11 Nis 2009

Fener Maçı Nutku


Ey büyük Galatasaray Taraftarı;


En zor senemizde, en çetin koşullarda en olumsuz ortamlarda göğüs göğüse getirdiğimiz ligin sondan 8. maçındayız. Yarın Türk Futbol liginin her zaman ki en büyük maçına çıkacaksın. Gazanız mübarek olsun.

Cim Bom Bom'larım,

100 yılı aşan tarihimizde çok büyük işler yaptık. Yaptığımız işlerin en büyüğü, temeli, Galatasaray kahramanlığı ve yüksek Galatasaray inanmışlığı olan Avrupa şampiyonluğudur. Devamında gelen Süper Kupadır. Bundaki başarıyı, Galatasarayın ve onun büyük taraftarının bir ve beraber olarak istekli ve kararlı yürümesine borçluyuz.


Fakat bu büyük hadiseleri geride bıraktık, bu başarıları bu zaferleri asla kafi göremeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük maçlara çıkmak zorunda ve kararındayız. Galatasaray'ı Avrupanın en mamur en büyük olma seviyesine çıkaracağız. Bunun için bizdeki zaman ölçüsü geçmiş yıllarda kalan büyük zaferlerin gevşetici sarhoşluğuna göre değil, günümüz gerçeklerine göre düşünülmelidir. Bu büyük cenklere yolculuk, bunun gibi büyük maçların dikenli yollarından geçmektedir. Geçen yıllara oranla daha çok çalışacağız, en büyük maceralarımızdan birini yaşayacağız. Başarılı olacağımızdan şüphem yoktur. Çünkü; Yarın Ali Sami Yen tribünlerinde en büyük 25.000 Galatasaraylı olacaktır, sahada Fenerbahçe maçına Metin Oktay formasıyla çıkacak 11 + 3 kişi vardır, Galatasaray'ın şampiyonluklarında ağlayan coşan gülen milyonlarca Galatasaray'lı televizyonlar başındadır. Ve çünkü Galatasaray'ın yürümekte olduğu şampiyonluk yolunda, başında Arda Turan'ı,bir büyük futbolcusu Kewell'i vardır, Emre Aşık nöbettedir, Baros cephededir, Lincoln siperdedir.


Büyük Galatasaray Taraftarı!


Yıllardan beri çıktığın maçlarda başarı vadeden çok sözlerimi işittin. Bahtiyarım ki bu sözlerimin çoğunda Galatasaray'a inancımı sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım. Bugün aynı inanç ve kesinlikle söylüyorum ki yönetim, futbolcu ve taraftar bütünlüğüyle yürümekte olan Galatasaray'ın kim olduğunu, ne olduğunu yarın gece dost düşman bir kez daha anlayacaktır. Asla şüphem yoktur ki Galatasaray'ın unutturulmaya çalışılan bu büyük yeteneği ve büyük inancı bu maçtan sonraki gelişmesiyle Ali Sami Yen ufuklarında yeni bir güneş gibi doğacaktır.


Galatasaraylılar!


Sonsuza akıp gidecek yıllarda, bu büyük ve şanlı takımınla daha büyük şeref ve mutlulukla övünmeni; daha da yükseklere taşımanı gönülden dilerim..


NE MUTLU GALATASARAYLI'YIM DİYENE!

10 Nis 2009

Objektif Kral!


"G.Saray, geriye yaslanarak oynuyor. Çok gol yiyen ve kapanmayı başaramayan sarı-kırmızılılar önünde Fenerbahçe daha avantajlı".


Hakan Şükür böyle fetva vermiş, NTV de maç tahmini için. Yakışanı yapmış yani! Objektif olmuş. Ne yani şu durumda görüşünü(kalbinden geçeni) söylemeyip, bize yaranmak için yalamalık mı yapsaydı?

Şimdi kendisine yakışan, oturup beklemek, dua etmek, kafa karıştırmak, takımın motivasyonunu bozmak, elinden geleni ardına komamak ve maç akşamı ben demedim mi? diye hömkürmek.

