B üyük Kaptan gördün değil mi? sana nasıl hoş geldin merasimi yaptık. Ne olduğunu anlayamadan yediğimiz golden sonra, son yılların en büyük gürültüsünü çıkardık. Kenarda sen, yukarda biz, sahada çoğu şahlanmış futbolcularla çöktük Fransız centilmeninin üstüne. Gözümüz sendeydi kaptan, bundan sonra hep olacak. Umarım uzun yıllar kenarda seni görürüz.
Düelloyla başladın Galatasaray macerasına, son dakikada gelen zaferle muhteşem bir geri dönüş yaptın, bize de böyle bir maç yakışırdı seni selamlamak için. Düelloyu kazanamasaydın bile görüşümüz değişmeyecekti. İşte yıllardır yazdığımız söylediğimiz şeylerin ana fikri buydu, Sabri'yi tribünlerin önüne getirmendi, Galatasaray'ın geleneğinde olan Hocaya da tezahürat yapmaktı bizim için önemli olan, tabela ne olursa olsun sahada ben yenilmem diyen bir takım seyretmekti.
İlk çıktığın maçları hatırlıyorum Kaptan, son maçında da vardım, Gençlerbirliği'ndeyken yaptığın hareket bana çok koymuştu, unutmadım ama konuyu bir daha açmam merak etme. Bülent Kaptan bundan sonra sana Hoca demeyeceğim bilesin. Sen bizim Kaptanımızdın Kaptan olarak kalacaksın. Çünkü sen bizim için Hoca değilsin, Futbol bilginin de Skibbe'den, Gerets'den daha iyi olduğunu sanmıyorum. Perşembe günü ikinci yarıda oynanan futbolu, dikine, uzun ortada sıçanı her halde sen öğretmedin Arda'ya, Baros'a, Lincoln'e. Bir şeyde öğreteceğin yok futbol adına. İşte biz seni bunun için seviyoruz, teknik bir futbolcu değildin, uzun yıllar Galatasaray'da oynamanı nasıl açıklarız. Sadece Galatasaray'lılıkla izah edebiliriz.
İşte şimdi başka bir kademede, en tepede başımızdasın. Senden futbolculuğundaki gibi ruhu vermeni istiyoruz. Bize Hoca moca gerekmez, biz başka takımlara benzemeyiz. Bize formayı adil bir şekilde, hesapsız dağıtacak, yumruğu hep yukarılarda bir lider gerek. Ve bu sensin Kaptan, adın Bülent olabilir, farketmez, Sabri'de, yarın Tugay'da olabilir. Hakan Şükür'de, Terim'de olabilir, Hagi'de. Hepiniz aynısınız benim için, hanginiz olursa bu yazdıklarım onun için de geçerlidir.
Büyük Kaptan senden bir kaç ricam olacak. Bir kere her maça mutlaka sarı kırmızı bir alametle çık, takım elbise takıntısından uzak ol. Futbolculara asla öğrencim deme, hele ki Kewell'e, Lincoln'e benim öğrencilerim deme. Bir zamanlar Terim Hagi'ye benim öğrencim demişti de ne çok kızmıştım. Fazla konuşma televizyonlara, çok açık verirsin. Ben patronum diye kapris yapma, işime karıştırmam deme, bilakis herkes karışsın işine. Eski takım arkadaşlarından birini getir yanına, defansımız follaş oldu, ona çare bul, Galatasaray ruhunu taşıyamayanları at gitsin kim olursa. Sen belki farkına varmadın, durum 3-3 olduğunda oyundan çıkardığın Balta'yla Barış soyunma odasına gittiler. Bu nasıl iş, biz yukarıda gırtlağımızı parçalarken adamların hiç mi heyecanı yok. Şikayet edeyim bu Balta, geçen sene Ümit Karan'ın son saniyede Fener'e attığı golde tribünde kılını bile kıpırdatmamıştı.
Ali SamiYen'deki bütün maçlara parçalı klasik formayla çık. Skor ne olursa olsun her maçtan sonra takımı tribüne getir. Arda Turan'ı kaptan yap.
Büyük Galatasaray Kaptan'ı, senin ihtiyacın olan yegane şey re re re ra ra ra ruhudur. En iyi sen bilirsin bunu, en büyük maçları sen oynadın, en büyük futbolcuları sen durdurdun, o kadar da uzak değil Parken Stadı bu yıl. Unutma büyük Kaptan, sizin kupayı aldığınız takımlardan daha büyük değiller, tur atladık ya yerel basın UEFA kupasını önemsiz sayma telaşına girdi, onlara cevabımız hazır bizim. Biz UEFA kupasını Şampiyonlar Ligi Şampiyonunu yenebilmek için istiyoruz. Başka da bir yolu yok o maçı oynamanın. Yolun bahtın açık olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder