12 Kas 2011

Lili Marlen Türküsü

Maçla ilgili yazacaklarımızı daha önce defalarca yazdık. Pisliğinde boncuk bulunan Hiddink, geldi, dolandırdı gidiyor. Bakın göreceksiniz, o da diğer 8 hoca gibi son maçını 76 numaralı sümüklüyle oynayacak.

Ben aslında milli maçları sevmem, seyretmem. Hele ki maç İstanbul'da ise mümkün olduğunca uzak dururum. Elemelerde tesadüfen Fenerbahçe Stadının önünden geçerken Avusturya maçı var dediler girmiştim. Nuri-Hamit-Mehmet Ekici- Selçuk İnan- Arda Turan orta sahasını, ve en geride Serdar Kesimal'ı, en ilerde Tay Burak'ı seyretmiş hayran kalmıştım. Bir kere de dünkü maçı o da restoranda kafa çekerek yarım yamalak seyrettim. Yazı falan yazmayacaktım da, Volkan ile Emre'nin seyirciyle girdiği diyoloğu yalaka Fener medyası yanlış aktaracak diye yazma gereği duydum.

İddia edildiği gibi Arena'da Milli maça gidenlerin çoğu Galatasaraylı değildir. Galatasaraylı, kombinesi olduğu halde bile kendi maçına bile ulaşım sorunları yüzünden gitmemektedir. Kaldı ki ulusal takımda Galatasaraylıyı maça götürecek tek bir futbolcu bulunmamaktadır. Kalecisinden, kaptanından oynasa, stoperinden nefret eder. Arda Turan'a bile sempatisi kalmamıştır. Oynayan Galatasaraylılardan Sabri ve Hakan Balta çoğu Galatasaraylı tarafından kendi maçlarında bile küfür yer. Kimi seyredecek de maça gidecek. Gitse bizim çocuklar gider, Galatasaray o stadyumda antrenman maçı yapsa bile maça gidenler, 10 lira verip Milli Takım'ın kader maçına gitmemişlerdir.

Benim iddiam da şudur ki, Arena'da maça milli maçlara gidenler, olsa olsa Pegasus tribününe başka takım taraftarı oturmasın diye, maça gitmese en fazla kahvede okey oynayacak olan bizim çapulcular gider. Onlar da zaten maçtan falan anlamazlar, tezahürat yaparlar. Futbolcuların çoğunu tanımazlar, hele küfür hiç etmezler. Volkan'a sataşanlar ise Milli maçtan ziyade, Arena'da maç seyredeyim bari diyen, 10 lira verebilen Milli duyguları kabarık insanlar. Yıkıntıların altından 100 lerce ölüsü çıkmış bir Milletin, ay yıldızı yan yana gördüğü her yere göğsünü kabartarak gideceği bir parçası olabilmek için Arena'da yerini almış, bir umudun, bir cebelleşmenin, debelenmenin şahidi olabilmek için bağıran, çağıran gerektiğinde de sapına kadar haklı olarak oynadıklarını sanan kansız futbolculara küfür eden onurlu bir parçasıdır.

Ne diyecekler lan size? Daha millet yerine oturmadan, depremden sağ kurtulanlar sıcak bir mekanda sizlerden bir moral beklerken, Çoğunuzun ayağı topa değmeden, Yalama medyanın üflediği balonla şişirilmiş aklı sıra protesto için sakal bırakmış sağ bekiniz maymuna dönecek, diğer protestocu sakallı kaleciniz eliyle topu adamın önüne bırakacak, gol yiyeceksiniz. Çıkartmak için savaşacağınıza, sakallıların maçtan başka her şeyi düşündüğü bir pozisyonda ikinciyi bulup, ikinci maçtan arazi olmak için çareler arayacaksınız. Nitekim sarı kartları peş peşe alıp 2. maçtan dolayısıyla bu milletin küfüründen kurtulacaksınız, ve bu ülkenin Milli futbolcusuyum, maçlarda yenmek de var yenilemek de deyip sıyrılacaksınız.

Hadi eskiden kaleci yoktu da, mecburen bu mağara adamı oynuyordu. Sinan Bolat varken, ligin en formda kalecisi Tolga iken, ve yine Volkan en berbat sezonunu geçirirken tapulu mal mı kale ki yine bu adam kalede? Fenerbahçe'den alınacak tek adam o da maziyi hatırlatmak, maç sıkışırsa eyvah dedirtmek için son 10 dakikada oyuna sokulmak üzere Semih Şentürk'tü. Galip gelmemiz gereken bir maçta ligin en formda oyuncusu Burak'ı tek başına Hırvatların içine salmak için hocan Hiddink olacak, 5. dakikada çıkması gerekeni iş işten geçtikten sonra çıkaracak, soktuğu adam takımın en iyi futbolcusuymuş meğer diyeceğimiz bir takımımız var.