İşte bizim efsane futbolcularımız bunlar arkadaşlar. Ömrümüzü uğurlarına harcadığımız futbolcuların en büyüğü de ne yazık ki bu arkadaşımız. Biz son yıllarda Fener maçlarında neden yeniliyoruz diye aklımızı yiyoruz boşuna. Cevabı kral vermiş işte. Kendisi oynarken favori Fener diyemedi ya, şimdi saldırma sırası geldi. Demek içinde devamlı Fener'i favori görüyormuş bizim Kral.

Ali Sami Yen'de hangi kademede olursa olsun, bir önceki maça bakmaksızın favori Galatasaray'dır. Kim oynarsa oynasın, takımın başında kim olursa olsun, isterse maçta Kral olmasın! isterse takım sezonu bin beter geçirsin yinede favori Galatasaray'dır.

Benim için keşke her maç Fener maçı olsa. Pazar akşamı Sarı Kırmızı destan yazıldığında seni üzülenlerin içinde görmek zaferi taçlandıracaktır.

Devam edin, üç beş dolar daha cebinize girmedi diye kin kusmaya, sizi gidi jübilesi yapılmayacasılar.

9 Nis 2009

İşte Bizim Takım

Türkiye'de spor tarihi yazma görevi bizimdir. Bırakmaya niyetimiz yok. Az önce kız basketbol takımı Avrupa Şampiyonu oldu. Boru değil kardeşim 4 Avrupa şampiyonluk kupası var Misak-i Milli sınırları içersinde. Hepside sarı kırmızı kurdelayla sarılı.

Arda Turan'a Açık Mektup


Sevgili Arda Turan;

Sen doğmazdan önce tam 14 sene biz Şampiyon olamamıştık. Sen 1 günlükken Ali Sami Yen'de Diyarbakırspor'u yenip, o zamanlar ki devlet takımı Beşiktaş'a bir sezon önce averajla kaybettiğimiz şampiyonluğu almak için amansız bir savaşı sürdürmüştük. Devamında unutulmaz bir mucize gerçekleşti ve biz Şampiyon olmuştuk.

Şimdi Galatasaray tarih sayfalarını karıştırdığımızda anlıyoruz ki o yıl asıl mucize senin doğumun olmuş bizim için. Şampiyonluk kupasıyla hoş gelmişsin SİPSİ.

Arda, Galatasaray tarihini çok büyük futbolcular yazdı. Ve ben Metin Oktay'dan sonrakileri bizzat gördüm. Metin Oktay'dan öncekiler de vardı kuşkusuz, ancak 40 yıllık tribün hayatımda sahada olmasa bile bağırılan çok az futbolcu gördüm. Hatta tek Metin Oktay'ı sayarım. Diğerlerinin sürekliliği olmuyor. Ne zaman Galatasaray kötü top oynasa, biz Metin Oktay'ı salarız sahaya.

Uzun yıllar geçti, Galatasaray'ın adı Dünya'nın her tarafında sayıklanır oldu. Mazlum ülkeler futbolseverleri bizden yana oldu Avrupa Kupalarında boğuşurken. Hanry'le gırtlak gırtlağa Büyük Kaptan, Parlour'la yumruk yumruğa Hagi, Casillas'la burun buruna Jardel kupaları getirmiştik hep beraber. Hep o yüksek Galatasaray'lılık karakterimizdi bizi yücelten duygu.

Ancak bir şeyler hep eksik kalıyordu Arda Turan. O büyük futbolcular bir türlü Metin Oktay olamıyorlardı. İşin içine profosyonellik giriyordu. Yani para, lanet olası para o büyük Galatasaray'lı futbolcuların Metin Oktay olmasını engelliyordu. Biri gidiyor başka takıma yardımcı hoca oluyor, birileri gazeteci, televizyoncu olup bizi üzüyorlardı. Bırakıp kaçanlar, bırakmak istemeyip bıraktırılanlar, küsenler, ne sayarsan say ama bizim istediğimiz coşku tribünlere uzun soluklu yansıyamıyordu. Dolayısıyla sahaya da gerekli enerjiyi veremiyorduk.

Ve sen içimize bir güneş gibi doğdun Arda Turan. Önce futbolculuğunla geldin, sonra adamlığınla. Ama artık en çok Galatasaray'lılığınla. Ve bu sene tavan yaptı duygular, artık sen bizim Metin Oktay'ımızsın. Bundan sonraki nesiller senin adınla, şanınla yaşayacak, büyüyeceklerdir.

Arda Turan; Bu pazar büyük bir maça çıkacaksın. Takımın kaptanı, önderi, herşeyi olarak gözbebeğimiz olacaksın. Beklentilerimiz çok büyük Arda, Fenerbahçe'yi yenmek inan kesmiyor bizi. Şöyle bir kıstırın, evire çevire yenin. Çok yük var sırtında be çocuk, ama dedik işte Metin Oktay kolay olunmuyor.

Arda, senden bir ricamız olacak. Nasıl yaparsan yap, ne bahane uydurursan uydur, şu Emre Belözoğlu'yla takılmaktan vazgeç. Özellikle maçtan önce samimi olma. Büyük taraftarın senden beklentisi sosyal yaşantında da seni bağlıyor. Adam geçmişinde Galatasaray'da oynadığını bile söylemeye utanıyor, cebi para dolu ama kalbi bomboş. Seveni yok, sen Galatasaray'sın, seni sevmeyeni sen niye seversin ki?

Bu gece kzılarımız, basketbolda Avrupa Şampiyonu oldular, sente taraftarlığını yaptın, takım arkadaşlarınla birlikte. Biz buyuz Arda Turan, biz bu yüzden büyüğüz.

Ne mutlu bize ki senin gibi bir evladımız var. Arda sen bizim herşeyimizsin.

6 Nis 2009

Arda Turan Oley; Gaziantep 0- Galatasaray 1


Ödüm koptu Arda'nın başına bir şey gelecek diye. Son dakikada sakatlanıp çıktı ama bu sakatlık Arda için önemli değil. Sarı kart almadan tamamladı bana yeter. Ben maçın başında Arda'dan bu futbolu beklemiyordum. Hem yorgun, hemde sakınarak oynar diye. Sakınarak oynadı ama gördük ölüsü bile oynar.

8 futbolcusu milli takımlarda oynadı takımın. Bizim için en zor sayılan deplasman Gaziantep'ten bu son düzlükte 3 puanla dönüyoruz. Kazasız belasız, Ali Sami Yen'e Fener maçına çıkıyoruz. Artık her maç final, geçen yıl ki gibi son düzlükte belli olacak her şey. Biz hazırız, bu maç gösterdik.

Gözüm çok şişirilen Tabata'daydı rakip takımda. Teknik, kurnaz, ama bir takımı alıp götürebilecek biri değil.

Ligin ilk yarısında alınan bütün galibiyetler en az 2 farklıydı. Sebebi basitti, biz 2. yi atamazsak rahatlayamıyorduk. Ligin ikinci yarısında 2 farklı galibiyet alamadık. ben tek farklı galibiyetlere pek itibar etmem. Tek farklı mağlubiyet önemli değil, çünkü ha yenilmişsin ha berabere kalmışsın.

Ümit Karan bu sene cenabet anlaşılan. Gol atamayacak, bırak gol atmayı Baros'a fazladan yük biniyor oynadığı zaman. Zavallı Baros Ümit'in yerine de koşup mücadele etti, unutulmaz bir gol attı. Aslında bu golleri Ümit karan'dan bekliyorduk, zaten sonra denedi ama nerde. Karan diskolarda atıyor artık ters taklaları. Veteran takımına vermemize az kaldı. Golde Ümit Karan'ın hiç sevinmemesi garibime gitti.

Kewell'in ayağına top geldiği zaman bir başka oluyor, aynı Lincoln'de olduğu gibi. Barış başlarda kötüydü ancak sonradan oyuna girdi ve basmadık yer bırakmadı. Emre Aşık ve Hakan Balta zorunluluktan bir araya gelmiş ikili oldu. Emre Aşık'a bu maçta da minnettarlığımızı yazıyoruz. Hakan Balta'da sol beki emanet edip geldiği stoper mahallinde sahaya çok yakışan bir futbolcu görüntüsü verdi.

Arda Turan'ı ne kadar yazsak, ne kadar okusak, ne kadar seyretsek doyamıyoruz. Küçük Metin Oktay'ımız bir kaç sene sonra nasıl olur hayali bile güzel. 70. dakikaya kadar ikinci golü bekliyordum. 1-0 lık tabela bizim için en tehlikeli tabela oldu bu sene.

Yorulan futbolcular, sarı kart korkusu geçirenler vardı. Ancak Bülent Korkmaz, her zamanki gibi Mehmet Güven'i Ümit Karan'ın, Hasan Şaş'ı, Kewell'in yerine aldığında tehlikeler yaşamaya başladık. O anlarda evliyalar defansa geçtiler. Ve biz Galatasaray'lılara acıdılar. Şovun dışında kalsak bizim için felaket olurdu. Hasan Şaş, artık kontenjan senatörlüğü torpiliyle oynuyor gibi. İki oda bir hol olmuş. Az daha onun yüzünden gol yiyorduk.

Sabri bu maçta bana göre takımın en iyisiydi. Ancak ben iyi oynadığına üzüldüm. İki maç üst üste iyi oynarmı endişeliyim. Bir taraftan da Fener maçlarının daimi futbolcusu Sabri hafta sonu en güvendiğim futbolculardan biri olacaktır.Bir tane vurdu, kaleci zor kurtarınca eski şutlarından çıkardı. Kuşları kovalayan şutlardan.

Maç genelde iyi pas yaparak tamamlandı bizim için. Gol pozisyonları azdı, Kalecimiz iyiydi.

Şimdi 1-2 gün dinlenme molası, ardından hazırlık. Bu haftayı camia barışına ayırıyoruz. Bütün eleştirilerimizi burada noktalıyoruz. Ve Anamaça konsantre oluyoruz. Her halde çıkış vermeyeceğiz. Haydi taraftar görelim birbirimizi, bu geceki tatbikattı, savaş pazar günü.

Sabotaj


Galatasaray tarihinin en büyük maçını oynayanlar onlardı. Bülent Korkmaz, Küçük(kelime manasında) Hakan, Hakan Şükür, Ergün Penbe, Arif Erden. Başlarında tarihe nam salmış, apolet takmış, kurtulunamıyan İmparatore. En büyük maçı kazanan kadroda vardılar. Fatih Terim'in en büyük en kıymetli evlatlarıydılar. Yani biz öyle sanıyorduk. Fatih Terim vatani görevini yerine getirip döndü, dönerken de Şampiyon takımın hocasını kovdurup takımı adı sanı belli olmayan yabancılardan kurtararak teslim aldı. 2. Terim dönemi istenilen gibi gitmediğinde, daha dün hatırlayın, Bülent'i, Küçük Hakan'ı, Arif'i kovmuştu. Hakan Şükür boştaydı, onu da Florya'ya sokmayarak cezalandırmıştı. Ve takımı içten çökertmeye hız vermişlerdi.

Bir an gözlerinizi kapatıp hayal kurun. Avrupa Şampiyonu, Süper Kupa'lı takımı çökertme görevi size verilse ne yapardınız? Bunlardan daha beter yapamazdınız, imkansızdır. Lucescu'yu kovardınız, Özhan Başkan'la devam ederdiniz, ucuz yabancıları kovup tapon yabancıları alırdınız. Onları tekrar kovar, yerine yenilerini getirirdiniz. Bir daha asla olmayacak olan şeyi yapar, Revivo, Baliç, Abdullah gibi Fener'lilerden medet ummazdınız. Ali Sami Yen'i stad yapacağız diye terk etmezdiniz. Yapılan onca transferin içinden tek isabet olan Felipe'yi koşmuyor diye atmazdınız. En berbat Avrupa takımlarına elenmez, Galatasaray'ı bokun içine atıp atılmazdınız.

Sonlara doğru, tıpkı bu sene gibi Hagi geldi takımın başına. İlk icraatı kupayı beraber kaldırdıkları arkadaşlarını affetmek oldu. Kendi tükenişi pahasına arkadaşı Arif, arkadaşı Hakan Şükür oynasın diye Ümit Karan'ı gönderdi. 20 saniyede şampiyonluğu verdi(Kayseri maçında son saniyede Gökhan Ünal bize, son saniye de Luciano Sakarya 'ya atmıştı), Fener'i benim gördüğüm en büyük (tek) hezimetle yenip kupayı aldı(rmadı).

