Ligin en zor deplasmanından çok kolay bir galibiyet almış takımı eleştirmek adaletli değil. Halimize şükredelim, Fener maçı öncesi takımın olmasa bile taraftarın motivasyonunu tavan yapan tabelayı bu maç için dikkate alalım. Ve filimi geriye doğru sarmayı deneyelim. Bol bol taç atışı seyrettik. Daha çok sağ taraftan, Eboue'nin kullandığı uzun taçların tamamı rakibe gitti. Ne işe yaradığını bir bilen bana anlatsa şu uzun taçların? Sol taraftakinin Galatasaray kaptanı olduğunu da midem kaldırmıyor. Top kaptırma rekoru kırdı bu maçta. Onunda kullandığı bütün taçlar rakibe gitti. Maçın ortalarına gitmeden bir teorem ortaya atalım. Bu ligin en kötü teknik direktörü Rıza Çalımbay'dır. Bu kadar kötü bir takıma, bu kadar kötü bir sol beki olan takıma yenilen hocayı, ben başkan olsam maçtan sonra kovardım. Kaleci mi değilmi belli olmayan biri var karşı kalede, attığın tek şut tabelaya gol olarak yazılmış, daha sonra tek şut çekemediğin gibi, şut çekme ihtimali olan tek futbolcunu da oyundan alıyorsun. Fenerli olsam şike yaptı diye iftira atardım.
Gözümü açık tutmak için viskiye saldırdığım dakikalarda Emre Çolak'ı gördüm oyunda. Uyukluyordum, her halde yanlış gördüm, televizyonu da kapattığım için emin değilim. Eğer oynadıysa, Galatasaray futbolunun hali içler acısıydı. Hani zengin adam bir toplulukta itibar görür, anlattığı fıkraya gülünür ya, aynı o hesap. Emre Çolak koskoca Galatasaray'da forma giymeyi, para sahibi kıro gibi görüyor. Havasından geçilmiyor, etrafındakilerden de itibar görsün istiyor. Delikanlı bir kasap futbolcuya şimdiye kadar rastlamamış olması büyük mucize. Kocalispor'da 25-30 sene önce Soner diye bir futbol kasabı vardı, Emre topla bulaşamadığı anda aklıma geldi. Eğer oynuyor olsaydı kulakları çınlasın, şerefsizim o taç çizgisi civarını ona mezar ederdi.(Hatırlayan hatırlar, hatırlamayanlar eğer ulaşabilirler ise İlyas Tüfekçi'ye, Uğur Tütüneker'e sorsunlar)
İyi bir kumarbazsan, Aydın'ı ne zaman oynatacağını bileceksin. Maçlar 20 dakika olsa Dünyanın en büyük futbolcusu her halde Aydın Yılmaz olurdu. Maç bitti, yarım saat geçti, biri sorsa ilk 11 oynadın mı? diye sorsa, emin olarak cevap veremez. Ruletteki çiçek, geldi mi servet sahibisin, büyük ihtimal gelmez ocağına incir ağacı diker. Hocaları maymun eden futbolcuların başında geliyor. Tam kovulacak, tarihi bir gol atıp futbolcu esami listesini yeniden yapılandırır. Nurettin'i yazmıyorum bile, bomba yüklü kamyonet. Kötü desek, golü attırdı ya nankör bunak derler. Benim için değişmez bir kolpa bilezik. Büyük kazık.
Selçuk İnan sanırım futbol hayatının en kötü maçını oynadı. Büyük bir zaferden sonra, küçük bir muharebeyi kaybedecek kadar kötü olmaya hakkı yok. Fener maçını düşünüyorsan çok daha kötü. Nesini düşüneceksin? Bu takımın oynayacağı en kolay maç olacak. Aklın hala Şampiyonlar Liginde ise, aman aklından sakın çıkarma. O düzey maçları oynamanın tek yolu, bu düzey maçları kazanmaktan geçiyor çünkü.
Elimde imbik var, çok dikkatli süzüyorum futbolcularımızı. Deplasmanda, hele o unutulmaz Şampiyonlar Ligi macerasından sonra rahat galibiyet alan takımdan iyi oynayan yok mu diye? Top oynamadan, pas yapmadan, pozisyona girmeden, şu çekmeden bu kadar rahat kazanan takım haftaya ''Yeteneksizsiniz'' programında yarışsın, orada birinci olur. Asimo bu maç Dani'ye geçildi. Dani sanki iyi oynadı gibiydi. Topla az buluşmasına rağmen Yekta dokunduğu topları genelde olumlu kullandı. Golcüler işini erken bitirip, istirahate çekildi. Golcüler derken Umut'a dokunalım. bir futbolcu o pozisyonda o topa vurup o golü atabiliyorsa, çok daha kolay pozisyonlarda gol beklemek hakkımız.
Maçın başlama düdüğüne yaklaşıyorum. Galatasaray kalesi Allaha emanetti. Maç başlamadan 1-0 yeniktik zaten. Bu durumu bilen Futbol Tanrısı marifetiyle maç başlar başlamaz öne geçtik. Yani siz öyle sandınız, aslında metafizik olarak maç eşitlenmişti. Sonrasında da o turu atlayan takımı cezalandırmak, Tanrılığa sığmazdı. Kaleye itici bir mıknatıs yerleştirildi, girmeyen topları Ufuk, kendisi kurtardı sanarak rahatladı.
Maç kadrosu önümüze geldiğinde yabancı futbolcuların alayının olmadığını gördük. Maç sıradan bir lig maçı olmasa, misal Barca'ya karşı bu takımla oynasak, bir düşünün tam bir korku filimi gibi. Hoş oynamayan o yabancılar bu gece oynasalar ne değişecekti oyun olarak? Taraftarız işte sanki biraz daha güvendeyiz sanacağız.
Neticede oynanması, kazanılması gereken angarya maçlardan birini kazasız atlattık. Sakın biz kazandık diye böbürlenmeyin. Sırtınızdaki o mübarek forma gerektiği bir maçta daha devreye girdi ve 3 puanı aldı. Lanetli liderliği kimselere kaptırmadı. Şimdi sıra sizde. Sezonun en büyük maçını oynayacağız bu hafta. Takım istediği kadar kötü oynayabilir, bu maç taraftarın maçıdır. Taraftarın bu güne kadar kaybettiği maçı da kolay kolay seyretmedim. Evelallah bu maçta da seyretmem. Toparlanın çocuklar, ne olur biraz da futbol. Biz futbol dilencileri için.
2 yorum:
içimden bir,çok sevmeme,beğenmeme rağmen fb maçında emre çolağın oynaması gerektğini söylüyor..
sembolist(mesut)
maç öncesi yazı nerede üstad..(sembolist)
Yorum Gönder