Bizi 3-0 yenen Hırvatlardan dün en iyi oynayan futbolcu Galatasaray'a gelse istemem. Dünya üzerine dağılmış, Türk pasaportu taşıyan futboculardan bu 11 çıkıyorsa biz boşuna maçlara gidiyoruz, bizde boşuna futbol diye bir spor, bir yarışma var. Her hangi bir Anadolu kabasından her hangi bir çobanı alıp getirsen alacağın netice en kötüsü budur. Kaptan, Arda, Sabri, Balta sarı kart alarak ikinci maçtan kaçmışlardır. Kaçamayanlar ve kaçmayacaklar la beraber hazırlanalım. 15 Kasım gecesi Zagreb radyosundan Lili Marlen Türküsü'nü dinleyelim. Bu dönemi savalım,  Maçtan kaçan Arda Turan dahil, Burak'ın haricindeki tüm takımı emekli edelim, dost söyler karanfilim, marş söylemeden ölmek bize yakışmaz.

9 Kas 2011

Bak İşte Yaklaşıyor Fırtına

Şimdiye kadarkiler fasa fisoydu, hatta önümüzdeki Beşiktaş maçı da olsa olsa en fazla gerçek mermilerin kullanıldığı bir tatbikat olur. Türkiye'de maç dedin mi esas duruşa geçeceksin. Ak koyunun, kara koyundan ayırt edileceği, edile geldiği ANAMAÇ'a bakacaksın. Fenerbahçe'yi yenmeyen takımın aldığı zaferler hep bir tarafımı eksik bırakır benim. Sayıyorum günleri, kamptayım ara verdiğim tribünlere o maç için bir kereliğine yeniden dönüyorum.

Kalbimin turuncudan iz taşıyan sarısı Mecidiyeköy'de kaldı benim. Hepimizin bir hatırası var dı orada elbette. Bizim emeğimiz belki de hepinizden çok daha fazla olduğundan, en geç biz alışacağız Yeni Dünya Düzeni'ne. Arena; Vestfealen'i, Barnabeu'yu, San Siro'yu, Stamford Köprüsü'nü görmüş gözler için söylüyorum ki, bu stadyumlar yanımıza bile yaklaşamazlar. Ne var ki Ali Sami Yen ruhuna da o kadar uzakta. Aslında olmayabilirdi, Eski sabık Başkan kendi egosunu tatmin peşinde olmasaydı, bütün stadyumlardan önce alacaktı Arena'da büyük Galatasaray Taraftarının tüylerini diken diken eden CEHENNEM namını. Tarihin en kötü takımıyla, en berbat sezonunda apar topar taşıdılar bizi daha Aslan olamamış, Seyrantepe'ye. Yarım sezon 15.000 kişi olan taraftarı, bellli belirsiz 15-2000 kişiyle takviye yoluna gittiler. Gel kim olursan gel, kombineni al, sığır gibi maç seyret. Halbu ki takım kurmaktan çok daha zordur taraftarı kurmak. Biz o 15.000 öncü birliği, en kemik, en aktif, taraftar taburunu oluşturabilmek için ne maçlar, ne savaşlar verdik. Sen bastır parayı, caf caflı koltuklarda Galatasaray'ı seyret adına taraftar densin. Aslantepe'ye zebani diksen gelenleri korkutsa, aşağıdan su sıksan, metro da sabaha kadar nefessiz bıraksan, geçen seneden daha kötü bir takım kursan, Tınaz Tırpan'ı hoca olarak getirsen bile o 15.000 kişi o tribünlerde olacaktır. İş  nitelikli diğer 30.000 kişinin seçimidir.

Olmazdı, o takımın futbolcuları o stadyumda Galatasaray formasıyla çıkamazdı. Çıktılar en ufak bir katkı yapamadan, tek bir taraftar daha yaratamadan kaybolup gittiler. Beklenecekti, başında Terim'in olacağı bir takım beklenecekti. Yeni bir gaz yeni bir ivmeyle o yiğit 15.000 kişinin harmanlayacağı bir 30.000 kişi daha bulunacaktı. Bize kalsa yapardık, bize kalsa en az 5 sınavdan geçirirdik kart alacakları. Gerekirse yine 15.000 kişiyle oynardık, ama taraftar olmayanı o muhteşem mabede sokmazdık.