Sonrasında Gerets'le gelen balık şampiyonluk, gerçeklerin su yüzüne çıkmasını engelledi. İkinci senede Fener maçında yapılan taraftar devrimi, yöneticileri değiştirdi, takımı değiştirdi. Yine olmadı, sabotaj devam ediyordu, taraftar bir kere daha el koyup şampiyonluğu getirdi. Arda'yla, Hasan Şaş'la, Ayhan'la, Hakan Şükür'le.

Olmamıştı işte bir türlü çökertemiyorlardı Galatasaray'ı. Dokuz canlıydı mübarek takım. Başına bir Çaylak getirip bitirmeyi denediler. Şampiyonlar Liginden, Türkiye Kupasından ettiler. Ama olsun takım ilk yarıyı muhteşem bitirdi. 20 pasla gelen gollerle şov yapılıyor, taraftar artık Şampiyonluk şarkıları söylüyordu. Bir şeyler yapılmalıydı, dışarda kalan Galatasaray'lı eski futbolcular saldırmaya başladılar takıma. Hiç bir vasfı olmamasına rağmen Bülent Korkmaz bile televizyonlara konuştu.''Ben olsam Lincoln'ü oynatmam''. Nerden biliyordun geleceğini. Saklandı bir delikte bekledi. Gençlerbirliği maçında yaptığı soytarılığı unuttuk sandı. Hakan'lar başladı göreve, sabotaj görevine. Beklenen oldu, Skibbe kovuldu. Hepimiz sevinmiştik, biz bile yemiştik manüpilasyonu Bülent Korkmaz Skibbe'nin yerine gelince.

Biliyorduk, taraftarla beraber, hem kendisi hem takım büyüyecekti. O unutulmuş Galatasaray ruhu Ali Sami yen'e yeniden gelecekti. Bir şeyi unutmuştuk, bunlar bu işleri kimlerden öğrenmişlerdi acaba? Hocaları kimdi? Terim nasıl ilk dönemde Tugay'ı, ikinci gelişinde de kendilerini yemişti. Aynısını yapmalıydı, takımın en büyük futbolcusuna dalaştı. Lincoln'ün 11 asisti varmış, en az 50 gol asisti vardı oysa. Sadece Nonda'ya'' al dürt şu topu manda yiyeceğine'' deyip verdiklerinin yarısını atsaydı ruhsuz herif, şimdi biz bayrakları asmıştık bile.

Hedef gösteriyorlar, Lincoln almış başını ülkesine gitmiş. Cezalanması doğruymuş. Niye gitsin kardeşim adam kerizmi, zevk içinmi oynuyor futbolu. 4.000 dolar için ne maymunluklar yapan varken 400.000 dolar ceza yesin. Oynamak isteyen bir adamı bu kadar sabote etmek için daha ne yapılabilir.

Bu akşam Gaziantep maçı var. Lincoln yok, bütün yük Arda'da. Sarı kart sınırında, hakemin gözü onda olacak, Arda'dan bugün iyi futbol beklemeyin. İşin sarpa sardığı dakikalarda oyuna rakibi ürküteceği futbolcusu Hasan Şaş olacak. Vardır bir bildiği, bu maçı demek kafasında kazanmış, kazanırsa büyük hoca, kazanamazsa Lincoln gelmedi, maç seçiyor. Bu bir sabotajdır, Galatasaray'ın en büyük düşmanlarının bile yapamayacağı sabotaj.

Bülent Korkmaz; Senden hoca olsun, ben Taksim Meydanında eşşekler gibi anıracağım.

5 Nis 2009

Cami Duvarı


Yüz verdik deliye geldi sıçtı halıya. Yeter artık ya. Bu ne kazmalık, baltalık. Lincoln'ü maç kadrosuna almadın da kimi aldın onun yerine. Ne yaptı bu adam sana ya. Karşı karşıya da hiç oynamadınız, nedir bu kin, öfke. Nedir bu patronluk taslamalar. Sen nesin kardeşim bizim başımızda.

