MAÇKOSKOP
KADRO:
Muslera
|
-2
|
Ebu
|
9
|
Semih
|
2
|
Ufo
|
5
|
Hakan Balta
|
7
|
Selçuk
|
8
|
Melo
|
6
|
Engin
|
6
|
Emre
|
5
|
Elmander
|
4
|
Neco
|
6
|
ZURNANIN
ZIRT DEDİĞİ AN:
Galatasaray’ın
serbest vuruş kazandığı an. Profesör Selçuk, pozitif bilimin bütün dallarından brifing verdi. Trigonometri, lineer fizik, türev, integral, diferansiyel denklem,
laplas, öklit, Pisagor geometrisi, kuantum, uzay zaman eğrisi, yer çekimi, tez,
anti tez sentez….,
VARİL:
Muslera;
Takımın cümbür cemaat çökmesi kalecimize pek yaramıyor galiba. Geçen hafta
nasıl olsa yeneriz, bana top gelmez rahatlığındaydı. 3 toptan 2 sini yedi, bize
bütün bir hafta kabir azabı çektirdi. Ne gazete okuduk, ne televizyon
seyrettik. Bu akşam takım, kaldığı yerden maça devam etti, aynı rahatlıktaydı.
Galatasaray maçlarının daimi iyi oyuncusu Colman’ın cılız şutunu yedi. O
yetmedi Olcan’a gereksiz penaltı yaptı. Bana göre kırmızı karttı. Topu oyuna
pek olumlu sokamadı. Sezonun en kötü performansını gösterdi.
-
GLADYATÖR:
Ebu;
Muhteşem bir hücum beki seyrettik. Selçuk’u artık kategori dışı tutuyoruz.
Artistik patinaj puanlamasında en çok ve en az puan sayılmaz ya, aynı hesap. Bu
sezon için Selçuk benim için hesaba katılmıyor. Her maç kendisinden beklediğimiz
verimi alıyoruz. Selçuk’un iyi oynaması haber ve mutluluk kaynağı değil. Biz
imbiklerden başka futbolcular süzüyoruz. Ve çok fazla da buluyoruz. Sağ bek
olarak bir gol, bir asist, bir garanti gol pasıyla oynadı.
BOROZANCI:
Bülent
Yıldırım; Arkadaşı şampiyon Kulüpler yarı final maçını yönetti. Altta kalacak
hali yoktu. Tabelaya tesir etmeyecek bir yönetim gösterdi. Maça hakimdi,
futbolcular kadar koştu. Penaltı pozisyonunda eğer haklı ise, Muslera’yı atması
gerekirdi. O pozisyona bile tek saniyede adaletli yorum yaptı. Penaltı tam
olarak herkesin içine sinmiyorsa, adamı atmanın alemi yoktu.
BİR
SORU – BİR CEVAP:
Selçuk
bir sonraki serbest vuruşta hangi köşeye atacak?
Bir
önceki maçta, Tolga’nın sağından göndermişti. Belki de Tolga belayı aynı yerden
bekliyordu. Eminim Selçuk’un aklında değil Trabzon, 1 hafta önce Volkan’a
attığı serbest vuruşu bile aklına getirmedi. Vuruş anında, kaleci ve baraj
duruşunu tespit edip, olanca tekniğiyle vuruyor. Bu sefer Tolga kısmi felç geçirdi.
-
İMPARATOR:
Grande,
kazanan takımı değiştirmemiş. Geçen hafta, oynadığı takımı hezimete uğratmış
gök tanrıya yenilmişti. Bir kişi bile değiştirse, Terim’e yakışmazdı. Bu ülkeye
2- 3 beden fazla gelen oyunu oynayabilen takıma, yenemedi diye müdahale etmek
küçük hocaların işi.
-
ORDAKİLER:
Trabzonlu
kadınlar ve 12 yaşından küçük çocuklar beklenenden çok daha fazla takımlarına
destek oldular. Tabeladan bağımsız cıyaklayıp durdular. 34. Dakikada sahaya
beyaz mendil attılar. Anlayamadık, biz İstanbul takımı sayılıyoruz da, belki de
İstanbul doğumlu futbolcumuz yok.
ANALİZ:
Bir
hafta boyunca ne televizyon seyrettik, ne gazete okuduk. Hala aklımız almıyor,
bu kadar büyük futbol, nasıl olur da tabelaya yenilgi diye geçer diye? Bir taraftan
da hepimiz mutluyuz oynanan oyundan. Böyle oyna canımız feda diyen bir taraftar
arkasındaydı. Nitekim Hoca için de aynı şeyler geçerliydi. Oyun olarak galip
gelen takımı değiştirmedi. Hafta boyunca medyanın yaptığı kolpaya kimse cevap
vermedi. ‘’Servet göreve’’ diye çığırtkanlık yapıp dengeyi Kadıköy lehine
değiştirmeye çalışanların çabası beyhudeydi.
Maç
sanki geçen hafta bitmemiş gibi başladı. Bir kaleci ve iki savunmacıyı geride
bırakan Terim, 8 kişiyle çullandı Trabzon’a. Elimizde not kağıdı, maçı öyle
takip ediyoduk. 4. Dakika bittiğinde Galatasaray’ın 3 net gol pozisyonunu kayıt
ettik. Gol geldi gelecekti. Tolga’nın Neco’ya kaptırdığı topun gol olmamasına
sevindim. Daha doğrusu böyle dandik gole sevinmezdim. Tolga’nın özrünü hep
beraber kabul ettik. Ne var ki kader Tolga için ağlarını örüyordu. Futbol
tanrısı 1 haftada bayağı bir mesai yapmıştı. Fener’i mezardan almış, Barca ve Real’e ölmeden
cehennemi göstermişti. Bu akşam Trabzon kalesine geçip, Fener’in ekmeğine üst
üste tere yağ sürmesi ayıp olurdu. Bu kez maça karışmadı.
Ceza
sahası civarında duran top kazandı Galatasaray. Hagi zamanında bu pozisyonlar
ölüm tehlikesiydi. Unutulmuş karakterimiz bu sene Selçuk ile yeniden hortladı.
Ölçtü, dengeyi sağladı, vurdu. Kimse kımıldamadı, maçtan sonra Şenol Güneş
bireysel hatamız dan golü yedik diyecekti. Dünya 3.sü değil, gezegen şampiyonu
bile olsa bile karizmatik olamayacak küçük şehrin, büyük takımının, vizyonu
olmayan hocası olarak kusuruna bakmadık.
Peşinden
bir serbest vuruş daha kazandık. Selçuk bu kez, golü atmak için Neco’nun
kafasını kullandı. İkinci golü banttan attık. Oyunun durmak bilmez bir enerjisi
vardı. Galatasaray dalga dalga geliyordu. Galatasaraylı bütün futbolcular topa
dokundu, kimisi 3 er 5 er kere pas verdi,
Muslera dahildi, top 120 saniye bizde kaldı ve sahanın bütün çimlerine
sürtündü. Emre Çolak iyi vursa benim için tarihimizin en büyük golü olacaktı.
Sağlık olsundu, az sonra hücum beki sağ taraftan koptu. İçeri bıraktığı topa
kontr- garanti Neco ile Melo birlikte uzandı. Eğer Neco ofsayt olsaydı,
kendisine bütün bir hafta saldıracaktım.
İlk
yarıyla birlikte, gökten kemik yağmasını bekleyenlerin hayalleri bitti. İkinci
yarı için takım aktif dinlenmeye geçebilirdi. Hoca Trabzon’lu Selçuk’u daha
fazla zor durumda bırakmadı. Oyundan alarak çıkması olası tansiyonu düşürdü.
Ayrıca Galatasaray’ın kendine özgü bir huyu vardı. Maçı kopardıktan sonra rakibe
saygı bizim özelliğimizdi. Gol
koklamaktan burnu yara olan Baros’un oyuna girmesi gerekiyordu. Ne var ki Neco
bir türlü teslim bayrağını çekmiyordu. Terim’in işi kolaydı, Selçuk’tan sonra, Elmander’i
de yanına çekti. Taktiğin bir parçası mı? Terim’den gayrisi bilmez ama Elmander’in
gol atamaması daha doğrusu gol pozisyonuyla karşılaşamaması bende sıkıntı
yaratıyor.
Bu
gece iyi oyunun devamıydı, fakat bir tehlike de kapımızdaydı. Semih cortlamaya
başladı. Kaleci gelen her topu içerden çıkartıyor. Neler oluyor Galatasaray savunmasında.
İki büyük maç oynadı, kaleye gelen 5 toptan 4 ü gol oldu. Pozisyon
vermediğimize mi sevinelim, her
verdiğimiz pozisyonun gol olduğuna mı üzülelim. Bereket bu maçta usta Ufo, girdiği
kademelerle, Servet’in hayaletinin Arena’da tekrar görünmesine mani oldu.
Selçuk’tan
söz ettik, Melo’ya da bir teşekkürümüz var bu maçla ilgili. Gelişen Hakan Balta’ya
da övgülerimizi yazalım. Engin Baytar’ın enerjisine saygı duyalım. Emre Çolak
kusurumuza bakmadan çalışmasını sürdürsün. Aydın hazır kıta duruşuna devam
etsin. Taraftar kuşansın, Çarşambaya işimiz var.
2 yorum:
Abi Elmander için söylediğine katılmıyorum. Bütün gollerde onun payı vardı. 4 gol atmadı ama 4 golünde hazırlayıcısı oldu. Gol atmaktan çok daha verimli oluyor. Necati yerine düzgün bir golcümüz olsaydı tarihi fark yapardık.
Eboue'nin ilerde kaldığı pozisyonda sağ bek mevkisinden top karşılayıp uzaklaştıran bir adam... Eğer dün üçüncü golde sağ bekimiz kaleciyle karşı karşıya kalıyor, kaleye giden topa orta sahamız koşuyorsa bunun adı Elmander faktörüdür
Yorum Gönder