Söze önce tükürdüğümüzü yalayarak başlayalım. Ne demişiz, bir daha yazmayacağız, yazdık, bir daha maça gitmeyeceğiz, gittik. Galatasaraylılıktan bunca savaş, yüz bin kere tövbe bozdurur, bozduk, Galatasaraylılar affetsin.
49 yıl önce babamızdan kaçak maçlara gittik, yarım asır sonra da değişen bir şey yok, oğuldan kaçak kombine aldık, sebepler o zaman maç karın mı doyuruyor? bu zaman Passolig boykotu, nerede kaldı Dursun nefreti, çöp futbolcu laneti.
Sneijder'in kalma ihtimaline karşı kombine almıştım. ilk resmi maçlar öncesi alınan 3 futbolcuyu da tanımıyordum, maçlarda gördüm ki, takım yine Selçuk üzerine kurulmuş, çöp Linnes sağ bek( bu arada sol bek Linnes yeni transfer) Sabri'nin durumu belli değil, Semih'i kimse almayacak görünüyor, Yasin sağ açık, Carole sol bek. İlk alınan 3 futbolcu, Ramos, Cross, Suares olsa ne yazar, nitekim yazmadı, utanarak elendik.
Bu arada yanıldığımı yüzüme vurmak isteyenler türedi, atamaz dedim kükredi, mahalle kasabı dedim, Nusret çıktı, yürüyemez dedim takla atarak koşuyor. Lafımın arkasındayım, koy Semih'i yanına, oynat Selçuk'la, Yasin'den pas beklesin takım pozisyona bile giremez.
Kim gelirse gelsin, hiç birini tanımıyordum, hala yolda görsem çoğunu tanımam. Benim için oynayan değil, oynamayan futbolcu önemli. Carole, Sabri, Semih, Selçuk, Yasin, Hakan'dan kurtulan takım, belli ki his takımı oyuncularıyla donatılmış. Bağlasan durmazlar, Hepsi insan yiyici, kendi halinde efendi, devlet memuru Linnes'i bile kuzey yamyamına çevirmişler. Ben Linnes'i anırırken hiç görmedim.
Öz eleştiri bu kadar, tatmin olmayan okumayı bıraksın.
İlk 2 lig maçı sıfır çöp, oynanan oyun, koyulan pres sadece beni değil, yoğun bakımdan bile firar edip maça kaçan hasta Galatasaraylıları Arena'ya sürükledi. Böyle ortamları çok yaşadım, Sami Yen günleri olsaydı Perşembe gecesini Seyrantepe'de geçirmiştik. Medeniyet, biz taraftar aleyhine ilerledi de maçtan yarım saat önce stadı mahşer yerine çevirdik.
Özlemiştim, en çok büyük maçların Nevizade çıkışlarını, Sivas'a denk geldi, kim bilir Samet ne mutlu olmuştur, bizim maça ne önem verdiler be, yenersem menemen partisi vereceğim Kızılırmak'ın yivlerinde setlerinde. Çemişgezek maçı olsa da aynı olacaktı. Maça 5 saat kala İstiklal Caddesi sanki bir final maçına gider gibi mobil sarı kırmızı renklere bürünmüştü. Zaman geçmek bilmiyordu, Acaba Galatasaraylının kabesi Nevizade'de Fener'e sövüp tavaf mı etsek, bir an önce Arena kapılarına gidip nostaljik günlere mi takılsak. Ya kapılar erken kapanırsa, ya dışarıda kalırsak. Şimdiki nesle garip gelir, 20 yıl önce olsa bu maça 80.000 kişi girer, 30.000 kişi dışarıda kalırdı.
Ufak bir demlenmeden sonra, Metro akıntısına kendimizi bıraktık. Muslera'nın çıkmasına 15 dakika kala tribünlerdeydik. Bizim kurduğumuz tribünlerde, benimle aynı yaşıt taraftar var mı bilemem? bu yaşta da bağırırlar mı acaba? Ben bağırdım, eşşeği anırtan taşşağıdır. Fernando'yu, N'Diaye'yi seyreden ölü bağırır. Bu hissi Okan-Emre-Ümit-Suat orta sahası varken yaşamıştım. Top rakibe geçse, hatta mümkünse Galatasaray yenik duruma düşse diye. O kadar kötü sezonlardan sonra yenik duruma geçse zevkini başka maça bıraktım, risk almadım, ama topun rakibe geçtiği zamanlarda da inanılmaz zevk aldım. Sanki ortada bir kazan, altı kor kor ateşler, etrafta dans eden yamyamlar.
Yıllardan sonra sıfır çöp ilk 11 seyretmenin dayanılmaz Galatasaraylılığı. Gol için endişe yok, nasıl olsa atılacak. Sanki sözleşilmiş, balık gol, dandik gol atmayacaklar. Atmadılar, ayak tenisi golü geldi. Kalenin tam arkasındaydım, dikkatle izledim, top havadayken Serdar Aziz yükseldi, Gomis'e kafa pası verdi. Takım yeni, hepsi kendi ekmeğinin peşinde o top Yasin'e gelse ölür de pas vermez, son dakikalarda vermedi, Camız ben atayım da şova başlayayım demedi, kafasıyla çalışılmış yerde sotaya yatan Tolga'nın önüne indirdi, Tolga bom boştu, ofsaytı bozan Sivaslı'nın ofsayt diye bağırmasını duyan olmadı.
Belli ki Tolga bu sezon daha çok gol atacak. Aslında geçen sezon da biraz Yasin balı olsa çok atardı. Önemli olan pozisyona girmesi, 4 attı, en az 4 defa %100 lük pozisyon yakaladı. Acil gol sevinci bulunması lazım. Çocuk kendi bile inanmıyor attığına garip garip ritüeller. Anıran var, takla atan var, kükreyen var, sezonun Galatasarayının anlam ve önemine uygun bir gol sevinci yaratılması lazım. Önerim, ortada bir kazan etrafında dolansın dursun. İnsan yiyen orta sahada bir yamyam daha olsun.
Maçı herkes seyretti, ben içeriden izlenim aktaracağım, tribünlerden. Tribünler Şampiyon olacağız diye karar vermeden şampiyon olamazsın. Galatasaray'ın kendine has karakteri, bu sezon tavan yapmış. Ya şampiyon olurum, ya yarışta olmam. Ben yokken iyi oynuyor görünen takımların, ben iyiyken defosu çabuk görünür. Büyük Galatasaray Taraftarı son yılların en büyük tezahüratını yaptı. 90 dakika boyunca, hatta 20 dakika önce 20 dakika sonrayı da katarsak 1.5 maçlık unutulmaz şov yaptı. Bu şovun önünde oynama alışkanlığı kazandırılması lazım. Tecrübesiz futbolcu için ters teper. Gomis'in çok ofsayta düşmesini erken gol atma çabasına bağladım. Taraftarın kudurttuğu futbolcular da , Fernando-N'Diaye ikilisi gibi iki maç üst üste oynar.
Tabela alındıktan sonra, Selçuk, Yasin oyuna girdi, Selçuk'a acıdım. Birazcık adamlık, Galatasaraylılık varsa aldığı ücretin %70 ini alt yapıya bağışlar veya çeker gider. İki önemli poziyonu var, birinde Yasin'e gol attırmaya çalıştı, diğerinde de topu kaptırıp koşmadı. Bacağı çekti diyen iyimserler var, ne güzel demek gerdirince geçiyormuş, doktora gerek yok. O topa koşamayacak kadar lifi atan oyuncu en az 3 maç oynamaz, örnek Burak Yılmaz. Bu saatten sonra korkudan geçen yıllardaki kadar bile oynayamaz. Feri gitmiş, geçen sezon olsa o penaltıyı kimseye bırakmazdı.
Yasin'in oyuna girişlerindeki amaç belli. Takımda homurdanacak, küfür edilecek kimse kalmadı. Selçuk'a kaptan olduğu için sevgi olmasa da saygı var, bu hissiz, tipsiz, kabiliyet düşmanı adam, çöp kontenjanından taraftarın küfür ihtiyacının karşılanması için oyuna sokuluyor. Her iki pozisyonda da ihtiyacı karşıladı. Atsa gol diye sevinen çıkmayacak o derece.
3 hafta sonunda bir kere daha gördük gösterdik ki;
Galatasaray kötüyse Fener iyi görünüyor, Galatasaray- Fener ikisi birden kötüyse küçük boy başaltı takımı kendini iyi oynuyor, şampiyon oldum sanıyor. Galatasaray iyiyse de lig teferruat. Ayağa kalktık, 21. Şampiyonluk Kupasını kaldırmadan oturmak haram olsun. Takımda insan görmek istemiyorum, ya Asamoah'ı acilen alın, ya Linnes'i de siyaha boyayın. Anıra anıra, havlaya havlaya, kükreye kükreye geliyoruz.
1 yorum:
eşşeği anırtan taşşağıdır. Helal baba ellerinden öpüyorum. Sağlam yazı. .
Yorum Gönder