8 May 2015

Haklıyız Kazanacağız; Galatasaray 1-0 Konyaspor



Bu kez başa yazalım;

Türkiye'de futbol, 17 takımın, Galatasaray'ı Şampiyon yapmamak için, hayattaki en önemli izlenimlerini bulanık hale gelinceye, bütün kazanımlarını bir maç için feda etmeye varıncaya, güçlerinin son Wattına kadar Galatasarayı Şampiyon yaptırmamak, 16 takımın ise Fenerbahçeyi yaptırmak üzere kurgulandığı bir sirktir. Palyaçosu, hokkabazı bol, Hisseli Harikalar Kumpanyası.

Haklıyız, doğruyuz, temiziz, bu Hakem'de başaramadı, artık bir sonraki maç hangi silahlarınızla saldıracaksınız, bekliyoruz, varsa cesaretiniz gelin. Galatasaray Final takımıdır, kazanacağız.

Maç kadrosu beklediğimiz, bizim de tahtaya yazacağımız kadroydu. Her ne kadar formda Hakan Balta'yı sol bekte bekliyor olsak da, Olcan Adın'a sol bekte fazla itirazım yok. Ayrıca futbolunu sevmediğim Olcan'a 1 ve 6 Mayısta tarafını belirtmesi üzerine de sempatim arttı. Sorunları 4 maç sonra konuşmak üzere detant uyguluyorum.

Bir kaç maçtır dikkatimi çekiyor, pek önemi de yok ama yine de yazacağım. Sinan Gümüş  anlaşıldı ki oynayamadan çürüyecek. A2 maçlarında oynuyor, goller atıyor A takıma bekleniyordu, bu durum Hamza'yı rahatsız ediyordu. Muhtemelen Hamza sosyal Galatasaray taraftarını sıkı takip ediyor. Kadro oluşumunda tweetlerin rolü büyük. Yanında oturtarak Sinan Gümüş'ü unutturdu, Bilerek veya bilmeyerek kafasının Sinan için dağılmasını önlemiş oldu.

17 takımdan biri olan Konya, yarın kıyamet kopacak, bari son bir maç daha oynayalım havasında oynadı. Takım halinde kapanıp, futbolun ırzına geçme pahasına 2 puan kaybettirmek için ellerinden gelmeyenleri bile yaptılar. Kalecileri tek başına 10 dakika yedi. yere düşen kalkmadı, ayaktaki yere düştü. Okan'dan daha aşağılık bir futbol oynamayı tercih etti Aykut. Ama hakkını da yemeyelim, Okan, Şampiyonluğu  kaybettirebilmek adına, kasabına oynamıştı, Aykut'un elindeki tek kasap Ali Turan olunca, daha şerefsiz bir oyun tercih etti. Sneijder çok iyi kontrol edildi. 2 şutu dışarı gitti. Yasin- Bruma kanatları gol pozisyonu üretimine ilk yarı boyunca katkı sağlayamadı. İkisinden birine prim vereceksem Bruma'ya veririm. Daha doğrusu aldığından bir miktarı Sabri versin. Bruma'nın serseri mayın futbolu, o kanatta kara delikler oluşturdu, Hafta arası Messi'yi seyretmiş Sabri, ben de oynarım ne var ki, gelecek 15.sağ beki de kovarım demiş oldu. Bruma yerine Umut oynadığı zaman, küfrü yiyen Sabri oluyor. Sabri farkında değildir ama iyi oynuyorsa önündeki it gibi koşan açık yüzündendir. İt gibi koşan açığın Galatasaray'a olmasa da Sabri'ye büyük faydası var.

İlk yarının en kötü futbolcusu, geldiğinden beri en kötü futbolunu oynayan Melo, en iyi oyuncusu Sabri'ydi. Büyük futbolculuk başka bir şey, maçın tamamında kötü oynamazlar, nitekim maçın başında da Shedju rezaletti, ilerleyen dakikalarda toparladı. İkinci yarıda da Büyük Melo direnişin simgesi oldu.  Pozisyonsuz, oyunsuz geçen bir ilk yarıydı. Galatasaray adına ise söylenecek çok kötü futbol oynadığı, taraftar için kahredici bir hafta sonu geçirme beklentisinin oluşmasıydı.

