Gözyaşları eşliğinde sahaya çıkıldı, maç polisleri dokunsan ağlayacak kadar üzgün, Vatan desen, yürüyün desen ölümlere gidecek kadar öfkeliydiler. Kaptan Çevik neferinden birini tribünlere götürürken biz de bittik. Bizim maçların dışında maç seyretmediğimden bu sezon 15 takım seyredebildim. Uzak ara en kötü futbol oynayan takım biziz. Şampiyonluk maçına çıktık, kazanırsak başka takımların puan kaybına bakmadan kendi maçımıza bakabilecek duruma gelecektik. Normalde, liyakata, hakim kararına göre olsa 18. olmamız gereken ligimizin ahval ve şeraiti buydu. Bütün maçlarımızı kaybedebilirdik. Forma bir şekilde gol atıyor, puan alıyor, tabelaya tutunuyordu. Demem o ki, kötü oynayacağımız garanti maçın sonunda puan kaybetsek, bu ortamda maç mı yapılır diyenlere hak verecektim.
Sabri yerine Linnes'i görünce kendimi çimdikledim. Gerçek olamazdı, Sabri sakat değil, cezalı değil ki- görülmüş şey değil- kulübede, düşmanı Linnes sağ bekteydi. Çocuk ne zaman topla buluşsa gözü kenardaydı. Bu şartlar altında Dany Alves'i getir 3 maç banko oynayamaz. Linnes'in nasıl futbolcu olduğunu bilmiyorum. Henüz görmedik, ama aptal olduğu garanti. En azından celebi, insan satıcısı da salakmış. Galatasaray'da Sabri vakası varken, sağ bek olarak gelen futbolcuyu, Florya'ya antrenman sahasına değil, Bakırköy'e Mazhar Osman'a çıkarmak lazım. Koskoca Eboue maymun oldu, sen kimsin? 50 km hızla atak yapmayacaksan, 5 kişiyi çalımlayıp isabetli orta yapmayacaksan, 10 metre sıçrayıp kornerde top uzaklaştıramayacaksan, 50 metre mesafeden kaleye şut çekip gol atmayacaksan, sağ taraftan tek bir atağa bile geçit vermeyeceksen, defol, sağ bekin tapusu Sabri'nindir.
50 yıla yakındır çok kötü hocalar gördüm, nefret ettiklerim bile oldu, Misal Held yüzünden 1 sezon maça gitmedim, Hamza yüzünden taraftar olduğum güne lanet ettim. Bu kadar aptalını, düşük profillisini ilk defa görüyorum. Futbolun F sinden haberi yok. Var diyorsa daha beter, o zaman haindir, işbirlikçidir, Galatasaray'ı bilerek kötü oynatan düşmandır. Hiç bir planı yok, gol atarsa, yerse, rakip 10 kişi kalırsa, ben 10 kişi kalırsam, kaç dakika var maçın bitimine, kaç oyuncu değiştirme hakkı var, kesin bilmiyor. Sakatlık olmadığı sürece kendi sahasında öndeyken, rakip çok kötüyken sağ bek çıkarıp, sağ bek alan Hoca, yardımcı hoca bile olamaz. Kovun gitsin, kendisi gibi yardımcı bir hocayla idare ederiz, forma bu bakarsın Hamza zamanını yeniden hatırlar, kendi kendine Şampiyon olur, o yardımcıyla yeni sezona başlarsın, sonra o da kendini Hoca sanır, bir futbolcuya takar, seneye bu vakitlerde onu da kovdurur, bir sonraki sene kovmak üzere onun yardımcısını Hoca yaparız.
Bizdeki kadro mühendisliği kocası zengin leş karıların markete girmesi gibi. Nasıl olsa parayı başkası veriyor, arabaya ne bulursan at. Babanın parası olsa sakız almazsın. Siktiretgitson'un, JoseAğa'nın, hücum etmeyeceksin, gole gitmeyeceksin madem, Derdimiz mi YOK, Eren'in ne işi var arabada. Bütün futbolcuların mevcut futbolu geriye gitti. Tolga Ciğerci çöpe atıldı, Ched kayboldu, Eren bitti, Bruma bile gittikçe kötü oynuyor, Podolski bazen 10-15 dakika kadraja bile giremiyor.
Maçtan önce ilk 10 dakikada ofsayttan bir gol yesek, 2 penaltımız verilmese de maç seyretsek diye içimden dilemedim dersem yalan olur. Biz böyle derken golü erken bulduk. Taraftar olarak önceden futbolcularla temasa geçmiştik. golü atan polise koşacaktı, Yasin'e kısmet oldu. Sneijder, Podolski atsın çok istedim. Bütün Dünya o resmin hikayesini yazıyor olacaktı. Yasin Öztekin lokal kaldı.
Riera-Eboue gibi santradan geriye getiremediğimiz beklerden, Carole-Sabri santrayı geçmeyen çöp beklerine gerileme, futbolumuzun gerilemesinin somut ifadesidir. Kaç maçtır aynı şeyleri yazıyorum, bu beklerle devam ettiğimiz sürece hiç bir maçı forse edemeyiz. Her maç topla oynama yüzdesi bizde olur, gole ihtiyaç olduğunda vakit varsa saldırırız, atarsak geri çekiliriz. Antep 10 kişi kalmış 2-1 yenik, taraftar oyunu ıslıklıyor, korkudan, pasları ancak korkusuz Muslera atsın diye geriye veriyorlar. Şampiyon olma ihtimalimiz var, iyi oynama ihtimalimiz yok.
Maç bitti, Yasin Öztekin'i 3 gol attığı maçın en kötü oyuncusu ilan ettik. Eleştiri yağmuruna tutuldu, Galatasaray futbolcusu değil dendi, ben biraz daha ileri gidip veryansın ettim. Galatasaray'da limon taşıtmam böyle futbolculara. Büyük Galatasaray Taraftarı sosyal medyası futboldan çok iyi anladığı için, rezil ötesi 3 gol atan futbolcusuna prim vermedi. Arda Turan 4 golün 3 ünü atmış, birini attırmış, lig maçında yedek. Adamlarda sistem var, bir tamirat yapmış, tornavida kullanmış, işi bitirmiş, şimdi matkaba ihtiyaç var, tornavida yerine kaldırılacak. Matkabı oynatacak. Bu yüzden büyük, gol atmasa da, atsa da ne zaman oynatılacaksa o zaman oynayacak. Bizde motto, galip geldim değişmem.
Maçın başını yazdık, yoğun duygusallık yaşandı, kötü futbolu buna bağlardık ama değil, Galatasaray'ın klasik oyun şekli bu, maç sonunda da alınan 3 puan, uçurumlardaki çiçeklere tutunmamızı sağlayıp ömrüzü bir hafta daha uzattık. Böylesi bir mücadele biçimi sürdürülebilir değil, darmadağın olabiliriz. Benim için maçın futbol açısından tek olumlu yönü ise King Kong'un Pitbullaş'maya başlamasıydı. 2. yarı Melo oyuna girdi sandım.
Polis Haydar kardeşlerim, buda gelir bu da geçer ağlamayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder