19 Şub 2011

Arena Evliyaları Galip; Galatasaray 1- Bucaspor 0

Bu stadyumda yeniliriz diye korkan varsa bir daha maç seyretmesin. İnşaat aşamasından haberim var! her iki kalenin arkasına Galatasaraylı evliyaların kemiklerini gömdüler. Takım istediği kadar leş oynayabilir, ben garanti ediyorum bu sezon bile, bizi kimse yenemeyecek burada.

Rakip Buıcaspor, ligin tescilli en kötü takımlarından. İyi takım yok da zaten, biz kötülere bakalım. Eh işte bizden kötü takım diyecem ama değiller. Hem bizden daha iyi oynadılar, hem daha net gol kaçırdılar. Yenilmeyi de hak etmediler. Ligin açık ara en kötü takımı biziz. Aslında tek tek baksan hepsi  çok iyi futbolcular  sayılıyorlar, ne var ki umarsız bir hastalığa yakalandı takım. Parkinson hastalığı gibi bir şey, kimi getirsen vibratör gibi titriyor.

Ruhsuz Balta'nın yerine bu kez mecburiyetten ruhlu Çağlar var. Onun da adı çağlar, kendisi kurumuş çeşme. Jübilesini yapmaya Galatasaray'a gelmiş, giderken de cebine para dolduruyorlar. Her hangi bir halı saha maçını izleyin, mutlaka teknik biri vardır, alın getirin bu iki bekten de daha iyi oynarlar. Şu küfür ettiğimiz Hakan Ünsal her iki sol beke iki kafa atardı. Gelelim sağ beke, şapkadan tavşan çıkmaz Hagi Hoca, o adamdan futbolcu olmaz. A2 ligi çok bile bunlar için.

Hafta içi amigo Tommiks'i motive etmiştim. Beni dinledi, ilk yarı 3 şut çekti biri sıyırdı kaleyi, diğerleri evliyaların üstünden taca gitti. Olsun Sabri vur anasını satayım. Senden Hagi baba Zidane yapar bu gidişle. Ne günlere kaldık, Sabri orta sahada pasörlük yapıyor. Olsun Hagi Hoca'nın bir bildiği vardır. Yanlız her halde Lukas'la Cana'yı karıştırıyor benden söylemesi.

Hani yanlış anlamayın,  bu maçla ilgili falan değil yazdığım şey. Şu hepinizin kaptanlığa layık gördüğü, yere göğe koyamadığınız Cana var ya, ben o adama limon taşıtmam. Resmen deli lan bu adam. Kazma desem, Servet'e ayıp olacak, kareteci desem Lugano kızacak. Her hareketi en az sarı kartlık. 10 metre geriden gelen adam için ofsayt istiyor yan hakemden, gözlük işareti yapıyor. Sen kendi gözüne tak o at gözlüğünü. Serseri mayın, her maç patlar, bu maç patlamadıysa yatın kalkın kale arkasındaki evliyaya üç kulvu allah, bir elham okuyun. İğrenç bir adam benim için. Tam Amerikan futbolu futbolcusu. Hayallerinizle oynamayayım diyorum ama her köyde mutlaka Cana gibi oynayan biri çıkar.

Takımda futbolcuya benzer tek adam Kulyo. O da zaten tabelayı yaptı. Şu hale bakın, kulübedeki hocalar, oynayan futbolculardan daha iyi durumdalar. Orta sahaya Tugay'ı koysan kesin oynar, Hagi'de beklesin korner, serbest vuruş kazanılınca topun başına geçse yeter.

Maçları artık Anadolu'nun bir kulüp lokalinden izliyorum, iş icabı. 20. dakikada Stanku'ya top değdi. Yine bir maçı sonuna kadar izleyemedim. Artık Galatasaray'ı izlerken midem bulanıyor. Bir ara Mustafa Sarp'ı gösterdi kameralar, köy kahvesi cümbür cemaat ağıza alınmayacak küfür saydı. Maçın seyredilmeye değer tek enstantanesiydi, hayatında hiç canlı maç seyretmemiş Galatasaraylılardan Mustafa Sarp'a edilen küfürlere ne kadar mutlu oldum anlatamam. Benim de zaten oyundan midem bulanmıştı, kusmayayım diye çıktım gittim.