Muslera'ya bir haller oldu. Bu maç formu olamaz, biri müdahale etti veya kendisi radikal bir değişikliğe gitti. Son iki maç görmek istediğim büyük takım kalecisi kaledeydi. Belki de son iki maç en çok top kazanan futbolcu Muslera'ydı. Yandan, cepheden gelen çoğu topu tutup, en yakınına eliyle ayağıyla verdi. Maçın tamamında en iyi oynayan oyuncu Musleraydı. Taffarel'den beridir özlediğim Galatasaray kalecisi son iki maç kalede olandı. Bana göre yeni transferdir.

Bir parametre var elimde. Dayanamam da, maçı seyretmesem, bir iki soruyla nasıl oynadığımızı anlatabilirim. En çok koşan kimdi diye sorarım. Selçuk derseniz bilin ki o maç kötü oynamışızdır. Yatsın, koşmasın demiyorum, efektif koşsun diyorum. İyi futbol oynatmak istiyorsa Hamza'nın Selçuk'u koşu mesafesi listesinden çıkarıp, açıkları monte etmesi lazım.

İkinci yarı takım Selçuk'un önderliğinde Melo'nun ayağa kalkışıyla, Aykut'un tepesine çöktü. Gol geldi gelecek derken Burak'ın gözünü kapatıp vurduğu kafa en net kaçırdığımız pozisyon oldu. Geçen hafta o kafayı vuran, bu maç boş kaleye vuramayanın aynı futbolcu olduğuna inanmak güç. Dakikalar azaldıkça, umutlar tükenmeye başlıyordu. İlk kementi Bruma yedi. Emre Çolak oyuna girdi, girmesine de hiç bir halta yaramadı. 3-4 senelik Emre Çolak görüşümde bu maçta da isabetsizliğe uğramadım. Emre Çolak ya ilk 11 oynayacak, ya da maçı tribünden seyredecek. Sonradan oyuna giren, hele maçı kurtarsın diye içeri atılan Emre'den 1-2 sene daha verim beklemeyin. Yapmak istediği şeyleri yapacak öz güveni olmuyor kritik dakikalarda. Başa bela futbolcuların başında. Oynatmasan olmaz, oynatsan o da olmaz.

Hamzaoğlu adında bir Evliya var mı bilmem ama, doğarken götünü bir Evliyanın yaladığı kesin. Sakatlanan, ceza alan oyuncunun yerine giren, oynayandan daha iyi çıkıyor. Son haftaların en formda futbolcusu Hakan Balta bu maçı bay geçecekti. İyi oynarken Schedju sakatlandı. Burak dürtebilseydi, yerine giren Hakan Balta bu sefer bize son dakikalara kadar havale geçirerek maç seyrettirmeyecekti.

Sneijder'in korner pasına, sırasıyla Hakan Balta, Büyük Melo ve Büyük Galatasaray Kaptanı kafayla voleybol oynadı. Unutulmaz bir büyük takım golü atarak, o ünlü korner bayrağının dibinde unutulmaz bir selfi daha çektirdiler..

Semih Kaya büyük döndü demiştik,bizi bu maçta da yanıltmadı. Hatasız oynadı, ayrıca dikine pas trafiğine de katıldı. Alıştığımız kazma top uzaklaştırıcı stoperlikten göze hoş gelen top oynayan bir liberoya doğru gidiyor. Belki sakatlanmamış olsa çoktan maçlara 4 yıldızlı formalarla çıkıyor olurduk. Hakemlere pek laf söylemem, ben hakem olsam ben de Galatasaray'ın yolunu kesmeye uğraşırım. Verdiği kırmızıyı tekrar cebine koymakta haklı. Futbol öldürücüsü Umut Bulut pozisyonda ofsayttı. Ama hakem Burak'a yapılan penaltıyı çalamadı. Maç 2-0 olsa çalardı. Avantajı oynatmayarak 2. golü yedi, maçı son saniyeye kadar tutmayı başarsa da, çelmeyi takmaya gücü yetmedi.