Taraftar denince, içinde bulunmaktan onur duyduğum ilkeli ve gönüllü birlik gelir aklıma. Forma seyretmeye giden, tabelaya asla bakmayan, yenilmemek için önlem almayan, en umutsuz anlarda bile asla pes etmeyen, yenildiğinde, yenen takımı anasından doğduğuna pişman eden bir büyük takımın taraftarıyım ben. Muslera'nın kurtaracağı penaltıyı seyretmeye gitmem ben, ağlaya ağlaya, küfür ede ede takıma koyduğumuz Semih Kaya'nın yatarak top kesmesini de, Ufo'nun fuleli saçlarını savura savura topu ön cephelere götürmesini de. Ligin sıradan bir takımına karşı bile bariz bir üstünlük kuramayan, lanet olası 3 puan peşinde olan, 2. bir golcüyü sahaya süremeyen takımı da. Kendisi coşan ardından taraftarı coşturan futbolcular arıyorum. Sezon başında gelen yabancı futbolcuların Melo dahil hiç birini tanımıyordum. Yani beni Galatasaray kombine satıcısının masasına koşturacak bir futbolcu yoktu. Yine yok, şu geçen fasa fiso maçlarında da Melo oldu biraz. Onu da dedim ya ben Fenerbahçe maçında seyredeceğim olanca coşkumla.

Arena dolmuyor, dolmaz. Ne biletler pahalı diye, ne ulaşım sorunu var diye değil. Takımda büyük futbolcu yok diye dolmaz. Bir Lincoln, bir Hagi, hatta bir Misimoviç olsa şimdikinden en az 5.000 kişi daha fazla taraftar olurdu. Turgay Şeren 10 çocuğu Galatasaraylı yapabilir, ama  Metin Oktay doğan bütün çocuklara metin ismi koydurur. Hiç kimse çocuğuna Simoviç adını koymadı, ama hepimizin oğlunun adı bir zamanlar Prekazi'ydi. Elmander belki çok büyük futbolcudur, ama son senelerde doğan küçük Galatasaraylı çocukların adı Baros'dur.

Biz zaten vardık,15-2000 Galatasaraylı, yarın Fenerbahçe maçında bize ilave 30.000 kişi daha gelecek. Kaçının taraftar kalacağını göreceğiz. Taraftarı çoğaltan alınan kupalardan çok, büyük futbolcularıdır. En azından ben bu sene Arda gitmeseydi, tribünlerde olacaktım yine de. Taraftarlık için yaşım geçti, eskisi gibi bağıramıyorum, sevinemiyor, üzülemiyorum. son senelerde 2 futbolcu beni maçlardan soğuttu. Takımın büyük futbolcusu olmadığı için de sıradan maçlara gidemiyorum. Başta dedim ben bunlara maç diye bakmıyorum. Real Madrid'e geçiren formayı, Mersin'e bile geçirmesi garanti olmayan formayla değiştiler, Her sene Milan'a geçirdik diye bağıranları, Gaziantep'e yenilirken Arena'da hakeme küfür ettirdiler.

Fırtına yaklaşıyor, Fener maçı ben o maça kadar izinliyim. O maçtan sonra da izine çıkacağım. Kadıköy'deki Fener maçına kadar. Fenerbahçe maçında Hagi'yi bekliyorum. Ekstra bir taraftar motivasyonu sağlanır, maç hafta içi, saat erken, Nevizade yasak, hava muhtemelen kötü. Yani bir Anamaç için ev sahibi takım adına işler iyi gitmiyor. Yapılacak iş o maça gelecek diğer 30.000 kişiyi iyi seçmek. Ben derim ki hepimiz başka şehirlerden azılı Galatasaray taraftarı avına çıkalım. Kendi payıma 2 kişi getiriyorum Kayseri'den, Parken'e götürdüğüm  adam ve o maça götürmediği için 2 sene babasıyla konuşmayan oğlu.

Arena'nın cehennem olmak için Sami Yen gibi senelerce beklemesini istemiyorsanız paçaları sıvayın. İstanbul dışındaki deli taraftarlar size de lafım. Birilerine ulaşın en az bizim gibi taraftarsanız ne yapın yapın maça gelin. Gelenler işin keyif tarafını başka maça saklasınlar, maça erken girsinler. Mutlaka ilan edilecek olan parçalı formayla maça gelsinler. Uyarına gelirse ufaktan da çakır keyif olsunlar. Maçın başlama vuruşuyla birlikte sahaya çöksünler. Görceksiniz, böyle bir ortamdan hiç bir takım sağ selamet çıkamayacak. Derdim o maçta Fenerbahçe'nin sağ selamet çıkamamasından çok, taraftar parametresini en az 40.000 kişilere çıkartmak.

Şanlı şerefli geçmişimiz asla tükenmeyecek. Çok daha beter sezonlar geçirsek bile Galatasaray büyümeye devam edecektir. Geçse de yolumuz bazen bozkırlardan, adımız Galatasaray olduğu sürece zaferlere çıkacak bütün yollar.

Bayramınızı olanca coşkumla kutlar, yolunuzun ve bahtınızın tuttuğunuz takımla özdeşleşmesini gönülden dilerim.