10 Mar 2010

Reykart'a Açık Mektup

Bu benzetmeyi daha önce yapmıştım, tekrar edeceğim. Bizim memleketimizin güzel meyvesidir kayısı. Dalından yemeğe kalkarsan, elin yüzün yırtılır ağacının dikenli dalları yüzünden. Her tarafın yapış yapış olur lanet eder, yemekten vazgeçersin. Galatasaray şu son zamanlarda benim için aynı oldu ne yazık. Elano'yu seyretmek için Servet'i seyretmek zorunda oluşum zoruma gidiyor. Top Keyta'ya, Arda'ya geldiğinde aldığım zevklerin bin mislini 16 numaraya, Topal'a, Servet'e geldiğinde geri veriyorum. Yapacak bir şey yok, bizim dememizle olmuyor, bize de lanet edip maçlara gitmemek düşüyor. Kusuruma bakma, El Çiko, Elano, Büyük Kaptan, Servet'le aynı takımda oynadığınız müddetçe artık ben yokum. En iyisi uzaktan sevmek.

Reykart, futbolun kitabını en az 8 cilt yazmıştır. O kitaba göre, hangi takımdaysa  farketmiyor, aynı özellikteki futbolculara forma giydiriyor. Davids'e, İniesta'ya, 16 numaraya. Onun için bu futbolcular 6 numaralı futbolcudur. Puyol'da 4 numaradır, Servet'te. Leo'da 1 numaradır, Van Der Saar'da. Onun için Valenciya-Barca maçı da maçtır, Galatasaray-Eskişehirspor maçı da. Ne yazık ki Reykart'ın bazı futbolcuların futbolcu olmadığını, bazı maçların maç olmadığını anlşaması için bir tur daha atması gerekecek. Bütün takımlarla maç yapacak, bütün futbolcuları tanıyacak, sonra borusunu öttürecek.

Yılmaz Vural'a, Giray Bulak'a, Güvenç Kurtar'a karşı oynarsan , oynadığın oyunun adı futbol maçıdır. Erkekçe oynarlar, yenerler yenilirler ama mutlaka güzel bir maç oynamış olurlar bitiminde. Rıza'ya, Mehmet Özdilek'e, Ziya Doğan'a, Samet'e, Erdoğan'a karşı oynarsan koskoca aslanı kediler boğdurmayı göze de alacaksın hocam. Fenerbahçe'ye Kadıköy'de oynarsan o maç ta maç değil, tastamam meydan savaşıdır. Dürüllü'lüyle oynuyorsan, evliyalara karşı oynuyor olursun, evire çevire yenemezsen, balına bir gol yer feleğini şaşırırsın.

Hocam Rıza şudur, bunların okuduğu mekteplerde okutulanlar sınırlıdır. Futbol dışı ne varsa başvurur. En iyi oyuncunu en kazmalarla canından bezdirir. Yere yatan futbolcusuna 5 dakika yat der.Seni, futbolcunu sinirlendirir, hata yapmaya zorlar. Kendisi temkinli olduğundan, hiç bir şey yapmadığından hata yapmaz kolay kolay. Sonrasında balına bir gol bulursa, puan kaybına hazır ol. O güzeller güzeli seyircisine bile futbol maçında olduğuna lanet ettirir. Santraforunu çıkarır, kazmanın birini alır. Sarı kartlıu oyuncusu varsa ilk olarak onu değiştirir. Bir sonraki maçta yenilir, aldığı 1 puanı, 3 puanı fazlasıyla geri verir.

Cilt cilt kitap yazarken, bu hileleri, dolapları da bileceksin hocam. En az 10 dakika uzatma varken 3 dakikada işini bitirdi hakem senin.Yok ben hakemlere alıp topu bizim kaleye eliyle atsa bile bir şey demem. Benim hakemle işim olmaz, kalleşle işim olur. Görmediği, görüp çalamadığı pozisyona bir şey demem. Ama maçı eyyam yapıp zamanından önce bitiriyorsa ayıp etmiş derim o kadar. Büyük takımsan, gerekirse maçın hakemi ni de yeneceksin.

Leo Franko için hüküm verdim ben hocam. Kötü kalecidir, asla büyük bir takım kalecisi olamaz. Topu gelişi güzel şişiren, çekilen en ufak şiddette bir şutta felç geçiren, oynadığı hiç bir maçı çeviremeyen kaleci kötü kalecidir. Ne varki Aykut kaleci bile değildir. Ben Ufuk'unda iyi kaleci olmadığına eminim. Kaleye Kewell, ya da Sabri'yi falan geçirsen hayır demem. Kinaye yapmıyorum, Aykut kaleye geçecekse eğer kalecisiz oynamayı yeğlerim.

Emre Güngör, Lukas Neil ile muhteşem iki maç çıkarmıştı. Sonra ne olduysa gene kazmaya kaldı işimiz. Bir delik kapatıyoruz, 2 delik açılıyor. Elano, El Çiko, Keyta, Co Dalton, Lukas, Baros, Kewell bu futbolculardan 6 sının da sahada olması lazım, hadi birini kaleciye feda edelim, 5 i banko oynamadan, iyi futbol oynamamız ancak maçın koptuğu dakikalarda olabilir. Bir kez daha iddia ediyorum not alın. Son çıkacağımız Gençlerbirliği maçının kadrosuna bakın. Servet, Topal, 16 numara sahadaysa geçmiş olsun 3. bitirmişiz demektir ligi. Bütün kalbimle, 40 yıllık Galatasaray'lılıuğımla yine iddia ediyorum, bu 3 ünü kadro dışı bıraksınlar, Fenerbahçe maçından sonra bayraklarınızı asın balkonlarınıza.

Sevgili Hocam, Reykart, sen gelmeseydin ben bu sene maçlara gelmeyecektim. Her maç yenilsen bile sana güvenim asla sarsılmaz. Senin hocalığının somut göstergesi, aldığın veya verdiğin 3 puanlara bağlı değildir benim için. Senin bilmediğin şeyleri hatırlatıyorum sadece. Bu ülke Langırt Ligin'de bazen takımlara, bazen adamlara karşı oynarsın. Her çıktığın maça maç gözüyle bakma. Her lisansı olana futbolcu gözüyle bakma, bir şey öğretemediğin adamlar varsa takımda hemen biletini kes, onlar senin biletini kesmeden önce. Bu taraftar daha önce hiç kimseye olmadığı kadar senin yanındadır, eğer içerden bir talimat gelmezse çapulcu da yanındadır. Yalvarırım hocam, istesen her maç yenil, ama güzel futbol oynat. Gerekirse 11 futbolcuyu da forvet oyuncularından kur, ama bize televizyondan bile olsa kazmaları seyrettirme.