Son düzlükte alınan 1-0 lık galibiyet, taraftarın kimyasını bozar da en büyük darbeyi rakibe indirir. Düşünsene Fenerlisin, Beşiktaşlısın 2 puan kaybedilmek üzere. Galatasaray bu, Melo bu Selçuk bu, adamın aklını alır. 1-0 matematik olarak 5-0 dan küçüktür ama verdiği kuyruk acısına dayanmaya İso'nun, Bilo'nun yüreği yetmez. Hata yapacaklardır. Hani Hamza rakibi bitirmek için son dakikalarda atıyorum dese, Trapattoni ilan edeceğim, boynuna sarılacağım o derece. Selçuk'un kafası ağlara giderken gol diye havaya uçtum, düşerken Fenerlileri düşünüp tarifsiz bir haz duydum. Beşiktaşlı için de ekstra bir takla attım.

3. yıldızın yoluna şaşılası benzerlik var. Son maçlara yine böyle girmiştik, son dakikalarda gelen goller, kaleyi gole kapatmalar. Korku dağları bekliyor, şimdi onlar düşünsün.

4. Yıldız için gel 4 maç gel.

4 May 2015

SIĞMIYORUZ, Geliyoruz; Akhisar 0-2 Galatasaray


Milyonlarca Galatasaraylıya sorup takımı çıkarın diye anket yapsak, tahtaya kemiksiz bu 11 i yazardı. Bağıra çağıra, tweet ata ata sonunda Hamza'ya istediğimiz takımı çıkartmayı başardık. Bizi izlediğinden, dediğimiz yapacağından emin olsam 10 sene kontrat imzalatacağım. Olması gereken de bu zaten. Galatasaray şovu, büyük Galatasaray taraftarı içindir. Bizden başka hiç bir takım taraftarı bizim iyi oynamamızı seyretmek istemez. Dolayısıyla Hocalar taraftarın dediğini yapmak, seyretmek istediği futbolcuları sahaya sürmek zorundadır. Şimdi sıra maçı sevk ve idare ettirmekte.

Kadroya müdahalemiz sınırlı, biz kimi oynatacağına değil de kimi oynatmayacağına karışıyoruz. Teknik, yetenek, taktik, fizik, karakter parametrelerini göz önüne alarak ortaya tez atıyoruz. Olcan, Umut Bulut, Yekta bu takımın futbolcuları değiller, ve olamayacaklar diyoruz. Buraya bir iddia daha basıyoruz. Seneye bu 3 futbolcu, bütün bir sezonda toplam 3 maça çıkmayacaklar. Bunu en iyi kendileri biliyor, son düzlüğe fotofinişle girdiğimiz şampiyonluk kavgasında Galatasaray'a verecekleri tek katkı, tabelaya oynanan dakikalarda girip futbolun ırzına geçmeleri. Nitekim bugün sırayla girdiklerinde,futbol, can çekişe çekişe öldü, 3 puan doğdu doğmasına da, futbolu kaybettik.

Biz büyük takımız, aldığımız 3 puanlarla, şampiyonluklarla değil, her maçın her saniyesinde rakip kim olursa olsun gol atmaya yenmeye oynadığımız için büyüdük. Kaldı ki lig averaja kalabilir, ilk yarı muhteşem oynayan takım topa basmasa, 3. yü bulsa arkası ağır hezimet olurdu. Hamza 3 puanı garantiye alacak bir oyun oynattı, baş çelişkilerim birer birer girmeye başlayınca da, maçın uzatma dakikalarına kadar bana ızdırap çektirdi.