1-0 olsun bizim olsuncular kazandılar. Ben bir kez daha kaybettim iddada Galatasaray'dan. BAM ı göremeyince yapıştırdım artı 7 yi. Senmisin Ölüspor'dan canlı bir skor bekleyen. Bir de benim anlamadığım(her şeyden anlıyoruz ya) Servet'in her maç en çok koşanlar arasında ilk 5 e girmesi. O kadar dikkat ediyorum, ne zaman 10 km koşar hayret.

Maçın hakemleri benim için yok hükmünde, hiç iplemem kasıt aramam. 2 tane penaltıyı çalmadı. Servet'in kafa vurduğunu sandığınız pozisyonda adam resmen eliyle smaç vurdu, Lukas'ın tepesinde tepindiler. Yani anlayacağınız bir tekme de hakemden geldi. Düşenin dostu yok.

Topu oyuna Servet'in soktuğu, oyun kurucunun olmadığı, son saniye de de olsa Mutlaka Mustafa Sarp'ın oynadığı, ve kenardan Hagi'nin yönettiği takımın iyi futbol oynaması imkansız. Artık bundan sonraki maçları izlemesek yazmasak olur.  Hepsi aynı olacak, ölmez sağ kalırsak, Hagi'yi de sağ bırakırlarsa seneye allah kerim.

17 Şub 2011

Hagi Hoca

direğin arkasındaki ben, yanımdaki ökkeş, ayaktaki becali, 1997 şampiyonluk yemeği öncesi; bükreş

982-1983
1983-1986
1986-1990
1990-1992
1992-1994
1994-1996
1996-2001
Toplam
Farul Constanţa
Sportul Studenţesc
Steaua Bükreş
Real Madrid
Brescia Calcio
FC Barcelona
Galatasaray
18 (7)
107 (58)
97 (76)
64 (15)
61 (14)
35 (7)
132 (59)
485(242)
Bu futbolcu Hagi'nin karnesi. Dünyanın en büyük iki takımında oynamış sonra gelmiş 3. dünya ülkesinin birine, gazozuna maçların oynandığı 2.5 takımlı liginde oynamış. Geçmiş başına, o ulu takımı Avrupa Şampiyonu yapmış. Yetmemiş Süper Kupayı almış ve bir satılık hakemin yüzüne tükürüp gitmiş. Gidiş o gidiş, tekrar 1996 öncesi futbola dönülmüş ve gazozuna maçlar yerini langırt maçlarına bırakmış. Yani demem o ki bizim takım oynadığı bütün maçları kazanabilirdi veya bütün maçları kaybedebilirdi. Ne bir kurgu, ne bir oyun planı, ne o güzel günleri hatırlatacak bir kombinasyon. Ve gün gelmiş, devran dönmüş itin götüne girmiş o ulu takımın kendisine ihtiyacı olmuş. Daha önce olduğu gibi olmuş yani, tekrar gelmiş, geçmiş takımının başına.


Geçmiş geçmesine de, futbolcu Hagi'yken kan kusturdukları onu unutmamışlar. Hoca Hagi'ye saldırmak için takımının tökezlemesini- daha nasıl tökezlenecekse- diliyor her hafta, her maç. Bunlardan Galatasaraylı olmayanlara lafımız yok, haklılar. Ama Galatasaraylı olduğunu söyleyen soytarılara lafımız bitmez bizim.


Zurnanın zırt dediği delik tam burada. Onlarla aynı fikirdeyim. Hagi, Hoca değil. Bize de hoca lazım değil mi? Öyleyse defolsun gitsin. Galatasaraylılığın G sini öğrenememiş çocuklar beni iyi dinleyin. Bu takıma Dünyanın en büyük hocası geldi de ne oldu? Sizin küfür etmekten boğazınızın yırtıldığı futbolcuları oynattı. Takıma doğru dürüst bir idman yaptırmadan bizi tokatladı gitti.


Galatasaray, her zaman söyledim yine söyleyeyim, hiç bir takıma benzemez. Bize ne Hoca, ne futbolcu lazım. Biz his takımıyız, futbolu ayağımızla oynayamayız biz. Bunun içindir ki Galatasaray'ın başında olması gereken iki tane adam vardır zaten. Biri hiç sevmediğim Fatih Terim, diğeri en sevdiğim Hagi'dir. Gerisi yalandır, uçurumdur.


Hagi Hoca değil, diyelim ki Guardialo hoca. Ne yapıyo o da, Hagi yapamıyor. Sıçan gibi oynayan Barça'nın başında gününü gün ediyor. Tek bir topu kaptırmamak için 50 pas yaparak kalecisine kadar döndürüyor. Biz geriye oynuyorlar diye Mustafa Sarp ile Ayhan'ın kellesini aldık, sayın bakalım ilk Barca maçında İniesta kaç defa kalecisine pas verecek. Ne bir şut, ne bir serbest vuruş golü. Korneri bile kaptıracaz diye paslaşarak kullanıyorlar. Karşılarındaki rakip de sinmiş, rezil olmamak için topa bile girmiyor, 100.000 sığır ''oleee'' çekerek maç izliyor, Dünya'da bu manipülasyonu yutuyor. Nitekim biz yuttuk, daha önceki hocalarını getirdik. Bokunda boncuk olmadığını anladığımızda çok geçmiş olsundu hepimize.


Ben ortada sıçan seyretmek istersem, takımlar maçtan önceki ısınmada yarım saat oynuyorlar, seyreder giderim. Pas seyretmek istersem voleybol maçına giderim, her el en azından 3 pas garanti. Misimoviç'i oynatmıyormuş Hoca Hagi. Reykart oynattı da ne oldu. Ben olsam ben de oynatmam. Ne yapacak Misimoviç bizim takımda? Onun oynadığını tek bacağıyla oynayanları kovduk biz. Biz ne anlarız futboldan da, Hagi'ye sallarız işkembeden. 


Çağırmışlar gelmiş ölü sporun başına. Siz seyrettiğiniz takımı Galatasaray mı sanıyorsunuz? Ne yapacak Hagi, Servet için, Balta için. Adam işe kaleciden başladı, topa bomba muamelesi yapan sepetlerin yerine kaleci aldı. Neymiş efendim, aldığı kaleci 3 maçta 6 tane yemiş. Yesin, topun bizde kalmasını sağladığı müddetçe yemeye devam edebilir. Ama Hagi Hoca değil, getirdiği adam da kaleci değil. Kaleci kim? Volkan Babacan, ölüm kalım maçında karşı kalede kiralık. O maçta gol yemese lisansı yırtılacak. Hagi Hoca değil, Şota hoca. O kaleciyi, sahibine karşı kaleye geçiriyor. Hoca kim? Şenol Güneş, yense şampiyon olacak, sıçan gibi geriye yaslanıp an meselesi yiyeceği golü önlemek için gök tanrıya yalvarıyor. Ertuğrul Sağlam Hoca, Hagi değil. Senede iki takımdan aşağı çalışmayan Ziya Doğan Hoca, bizim ki değil.


Bırakın bu işleri, bir kez daha tekrarlıyorum. Hagi Hoca değil ve bizim hocayla falan işimiz olmaz. Bize iskambil kağıtlarını devirmeden kule yapabilecek hokkabaz lazım değil. Bize son iskambil kağıdını koyarken devirdiğinde, hiç bir şey olmamış gibi tekrar toparlanan, kırık dökük aletlerle yeniden kule yapmaya girişen, Herkesin saldırıya geçtiği anlarda soğuk kanlı durabilen şebeklerin bir omuz darbesiyle devrilmeyecek El Commandante, Galatasaray taşşağı taşıyan biri lazım.


Ve hiç kuşkunuz olmasın bu taşşak, Hagi'de fazlasıyla var. 

16 Şub 2011

Tommiks

Yıllardır Galatasaray sağ tarafında çırpınan, didinen, cebelleşen biri var. Karizma yok, görüntüsü daima gariban, öksüz, ne yaparsa yapsın yakışıklı olamıyor. Adı, normal halk çocuğu adı, muhtemelen dedesinin adını koymuşlardır, yeni yetme Galatasaraylı çocuklara koyulacak gibi değil. Tek ve biricik özelliği Galatasaraylılığı.