Sanıyormusun ki, şampiyon bile olsak, ki- lig 5. olacağız- sen yine kalacakmısın? Galatasaray futbolcusu olarak kazandığın ne varsa, hepsini bitirdin benim gözümde. Benim gözümün önemi yok, yakında anlayacaksın koskoca taraftarın gözünde de biteceksin. Ben azıcık bu takımı tanıyorsam, sen bu seneyi bile bitiremeyeceksin. Ve senden daha beter şeyler bekliyorum ben. Bizden kovulduktan sonra da sen Hakan Ünsal'ı da geçeceksin. Senin Galatasaray'lı olduğuna da inanmıyorum artık ben.
Ben başka bir şeyden daha şüpheleniyorum. Adnan Polat bu kadar deli olamaz, belki de Bülent ve onun nezdinde Galatasaray'da futbolu bırakıpta sadece 3 kuruş para almak için istedikleri jübile yapılmayanlarında işini bitirecek. Alın size iki de bir dayattığınız adamlar demenin başka ispatı yok.

Çete lideri diye getirmediler kardeşim seni oraya. Ligin ilk yarı en büyük futbolcusunu bitirdin, yetmedi bazı taraftarları da örgütleyip sanki iyi bir şey yapmışın gibi manipüle ettin. Yarın kazayla yenersen Hocasın, yenemezsen beyanat hazır. Lincoln'ü Fener maçına sakladın. hazır değilmiş, nerden biliyorsun, sen hazır olmadığın en az 100 maç oynadın bu takımda.

Bu kadar ceza olmaz be çocuklar. Sanki Lincoln'e değil de ceza bana verilmiş gibi. Ben ister inanın ister inanmayın bu akşam Skibbe'yle değişmeye razıyım Bülent'i. Tövbe lan Skibbe, bin defa tövbe. Sen bilmiyorsun sana neler dediğimi, herkes 1 kere gider ben 10 kere hacca gitsem günahım affolmaz. Millet 7 kere dönüyor Kabe'nin etrafını, ben Ali Sami Yen'i 70 defa tavaf etsem yine sana karşı işlediğim günahları affeden çıkmaz.

Faruk Süren, Fatih Terim'in odasına girerken kapıyı çalarmış, izin istermiş. Bunların gördüğü şeyler bunlar. Şaşırmamak lazım aslında ama bir yazı önce şaşırma konusunda yazı yazdık olmaz. 3. sınıf hocaları geçtik, hoca bile olmayanlara katlanıyoruz. Yazıklar olsun sana emi Bülent Korkmaz. 10 sene sonra ya bakalım ömrümüz yeterse, sen ne olacaksın, Lincoln ne olacak. Dereköy'den beraber çıksanız bak bakalım kime selam verecekler.

Bu gece rahat uyursun artık, takımın patronu sensin, dolayısıyla milyonlarca Galatasaray'lınında ağasısın. Sen en kısa yoldan bir cami duvarı ara kardeşim, eski kaptanım, eski Cesur Yüreğim, şimdiki baş çelişkim.

Kahrolsun patron ağa düzeni.

Şaşır Fatih Tekke Şaşır


* “BİR futbolcu olarak değil, insan olarak merak ediyorum. Hangi hatam yüzünden Milli Takım’a çağırmıyorlar beni? Açıklasınlar, ben de bileyim, özür dileyeyim.”*

“TERİM’DEN önce Milli Takım’ın golcüsü bendim. Birden tasfiye edildim. Zamanında 38 yaşındaki Hakan Şükür’ü çağırdılar, beni 31 yaşında yok sayıyorlar.”

* “EN az 10 kişi sayarım size, kendi takımında oynamadığı halde Terim’in kadroya alıp Milli Takım’a kazandırdığı. Oysa ben Zenit’in en çok gol atan adamıyım.”

* “UEFA finalinde oynadım geçen yıl. İspanya maçlarına çağrılmayı tecrübemle, formumla hakediyordum. Ama beni izlemeye Rusya’ya bir kişi bile yollamadılar.

