Tatil köylerinde olurdu böyle animatörler, futbol topuyla cambazlık yaparlardı. Geçen yıl Beyoğlu'nda görmüştüm, çocuk topla kedinin yumakla oynadığı gibi oynuyordu, top sektirirken takla atıyordu, daha geçen maç Arena Aslanlı Yolda topu iyi sektirenlere atkı dağıtıyorlardı. Biraz seyrettim atkıyı alabilmek için saatlerce top sektirebilecek taraftarlar vardı. Biri 20 dakika sektirdi, sıkıldım izlemeyi bıraktım, koy 1 saat sonra oynayacak takıma banko oynasın şov yapsın o derece. Yıllar önce Karaköy'de banka memuruyduk, peşine takılırdık öğle paydoslarında rastlarsak. Hava güzel olduğunda bir deli peyda olurdu. Eskiden milli olmuş falan derlerdi, kafasında top sektirerek Galata Köprüsünden geçer, Cağaloğlu'na çıkar İstanbul turu atardı. Hatta top sektirirken gazete verirler eline okurdu. Bu yaşıma kadar unutulmaz top cambazları seyrettim. İddia ediyorum hala her mahallede sirklerde gösteri yapacak yetenekte çocuk bulursunuz.
Beşiktaş'lı Muhammed misal, 8 yaşındaki Muhammed, 8 yaşındaki Messi'den daha aşağı değildi. Bir Oğuz Sebankay vardı Galatasaray'da, çocukken seyretmiştim, her sezon kendisini ilk 11 yazardım. Bir Serdar Özkan, bir Özer Hurmacı, şeytanla maç etseler kramponu ters giydiriler. Emre Çolak'tan bahsediyorum aslında. Galatasaray'da her znesil imam futbolcu kontenjanı olmuştur. Senaryoyu her zaman tersten okuduğum için içimden vesvese eksik olmaz. Hagi'nin gelişinde bile kıllanmıştım, bizimkiler Hagi'yi hacı sandı diye. O zamanki büyük takım Cuma namazı mürettebatıydı, Arif, Hakan'lar, Emre, Okan...., Acaba Emre Çolak'ta bu kontenjandan mı takımda tutuluyor diyeceğim ama değil. Adam imam ama top cambazı. Maçlar teker kişi oynansa ben Galatasaray futbolcu gurubundan Emre Çolak'la oynarım. Kafasında beyin olmadığı için pas verme, şut çekme, çalım atma, ver kaça girme gibi seçenekleri işaretleyemeyeceğinden yeteneğiyle baş başa kalacak. Bitmez tükenmez enerjisi, her topa bulaşması, en az top kadar mesafe kat edebilmesi, rakibe illallah dedirtir. Maçlar 20 kişi oynansa takıma almam. Kafatasının içinde beyni olmayan futbolcuya limon taşıtmam.
Ben hoca olsam, Emre Çolak'a idman falan yaptırmam, takımla çalışmasına izin vermem. Gönderirim Tübitak'a Matematik, Fizik, Biyoloji, Geometri, Tanjant, Kotenjant,,, ne varsa, hangi pozitif bilim varsa öğrensin. Adam topla oynamasını biliyor, ama futbol oynamasını bilmiyor. Bilimden başarıyla diploma aldıktan sonra, vereceksin bir kumarbazın yanına staj yapacak. Sergen'den, Tugay'a, Rıdvan'a büyük futbolcularımız aynı zamanda iyi birer kumarbazdı. Kumarı herkesin sandığının aksine akılsızlar değil, akıllılar oynar, akılsızların parasını almak için. Satranç, briç bilmeyene forma vermem ben hoca olsam. Tanımam etmem ama iddia ediyorum Emre Çolak hayatında iskambil kağıdını eline almamıştır. Tavla oynamasını bile bilmez.
Geçen yıl gözümüze perde inmişti. Tarihinin en kötü futbol takımın seyretmiş taraftar, kim olsa, oynayanları Maradona tadında seyredecekti. Engin Baytar, Emre Çolak' biraz da bu yüzden idare etti. Avrupa kupası maçları yoktu, Galatasaray ligi forselemiş gidiyor, kendinden daha iyi takımla karşılaşmıyordu. Bu sene kısmen er meydanlarına çıktık, Eğer Sarı Ejder, Parçalı Fil gelmeyip de, Emre Çolak'a Engin Baytar'a kalsaydık, biz bu ligi Şampiyon falan bitiremezdik.
Bu boyda bu fizikte futbolcu olacaksan adın Maradona olacak, Saviola olacak, Messi olacak, değilse başka bir yolu daha var. Adın Emre Çolak'sa Fatih Terim'in manevi oğlu olup yürüyeceksin. Bir patronum vardı, kovacağı, sevmediği adamı, yükseltir, maaşına 4 misli zam yapar, müdür, genel müdür yapardı. Altına şoförlü araba verir, emrine sekreter bağlar ne oldum delisi yapardı. Altındaki elemanlar başlarındaki bu yeteneksiz müdürün şansına küfür eder, kendilerinin ne kadar bahtsız olduğuna hayıflanırlardı. Hak etmediği lüks yaşama anında konsantre olan eleman, boyut değiştirip sınıf atlardı. Geri dönüşün imkansız olduğu bir anda patron işten kovar, eleman bir daha iflah olmaz bir sefalete düşerdi. Emre Çolak'ın ayağına top geldiği anda inanın aklıma bizim Servet müdür aklıma gelir, adı aklımdan asla çıkmaz. İddia ediyorum Emre Çolak Galatasaray'dan ayrılsın PTT liginde bir takımda banko oynasın, Nurettin yüzünden Arena'da anırmıştım ya, Emre için danalar gibi böğürürüm.
Emre Çolakspor futbolcuları Antrenör travmasıdır. Reykart'tan, Hagi'ye, Bülent Ünder'i saymıyorum, Fatih Terim'e kadar hangi hoca olursa olsun beynini bunaltır. 24 saat hafta boyunca beraberler, kim bilir neler yapıyor antrenmanlarda ki hocalar mecbur kalıyor oynatmaya. Top kaptırma ustası, istatistik tutulsa kesin Dünya rekoru kendisinindir. Her maç dikkat edin her maç, üstelik çoğu maç biterken kaptırdığı lüzumsuz toplar kalemize gol pozisyonu olarak döndü. Bunlardan 2 tanesi daha girseydi şimdi Şampiyon olabilmek için kan işiyor olacaktık. Yerden kalkmıyor, ikili mücadelelerden ya faul alarak, ya faul yaparak ayrılıyor. Pas vereceği yerde şut çekip, şut çekeceği yerde pas veriyor. Korneri yetiştiremiyor, serbest vuruş kullanamıyor. Penaltı olsa attırmazlar. İhtiyaç olsa kaleye geçiremezsin, taraftarın çoğu kendisinden nefret ediyor, Galatasaray formasını giymeyi bıraksa bir kişi aramaz hatırlamaz. Oyuna girerken umutlanan tek bir Galatasaray taraftarı olmaz.
Kafa ütülemediysem çocuklar, Emre Çolak Galatasaray futbolcusu değildir, bereket yolu ve ömrü Galatasaray'da bitmek üzeredir. Önümüzdeki sezon kesin olmayacaktır. Ben dayanamıyorum, dayanabilen taraftarımıza da Eyüp Sultan sabrı için şükran ve minnetlerimi sunuyorum.
1 yorum:
Üstad,Alper trasnferinde adı geçiyor takasta..
en büyük şampiyonluk Emrenin takımdan gidşi olacak..
Yorum Gönder