Futbolunun üstüne koyabilmiş değil. Attığı şutlar gök kubbeyi dövüyor hala. Hala, ortaladığı topların çoğu dağlara taşlara doğru yol alıyor. Hangi hoca olursa olsun, takımın bankosu. Milli takımda bile mutlaka kendine yer buluyor. Ve bu çocuk senelerdir gözümüzün önünde. Ve biz da dalgamızı geçiyoruz. Arkadan gelen 10 larca Sabrimiz var ya, o yüzden. Yarın sözleşmesi bitince uzayıp gidecek yabancılara verdiğimiz değerin yarısını vermediğimiz Tommiks.

Gelinen noktada tek suçlu Başkandır elbet, ama ondan sonraki pay taraftarındır.Linderoth'a, Kewell'e, Baros'a, Cana'ya hayran olup, Mehmet Güven'e küfür eden taraftardır. Bu taraftara da bu netice bu takım fazladır. Alt yapıdan kimse seneye oynayamayacağına göre, daha beter bir sezon geçirilmesi garantidir.

Ulan Sabri, her maç 40 metreden şut çek. Taca gitsin, korkma. Serbest vuruşların başına geç. Nasıl olsa hiç kimse atamıyor, bari kırk yılda bir iyi atılan bir serbest vuruş sana yazılsın. 40 tane takımım olsa 40 ına da banko seni yazarım. Bana kapıdan kovsak, bacadan girecek futbolcu lazım. Galatasaray yenildiğinde ağlayacak, geriye düştüğünde savaşacak adam lazım.

Ben bu takımla oynayacağıma, Uğur, Semih Kaya, Oğuz Sabankay, Ferhat Öztorun, Mehmet Güven, Serdar Eylik, Sen ve Arda'yla  oynamayı yeğlerdim. İddiaya girerdim ki, iyi bir kaleci, Baros gibi bir golcü, ve Lincoln gibi pasörle takım 2000 li yıllardaki havasını yakalardı.

Bu gidiş gidiş değil, önce kaptanı yediler, şimdi senle dalga geçiyorlar. Oynasın, Serdar Kurtuluş senden iyi onlar için. takımda Galatasaraylıya yer yok. Tribünde olmadığı gibi. Yarın Arda yok olur gider, kınaları yakarlar, sen de zaten pamuk ipliğiyle bağlısın, düştün düşeceksin. Galatasaray semtinin nerede olduğunu bilmeyenler oynar yerinize. Avrupa şampiyonluğu mu? geç bunları Tommiks Sabri, bir kere olduk boyumuzun ölçüsünü gördük. Bir daha olacak aptal başkan çıkar mı sanıyorsun?

Hagi'den önce gazozuna maçlar oynanıyordu bizim buralarda. Hagi'den sonra da gazozuna maçlar devam ediyor. Arada sırada gelen tesadüfi şampiyonluklarla idare edilir gidilir. Taşıma futbolcularla iki maç üst üste iyi oyun oynayamazsın. 10 tane yabancı var, en fazla 6 sı oynayabiliyor. Oynayamayanlar oynayanların can düşmanıdır. Galatasaray hiç bir takıma benzemez. En fazla 4 yabancı olacak, ve en az 7 tane adam alt yapıdan beri birlikte oynayacak. Böyle bir kadro kurulamadığı her sezon kayıp sezondur.

Böylesi bir kadronun içinde de Sabri olacak ve taraftarıyla birlikte savaşacaktır.

14 Şub 2011

Parlayadur Kaptan Arda

Zamanı geldi kaptan, her şeyin yolunda gittiği maçlardan sonra yazmak kolay. Gol attığın zaman bağırmak daha da kolaydı. Sana Paris Hilton'u yakıştırmıştı, şimdilerde siktir çeken taraftarın. Halbu ki ne güzel başlamıştı macera. Sami Yen'e ilk çıktığın maçta kapalının önünden bir yıldız gibi kaymış, topu ağlara bırakmıştın. İlk koyduğun o gol, bardağa düşen ilk damlaydı Arda. Farkı yoktu yani bardağa düşen damlaların. Cezayı son damlaya kestiler. Birilerinin vak vaklarını ürküttün. Birilerin sırça köşklerine taş attın. Güzel futbol seyretmek isteyenlerin sayısını fazlalaştırdın aynı zamanda. Yeni  doğan Galatasaraylılara ismini vermeye başlamıştın ne güzel.