Fatih Tekke ağlamış, daha doğrusu isyan etmiş. Milli Takım kadrosunda olmayışını şaşırıyor. Şaşırmak, ne güzel, hep yazdık, şaşırmayan insan yarı ölüdür. Şaşırmayanlar, kendisini Milli Takıma almayanlar, almayanlara en ufak bir sitemde bulunmayanlar. Onlarki hiç bir şeye şaşırmıyorlar. Volkan, inanılmaz iki topu çıkartıyor, şaşırmıyorlar. Oysa ben şaşırıyorum, Volkan'ın o topu nasıl çıkardığına defalarca bakıyorum. Yandan gelen topu yumurtladı, yine şaşırmadılar. Kızdılar, kurtarışını yok sayıp, kurtaramadığına baktılar. Bizler yine şaşırmıştık. Az önceki o maymunca kurtarışı yapan kaleci, bu topu nasıl alamazdı.

Nihat İsviçre'de pas vermek yerine kaleye attı. Top gitti üst direğin altına vurup içeri girdi. O maçın maç yorumuna bakın, ben o zamanda şaşırmıştım. Ben olsam o gole sevineceğime Nihat'a fırça atardım. Nihat'ın o golüne şaşırsaydı, şu son iki maçta bencilliği yüzünden koskoca bir Millet'i Dünya Kupası şovundan ettiği için şimdi kızmayacaktı.

Son dakikalarda maç tanrıları yardım edipte beklenmedik bir derece alındığında da şaşırmamıştı. Sanki golleri son dakikaya bırakma taktiği veriyordu. Havalimanına kahraman olarak bir tek o indi. Herşeyi kendisi yapmıştı. Son dakikalarda gelen galibiyetlere şaşırsaydı, son dakikalarda maç vermezdi.

Fatih Tekke, şaşırmış. Ben niye yokum diye kendi kendine soruyor her halde. Cevap şudur kardeşim. Şaşırmamak, iaiıranl birileri gelinceye kadar sen yoksun. İş şaşırmamaya gelince de başka şeyler giriyor bu tezgahın içine. Biat ön plana çıkıyor. Sen oynadığın takımlardaki hocalarınla başından geçenleri bir daha gözden geçir. Mutlaka CEO ya biat eden hocalar çıkacaktır. Trabzon'dayken gözden ıraktın. Gönülden de ırak olacaksın. Ben şimdiye kadar senin Hoca hakkında kemik yalayıcı bir beyanıtını duymadım. UEFA kupası finalinde oynamış Tekke. O maçın önemine şaşırsaydı seni alırdı. Şaşırmadı, o kupayı alan takımın hocası olsuğu zamanda şaşırmamıştı. Popescu penaltıyı attığında az daha şaşırıyordu. Bize doğru koşacaktı ama o an durdu yere oturdu. Başarıyı paylaşmadı, şaşırılacak bir şey yoktu onun için, yine alırdı.

Bak bir sır daha vereyim sana Tekke kardeş. Hamit sakatlanıp kadrodan çıkarıldı ya, bayram ettiler. Halil, Yıldıray, Mevlut'tan sonra Hamit çıban başıydı. Koskoca Bavyera Münih takımının bankosu biat etmiyordu. Atsa atılmıyor, sakatlandı kurtuldu. Eminim Arda içinde aynı şeyleri düşünür bunlar. Arda dışında banko oyuncu yok. Kimi oynatmasa olur. Arda hariç. Böyle futbolcuları sevmezler.

Lider takımın golcüsü yerine Batuhan'ın oynamasını nasıl izah edeceğiz kuşkulanmasak, şaşırmasak. Otur oturduğun yerde Fatih Tekke, arkadaşın Gökdeniz'e de selam söyle kadroda boş yer yok. Var da sırada bekleyen çok futbolcu var. İnanmıyormusun, bak iddiaya girelim istersen ilk Milli Takım kadrosu açıklandığında göreceksin. Kimsenin tanımadığı bir futbolcu ya şapka olacak ya tavşan. Bakalım kim olacak bu kimsenin bilmediği futbolcu.

Milli Takım dosyasını sümen altına atıyoruz, konuyu şimdilik kapatıyoruz, lige konsantre oluyoruz yarın sabahtan itibaren.