı yarışta duyduğun sevinç gururla Elvanın kazandığı yarıştaki duyulan aynımı.
Millet olmak bu kadar kolay mı? Dil birliği olacak iktisadi yaşam birliği tarih birliği coğrafya kültür birliği. Yarın gece Brezilya Türkiye savaş etse Arello Brezilyalıya ateş eder mi hadi Brezilyaya gol atacağını varsaysak bile.
Düşün Brezilya Türkiye Finalde penaltı atışlarına kalmış. Son penaltıyı Marko atıyor. Kaçırsa faşist Terim gerçekten kaçırdığına inanır mı? Her şeyin bir nedeni var. Gerilemenin de elbet. Her alanda mutlak bir çözülme ve bozulma varken futbolda olmazmı. Allahı var ulan allahı. İşte açıklıyorum neden bu kalleşliği yapıyorlar.
Ey Atatürk’ün cumhuriyeti emanet edipte büyüyünce vatanı parsel parsel, ulusu beyin beyin, kalp kalp satmakta tereddüt etmeyen gençliğin torunlarının torunları, uyan. Elinden gelmese de gırtlağından gelir çık tribünlere desibel desibel bağır.

Carruscaya, Bouzide, Arelloya, Nobreye küfür et. Gökhanları, Ardaları bağrına bas. Örümcek kafalıların oyunlarını boz. Onlarda biliyorlar bu gençlerin gelecek fosillerden daha iyi olduklarını. Ama kaybedecekleri makamları dolarları düşünüyorlar seni ve güzelim ülkeni değil.
Orelloyu Nobreyi Türk yapıp yerine bir gavur daha getirip komisyon alacaklar. Getirdikleri gavur oynayamayacak kurtulurken de bir komisyon daha alıp duble (çift) soyacaklar ulusumuzu.
Uyanın başka takım taraftarları. Biz cim bomlar mecburiyetten uyandık. Gırtlağımızı parçaladık, kıçımızı yırttık Galatasaray’ı çökertmek için başımıza getirilen ve de maalesef çökerterek zengin olan Galatasaraylı Fatih Terimin getirdiği Sarrları, Kristiyanları Almaguerleri, Lukunkuları ve nicelerini döverken kovarken. Sıra sizde Fenerliler, Beşiktaşlılar, kıçınızı yırtma yırtma sırası.

Milli Takım Yapıyoruz


Her zaman futboldan bahsedecek değiliz ya, bu sefer size bir yemek tarifi yazıyorum. Bu çok gizli tarifi, mucidinden yani Fatih Terim'den aldık efendim. Daha doğrusu uğraştık didindik ve çıkardık. Tarife geçiyoruz.


Malzemeler:
Fenerli futbolcular
Galatasaraylı futbolcular
Beşiktaşlı futbolcular
Anadolu takımı futbolcuları
Lejyonerler
Devşirmeler

Hazırlanış:

Fenerbahçe takımı lisanslı futbolcular listesi açılır. Takımımız Türk Ulusal Takımı olduğu için, Türk kimliği olan futbolcular ayıklanmalıdır. İşin mahareti burada. Kadro didik didik edilir, devşirilenler, oynamayanlar bulunur. İddia ediyoruz ki, bu iş pirinç taşı ayıklamaktan daha zordur. Yeteri sayıda tanıma uyan Fenerbahçeli futbolcular alınır (İdeal olmasını istiyorsanız 6 kişi yeter). Sırada ulusal takıma alınacak Galatasaraylı futbolcular vardır. Burada Türk kimliği taşıyor mu acaba diye bir derdimiz yoktur çünkü bu sene Galatasaray'ın yabancıları yoktur. Ancak bu olay seçim yapmayacağımız anlamına gelmez. Öncelikle kadroda yer bulamayan kişiler banko alınır, kadroda yer bulup da iğrenç oynayan kişiler alınır ve isteğe bağlı olarak bir önceki hafta harikalar yaratan, muhteşem oynayan bir futbolcu bir kereye mahsus (burası çok önemli, bu futbolcu sadece bir kere çağırılır) olmak üzere kadroya alınır. Bir önemli husus da eğer futbolcu solcu ise yemeğin tadını bozduğunuzdan, dünyanın en büyük futbolunu oynasa bile alınmamalıdır (misal Ümit Karan).Eğer aynı lezzeti yakalamak istiyorsanız mutlaka Fenerli futbolcuların sayısı Galatasaraylı'lardan 1 fazla olmalıdır. Fenerli ve Galatasaraylı futbolcular kısık ateşte 25 dakika piştikten sonra sıra işin içine Beşiktaş'tan futbolcu katmaya gelmiştir. Beşiktaştan alınacak futbolcular büyük bir aksilik olmadığı sürece hep aynıdır. Oynanılan oyunlarına bakılmaksızın 3 savunma oyuncusunu takımımıza katmak ideal olur. Bu sayede 3 büyüklerden alınan malzeme tamamlanmış olur ve sıra anadolu kulüplerinden futbolcu almaya gelir.