İlk seyrettiğim maçtan, son seyredemediğim maça kadar düşüncelerim değişmedi. Sen büyük bir futbolcusun. Başka takımlar Arda'larını yaratabilmek için yıllarca ne futbolcularına katlandılar. Semih, Fenerbahçe'nin Arda'sı olmak için 10 senedir kulübede. Boğazın diğer yakasına düşseydin heykelini dikerlerdi. Ne mutlu ki bize dememiz lazım ki Galatasaraylısın, Galatasaray'dasın.


Arda Turan, takım, tarihinin en karanlık sezonunu geçiriyor. Kaleye gidemiyoruz, şut çekemiyoruz. Fantastik bir harekete hasret kaldık. Ne futbolcular gelip geçiyor, yerine birini koyamıyoruz. Kimi oynatsak olmuyor, sakatlandın, hücum hattı öksüz kaldı, takım kaptansız kaldı. Kaleciler bayram ediyor, en dandik takımların taraftarı ''kümeye cim bom'' diye tempo tutuyor.  Biraz daha geç kalırsan köpeklere maskara olacağız. Gerçi olduk bile.


Galatasaray kaptanlığını yakıştıramıyorlar sana. Ayhan'a yakışan, Servet'e yakışan kolluk sana yakışmıyormuş. Ne bekliyorlar bilemiyorum? Sen ki- limon sandığından Kewell'li Leeds'i Ali Sami Yen'de indirdiğimiz maçı seyrettin. Şimdi o Kewell'e fırça atmanı istiyor taraftar senden. Daha dün formasını almak için kapısında yattığın Ayhan'a küfür etmeni bekliyor. Rahip hayatı yaşamanı istiyor taraftar senden. Sen Galatasaray taraftarıyım dedikçe vebalı gibi kaçıyorlar senden.


Bu takıma çok yıldız geldi geçti Arda Turan. Hiç kimse çocuğuna Prekazi adını koymadı, Hagi isimli hiç bir Galatasaraylı yok. Kim bilir 2-3 yaşına gelmiş kaç Galatasaraylı çocuğun adı Arda'dır, onu da bilen yok. Varsa yoksa kilo aldığın, koşamadığın, çalım atamadığın. Milli takım bile sen yokken gol atamıyor. Somurtuyormuşun kaptan. Takımın şu halinde bir Galatasaraylı somurtmayıp ne yapacak? 


Takım ülkenin en güzel stadında oynamaya başladı, kimsede şevk yok, heyecan yok, coşku yok. Alınan saha neticelerini geçtik, bir güzel maç yok. Eskiden Galatasaray ilk dakikalarda gol yediği zaman sevinirdik, maçı dar ederdik bize gol atan takıma. Şimdi oyunu forse edebilecek, ben yenilmem diyecek hiç kimse yok. En güvendiğimiz adamlar sakat, yarın gitseler kimsenin hatırlamayacağı futbolculara methiyeler düzüyoruz, yüz yılda bir gelmiş, kendi öz evladımızı yuvadan kaçırmak için şebekeler kuruyoruz. 


Bu takımın taraftarları ellerinde örnekleriyle  yaşayabilecekleri en büyük maceraları yaşadılar. O büyük maceralarda mutlaka içlerinde kendi öz evlatları vardı. Gelmiş geçmiş en büyük efsane Hagi'yle beraber Avrupa'da imtihan verdiler. Sıkıntımız burada aslında, ne kadar büyük futbolcular gelirse gelsin, Galatasaray harsıyla bütünleşemezsek o büyük günler bir anı olarak kalacak, yenisi gelmeyecektir. 


İşte şimdi kaybedilen yıllardan sonra, aklımızı bir kez daha devşirelim. Bir daha belki de hiç gelmeyecek olan Arda'mızı büyük Galatasaray taraftarının bağrına basalım. 


Bir yıldızsın Arda Turan, sonsuza kadar parlayadur kardeşim.