Emre Çolak bu takımın geleceği, fakat diken üstünde. 11. futbolcu olarak Emre'den maksimum verim alınmaz. Banko futbolcu garantisi verilecek, çalımla adam geçebilen, gol bölgesine fazla adamla girmemizi sağlayan en önemli futbolcu, Sneijder'le oynama alışkanlığı edinsin, 4. yıldızın haresi olur.

Zokora insan kasabı, Sneijder'i doğramak üzere sahaya salınmış, taç atarken bile yanı başında durdu, peş peşe 3 faul yaptı, hakem sarı kart göstererek güzel futbola prim verirdi, ama işine gelmedi. Maç boyunca da avantajları kesti, uzun süre sarı kart göstermedi, bu maçı Roberto Carlos 11 kişi bitirdiyse hakeme dua etsin. Ama yapıştığı adam Sneijder, timsah gibi avını bekledi, bir anlık gafletini dalalete çevirdi, klasik füzeyi gönderdi. Burak mucize eseri ofsayt değildi, salmayı balığın bol olduğu kaleye bıraktı.

İkinci gol için ben başka bir iyilik düşünüyorum. Emre'nin usta işi içeri ortasına Burak usta işi bir kafa vurup gol attı, ama benim işim başka. Ben golü geçen hafta Burak'a o iğrenç saçını kes diyen çocuğa yazıyorum. Golcü kel olur kardeşim, kısa saçlı olur. Cephedeki adama uzun saç yakışmaz. Burak'ın tipi budur.

Biz Yasin'le Brumayı ısrarla ilk 11 görmek istiyoruz derken, çok iyi oynayacaklarına inandığımızın garantisi yüzünden değil. İsimler başka da olabilir, gerçi Galatasaray'da yok, var da yok. Sinan Gümüş'le Hamza kan davalı, bu yüzden aşiret mensuplarına şans veriyor. Aydın Yılmaz bile oynasa fark etmez. İt gibi koşacak adam lazım kanatlarda. Kötü oynadığımız maçların istatistiğine bakın test etmek için. Mutlaka en çok koşanımız Selçuk İnan olmuştur. Listede Selçuk yok, açıklar varsa o maçı seyretmesem bile iyi oynadık derim. Bugün Bruma kötü, Yasin beklenenden kötü oynamış görünebilir. Ne var ki kim bilir kaç kanat akınını başlamadan vaz geçirmişlerdir. Oyun ve pozisyon üstünlüğümüzün 1 numaralı sebebi, açıklardaki sür'atli oyuncular olmuştur.

2. sebebine parantez açıyorum. Özellikle bu sezon çok saldırdım. Kusuruma bakma Muslera, Galatasaraylılıktandır bunca savaş. Ben sana yediğin goller için sitem etmedim, topu gelişigüzel oyuna sokmaya çalışırken taçlardan topladığımız için saldırdım. Sen de benim hakkımı yeme, maçtan önce attığım tweet şahidimdir. İyi oynayacağını, topları pasla oyuna sokacağını yazdım. Dakikalar büyük takıma lazım, topla bizim oynamamız lazım, topun bizde kalmasının 2 numaralı sebebi de sendin. İlk defa yazıyorum ama olsun bu maç Büyük Takımın Büyük Kalecisiydin kardeşim.

Maçın adamı bence Semih Kaya idi. Özellikle ve dikkatle izledim, sıfır pas hatasıyla oynadı. Öyle dandik, yana, Muslera'ya paslar da değildi, muhteşem kademelere girdi, ofsaytı çok iyi kurdu, savunma sanki langırt milindeki futbolcular gibiydi. Cesaretin ve aklın simgesiydi. Son toplara müdahalesi kusursuzdu, hoş geldi. Tam bu araya magazin haberi sıkıştırayım bari.  Galatasaray eski basketçisi Yasemen Saylan'la çıkıyormuş galiba, çok mutlu oldum. İki Galatasaray sporcusu evlendiğinde takımı biraz daha fazla seviyorum. Tugay abisi de basketçi Etkin'le evlenmiş bizi çok mutlu etmişti.