İşte işin en kolay kısmı burasıdır. Anadolu takımlarından göz önünde bulunan adamların hepsi çağırılır (Mehmet Topuz, Mehmet Yıldız gibi). Yemeğin tadını biraz daha arttırmak istiyorsanız, ikinci ligden adı sanı duyulmamış bir futbolcu da alabilirsiniz. Bu sayede muhteşem keşif yeteneğinizin herkes tarafından farkedilmesini sağlarsınız. Daha önce hiç Milli Takıma çağrılmamış bir futbolcu mutlaka çeşni olarak alınacaktır.Seçilen bu anadolulu futbolcular, önceden hazırladığımız futbolcu çorbası içine eklenir. Sıra geldi yemeğimizin baharatlarına.

İlk olarak Avrupa'da forma giyen Türk fubolcularına bakılır, genelde hepsi çağırılır (Tuncay, Emre, Nihat). Türkiye'de forma giymemiş gurbetçi kardeşlerden de çağırılır(Genelde 2 tane). Yine isteğe bağlı olarak bir büyük takıma kakalanmak için yine adı sanı duyulmamış, annesi veya babası yabancı olan, Türkçe konuşamayan biri yine bir defaya mahsus olmak üzere milli takıma çağrılabilir (Colin Kazım gibi).

Baharatlar da eklendikten sonra yemeğimiz bütün kamuoyuna sunulur, kimse sevmese bile bir kişi kötü olmuş demez, diyemez.
Hadi afiyet olsun.

Ulusal Takım Kadrosu


Şu Fatih Terim için yazdıklarımı toplasam kitap olurdu. Yıllardır tek başıma savunduğum görüşlere şimdilerde çoğunluk katılmış durumda. Ülkemizde en büyük hocalık sıfatını alabilecek birisi olmadığını, başkaları tarafından hiç hakketmediğimakamlara getirildiğini savunurum da savunurum. Heleki Milli Takımın başına getirildikten sonra milli takımdanda soğudum. Artık sıradan bir takım gibi geliyor bana ulusal takım, Fener,'in arka bahçesi.


Bazıları kızıyor, Ümit Karan yok, Emre Güngör yok, Hakan Şükür yok, Aykut yok diye. Bilmiyormusunuz siz kontenjan diye bir şey vardır. Ne olursan ol Galatasaraydan alınacak futbolcu sayısı bellidir. Oda mürit olacaksın, asla geçmişinde hocayla dalaşmamış olacaksın. Futbolu bıraksan bir hilafında konuşmayacaksın. O yüzden, Sergen'i Tugay'ı yeterince oynatmamıştırda Tümer'den vazgeçememiştir.
Dün maça çıkan aslanların tamamını milli takımda oynat, alsın kupayı gelsin.
Kendisi adam değil ama akıllı, ne yaparsa yapsın, ne kadar yenilirse yenilsin İmparator derler, cebine para doldururlar.
Adam, delikanlı, adaletli Şenol Güneş'in akibetini soran varmı. Taffarel, Popescu, Hagi'nin yerine Rüştü, Yıldıray, Emre Aşık'ı oynatarak Dünya 3. sü oldu da ne oldu. Bu ülkede sıkımı Fenerden adam oynatmayarak başarılı olabilmek.
İmparatormuş, derin futbolumuzun imparatoru. Foyanı çıkarmaya az kaldı.

Kıyakçılığın Sonu Ayakçılıktır


Sen devam et yalakalık yapmaya. Takımın şampiyonluğa oynasın, sen Fenerbahçeliyim de. Sezonun en kötü 2 maçını çıkar, nasıl becerdiysen Fener maçlarında. Ben olmayayımda Fener olsun de Galatasaray maçında. Elinden geleni ardına koma. Güven Fenerbahçeye, seni kurtarır. Dara düşersen yardımcı olur. Hocasını kovar seni alırlar belki. Şu Fenerden 1 puan alabilseydin şimdi Şampiyonlar ligine giden anadolu takımının hocası ünvanın olacaktı. Şimdi neyin var, Sivaslı dan daha fazla Fenerli Bülen Uygun'sun sen.

Yukardakinin sopası yok, hiç hesapta yoktu demi 3 lü averaja kurban gitme ihtimalin. Fener'e kim güvenmişte, iki yakası bir araya gelmiş.

Sivas; memleketimin takımı, ne yazıkki senin yüzünden sevindim Uefa'ya gidemedin diye. Sana İntertoto çok bile, beter ol.