Bu gece Selçuk İnan sezonun en iyi maçını oynadı. Şimdiye kadar söylenmemiş olsa bu maç ben söylerdim, maestroydu.  Bunlar iyi haber, formda olanlar bizimkiler olunca garanti katsayısı artıyor. Emre, Semih, Yasin hatta bugün için Sabri formdaysa korku azalıyor, yerini güven alıyor. Sneijder, Melo, Chedju elde kapı gibi kasko zaten.

İkinci yarıya başlarken Zift Tv konuşmacısı Melih, Umut Bulut'la, Olcan giriyor diye anons yaptı, görmüyoruz ama muhtemelen ağzı kulaklarındaydı Türkiye Cumhuriyetine borç veren Amerikan Generali gibi. Şerefsizler, futbolu hepimizden iyi biliyor. İlk yarı oynanan muhteşem oyunun ikinci yarı Şebeke lehine dönmesinin tek olasılığı bu iki futbolcunun oyuna girmesiyle mümkün olacaktı. Dilek ve temennileri başka maça kalıp, dakikalar azalmaya başlayınca keyifleri kaçtı.

2-0 ın garantisi yoktu, lağım içinde oynanan bu ligte Galatasaray'ın 2 golü 1 gol sayılıyordu. 1 golü Akhisar atabilse, 2. golü nasıl olsa hakem atardı, atacaktı. Hamza'yı zapt edemiyoruz. Artık eminim, Olcan-Umut-Yekta-Hamza boş zamanlarında okey oynuyorlar. Kahve arkadaşlarını oyuna sokmak, oynatmak için an kolluyor. 3. golü erken bulsak makineli tüfek gibi peş peşe saydıracaktı çöpleri. 3. gol gelmeyince, maçı kazandığına inandığı anda başladı değişikliklere. Küçük takım hocalığı depreşti, 2 farklı öndeydi, Kanije Kalesi savunmasına geçebilirdi. Üstüne üstlük Muslera çok iyi günündeydi, Suarez, Messi, Neymar forveti oynasa en fazla 1 gol atarlardı. Okey arkadaşlarını sokup maçı bitirdi.

Golcü döndü, Semih Kaya döndü, Telles cezalı, eğri doğruya denk geldi, Hakan Balta sol beke geçer, keşke maçlar 1 maçlığına 12 şer kişi oynansa da Emre Çolak, Melo'ya kurban verilmese. Bu da Hamza'ya ev ödevi olsun, bu kadarına da o baksın bir zahmet. Bugün maçı biz aldık çünkü.

Beşiktaş ve Fener maçlarına da değinsem mi diye düşündüm, yazdığım cümleyi bile silemedim midem bulandı vazgeçtim. Şu kadarını da yazayım, not kalsın. Süper lig dediğimiz tiyatro, sirk, orta oyunu her neyse 17 takımın Galatasarayı şampiyon yapmamak, 16 takımın Fenerbahçeyi yapmak üzere aralarında de fakto senet imzaladığı ortaklık sözleşmesidir. Her takımın ya hocası, ya futbolcusu çürük. Bu sene Şampiyon olursak, sadece 17 takımı değil, Şebekeyi, hakemleri Medyayı hatta içimizdeki şer odaklarını da ezip Şampiyon olacağız. 19 una bedel olacak.

Sonsuzluğa akıp giden yıllarda, gelecek nesiller bol yıldızlı formalı Şanlı Galatasaraylarını seyredecekler, Yıldızlardan birinin, diğerlerinden Kutup Yıldızı, Şimal Yıldızı gibi farklı olduğunu görecekler. 4. yıldız, bir başka parlayacak. PARLAYADURSUN

Maç yazısını unutulmaz Galatasaray Taraftarı kardeşimiz Şenol Ablak'ın aziz hatırasına armağan ediyorum.